DEPREM HER İNSANDA FARKLI SARSINTILAR OLUŞTURUYOR

MANİSA GÜNDEMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 01.08.2017 - 14:31, Güncelleme: 01.08.2017 - 14:31
 

DEPREM HER İNSANDA FARKLI SARSINTILAR OLUŞTURUYOR

Son günlerde meydana gelen ve Ege kıyılarını üst üste sallayan şiddetli depremler, yalnızca şehirleri değil insanların psikolojisini de sarsıyor. Uzmanlar depremin yarattığı etkilerin kişilerin psikolojisini olumsuz etkileyerek aşırı düzeyde her şeyi kontrol altına alma duygusunu oluşturduğunu ve bu durumun kişiler üzerinde hayatı yaşanmaz bir hale getirebildiğini söylüyor. Yaşanılan korkunun kişileri aşırı önlem almaya ve garantici olmaya sevk ettiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, aşırı kontrol duygusu yüzünden kişilerin hem kendi hayatını hem de sevdiklerinin hayatını yaşanmaz hale getirebileceğine dikkat çekti.
Haber Nurgül YILMAZ Türkiye'nin aktif deprem kuşakları üzerinde olması, bu doğal tehlikeyle yaşamanın zorunlu olduğunu gösteriyor. Varlığımızı tehdit eden doğal felaketlerden biri olan depreme karşı bilinçli olmak ve gereken tedbirleri almak güvenli bir yaşam için yeterli gibi görünse de depremin yarattığı korku, kişilere göre farklı derecelerde psikolojik sarsıntılara neden oluyor. Yaşanılan korkunun kişileri aşırı önlem almaya ve garantici olmaya sevk ettiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, aşırı kontrol duygusu yüzünden kişilerin hem kendi hayatını hem de sevdiklerinin hayatını yaşanmaz hale getirebileceğini belirtti. DEPREM HER İNSANDA FARKLI SARSINTILAR OLUŞTURUYOR Depremin her insanda aynı sarsıntıyı oluşturmadığını ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, bazı insanların depremi oldukça soğukkanlı ve teslimiyetçi şekilde, bazı insanların da oldukça tedirgin ve diken üstünde karşıladığını söyledi. Tedirginliğin temelinde fiziksel tehlikelere karşı dayanıksız olduğuna inanmanın ve sevdiklerini kaybetme korkusunun yattığını belirten Karaca, bu durumu şöyle açıkladı: "Bedensel acı çekmek, çaresiz kalmak, göçük altında kısıtlanma suretiyle çıldırma ya da ölme korkusu, uzuv ya da yeti kaybı, duygusal açıdan dayanılmaz acılar çekme kişilerin kendinin fiziksel tehlikelere karşı dayanıksız olduğuna inandıran korkulardır. En yakınını kaybetmenin dayanılmaz acısı, bakım ve desteğini aldığı kişiyi kaybetme korkusu, onun ölümü ile hayatının altüst olacağı düşüncesi ise sevdiklerini kaybetme korkusunu yaşayanların hissettiği duygulardır. Bu iki temel korku kişileri aşırı önlem almaya ve garantici olmaya sevk eder. Bu aşırı çabanın kendisi için yaşamsal olduğuna kişi inansa da, hem kendi hayatını hem de sevdiklerinin hayatını aşırı kontrolle yaşanmaz hale getirebilir." AŞIRI REAKSİYON GÖSTERENLER RUH SAĞLIĞI UZMANLARINA GÖSTERİLMELİ Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, sürekli önlem almak, deprem haberlerini aşırı takip etmek, hayatının normal akışını bozacak şekilde depremi yaşamının merkezine almak, yakınlarının da bu önlemlere uyum sağlaması konusunda dayatmacı olmak sık rastlanılan aşırı davranışlarından bazıları olduğuna dikkat çekerek, "Normal karşılanması gereken durumlarda aşırı reaksiyon vermeyi sağlayan bireysel olumsuz özellikler, ruh sağlığı profesyonellerince değerlendirilip, uygun tedavi yolları ile kontrol altına alınmalıdır. "dedi.  
Son günlerde meydana gelen ve Ege kıyılarını üst üste sallayan şiddetli depremler, yalnızca şehirleri değil insanların psikolojisini de sarsıyor. Uzmanlar depremin yarattığı etkilerin kişilerin psikolojisini olumsuz etkileyerek aşırı düzeyde her şeyi kontrol altına alma duygusunu oluşturduğunu ve bu durumun kişiler üzerinde hayatı yaşanmaz bir hale getirebildiğini söylüyor. Yaşanılan korkunun kişileri aşırı önlem almaya ve garantici olmaya sevk ettiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, aşırı kontrol duygusu yüzünden kişilerin hem kendi hayatını hem de sevdiklerinin hayatını yaşanmaz hale getirebileceğine dikkat çekti.
Haber
Nurgül YILMAZ

Türkiye'nin aktif deprem kuşakları üzerinde olması, bu doğal tehlikeyle yaşamanın zorunlu olduğunu gösteriyor. Varlığımızı tehdit eden doğal felaketlerden biri olan depreme karşı bilinçli olmak ve gereken tedbirleri almak güvenli bir yaşam için yeterli gibi görünse de depremin yarattığı korku, kişilere göre farklı derecelerde psikolojik sarsıntılara neden oluyor. Yaşanılan korkunun kişileri aşırı önlem almaya ve garantici olmaya sevk ettiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, aşırı kontrol duygusu yüzünden kişilerin hem kendi hayatını hem de sevdiklerinin hayatını yaşanmaz hale getirebileceğini belirtti.

DEPREM HER İNSANDA FARKLI SARSINTILAR OLUŞTURUYOR

Depremin her insanda aynı sarsıntıyı oluşturmadığını ifade eden Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, bazı insanların depremi oldukça soğukkanlı ve teslimiyetçi şekilde, bazı insanların da oldukça tedirgin ve diken üstünde karşıladığını söyledi. Tedirginliğin temelinde fiziksel tehlikelere karşı dayanıksız olduğuna inanmanın ve sevdiklerini kaybetme korkusunun yattığını belirten Karaca, bu durumu şöyle açıkladı: "Bedensel acı çekmek, çaresiz kalmak, göçük altında kısıtlanma suretiyle çıldırma ya da ölme korkusu, uzuv ya da yeti kaybı, duygusal açıdan dayanılmaz acılar çekme kişilerin kendinin fiziksel tehlikelere karşı dayanıksız olduğuna inandıran korkulardır. En yakınını kaybetmenin dayanılmaz acısı, bakım ve desteğini aldığı kişiyi kaybetme korkusu, onun ölümü ile hayatının altüst olacağı düşüncesi ise sevdiklerini kaybetme korkusunu yaşayanların hissettiği duygulardır. Bu iki temel korku kişileri aşırı önlem almaya ve garantici olmaya sevk eder. Bu aşırı çabanın kendisi için yaşamsal olduğuna kişi inansa da, hem kendi hayatını hem de sevdiklerinin hayatını aşırı kontrolle yaşanmaz hale getirebilir."

AŞIRI REAKSİYON GÖSTERENLER RUH SAĞLIĞI UZMANLARINA GÖSTERİLMELİ

Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, sürekli önlem almak, deprem haberlerini aşırı takip etmek, hayatının normal akışını bozacak şekilde depremi yaşamının merkezine almak, yakınlarının da bu önlemlere uyum sağlaması konusunda dayatmacı olmak sık rastlanılan aşırı davranışlarından bazıları olduğuna dikkat çekerek, "Normal karşılanması gereken durumlarda aşırı reaksiyon vermeyi sağlayan bireysel olumsuz özellikler, ruh sağlığı profesyonellerince değerlendirilip, uygun tedavi yolları ile kontrol altına alınmalıdır. "dedi.
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.