EFSANE YAZAR HANRİ BENAZUS 45 PARK’TA

MANİSA GÜNDEMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.09.2018 - 09:24, Güncelleme: 15.09.2018 - 09:24
 

EFSANE YAZAR HANRİ BENAZUS 45 PARK’TA

Atatürk’ün leblebilerini yürüten çocuk olarak bilinir,o. Atatürk kadehini köylülerin şerefine kaldırırken, onu hayran hayran izlemiş, heyecandan Atatürk’ün leblebilerini bitirmiş bir çocuktu Hanri Benazus. 7 yaşındayken adını sormuştu ona Atatürk, ‘Hanri’ cevabını verdi. ‘Neden Ahmet, Mehmet ya da Veli değil, diye sormadı bana. Ayrım yapmadı. İşte ben o gün Türk oldum’ diye anlattı. Kendimi hiçbir zaman azınlık olarak his etmedim.
Hanri Benazus’un sonsuz Atatürk aşkı henüz 7 yaşındayken başlamıştı. Şimdi 88 yaşında daha ilk gün ki gibi Atatürk sevdası devam ediyor. Dünyanın en çok parçasıyla Atatürk fotoğraflarına sahip koleksiyoneri. Tam 4500 parça. Bu 4500 parçanın içinden en özel fotoğraflar 23 Eylül tarihine kadar 45 Park’ta. Aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ü en son görenlerden biri olan Hanri Benazus’ta 45 Park’ta. Hanri Benazus, Atatürk ve Cumhuriyet tarihini anlatan eserlerini de düzenlediği imza gününde okurları ile paylaşıyor.     İŞTE ATATÜRK İLE HANRİ BENAZUS’UN HİKAYESİ   Ata’yı son görenlerden biri. “Bugün leblebi yerken ne hissediyorsunuz?” sorusuna “Yaşım 83, beni ağlatmak mı istiyorsunuz?” yanıtını veren Hanri Benazus, Atatürk’le tanıştığı günü 75 yıldır topladığı Atatürk fotoğraflarının öyküsünü ve Atatürk’ü anlattı  “Atatürk Ekim 1937 Cumartesi günü, Nazilli Basma Fabrikası’nın açılışını yaptıktan sonra Ege askeri manevralarını izlemek üzere Aydın’ın Ortaklar beldesine, ki o zamanlar 40 hanelik küçük bir köydü, geldi. Köyün incir kooperatifinde kâtiplik yapan babam da karşılama heyetindeydi. Babamın eteğine yapışıp karşılamaya gittiğim o günün yaşamımın dönüm noktası olacağını bilemezdim. Beyaz treni istasyona yanaştı. Perona çıktığında etrafını köylüler sarınca onlara hitap etmeye başladı. Tam o an babamın elinden kaçıp O’nun eline yapıştığımı hatırlıyorum. Elimi bırakmadı, alıp kompartımanına götürdü. Ortadaki masada karşısına oturttu. Rakısını, leblebisini getirtti. O, rakısını köylülerin şerefine kaldırırken ben de bir taraftan O’nu hayran hayran seyrettim, bir taraftan da tabaktaki leblebilerini bitirdim. Adımı sordu. ‘Hanri’ dedim. Bana ‘Niye Ahmet, Mehmet, Mustafa değil’ diye sormadı ve ben o gün bu nedenle Türk oldum. Sonra da kendimi asla bir azınlık olarak hissetmedim. Hanri Benazus’un iflah olmaz Atatürk sevdası böyle başladı.    
Atatürk’ün leblebilerini yürüten çocuk olarak bilinir,o. Atatürk kadehini köylülerin şerefine kaldırırken, onu hayran hayran izlemiş, heyecandan Atatürk’ün leblebilerini bitirmiş bir çocuktu Hanri Benazus. 7 yaşındayken adını sormuştu ona Atatürk, ‘Hanri’ cevabını verdi. ‘Neden Ahmet, Mehmet ya da Veli değil, diye sormadı bana. Ayrım yapmadı. İşte ben o gün Türk oldum’ diye anlattı. Kendimi hiçbir zaman azınlık olarak his etmedim.
Hanri Benazus’un sonsuz Atatürk aşkı henüz 7 yaşındayken başlamıştı.

Şimdi 88 yaşında daha ilk gün ki gibi Atatürk sevdası devam ediyor.

Dünyanın en çok parçasıyla Atatürk fotoğraflarına sahip koleksiyoneri.



Tam 4500 parça.

Bu 4500 parçanın içinden en özel fotoğraflar 23 Eylül tarihine kadar 45 Park’ta.

Aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ü en son görenlerden biri olan Hanri Benazus’ta 45 Park’ta.

Hanri Benazus, Atatürk ve Cumhuriyet tarihini anlatan eserlerini de düzenlediği imza gününde okurları ile paylaşıyor.
 




 
İŞTE ATATÜRK İLE HANRİ BENAZUS’UN HİKAYESİ
 
Ata’yı son görenlerden biri. “Bugün leblebi yerken ne hissediyorsunuz?” sorusuna “Yaşım 83, beni ağlatmak mı istiyorsunuz?” yanıtını veren Hanri Benazus, Atatürk’le tanıştığı günü 75 yıldır topladığı Atatürk fotoğraflarının öyküsünü ve Atatürk’ü anlattı

 “Atatürk Ekim 1937 Cumartesi günü, Nazilli Basma Fabrikası’nın açılışını yaptıktan sonra Ege askeri manevralarını izlemek üzere Aydın’ın Ortaklar beldesine, ki o zamanlar 40 hanelik küçük bir köydü, geldi. Köyün incir kooperatifinde kâtiplik yapan babam da karşılama heyetindeydi. Babamın eteğine yapışıp karşılamaya gittiğim o günün yaşamımın dönüm noktası olacağını bilemezdim. Beyaz treni istasyona yanaştı. Perona çıktığında etrafını köylüler sarınca onlara hitap etmeye başladı. Tam o an babamın elinden kaçıp O’nun eline yapıştığımı hatırlıyorum. Elimi bırakmadı, alıp kompartımanına götürdü. Ortadaki masada karşısına oturttu. Rakısını, leblebisini getirtti. O, rakısını köylülerin şerefine kaldırırken ben de bir taraftan O’nu hayran hayran seyrettim, bir taraftan da tabaktaki leblebilerini bitirdim. Adımı sordu. ‘Hanri’ dedim. Bana ‘Niye Ahmet, Mehmet, Mustafa değil’ diye sormadı ve ben o gün bu nedenle Türk oldum. Sonra da kendimi asla bir azınlık olarak hissetmedim. Hanri Benazus’un iflah olmaz Atatürk sevdası böyle başladı.
 
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.