REFERANDUMDA ‘HAYIR’ ÇAĞRISI YAPILDI

Kamu Emekçileri Sendikası’na (KESK) bağlı sendikalar, görevlerinden uzaklaştırılan ve ihraç edilen üyeleri için, "İşimi ekmeğimi geri istiyorum" sloganıyla başlattığı oturma eylemini bu hafta da sürdürdü.

 5’incisinin gerçekleştirildiği eyleme, CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel’in de destek verdi. KESK üyeleri, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’ndaki oturma eylemi öncesi ‘Referandumda Neden Hayır Diyoruz’ adlı bir basın açıklaması da yaptı.   Mustafa ATADİL-Kamu Emekçileri Sendikası’na bağlı sendika üyeleri, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda gerçekleştirdikleri oturma eylemine bu haftada da devam ettiler. 5’inci haftasına girilen eyleme CHP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel de katıldı. Oturma eyleminde KESK üyeleri adına açıklama yapan Eğitim Sen Şube Başkanı Metin Demirel, 16 Nisan tarihinde yapılacak olan referandumda tercihlerini neden ‘HAYIR’ olarak kullanacaklarını açıkladı. Üyeler adına konuşan Demirel konuşmasında şunları kaydetti;  “REFERANDUMDA HAYIR DİYORUZ, HERKESİ HAYIR DEMEYE ÇAĞIRIYORUZ” “Referandumda neden ‘Hayır’ diyoruz? Şimdi sizlere tek tek sayacağım. Bizler, bu ülkede demokrasiyi sarsılmaz bir biçimde savunmuş, gelmiş geçmiş her darbeye karşı olmuş, bu darbelerin de en fazla mağduru haline getirilmiş sendikayız. Yandaş/havuz medyası dışında neredeyse bütün medya susturuldu. Kamuya ait olan ne varsa el konuldu varlık fonuna devredildi. 7 Şubatta çıkarılan bir yeni KHK ile hem sendika yöneticileri hem akademinin pek çok hocası, hem de hocaların hocaları görevden alındı. Öğrencilerin eğitim hakkı ve geleceğimiz gasp edildi. Tüm bu yönelimlerin ana nedeninin referanduma götürülecek anayasa değişikliğinin hayata geçirilmesi olduğu bugün tartışma götürmez biçimde netleşmiştir. Adım adım bugünlerin alt yapısı örülmüştür. Şimdi bu anayasa paketi ve referandum dayatmasıyla karşı karşıyayız. “ÜLKE NEREDEYSE YARI AÇIK CEZAEVİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ” 15 Temmuz darbe girişimini lütfe çeviren AKP, OHAL-KHK uygulamaları ile temel hak ve özgürlükleri rafa kaldırdı, ülke neredeyse yarı açık cezaevine dönüştürüldü, üniversiteler saldırıya uğradı, yüz binin üstünde kamu emekçisi işinden atıldı, binlerce dava açıldı, aydınlar, gazeteciler tutuklandı. Ama bizler diyoruz ki, Anayasalar toplumun değişmez taleplerine, ülkenin birikmiş ve yakıcı sorunlarına cevap ürettikleri mümkün olan en geniş rıza ve mutabakata dayandırdıkları ölçüde Toplumsal sözleşme karakteri taşıyabilirler. Bugün karşı karşıya kaldığımız durum ise tam bir toplumsal ayrıştırma halidir.   “ÜLKENİN GELECEĞİ İÇİN HAYIR DİYELİM” Mevcut değişiklik paketi toplumun hiçbir kesiminin taleplerini içermeyen, tam tersine bir tek adam sultası yaratma ve cumhuriyet tarihinde ilk kez usul ve esas yönünden bir anayasasızlaşma, bir diktatörlük dayatmasıdır. Bu dayatmaya razı olmayalım, hep birlikte ülkemizin geleceği için ‘Hayır’ diyelim. Herkes kazansın. Türkiye’de içinden geçtiğimiz süreçte neresinden bakarsak bakalım asgari düzeyde bile Anayasa yapım ortamı ve koşulları yoktur. Demokratik bir tartışma ortamının bulunmadığı, her türlü muhalefetin ağır bir baskı altına alındığı, ifade ve toplanma özgürlüğünün yok edildiği, sendikal hakların, örgütlenme özgürlüğünün ortadan kaldırıldığı ve yandaş olmayan medyanın büyük ölçüde susturulduğu bir iklimde anayasa yapım koşullarından söz edilemez. Bu teklif, halkın serbest ve özgür bir tartışma ortamında kanaat ve tercihte bulunma hakkının gasp edilmesidir. “HUKUKSAL VE ÖRGÜTSEL MÜCADELEDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ” "15 Temmuz tarihinden itibaren Manisa’da şuana kadar KESK’e bağlı sendikalardan 10 öğretmen arkadaşımız ihraç edildi. KESK’e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası’ndan 3 üye ihraç edilmiştir. Nereden ve kimden gelirse gelsin, örgütlü mücadelemizi hedef alan her türlü yasadışı girişim ve saldırıya rağmen hukuksal ve örgütsel mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimiz bilinmelidir." Oturma eyleminin ardından grup olaysız şekilde dağıldı.