İKİ KELİMESİNDEN BİRİ ‘DARBE’ OLAN SELÇUK ÖZDAĞ ANLATTI

ÖZEL HABER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 25.07.2016 - 09:52, Güncelleme: 25.07.2016 - 09:52
 

İKİ KELİMESİNDEN BİRİ ‘DARBE’ OLAN SELÇUK ÖZDAĞ ANLATTI

“VESAYETÇİLERİN OLDUĞUNU BİLİYORDUM” Manisa'da milliyetçi oyların AK Parti'ye taşınmasını sağlayan isimlerin başında gelen Ak Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ geçmişten günümüze yaşanan darbeleri Denge Gazetesi’ne değerlendirdi. Özdağ, yıllarca yaptığı her konuşmasında neden hep darbelerden bahsetti? Manisa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak mı? Cezaevi yıllarında yaşadıkları…
Caner KILIÇ- AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Denge Gazetesi’ne verdiği  özel röportajda önemli açıklamalarda bulundu. Geçmişten günümüze kadar yapılan darbeleri anlatan ve cezaevlerinde kendisine uygulanan işkence dönemlerine değinen Özdağ, Türkiye’de darbe ihtimalinin devam ettiğine dikkat çekti.  Düğünde, yemekte, toplantılarda, mitinglerde, neredeyse konuşma yaptığı her yerde geçmiş darbelerden bahseden Özdağ, bunun sebebini ise ‘Çünkü Türkiye’de darbe ihtimali vardı ve hala da var’ diyerek açıkladı. Röportajında, ‘2019 yerel seçimlerinde Selçuk Özdağ Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olacak mı?’ sorusuna da açık yüreklilikle cevap verdi.   İşte Selçuk Özdağ’ın o özel açıklamaları;   “HEPİMİZ ÖLDÜRÜLECEKTİK” Selçuk Özdağ; “Türkiye 15 Temmuz akşamı büyük bir badire atlattı. Eğer aşamasaydık, hepimiz öldürülecektik. Kanlı bir darbe olacaktı. Millet demokrasiye sahip çıktı ve burada 60 darbesinin, 71 darbesinin, 80 darbesinin hesabını gördük.  Zaten 12 Eylül 2010 referandumunda bir hesap görmüştük. Türkiye gibi kalkınmakta olan bir ülkeyi egemen güçler rahat bırakmıyorlar. Her zaman bir vesayetçi, uşak, maşa buluyorlar. O nedenle hep dikkatli olup, demokrasinin alanlarını genişletmeliyiz.”   “ANADOLU İNSANI MARABALIK YAPSIN İSTEDİLER” “1960 darbesini biliyorum. Bir başbakan derdest edildi. Kalkınma hamlelerinin mimarı olan, demokrasinin mimarı olmak için çalışan bir adam. Bir gece darağacına çekildi. Önce ellerinde sigara söndürüldü. Bir el kendisini tokatladı. Makatından ayıplı prostat kontrolleri yapıldı, prostatı olmadığı halde. Bunların hepsi Türkiye’de yapıldı. Anadolu insanlarının siyasetten uzaklaşmasını istediler. Anadolu insanı siyaset yapmasın, marabalık yapsın istediler. Ancak her şeye rağmen direndik ve bu gün buralara kadar geldik. 1960’tan hesap sorabilseydik, 1971 darbesi olmazdı. 71’in hesabını sorsaydık 80 olmazdı. 80’in hesabını sorabilseydik, 28 Şubat 1997 olmazdı. 12 Eylül 2010 referandumunda 1980’nin ve öncekilerinin hesabını sorduğumuz için bu bir caydırıcılık rolü oynamıştır. Burada bir taassup var. Bir kişiye bağlanma nedeniyle, bir yapı yıllarca sinsi bir şekilde çalışan, gizli gizli, bukalemun gibi bir yapı var. Her kılığa giren, takiye yapmayı maharet kabul eden, gayeye ulaşmak için her yolu mubah gören bir yapı. Bu darbeyle bunu başarmak istedi.”   “48 GÜN İŞKENCE GÖRDÜM” “Ben 1980 darbesini yaşadım.  1980 darbesi acılı bir darbeydi. 50 kişi asıldı. İki milyona yakın kişi sakıncalı ve sabıkalı hale dönüştürüldü. Ben de bunun 1 yılını hücrede, yaklaşık 48 gününü işkencede geçirdim. 7 yıl cezaevinde kaldım. İstikbalim, öykülerim, hayallerim, sevdalarım çalındı. Ama ben hiçbir zaman yılmadım. Bir gün buradan çıkacağım ve kaldığım yerden yine devam edeceğim dedim. Çıktım ve bıraktığım yerden devam ettim. Demokrasiye, Türkiye’nin büyüklüğüne inandım. Biz büyük olmalıyız, artık pazar olmaktan çıkıp, ortak olmalıyız dedim. Böylelikle yoluma devam ettim.”   “MİLLETVEKİLLİĞİNİN HAKKINI VERMEYE ÇALIŞIYORUM” “Bu gün de parlamenterim. 2011 yılında benim acılarıma annelik yapan şehir, beni beşinci sıradan parlamentoya gönderdi. Milletvekilliğinin hakkını vermeye çalışıyorum. Gerek Manisa’da, gerek Genel Başkan Yardımcısı iken gerekse komisyonlarda yaptım. Şimdi Siyasi Erdem ve Etik Kurulu üyesi olarak yapıyorum. Milletvekilliğini adam gibi yapmak istedim. Sadece solcu, alevi, Kürt, Türk demeden, CHP’li, AK Partili, MHP’li demeden herkese hizmet etmeye çalıştım.”   ‘YİNE DARBELERDEN BAHSEDİYOR’ DEDİLER “Ben bu zamana kadar, ne zaman herhangi bir yerde konuşma yapacak olduysam darbelerden bahsediyordum. Paralel yapıdan bahsediyordum. Bir de siyasetin erdeminden bahsediyordum. Siyasetçilerin ahlaklı olması yönünde örnekler veriyordum. Ben bunları söylerken tecrübe ile konuşuyordum. O zaman birileri, zaman zaman ‘Aaa yine darbelerden bahsediyor, yine paralel yapıdan bahsediyor, yine aynı şeyleri söylüyor.’ gibi konuşuyorlardı. Konuşmalarımda ben bu üç şeye atıfta bulunurdum her zaman. Çünkü Türkiye’de darbe ihtimali vardı ve hala da var. Türkiye’de paralel yapı vardı. İyilere hep çağrıda bulunuyordum ‘Bu yapıyı bozun. Ayrılın buradan, bildiklerinizi anlatın.’ diyordum. Bir de siyasette erdemli olun diyordum. Siyaseti rant aracı olarak kullanmayın diyordum. Hissediyordum. Vesayetçilerin olduğunu biliyordum. Hala tam ve kamil manada bağımsız olmadığımızı biliyorum. Hala siyasetin tam manada özgün olmadığını biliyorum. Bunun için de gayret sarf ettiğimizi de biliyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Menderes’in, Özal’ın, Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun yapmak isteyip de yapamadığını, yapmak için azami gayret sarf ettiğini, idealist olduğunu ama realiteyi inkar etmediğini, hayallerinin olduğunu ama hayalci olmadığını gördüm. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir yandan şeytan taşladığını, bir yandan da ibadet ettiğini müşahede ettim.”   “SINIRLARI ZORLAYAN BİR ERDOĞAN VAR” “Mustafa Kemal Atatürk döneminde istiklal kavgası verdik herkese örnek olduk. Şimdi ise Recep Tayyip Erdoğan ile istikbal kavgası veriyoruz. Sınırları zorlayan bir Recep Tayyip Erdoğan var. Biz hep beraber eğitim seviyesini yükseltmeliyiz. Demokrasiye ve hukuk siteminin üstünlüğüne inanmalıyız. İnsan hak ve özgürlüklerine inanmalıyız. Fikir, inanç hürriyetine inanmalıyız.  Bunlara inandığımız sürece ne demokrasiden taviz veririz ne Cumhuriyetten, ne de insan haklarından taviz vermeyiz. Zengin ve özgün bir Türkiye inşa etmiş oluruz.”   “4 YILDAN 1 GÜN FAZLASINI DÜŞÜNMEM” “Siyaseti Allah rızası için yapıyorum. 41 yıldır siyaset yaptım. Vatanımı, milletimi, cumhuriyeti, bayrağımı, demokrasiyi seviyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a inanıyoruz. Başbakanımıza inanıyoruz. AK Parti’ye inanıyoruz. Elinizi, gönlünüzü, kapınızı herkese açarsanız size inanırlar. Selçuk Özdağ beş yıldır milletvekili. Ne söylediyse hemen hemen hepsi çıkmıştır. Selçuk Özdağ açık siyasetçidir. Bagajı yoktur. Kafasının arkasında başka şeyler, önünde başka şeyler yoktur. Gönlünde ne varsa dilinde o vardır. Hem hizmet ettim hem uyardım. Vatandaşlar da bana teveccüh ediyorlarsa ‘Eğer siz Allah’ı severseniz, Allah’ta sizi sevdirir.’ diye bir Hadisi Kutsi var. Milletimiz de bize inanıyor. Ben bu millete hizmetkarım, hizmetkarlık yapmaya devam edeceğim. Ben milletvekili olduğum süre içerisinde 4 yıldan bir gün fazlasını düşünerek siyaset yapmıyorum. Dört yıldan bir gün fazlası için siyaset yaparsam, dört yıl sonra tekrar milletvekili olmak için siyaset yaparsam, samimiyeti ve ihlası kaybederim. Bu millete ihanet etmeden bu milletin samimiyetini istismar etmeden siyaset yapmak çok güzel. Ben kadere iman ediyorum kederden emin olmak için.”   “HALKIM İSTERSE BELEDİYE BAŞKANI OLURUM” “Şimdiye kadar hiçbir göreve talip olmadım. Bundan sonra da talip olmayacağım. Eğer kader rüzgarları benim önüme bir görev tevriye ederse ona da eyvallah diyeceğim. Kaybettiklerime de, kazandıklarıma da eyvallah. Geçmişimden hiçbir zaman için pişmanlık duymadım. Aldanışlarım da benim inanışlarım kadar güzeldi. İdeallerimi, ülkülerimi gerçekleştirmek için, Manisa’ya Türkiye’ye hizmet edeceğiz. Hedefimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı başkan yapmak. Hedefimiz 2019 seçimleri öncesinde bu işi kurtarmak. Eğer kurtaramazsak 2019’da yapmak istiyoruz.”   “HALKIM İSTESE EYVALLAH BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OLURUM” “2019’da Allah belediye seçimlerinde önümüze ne getirir bilemiyorum. Hedeflerimizden birisi de Büyükşehir Belediyesini almak. Benim şuanda başkanlık için öyle bir düşüncem yok ama halkım isterse, STK’lar isterse, partim isterse, kaderimde de varsa eyvallah deriz. Kaderimizde yoksa da, kimin varsa siyasi ahlak gereği ona çalışmakta vazifemizdir diye düşünüyorum.”  
“VESAYETÇİLERİN OLDUĞUNU BİLİYORDUM” Manisa'da milliyetçi oyların AK Parti'ye taşınmasını sağlayan isimlerin başında gelen Ak Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ geçmişten günümüze yaşanan darbeleri Denge Gazetesi’ne değerlendirdi. Özdağ, yıllarca yaptığı her konuşmasında neden hep darbelerden bahsetti? Manisa Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacak mı? Cezaevi yıllarında yaşadıkları…
Caner KILIÇ- AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Denge Gazetesi’ne
verdiği  özel röportajda önemli açıklamalarda bulundu. Geçmişten günümüze kadar yapılan darbeleri anlatan ve cezaevlerinde kendisine uygulanan işkence dönemlerine değinen Özdağ, Türkiye’de darbe ihtimalinin devam ettiğine dikkat çekti.  Düğünde, yemekte, toplantılarda, mitinglerde, neredeyse konuşma yaptığı her yerde geçmiş darbelerden bahseden Özdağ, bunun sebebini ise ‘Çünkü Türkiye’de darbe ihtimali vardı ve hala da var’ diyerek açıkladı. Röportajında, ‘2019 yerel seçimlerinde Selçuk Özdağ Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olacak mı?’ sorusuna da açık yüreklilikle cevap verdi.  
İşte Selçuk Özdağ’ın o özel açıklamaları;
 
HEPİMİZ ÖLDÜRÜLECEKTİK”
Selçuk Özdağ; “Türkiye 15 Temmuz akşamı büyük bir badire atlattı. Eğer aşamasaydık, hepimiz öldürülecektik. Kanlı bir darbe olacaktı. Millet demokrasiye sahip çıktı ve burada 60 darbesinin, 71 darbesinin, 80 darbesinin hesabını gördük.  Zaten 12 Eylül 2010 referandumunda bir hesap görmüştük. Türkiye gibi kalkınmakta olan bir ülkeyi egemen güçler rahat bırakmıyorlar. Her zaman bir vesayetçi, uşak, maşa buluyorlar. O nedenle hep dikkatli olup, demokrasinin alanlarını genişletmeliyiz.”
 
“ANADOLU İNSANI MARABALIK YAPSIN İSTEDİLER”
“1960 darbesini biliyorum. Bir başbakan derdest edildi. Kalkınma hamlelerinin mimarı olan, demokrasinin mimarı olmak için çalışan bir adam. Bir gece darağacına çekildi. Önce ellerinde sigara söndürüldü. Bir el kendisini tokatladı. Makatından ayıplı prostat kontrolleri yapıldı, prostatı olmadığı halde. Bunların hepsi Türkiye’de yapıldı. Anadolu insanlarının siyasetten uzaklaşmasını istediler. Anadolu insanı siyaset yapmasın, marabalık yapsın istediler. Ancak her şeye rağmen direndik ve bu gün buralara kadar geldik. 1960’tan hesap sorabilseydik, 1971 darbesi olmazdı. 71’in hesabını sorsaydık 80 olmazdı. 80’in hesabını sorabilseydik, 28 Şubat 1997 olmazdı. 12 Eylül 2010 referandumunda 1980’nin ve öncekilerinin hesabını sorduğumuz için bu bir caydırıcılık rolü oynamıştır. Burada bir taassup var. Bir kişiye bağlanma nedeniyle, bir yapı yıllarca sinsi bir şekilde çalışan, gizli gizli, bukalemun gibi bir yapı var. Her kılığa giren, takiye yapmayı maharet kabul eden, gayeye ulaşmak için her yolu mubah gören bir yapı. Bu darbeyle bunu başarmak istedi.”
 
“48 GÜN İŞKENCE GÖRDÜM”
“Ben 1980 darbesini yaşadım.  1980 darbesi acılı bir darbeydi. 50 kişi asıldı. İki milyona yakın kişi sakıncalı ve sabıkalı hale dönüştürüldü. Ben de bunun 1 yılını hücrede, yaklaşık 48 gününü işkencede geçirdim. 7 yıl cezaevinde kaldım. İstikbalim, öykülerim, hayallerim, sevdalarım çalındı. Ama ben hiçbir zaman yılmadım. Bir gün buradan çıkacağım ve kaldığım yerden yine devam edeceğim dedim. Çıktım ve bıraktığım yerden devam ettim. Demokrasiye, Türkiye’nin büyüklüğüne inandım. Biz büyük olmalıyız, artık pazar olmaktan çıkıp, ortak olmalıyız dedim. Böylelikle yoluma devam ettim.”
 
“MİLLETVEKİLLİĞİNİN HAKKINI VERMEYE ÇALIŞIYORUM”
“Bu gün de parlamenterim. 2011 yılında benim acılarıma annelik yapan şehir, beni beşinci sıradan parlamentoya gönderdi. Milletvekilliğinin hakkını vermeye çalışıyorum. Gerek Manisa’da, gerek Genel Başkan Yardımcısı iken gerekse komisyonlarda yaptım. Şimdi Siyasi Erdem ve Etik Kurulu üyesi olarak yapıyorum. Milletvekilliğini adam gibi yapmak istedim. Sadece solcu, alevi, Kürt, Türk demeden, CHP’li, AK Partili, MHP’li demeden herkese hizmet etmeye çalıştım.”
 
‘YİNE DARBELERDEN BAHSEDİYOR’ DEDİLER
“Ben bu zamana kadar, ne zaman herhangi bir yerde konuşma yapacak olduysam darbelerden bahsediyordum. Paralel yapıdan bahsediyordum. Bir de siyasetin erdeminden bahsediyordum. Siyasetçilerin ahlaklı olması yönünde örnekler veriyordum. Ben bunları söylerken tecrübe ile konuşuyordum. O zaman birileri, zaman zaman ‘Aaa yine darbelerden bahsediyor, yine paralel yapıdan bahsediyor, yine aynı şeyleri söylüyor.’ gibi konuşuyorlardı. Konuşmalarımda ben bu üç şeye atıfta bulunurdum her zaman. Çünkü Türkiye’de darbe ihtimali vardı ve hala da var. Türkiye’de paralel yapı vardı. İyilere hep çağrıda bulunuyordum ‘Bu yapıyı bozun. Ayrılın buradan, bildiklerinizi anlatın.’ diyordum. Bir de siyasette erdemli olun diyordum. Siyaseti rant aracı olarak kullanmayın diyordum. Hissediyordum. Vesayetçilerin olduğunu biliyordum. Hala tam ve kamil manada bağımsız olmadığımızı biliyorum. Hala siyasetin tam manada özgün olmadığını biliyorum. Bunun için de gayret sarf ettiğimizi de biliyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Menderes’in, Özal’ın, Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun yapmak isteyip de yapamadığını, yapmak için azami gayret sarf ettiğini, idealist olduğunu ama realiteyi inkar etmediğini, hayallerinin olduğunu ama hayalci olmadığını gördüm. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir yandan şeytan taşladığını, bir yandan da ibadet ettiğini müşahede ettim.”
 
“SINIRLARI ZORLAYAN BİR ERDOĞAN VAR”
“Mustafa Kemal Atatürk döneminde istiklal kavgası verdik herkese örnek olduk. Şimdi ise Recep Tayyip Erdoğan ile istikbal kavgası veriyoruz. Sınırları zorlayan bir Recep Tayyip Erdoğan var. Biz hep beraber eğitim seviyesini yükseltmeliyiz. Demokrasiye ve hukuk siteminin üstünlüğüne inanmalıyız. İnsan hak ve özgürlüklerine inanmalıyız. Fikir, inanç hürriyetine inanmalıyız.  Bunlara inandığımız sürece ne demokrasiden taviz veririz ne Cumhuriyetten, ne de insan haklarından taviz vermeyiz. Zengin ve özgün bir Türkiye inşa etmiş oluruz.”
 
“4 YILDAN 1 GÜN FAZLASINI DÜŞÜNMEM”
“Siyaseti Allah rızası için yapıyorum. 41 yıldır siyaset yaptım. Vatanımı, milletimi, cumhuriyeti, bayrağımı, demokrasiyi seviyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a inanıyoruz. Başbakanımıza inanıyoruz. AK Parti’ye inanıyoruz. Elinizi, gönlünüzü, kapınızı herkese açarsanız size inanırlar. Selçuk Özdağ beş yıldır milletvekili. Ne söylediyse hemen hemen hepsi çıkmıştır. Selçuk Özdağ açık siyasetçidir. Bagajı yoktur. Kafasının arkasında başka şeyler, önünde başka şeyler yoktur. Gönlünde ne varsa dilinde o vardır. Hem hizmet ettim hem uyardım. Vatandaşlar da bana teveccüh ediyorlarsa ‘Eğer siz Allah’ı severseniz, Allah’ta sizi sevdirir.’ diye bir Hadisi Kutsi var. Milletimiz de bize inanıyor. Ben bu millete hizmetkarım, hizmetkarlık yapmaya devam edeceğim. Ben milletvekili olduğum süre içerisinde 4 yıldan bir gün fazlasını düşünerek siyaset yapmıyorum. Dört yıldan bir gün fazlası için siyaset yaparsam, dört yıl sonra tekrar milletvekili olmak için siyaset yaparsam, samimiyeti ve ihlası kaybederim. Bu millete ihanet etmeden bu milletin samimiyetini istismar etmeden siyaset yapmak çok güzel. Ben kadere iman ediyorum kederden emin olmak için.”
 
“HALKIM İSTERSE BELEDİYE BAŞKANI OLURUM”
“Şimdiye kadar hiçbir göreve talip olmadım. Bundan sonra da talip olmayacağım. Eğer kader rüzgarları benim önüme bir görev tevriye ederse ona da eyvallah diyeceğim. Kaybettiklerime de, kazandıklarıma da eyvallah. Geçmişimden hiçbir zaman için pişmanlık duymadım. Aldanışlarım da benim inanışlarım kadar güzeldi. İdeallerimi, ülkülerimi gerçekleştirmek için, Manisa’ya Türkiye’ye hizmet edeceğiz. Hedefimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı başkan yapmak. Hedefimiz 2019 seçimleri öncesinde bu işi kurtarmak. Eğer kurtaramazsak 2019’da yapmak istiyoruz.”
 
“HALKIM İSTESE EYVALLAH BELEDİYE BAŞKAN ADAYI OLURUM”
“2019’da Allah belediye seçimlerinde önümüze ne getirir bilemiyorum. Hedeflerimizden birisi de Büyükşehir Belediyesini almak. Benim şuanda başkanlık için öyle bir düşüncem yok ama halkım isterse, STK’lar isterse, partim isterse, kaderimde de varsa eyvallah deriz. Kaderimizde yoksa da, kimin varsa siyasi ahlak gereği ona çalışmakta vazifemizdir diye düşünüyorum.”
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.