Sofralardaki Zirai İlaç Tehlikesine Dikkat!

ÖZEL HABER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.10.2021 - 10:21, Güncelleme: 15.10.2021 - 10:21
 

Sofralardaki Zirai İlaç Tehlikesine Dikkat!

Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı Demran, tarım üretimindeki verimi artırmak ve ürünleri hastalıklardan korumak için kullanılan zirai ilaçlar ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Kayseri'de 3 yıl önce nar yedikten sonra hayatını kaybeden 4 yaşındaki Saliha Çakır'ın adli tıp raporu geçtiğimiz ay ortaya çıktı. Küçük kızın nara sıkılan tarım ilacından öldüğü kesinleşti. Bu raporla tarım ilaçlarındaki tehlike yeniden gündeme geldi. Peki sebze ve meyveleri yıkarken nelere dikkat etmeliyiz? Etv ekranlarında Yakın Plan programında Özlem Şahin’in konuğu olan Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Demran değerlendirdi. Demran, “Hem üretici hem Tarım Bakanlığı hem de meslek grubu adına dönüp kendimize bakmamız gerektiğini hatırlatan bir olay. Bu münferit bir olay. Ama geçiştirilecek bir konu değil. Nerede hata yapıyoruz, dorular ve yanlışlarımız nerelere bunu oturup sorgulamamız gerekiyor.” dedi. Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı İbrahim Demran’ın açıklamaları şu şekilde; İLAÇLR UZMAN TAVSİYESİ İLE UYGULANMALI “Tarım ilaçları tıpkı insanların günlük yaşantılarında rahatsızlıklarında kullandıkları ilaç gibi bitkisel üretimde kullanılan, bitkileri hastalıklardan, yabancı otlardan korumak daha sağlıklı olmalarını sağlamak ve verimini artırmak için kullanılan ürünlerdir. Hastalığınızda doktorunuzun yazdığı reçete eczacınızın önerdiği dozda önerdiği şekilde uygulanır. Siz bunu alır bir avuç içerseniz hastanelik olursunuz, ilacın özelliğine göre ölebilirsiniz de. Bitki koruma ürünleri olan zirai ilaçlarda böyledir. Bu ürünleri tavsiye edildiği gibi doğru zamanda doğru dozda kullandığınızda bu bir ilaçtır. Ama uzman tavsiyesine uymadan kendi kafanıza göre kullanırsanız bu, ilaç değil insan sağlığını tehdit eden bir zehir haline gelir. GELECEK NESİLLERE GEÇEN HASTALIKLAR OLUŞUYOR! İki tür zehirlenme vardır; akut ve kronik zehirlenme olmak üzere. Kayseri’deki çocuğumuz akut zehirlenmenin kurbanı oldu. Oysa tarım ilaçlarından ve diğer kimyasal ilaçlardan kaynaklanan zehirlenme; kronik zehirlenme. Belli oranlarda sürekli alıyorsunuz ve daha sonra kanser, böbrek, kalp ve diğer kronik rahatsızlıklar meydana geliyor. Hatta bununla da kalmayıp bu hastalıkları gelecek nesillere bile aktarabiliyorsunuz. TÜKETİCİNİN YAPABİLECEĞİ PEK BİR ŞEY YOK Tüketici olarak çok fazla yapabilecek bir şey kalmıyor. Sadece tükettiğiniz ürünleri yıkayabilirsiniz. Yıkayın diyoruz ama kullanılan ilaçların belli miktarı yıkasanız da çıkmayan ilaçlar. Örneğin o çocuk nar yedi, narı kabuğuyla yemedi. Çatlağından içine girdi diyorlar, hayır. Direk özsuyuna karışan ilaçlarda var. İstediğiniz kadar yıkayın eğer o bekleme süresine uyumadıysa, doz aşımı yapıldıysa o zaman tüketicinin burada çok fazla yapabileceği bir şey yok. Burada iş yine üretime bakıyor. KENDİ TÜKETEMEYECEĞİ ÜRÜNÜ SATAN BİR ÇİFTÇİ GÖRMEDİM Şehir efsanesi gibi anlatıyorlar; satmak için baktığı bahçesine ilaç atmış kendi yediğini ilaçlamıyormuş. Bizim üreticimiz böyle hain, kalleş değil. Ben 30 yıldır ovadayım, kendi tüketemeyeceği bir ürünü tüketiciye satan bir çiftçi görmedim. POLİSİYE TEDBİRLER ÇÖZÜM DEĞİL Zirai İlaç kalıntısı konusunun kökten çözümü için polisiye tedbirler değil, gerekli denetim mekanizmaları ve tarım politikaların uygulanması gerekiyor. Üretici örgütlenecek bunu devlet sağlayacak. Bütün dünyada böyle. Tarımsal destekleri, kooperatifler üzerinden verecek. Kooperatifleri destekleyecek. Örneğin Manisa’da Sebze Üreticileri Birliği Koop. oluşacak. Burada ziraat mühendisleri çalışacak. Mühendislerin kontrolünde, onların vereceği reçetelerle üretip, satılması gerekiyor KAĞIT ÜSTÜNDE HERŞEY TAMAM AMA UYGULAMADA NOKSANLIK VAR Denetleyen mekanizma var ama denetim sıklığı ve yöntemleri konusunda ciddi noksanlıklar var. Bu da küçük çiftçi gruplarının örgütlenip, kooperatif haline gelememesinden kaynaklanıyor. Yasalara, mevzuatlara bakarsanız Türkiye’de noksan yok, her şey kağıt üstünde tamam. Çünkü hal kanunu diyor ki; bütün ürünler hale gelir orada kontrol edilir oradan sonra pazara arz edilir. Ama görüyoruz ki hale uğramamış, denetim görmemiş yüzlerce satıcı görüyoruz. Sağlıklı, kalıntısız ve yeterli miktarda üretim için Tarım Bakanlığının gerekli denetimleri artması gerekiyor. SAHADA ÇALIŞAN MÜHENDİSLERİN SAYISI BİR ELİN PARMAKLARINI GEÇMİYOR Manisa’da şu anda bin 200’e yakın kayıtlı, bin 500’e yakında kayıtsız meslektaşımız var. Ama alanda hiçbir ilaç, gübre satmadan sadece bilgi satan, danışmalık yapan ziraat mühendislerinin sayısının bir elin parmağını geçmiyordur. Bu durum çok üzücü ve düşündürücü. Ziraat mühendislerinin sahada aktif olarak çalışması gerekiyor.” “KURTLUYSA İLAÇSIZ” ALGISI YANLIŞ Zirai ilaçların tarımsal üretimdeki kalitenin artırılması için olmazsa olmaz olduğunu kaydeden Demran, halk arasında yaygın olarak inanılan; “kurtlu meyve sebze ilaçsızdır” deyimin yanlış olduğuna vurgu yaparak şöyle konuştu; “Kurtlu sebze ve meyvenin ilaçsız olduğuna dair yanlış bir algı var. Eğer salkım güvesi danenin içine girdiyse siz ondan sonra 10 seferde ilaç atsanız meyvenin içindeki kurdu öldüremezsiniz. Kurtlu elma ya da diğer yiyecekler o ürünün ilaçsız olduğu anlamına gelmez.”
Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı Demran, tarım üretimindeki verimi artırmak ve ürünleri hastalıklardan korumak için kullanılan zirai ilaçlar ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

Kayseri'de 3 yıl önce nar yedikten sonra hayatını kaybeden 4 yaşındaki Saliha Çakır'ın adli tıp raporu geçtiğimiz ay ortaya çıktı. Küçük kızın nara sıkılan tarım ilacından öldüğü kesinleşti. Bu raporla tarım ilaçlarındaki tehlike yeniden gündeme geldi. Peki sebze ve meyveleri yıkarken nelere dikkat etmeliyiz? Etv ekranlarında Yakın Plan programında Özlem Şahin’in konuğu olan Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Demran değerlendirdi. Demran, “Hem üretici hem Tarım Bakanlığı hem de meslek grubu adına dönüp kendimize bakmamız gerektiğini hatırlatan bir olay. Bu münferit bir olay. Ama geçiştirilecek bir konu değil. Nerede hata yapıyoruz, dorular ve yanlışlarımız nerelere bunu oturup sorgulamamız gerekiyor.” dedi.

Manisa Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı İbrahim Demran’ın açıklamaları şu şekilde;

İLAÇLR UZMAN TAVSİYESİ İLE UYGULANMALI

“Tarım ilaçları tıpkı insanların günlük yaşantılarında rahatsızlıklarında kullandıkları ilaç gibi bitkisel üretimde kullanılan, bitkileri hastalıklardan, yabancı otlardan korumak daha sağlıklı olmalarını sağlamak ve verimini artırmak için kullanılan ürünlerdir. Hastalığınızda doktorunuzun yazdığı reçete eczacınızın önerdiği dozda önerdiği şekilde uygulanır. Siz bunu alır bir avuç içerseniz hastanelik olursunuz, ilacın özelliğine göre ölebilirsiniz de. Bitki koruma ürünleri olan zirai ilaçlarda böyledir. Bu ürünleri tavsiye edildiği gibi doğru zamanda doğru dozda kullandığınızda bu bir ilaçtır. Ama uzman tavsiyesine uymadan kendi kafanıza göre kullanırsanız bu, ilaç değil insan sağlığını tehdit eden bir zehir haline gelir.

GELECEK NESİLLERE GEÇEN HASTALIKLAR OLUŞUYOR!

İki tür zehirlenme vardır; akut ve kronik zehirlenme olmak üzere. Kayseri’deki çocuğumuz akut zehirlenmenin kurbanı oldu. Oysa tarım ilaçlarından ve diğer kimyasal ilaçlardan kaynaklanan zehirlenme; kronik zehirlenme. Belli oranlarda sürekli alıyorsunuz ve daha sonra kanser, böbrek, kalp ve diğer kronik rahatsızlıklar meydana geliyor. Hatta bununla da kalmayıp bu hastalıkları gelecek nesillere bile aktarabiliyorsunuz.

TÜKETİCİNİN YAPABİLECEĞİ PEK BİR ŞEY YOK

Tüketici olarak çok fazla yapabilecek bir şey kalmıyor. Sadece tükettiğiniz ürünleri yıkayabilirsiniz. Yıkayın diyoruz ama kullanılan ilaçların belli miktarı yıkasanız da çıkmayan ilaçlar. Örneğin o çocuk nar yedi, narı kabuğuyla yemedi. Çatlağından içine girdi diyorlar, hayır. Direk özsuyuna karışan ilaçlarda var. İstediğiniz kadar yıkayın eğer o bekleme süresine uyumadıysa, doz aşımı yapıldıysa o zaman tüketicinin burada çok fazla yapabileceği bir şey yok. Burada iş yine üretime bakıyor.

KENDİ TÜKETEMEYECEĞİ ÜRÜNÜ SATAN BİR ÇİFTÇİ GÖRMEDİM

Şehir efsanesi gibi anlatıyorlar; satmak için baktığı bahçesine ilaç atmış kendi yediğini ilaçlamıyormuş. Bizim üreticimiz böyle hain, kalleş değil. Ben 30 yıldır ovadayım, kendi tüketemeyeceği bir ürünü tüketiciye satan bir çiftçi görmedim.

POLİSİYE TEDBİRLER ÇÖZÜM DEĞİL

Zirai İlaç kalıntısı konusunun kökten çözümü için polisiye tedbirler değil, gerekli denetim mekanizmaları ve tarım politikaların uygulanması gerekiyor. Üretici örgütlenecek bunu devlet sağlayacak. Bütün dünyada böyle. Tarımsal destekleri, kooperatifler üzerinden verecek. Kooperatifleri destekleyecek. Örneğin Manisa’da Sebze Üreticileri Birliği Koop. oluşacak. Burada ziraat mühendisleri çalışacak. Mühendislerin kontrolünde, onların vereceği reçetelerle üretip, satılması gerekiyor

KAĞIT ÜSTÜNDE HERŞEY TAMAM AMA UYGULAMADA NOKSANLIK VAR

Denetleyen mekanizma var ama denetim sıklığı ve yöntemleri konusunda ciddi noksanlıklar var. Bu da küçük çiftçi gruplarının örgütlenip, kooperatif haline gelememesinden kaynaklanıyor. Yasalara, mevzuatlara bakarsanız Türkiye’de noksan yok, her şey kağıt üstünde tamam. Çünkü hal kanunu diyor ki; bütün ürünler hale gelir orada kontrol edilir oradan sonra pazara arz edilir. Ama görüyoruz ki hale uğramamış, denetim görmemiş yüzlerce satıcı görüyoruz. Sağlıklı, kalıntısız ve yeterli miktarda üretim için Tarım Bakanlığının gerekli denetimleri artması gerekiyor.

SAHADA ÇALIŞAN MÜHENDİSLERİN SAYISI BİR ELİN PARMAKLARINI GEÇMİYOR

Manisa’da şu anda bin 200’e yakın kayıtlı, bin 500’e yakında kayıtsız meslektaşımız var. Ama alanda hiçbir ilaç, gübre satmadan sadece bilgi satan, danışmalık yapan ziraat mühendislerinin sayısının bir elin parmağını geçmiyordur. Bu durum çok üzücü ve düşündürücü. Ziraat mühendislerinin sahada aktif olarak çalışması gerekiyor.”

KURTLUYSA İLAÇSIZ” ALGISI YANLIŞ

Zirai ilaçların tarımsal üretimdeki kalitenin artırılması için olmazsa olmaz olduğunu kaydeden Demran, halk arasında yaygın olarak inanılan; “kurtlu meyve sebze ilaçsızdır” deyimin yanlış olduğuna vurgu yaparak şöyle konuştu; “Kurtlu sebze ve meyvenin ilaçsız olduğuna dair yanlış bir algı var. Eğer salkım güvesi danenin içine girdiyse siz ondan sonra 10 seferde ilaç atsanız meyvenin içindeki kurdu öldüremezsiniz. Kurtlu elma ya da diğer yiyecekler o ürünün ilaçsız olduğu anlamına gelmez.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.