KADINLAR SESLERİNİ DUYURMAK İÇİN SOKAKLARA ÇIKACAK

ÖZEL RÖPORTAJ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 25.11.2019 - 15:53, Güncelleme: 25.11.2019 - 15:53
 

KADINLAR SESLERİNİ DUYURMAK İÇİN SOKAKLARA ÇIKACAK

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Manisa Temsilcisi ve Manisa Kadın Meclisi üyesi Semiha Hasgör, Türkiye'de şiddetin gün geçtikçe artma nedenini, kadın dayanışmasının önemini, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanununun kadına şiddetin önlenmesi konusundaki önemini gazetemiz Denge’ye anlattı. Öte yandan, bugün tüm Türkiye’de olacağı gibi, Manisa’da da kadınlar "ölmek istemiyoruz" sloganıyla meydanlarda buluşacak.
Neredeyse her gün kadınların öldürüldüğü ve şiddet gördüğü Türkiye'de, 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü'nde tüm ülkede olacağı gibi Manisa’da da kadınlar, sokaklarda kadına şiddete karşı seslerini duyuracak.  Bugün saat 17:30’da, Şehzadeler ilçesi 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda, 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü buluşması gerçekleşecek. Manisalıları bu buluşmaya katılarak destek olmaya çağıran Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Manisa Temsilcisi ve Manisa Kadın Meclisi üyesi Semiha Hasgör, Türkiye’deki kadına şiddet tablosunu değerlendirdi.  Ülkemizde kadına şiddetin 2009 yılından bu yana giderek arttığını dile getiren Hasgöre, kadına şiddetin son bulması için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Koruma Kanunun acilen uygulanması gerektiğine vurgu yaptı. SADECE 2011 YILINDA KADIN CİNAYETLERİ AZALDI Hasgör açıklamasında; “Güleda Cankel, Emine Bulut, Şule Çet, Ecem Balcı, Özgecan Aslan, Münevver Karabulut, Ayşe Paşalı öldürülen yüzlerce hatta binlerce kadından sadece bir kaçı. 2018 yılında 440, 2019 yılından bugüne kadar 423 kadın kardeşimiz öldürüldü. İstanbul sözleşmesi ve kadınların şifresi olan 6284 sayılı koruma kanunu etkin bir şekilde uygulansaydı yüzlerce kadın kardeşimiz hayatta olabilirdi. 2009 yılından bu yana kadın cinayetlerinin çizelgesine baktığımızda her yıl artarak devam ettiğini görüyoruz.  Sadece 2011 yılında önemli bir azalma görüyoruz. Peki 2011 yılında ne oldu da kadın cinayetleri azaldı?  Çünkü 2011 yılında hem adını imzalandığı şehirden alan İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalandı hem de kadınların şifresi olan 6284 sayılı kanun çıkarıldı.  Yani siyasi irade kadın cinayetlerini durdurma yönünde net bir tavır koydu.” sözlerine yer verdi. 4 BAŞLIKTA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284 İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Koruma Kanunu’nun uygulanmasını 4 bölümde incelemeyebileceğini aktaran Semiha Hasgöre, ana başlıklarını “ 1-şiddeti önleme, 2-koruma, 3-etkin bir soruşturma, kovuşturma ve ceza, 4- kadını güçlendirmeye yönelik politikaların geliştirilmesi” şeklinde sıraladı. Kadın cinayetlerinin hemen bir anda olmadığını belirten Hasgör, “Öncesinde sistematik bir şiddet görüyoruz” şeklinde konuşarak 4 maddenin içeriklerini şu şekilde açıkladı; ŞİDDETE SIFIR TOLERANS “1’incisi; şiddeti önleme.  İstanbul sözleşmesi öncelikle siyasi iradeden şiddetsiz bir toplum yaratmasını ister.  Bu şiddete sıfır tolerans demektir. Hayatın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi kadın erkek eşitliğinin sağlanması demektir   KOLLUK KUVVETLERİNİN ETKİN KORUMASI ŞART 2’incisi; koruma. Korumada 6284 nolu kanun devreye giriyor. Bu,  ‘sıfır şiddetli toplumu hemen yaratamayabilirsin bu süreçte kadınların başına bir şey gelebilir ama o zaman da etkin koruyacaksın’ demektir. Güleda Cankel’da gördük, 17 saat mücadele etmiş. Etkin bir koruma olsaydı ölüm ile sonuçlanmazdı.  Güleda Cankel’in ölümü hemen bir anda mı olmuş? Hayır. Burada da görüyoruz ki kolluk kuvvetlerinin bu noktada önemi çok büyük. Şiddet gören kişi şikayetçi olmasa dahil çevredekilerin şikayetiyle şiddet uygulayan kişi salınmamalıydı. En son Isparta’da Güleda Cankel cinayeti ve daha birçok kadına yönelik şiddet ve cinayet karşısında 6284 sayılı kanunun kolluk güçleri tarafından etkin uygulanmadığını görüyoruz. ETKİN BİR SORUŞTURMA, KOVUŞTURMA VE CEZA ŞART 3’üncüsü etkin bir soruşturma, kovuşturma ve ceza. Şiddet önlenemedi, koruyamadın, o zaman da etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapman gerekiyor. Hepimizin bildiği gibi Şule Çet cinayetinde de gördüğümüz gibi, eğer kadınların mücadelesi olmasa bugün Şule Çet’in katilleri aramızda dolaşıyor olacaktı. Atladığı söylenilen penceredeki parmak izleri bile alınmamıştı. Kadınların mücadelesi sonucunda etkin soruşturma sonucunda katilleri şuanda tutuklu. Önümüzdeki 4 Aralık’ta da savcı cezaya karar verecek. Savcı, ağırlaştırılmış müebbet istedi. Dava süreçlerinde iyi hal, tahrik, aşırı sevgi indirimleri gibi uygulamaların uygulandığını görüyoruz. Son zamanlarda gündemde olan infaz indirimi de katillerin içeride değil de dışarıda olmasını sağlayacak.  “Nasıl olsa 3-5 yıl hapis yatacağım” diye cinayet işlemekten çekinmiyorlar. Korunamayan kadınlar için öldükten sonra da adalet sağlanamıyor. 1 MİLYON KADIN İŞ GÜCÜNDEN SAYILMIYOR! 4’üncüsü kadının güçlendirilmesine yönelik politikaların geliştirilmesi. Tüm bu 3 maddeyi uyguladın ama buna rağmen şiddet önlenemediyse kadınlarla ilgili politikalar geliştirilmeli. Kadınların güçlendirilmesi ile ilgili. Kadınlarla ilgili politikalar geliştirilmesinin en önemli ayağı kadının istihdama, işgücüne katılımının sağlanmasıdır. Ama baktığımız zaman bugün 11 milyon kadın iş gücünden bile sayılmıyor. 1 milyon kadın, şu anda ev işleriyle uğraşması nedeniyle iş gücünden sayılmıyor ve yok sayılıyor.  Erkekler de iş gücüne katılmama oranı sıfır.  Bu noktada kadınların yüzde 30’u iş gücünden sayılmıyor ve yüzde 50-60’ı işsiz.  Bu da kadınların ekonomik özgürlüğünü alması için çalışmalar yapılması gerekiyor.” “NAFAKA HAKLARINI ELİNDEN ALARAK MUHTAÇ HALE GETİRMEK İSTİYORLAR” Kadınlara verilen nafakanın kaldırılması için başlatılan süreç hakkında da konuşan Hasgör, nafakanın kaldırılmasının kadınların daha da güçsüzleştirilmesine, erkeğe muhtaç bırakılmasına neden olacağını savundu. Hasgöre, “”Şimdi erkekler ömür boyu nafaka mı ödeyeceğiz” diye seslerini yükseltiyorlar. “Küçücük yaşta evlendiriliyorsun, daha sonra evlendikten sonra işten çıkacaksın ya da çalışmayacaksın” diyorsun.  Kadınlarda evde temizlik yapıyor, çocuk bakıyor. Bu kadınlar çalışacak olsa genel müdür kadar maaş alacak bir iş gücü sarf ediyor.  Boşanmak isteyince de nafaka ödememek için diretiyorsun. “Kadınlar, eşleriyle boşanınca aldıkları nafakayla gezip tozuyor” diye bir algı yaratılıp bundan da mahrum bırakılmak isteniyor. Kadınların aldığı ortalama nafaka ücreti 370 TL. Nafaka haklarını alarak kadınları yürümeyen evliliklerine, kocalarına muhtaç duruma getirmek istiyorlar. Bu yüzden hak olan nafakanın kaldırılmasına karşıyız.” “MÜCADELE ETMEYE DEVAME EDECEĞİZ” Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Manisa Temsilcisi ve Manisa Kadın Meclisi üyesi Semiha Hasgör, Türkiye’de kadına karşı şiddetin son bulana kadar mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizerek, “Öldürülen kadın kardeşlerimizi asla unutmayacağız. Unutturmayacağız. Onlara verdiğimiz sözü tutup mücadele etmeye devam edeceğiz.  İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Koruma Kanunu uygulatacağız. Kadın cinayetlerini durduracağız. Kadınlar yaşasın, çocuklar gülsün diye tüm kadın kardeşlerimizi 25 Kasım Pazartesi günü saat 17:30’da Manolya Meydanı’na çağırıyoruz.” dedi.  
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Manisa Temsilcisi ve Manisa Kadın Meclisi üyesi Semiha Hasgör, Türkiye'de şiddetin gün geçtikçe artma nedenini, kadın dayanışmasının önemini, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanununun kadına şiddetin önlenmesi konusundaki önemini gazetemiz Denge’ye anlattı. Öte yandan, bugün tüm Türkiye’de olacağı gibi, Manisa’da da kadınlar "ölmek istemiyoruz" sloganıyla meydanlarda buluşacak.
Neredeyse her gün kadınların öldürüldüğü ve şiddet gördüğü Türkiye'de, 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü'nde tüm ülkede olacağı gibi Manisa’da da kadınlar, sokaklarda kadına şiddete karşı seslerini duyuracak.  Bugün saat 17:30’da, Şehzadeler ilçesi 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda, 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü buluşması gerçekleşecek. Manisalıları bu buluşmaya katılarak destek olmaya çağıran Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Manisa Temsilcisi ve Manisa Kadın Meclisi üyesi Semiha Hasgör, Türkiye’deki kadına şiddet tablosunu değerlendirdi.  Ülkemizde kadına şiddetin 2009 yılından bu yana giderek arttığını dile getiren Hasgöre, kadına şiddetin son bulması için İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Koruma Kanunun acilen uygulanması gerektiğine vurgu yaptı.

SADECE 2011 YILINDA KADIN CİNAYETLERİ AZALDI

Hasgör açıklamasında; “Güleda Cankel, Emine Bulut, Şule Çet, Ecem Balcı, Özgecan Aslan, Münevver Karabulut, Ayşe Paşalı öldürülen yüzlerce hatta binlerce kadından sadece bir kaçı. 2018 yılında 440, 2019 yılından bugüne kadar 423 kadın kardeşimiz öldürüldü. İstanbul sözleşmesi ve kadınların şifresi olan 6284 sayılı koruma kanunu etkin bir şekilde uygulansaydı yüzlerce kadın kardeşimiz hayatta olabilirdi. 2009 yılından bu yana kadın cinayetlerinin çizelgesine baktığımızda her yıl artarak devam ettiğini görüyoruz.  Sadece 2011 yılında önemli bir azalma görüyoruz. Peki 2011 yılında ne oldu da kadın cinayetleri azaldı?  Çünkü 2011 yılında hem adını imzalandığı şehirden alan İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalandı hem de kadınların şifresi olan 6284 sayılı kanun çıkarıldı.  Yani siyasi irade kadın cinayetlerini durdurma yönünde net bir tavır koydu.” sözlerine yer verdi.
4 BAŞLIKTA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ VE 6284

İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Koruma Kanunu’nun uygulanmasını 4 bölümde incelemeyebileceğini aktaran Semiha Hasgöre, ana başlıklarını “ 1-şiddeti önleme, 2-koruma, 3-etkin bir soruşturma, kovuşturma ve ceza, 4- kadını güçlendirmeye yönelik politikaların geliştirilmesi” şeklinde sıraladı. Kadın cinayetlerinin hemen bir anda olmadığını belirten Hasgör, “Öncesinde sistematik bir şiddet görüyoruz” şeklinde konuşarak 4 maddenin içeriklerini şu şekilde açıkladı;

ŞİDDETE SIFIR TOLERANS

“1’incisi; şiddeti önleme.  İstanbul sözleşmesi öncelikle siyasi iradeden şiddetsiz bir toplum yaratmasını ister.  Bu şiddete sıfır tolerans demektir. Hayatın her alanında toplumsal cinsiyet eşitliğinin gözetilmesi kadın erkek eşitliğinin sağlanması demektir
 

KOLLUK KUVVETLERİNİN ETKİN KORUMASI ŞART

2’incisi; koruma. Korumada 6284 nolu kanun devreye giriyor. Bu,  ‘sıfır şiddetli toplumu hemen yaratamayabilirsin bu süreçte kadınların başına bir şey gelebilir ama o zaman da etkin koruyacaksın’ demektir. Güleda Cankel’da gördük, 17 saat mücadele etmiş. Etkin bir koruma olsaydı ölüm ile sonuçlanmazdı.  Güleda Cankel’in ölümü hemen bir anda mı olmuş? Hayır. Burada da görüyoruz ki kolluk kuvvetlerinin bu noktada önemi çok büyük. Şiddet gören kişi şikayetçi olmasa dahil çevredekilerin şikayetiyle şiddet uygulayan kişi salınmamalıydı. En son Isparta’da Güleda Cankel cinayeti ve daha birçok kadına yönelik şiddet ve cinayet karşısında 6284 sayılı kanunun kolluk güçleri tarafından etkin uygulanmadığını görüyoruz.

ETKİN BİR SORUŞTURMA, KOVUŞTURMA VE CEZA ŞART

3’üncüsü etkin bir soruşturma, kovuşturma ve ceza. Şiddet önlenemedi, koruyamadın, o zaman da etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapman gerekiyor. Hepimizin bildiği gibi Şule Çet cinayetinde de gördüğümüz gibi, eğer kadınların mücadelesi olmasa bugün Şule Çet’in katilleri aramızda dolaşıyor olacaktı. Atladığı söylenilen penceredeki parmak izleri bile alınmamıştı. Kadınların mücadelesi sonucunda etkin soruşturma sonucunda katilleri şuanda tutuklu. Önümüzdeki 4 Aralık’ta da savcı cezaya karar verecek. Savcı, ağırlaştırılmış müebbet istedi. Dava süreçlerinde iyi hal, tahrik, aşırı sevgi indirimleri gibi uygulamaların uygulandığını görüyoruz. Son zamanlarda gündemde olan infaz indirimi de katillerin içeride değil de dışarıda olmasını sağlayacak.  “Nasıl olsa 3-5 yıl hapis yatacağım” diye cinayet işlemekten çekinmiyorlar. Korunamayan kadınlar için öldükten sonra da adalet sağlanamıyor.

1 MİLYON KADIN İŞ GÜCÜNDEN SAYILMIYOR!

4’üncüsü kadının güçlendirilmesine yönelik politikaların geliştirilmesi. Tüm bu 3 maddeyi uyguladın ama buna rağmen şiddet önlenemediyse kadınlarla ilgili politikalar geliştirilmeli. Kadınların güçlendirilmesi ile ilgili. Kadınlarla ilgili politikalar geliştirilmesinin en önemli ayağı kadının istihdama, işgücüne katılımının sağlanmasıdır. Ama baktığımız zaman bugün 11 milyon kadın iş gücünden bile sayılmıyor. 1 milyon kadın, şu anda ev işleriyle uğraşması nedeniyle iş gücünden sayılmıyor ve yok sayılıyor.  Erkekler de iş gücüne katılmama oranı sıfır.  Bu noktada kadınların yüzde 30’u iş gücünden sayılmıyor ve yüzde 50-60’ı işsiz.  Bu da kadınların ekonomik özgürlüğünü alması için çalışmalar yapılması gerekiyor.”

“NAFAKA HAKLARINI ELİNDEN ALARAK MUHTAÇ HALE GETİRMEK İSTİYORLAR”

Kadınlara verilen nafakanın kaldırılması için başlatılan süreç hakkında da konuşan Hasgör, nafakanın kaldırılmasının kadınların daha da güçsüzleştirilmesine, erkeğe muhtaç bırakılmasına neden olacağını savundu. Hasgöre, “”Şimdi erkekler ömür boyu nafaka mı ödeyeceğiz” diye seslerini yükseltiyorlar. “Küçücük yaşta evlendiriliyorsun, daha sonra evlendikten sonra işten çıkacaksın ya da çalışmayacaksın” diyorsun.  Kadınlarda evde temizlik yapıyor, çocuk bakıyor. Bu kadınlar çalışacak olsa genel müdür kadar maaş alacak bir iş gücü sarf ediyor.  Boşanmak isteyince de nafaka ödememek için diretiyorsun. “Kadınlar, eşleriyle boşanınca aldıkları nafakayla gezip tozuyor” diye bir algı yaratılıp bundan da mahrum bırakılmak isteniyor. Kadınların aldığı ortalama nafaka ücreti 370 TL. Nafaka haklarını alarak kadınları yürümeyen evliliklerine, kocalarına muhtaç duruma getirmek istiyorlar. Bu yüzden hak olan nafakanın kaldırılmasına karşıyız.”

“MÜCADELE ETMEYE DEVAME EDECEĞİZ”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Manisa Temsilcisi ve Manisa Kadın Meclisi üyesi Semiha Hasgör, Türkiye’de kadına karşı şiddetin son bulana kadar mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizerek, “Öldürülen kadın kardeşlerimizi asla unutmayacağız. Unutturmayacağız. Onlara verdiğimiz sözü tutup mücadele etmeye devam edeceğiz.  İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Koruma Kanunu uygulatacağız. Kadın cinayetlerini durduracağız. Kadınlar yaşasın, çocuklar gülsün diye tüm kadın kardeşlerimizi 25 Kasım Pazartesi günü saat 17:30’da Manolya Meydanı’na çağırıyoruz.” dedi.
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.