Sahipsiz hayvan diye bir şey yok!

ÖZEL RÖPORTAJ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 04.10.2021 - 18:36, Güncelleme: 04.10.2021 - 18:36
 

Sahipsiz hayvan diye bir şey yok!

Manisa Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Merter Yıldız, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
Manisa Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Merter Yıldız, bu yıl hayata geçen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile birlikte sokakta yaşayan hayvanlar için önemli kazanımlar elde edildiğine vurgu yaptı. Bu yasayla birlikte özellikle belediyelere önemli sorumlulukların üstlenildiğinin altını çizen Yıldız, hiçbir hayvanın sahipsiz olmadığına, her belediyenin hizmet alanı içerisindeki bölgede sokakta yaşayan hayvanlara bakmakla yükümlü olduğuna dikkat çekti.  Yıldız ayrıca, günümüzde veteriner hekimlerin karşı karşıya kaldığı sıkıntıları da değindi. BU TERİMLERİ DEĞİŞTİRMEK GEREK!    Hayvanların sınıflandırılmasına dair söylemlerin ve terimlerin değişmesi gerektiğine vurgu yapan Merter Yıldız özellikle ‘sokak hayvanı’, ‘sahipsiz hayvan’ terimlerine karşı çıktığını belirtti. Bunun yanı sıra 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nün isminin de yanlış olduğunu savunan Yıldız, ‘koruma’ kelimesinin bu özel günden çıkması gerektiğini söyledi. Yıldız’ın bu konuya ilişkin yaptığı açıklamalardan öne çıkan kısımlar şu şekilde; HAYVANLARI KORUMAMIZI KUTLAMAK SAÇMA “4 Ekim Hayvanları Koruma Günü olarak kutlanıyor. Bugünün ‘koruma’ kelimesiyle kutlanmasına karşıyım. Hayvanı kimden koruyoruz biz? Çocukları koruma günü diye bir şey var mı? Hayvan Hakları Günü olabilir. Ama onları insanların kötülüklerinden korumak zorunda olduğumuz bir gerçek varken bu kötü gerçekliği kutlamak saçma geliyor. Bu programın ismi değişmeli.” ONLAR, ‘SOKAK’ DEĞİL ‘SOKAĞIMIZIN HAYVANLARI’ Sokak hayvanları terimine tamamen karşıyım. Aynı habitatı paylaştığımız dostlarımız onlar bizim. Aynı mahalle içerisinde nasıl komşunuz varsa o mahallede doğan ve büyüyen kedi veya köpek var. Ben, ‘sokak hayvanı’ değimini o yüzden ‘sokağımızın hayvanı’ olarak değiştirmeye çalışıyorum. Bunu birkaç senedir çevremdeki herkese empoze etmeye çalışıyorum. Sokak, sadece bize ait değil, onların da yaşam alanı. ONLAR ASLINDA ‘BELEDİYENİN HAYVANLARI’ İkincisi ‘sahipsiz hayvan’ deyimi. Buna da şiddetle karşı çıkıyorum çünkü sahipsiz hayvan diye bir şey yok. En son çıkan hayvan hakları yasasında da sokakta yaşayan sokağımızın hayvanlarını şöyle tanımlıyor; sokakta yaşayan hayvanlar hangi belediyenin mücavir alanı kapsamında ise o belediyeye aittir. Belediyenin sorumlulukları içerisinde yer alan hayvanların bakımı, beslenmesi, suya sağlıklı erişimi ve de hastalanma durumunda tedavi ve rehabilite işlemleri belediyeye aittir. Yani sahipsiz diye tanımlanan hayvanlar aslında belediyenin hayvanları.” YENİ YASAYLA BİRLİKTE BELEDİYELER BARINAK KURMAK ZORUNDA Türkiye'de hayvan hakları konusunda son bir yılda yaşanan en önemli gelişmenin 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki değişiklik olduğunu dile getiren Yıldız, yeni yasayla birlikte belediyelerin, hizmet alanında sokakta yaşayan hayvanlara bakmakla yükümlü olduğunu ve bu yükümlülüğün somut getirilerle kanıtlanmak zorunda olduğunu söyledi. Yıldız, “Yeni yasa, “nüfusu 25 binden az olan ilçeler barınak kurmaya bilir ama nüfusu 25 binin üzerinde olan ilçeler barınak kurmak zorundadır”, “25 bin ile 75 bin arasında olan ilçeler 2024 yılı sonuna kadar, 75 binin üzerinde olan ilçeler ise 2022’nin sonuna kadar barınak kurmak zorunda” diyor. Yeni yasa, belediyelere; ‘bütçenizin binde 2 oranında bu ödeneği hayvanlar için çıkartacaksınız’ diyor.” dedi. BELEDİYELER BU İŞİ PEK ÖNEMSEMİYORLAR Manisa’da bulunan barınakların 2 tanesinin ruhsatlı olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Manisa merkezde sadece Büyükşehir’in barınağı var. Manisa’da Büyükşehir ve Salihli’deki barınaklar ruhsatlı. Şu anda neredeyse her ilçede barınak mevcut. Bir tek Ahmetli’de yok. Hepsinde de bir veya iki tane veteriner hekimi var. Ahmetli ve Gölmarmara’da dışarıdan hizmet alımı yapıyor, onlarda veteriner istihdamı yok. Gönül ister ki bütün ilçelerde veteriner hekimleri istihdam edilsin. Böyle olursa rehabilite ve barınak anlamında çok ciddi işler yapılacak. Ama belediyeler maalesef bu işe biraz olsa da olur olmasa da olur gözüyle bakıyor. Önemsemiyorlar. Mutlaka her belediyenin bir barınağı ve bir tane de veteriner hekimi istihdam etmesi gerekir.” şeklinde konuştu. TEDAVİ EDİLMESİ GEREKEN HAYVAN BEYAZ MASA’YA BİLDİRİLMELİ Sokakta yaralı, hasta veya bakıma muhtaç şekilde bulunan hayvanların sadece bir gün değil bir süre tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldız, bu nedenle vatandaşların bu hayvanları barınaklara götürmesinin ya da belediyelerin Beyaz Masası’nı aramalarının en doğrusu olacağına vurgu yaptı. Yıldız, “Hasta bir hayvanın tedavisini yapmak bir defaya mahsus bir işlem değil. Hayvana bir kere iğne yapılınca veya ilaç verilince hemen iyileşmesi söz konusu değil. Bu nedenle ilgili belediyelerin Beyaz Masası ile iletişime geçilmeli. Onlar, hayvanlara gerekli tedavi uygulandıktan sonra aldıkları yere geri bırakıyorlar. Ancak bazı vatandaşlar direk özel kliniklere götürüyor buldukları hayvanları. Eğer bu hayvanı gözlem altında tutabilecek ve her gün getirip, götürebileceklerse biz tedavisini yapalım. Dışarıda yapılan tedavilerden daha uyguna da yapıyoruz. Hayvanı sevmeyen insan veteriner olamaz zaten. Ama çoğu kez karşılaştığımız manzara, ‘ben bunu sokakta buldum, tekrar oraya bırakacağım, ben bununla ilgilenemem’ şeklinde oluyor.” dedi. HAYVANLARIN BARINAKLARDA ÖLDÜRÜLDÜĞÜNE DAİR YANLIŞ DÜŞÜNCE VAR Bu söylem karşısında vatandaşları barınaklara yönlendirdiklerini belirten Yıldız, “Bizde, her gün getiremeyeceklerse hayvanı rehabilitasyon merkezine götürmelerini istiyoruz. Orada veteriner hekimler var. Tedavisi bittiğinde sokaktan alındığı yere bırakılacak. Çünkü yasa bunu söylüyor. Hasta veya düşkün vaziyette bulunan köpek ya da kedi ekipler tarafından alınır, kısırlaştırılacaksa kısırlaştırılır, aşıları vurulur ardından bulunduğu yere tekrar bırakılır. Ama çoğu insanda, ‘barınaklarda hayvanların öldürüldüğüne’ dair yanlış bir düşünce var. Hayvanların öldürülmesi kesinlikle yasak. Yasak olmasa sokaktaki popülasyon bu kadar çok olur muydu?” ifadelerini kullandı. BİR ÇİFT KÖPEK 5 YILIN SONUNDA BİNLERCE KÖPEK OLUŞTURABİLİYOR Türkiye’de ve Manisa’da en büyük sorunların başında sokakta yaşayan hayvanların popülasyonunun kontrol edilememesinin olduğunu söyleyen Yıldız bu konuya ilişkin şöyle konuştu; “Büyükşehir’in barınağında arkadaşlarımız can siper halinde çok iyi çalışıyorlar ancak bu yetmiyor. Şu anda barınak yüzde 100 kapasite ile çalışıyor. Fakat hayvan sayısı çok fazla. Bununda önlemi kısırlaştırmadan geçiyor. Kısırlaştırma olabildiğince az popülasyon demek. Bir çift köpek beş yılın sonun binlerce köpek oluşturabiliyor. Bir batımda bir köpek 9 tane soğuruyor. Kediler de böyle.” MANİSA’DA 9 AYDA 2 BİN CİVARINDA HAYVAN KISIRLAŞTIRILDI Şu anda belediye ekipleri gelen ihbarlar doğrultusunda köpekleri bulunduğu yerden alıp kısırlaştırıp tedavi ettikten sonra tekrar alındığı yere bırakıldığının vurgusunu yapan Yıldız, “Geçtiğimiz günlerde İl Hayvanları Koruma toplantısı yaptık. Burada elde ettiğimiz verilere göre 17 ilçede 9 ay içerisinde 2 bin civarında kedi ve köpek kısırlaştırılmış. Ama yeterli mi değil… Çünkü popülasyon çok yüksek. Alaşehir kısırlaştırma konusunda çok önemli işler yapıyor. Orada da popülasyon çok yüksekti. Şimdi iki veteriner ile birlikte ciddi bir kısırlaştırma çalışması yapıyorlar. Alaşehir’de sokaktaki hayvanların popülasyonu düzeltmeye başladılar. Bu uzun bir soluklu iş.” dedi. MALİYETLER 3 KAT ARTTI ANCAK FİYAT TARİFESİ DEĞİŞMEDİ Kliniklerde uygulanan tedavi işlemlerinin ‘pahalı’ olarak nitelendirilmesinin doğru bir düşünce olmadığını söyleyen Yıldız, ücretlerin her yıl ekonomik şartlara göre düzenlendiğine vurgu yaptı. Yıldız, “Türk Veterinerler Hekimleri Birliği’nin 6343 sayılı uygulama yönetmeliği şunu söyler; odalar asgari ücreti belirler, bu ücretler hekimler birliği tarafından onaylandıktan sonra her yıl işleme sürer. Her yıl aralık ayında bir komisyon toplanıyor, tedavi kalemlerinin asgari ücreti belirleniyor. Bu, haksız rekabetin önüne geçebilmek, standart oluşturabilmek, veteriner hekimi değişen ekonomik şartlarda koruyabilmek için uygulanan bir yöntem. Viral aşı şu anda Manisa’da 110 lira. Şimdi belki vatandaşlara tedavi ücretleri pahalı geliyor ancak neye ve kime göre pahalı? Bir maliyet var ve bunun içerisinde ayakta durmaya çalışan bir meslek grubu var. Biz hasta baktığımız zaman devletten hiçbir desteğimiz yok. Benim maaşımı devlet yatırmıyor. Bu yıl maliyetler aşırı derecede arttı, kullandığımız, aldığımız ürünler çok ciddi zamlandı. 2020’nin sonunda belirlediğimiz rakamlarla tedavileri yapıyoruz. Şu an aslında hekimlerimiz zararına çalışıyor. 2020 yılının başındaki aşının alış fiyatı ile şu anki fiyatı arasında yaklaşık 3 kat fark var. Buna rağmen biz aynı fiyat tarifesini uyguluyoruz. Asgari ücret değişmeden biz bu fiyatları değiştiremeyiz.” dedi.
Manisa Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Merter Yıldız, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

Manisa Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Merter Yıldız, bu yıl hayata geçen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile birlikte sokakta yaşayan hayvanlar için önemli kazanımlar elde edildiğine vurgu yaptı. Bu yasayla birlikte özellikle belediyelere önemli sorumlulukların üstlenildiğinin altını çizen Yıldız, hiçbir hayvanın sahipsiz olmadığına, her belediyenin hizmet alanı içerisindeki bölgede sokakta yaşayan hayvanlara bakmakla yükümlü olduğuna dikkat çekti.  Yıldız ayrıca, günümüzde veteriner hekimlerin karşı karşıya kaldığı sıkıntıları da değindi.

BU TERİMLERİ DEĞİŞTİRMEK GEREK!   

Hayvanların sınıflandırılmasına dair söylemlerin ve terimlerin değişmesi gerektiğine vurgu yapan Merter Yıldız özellikle ‘sokak hayvanı’, ‘sahipsiz hayvan’ terimlerine karşı çıktığını belirtti. Bunun yanı sıra 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü’nün isminin de yanlış olduğunu savunan Yıldız, ‘koruma’ kelimesinin bu özel günden çıkması gerektiğini söyledi. Yıldız’ın bu konuya ilişkin yaptığı açıklamalardan öne çıkan kısımlar şu şekilde;

HAYVANLARI KORUMAMIZI KUTLAMAK SAÇMA

“4 Ekim Hayvanları Koruma Günü olarak kutlanıyor. Bugünün ‘koruma’ kelimesiyle kutlanmasına karşıyım. Hayvanı kimden koruyoruz biz? Çocukları koruma günü diye bir şey var mı? Hayvan Hakları Günü olabilir. Ama onları insanların kötülüklerinden korumak zorunda olduğumuz bir gerçek varken bu kötü gerçekliği kutlamak saçma geliyor. Bu programın ismi değişmeli.”

ONLAR, ‘SOKAK’ DEĞİL ‘SOKAĞIMIZIN HAYVANLARI’

Sokak hayvanları terimine tamamen karşıyım. Aynı habitatı paylaştığımız dostlarımız onlar bizim. Aynı mahalle içerisinde nasıl komşunuz varsa o mahallede doğan ve büyüyen kedi veya köpek var. Ben, ‘sokak hayvanı’ değimini o yüzden ‘sokağımızın hayvanı’ olarak değiştirmeye çalışıyorum. Bunu birkaç senedir çevremdeki herkese empoze etmeye çalışıyorum. Sokak, sadece bize ait değil, onların da yaşam alanı.

ONLAR ASLINDA ‘BELEDİYENİN HAYVANLARI’

İkincisi ‘sahipsiz hayvan’ deyimi. Buna da şiddetle karşı çıkıyorum çünkü sahipsiz hayvan diye bir şey yok. En son çıkan hayvan hakları yasasında da sokakta yaşayan sokağımızın hayvanlarını şöyle tanımlıyor; sokakta yaşayan hayvanlar hangi belediyenin mücavir alanı kapsamında ise o belediyeye aittir. Belediyenin sorumlulukları içerisinde yer alan hayvanların bakımı, beslenmesi, suya sağlıklı erişimi ve de hastalanma durumunda tedavi ve rehabilite işlemleri belediyeye aittir. Yani sahipsiz diye tanımlanan hayvanlar aslında belediyenin hayvanları.”

YENİ YASAYLA BİRLİKTE BELEDİYELER BARINAK KURMAK ZORUNDA

Türkiye'de hayvan hakları konusunda son bir yılda yaşanan en önemli gelişmenin 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'ndaki değişiklik olduğunu dile getiren Yıldız, yeni yasayla birlikte belediyelerin, hizmet alanında sokakta yaşayan hayvanlara bakmakla yükümlü olduğunu ve bu yükümlülüğün somut getirilerle kanıtlanmak zorunda olduğunu söyledi. Yıldız, “Yeni yasa, “nüfusu 25 binden az olan ilçeler barınak kurmaya bilir ama nüfusu 25 binin üzerinde olan ilçeler barınak kurmak zorundadır”, “25 bin ile 75 bin arasında olan ilçeler 2024 yılı sonuna kadar, 75 binin üzerinde olan ilçeler ise 2022’nin sonuna kadar barınak kurmak zorunda” diyor. Yeni yasa, belediyelere; ‘bütçenizin binde 2 oranında bu ödeneği hayvanlar için çıkartacaksınız’ diyor.” dedi.

BELEDİYELER BU İŞİ PEK ÖNEMSEMİYORLAR

Manisa’da bulunan barınakların 2 tanesinin ruhsatlı olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Manisa merkezde sadece Büyükşehir’in barınağı var. Manisa’da Büyükşehir ve Salihli’deki barınaklar ruhsatlı. Şu anda neredeyse her ilçede barınak mevcut. Bir tek Ahmetli’de yok. Hepsinde de bir veya iki tane veteriner hekimi var. Ahmetli ve Gölmarmara’da dışarıdan hizmet alımı yapıyor, onlarda veteriner istihdamı yok. Gönül ister ki bütün ilçelerde veteriner hekimleri istihdam edilsin. Böyle olursa rehabilite ve barınak anlamında çok ciddi işler yapılacak. Ama belediyeler maalesef bu işe biraz olsa da olur olmasa da olur gözüyle bakıyor. Önemsemiyorlar. Mutlaka her belediyenin bir barınağı ve bir tane de veteriner hekimi istihdam etmesi gerekir.” şeklinde konuştu.

TEDAVİ EDİLMESİ GEREKEN HAYVAN BEYAZ MASA’YA BİLDİRİLMELİ

Sokakta yaralı, hasta veya bakıma muhtaç şekilde bulunan hayvanların sadece bir gün değil bir süre tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldız, bu nedenle vatandaşların bu hayvanları barınaklara götürmesinin ya da belediyelerin Beyaz Masası’nı aramalarının en doğrusu olacağına vurgu yaptı. Yıldız, “Hasta bir hayvanın tedavisini yapmak bir defaya mahsus bir işlem değil. Hayvana bir kere iğne yapılınca veya ilaç verilince hemen iyileşmesi söz konusu değil. Bu nedenle ilgili belediyelerin Beyaz Masası ile iletişime geçilmeli. Onlar, hayvanlara gerekli tedavi uygulandıktan sonra aldıkları yere geri bırakıyorlar. Ancak bazı vatandaşlar direk özel kliniklere götürüyor buldukları hayvanları. Eğer bu hayvanı gözlem altında tutabilecek ve her gün getirip, götürebileceklerse biz tedavisini yapalım. Dışarıda yapılan tedavilerden daha uyguna da yapıyoruz. Hayvanı sevmeyen insan veteriner olamaz zaten. Ama çoğu kez karşılaştığımız manzara, ‘ben bunu sokakta buldum, tekrar oraya bırakacağım, ben bununla ilgilenemem’ şeklinde oluyor.” dedi.

HAYVANLARIN BARINAKLARDA ÖLDÜRÜLDÜĞÜNE DAİR YANLIŞ DÜŞÜNCE VAR

Bu söylem karşısında vatandaşları barınaklara yönlendirdiklerini belirten Yıldız, “Bizde, her gün getiremeyeceklerse hayvanı rehabilitasyon merkezine götürmelerini istiyoruz. Orada veteriner hekimler var. Tedavisi bittiğinde sokaktan alındığı yere bırakılacak. Çünkü yasa bunu söylüyor. Hasta veya düşkün vaziyette bulunan köpek ya da kedi ekipler tarafından alınır, kısırlaştırılacaksa kısırlaştırılır, aşıları vurulur ardından bulunduğu yere tekrar bırakılır. Ama çoğu insanda, ‘barınaklarda hayvanların öldürüldüğüne’ dair yanlış bir düşünce var. Hayvanların öldürülmesi kesinlikle yasak. Yasak olmasa sokaktaki popülasyon bu kadar çok olur muydu?” ifadelerini kullandı.

BİR ÇİFT KÖPEK 5 YILIN SONUNDA BİNLERCE KÖPEK OLUŞTURABİLİYOR

Türkiye’de ve Manisa’da en büyük sorunların başında sokakta yaşayan hayvanların popülasyonunun kontrol edilememesinin olduğunu söyleyen Yıldız bu konuya ilişkin şöyle konuştu; “Büyükşehir’in barınağında arkadaşlarımız can siper halinde çok iyi çalışıyorlar ancak bu yetmiyor. Şu anda barınak yüzde 100 kapasite ile çalışıyor. Fakat hayvan sayısı çok fazla. Bununda önlemi kısırlaştırmadan geçiyor. Kısırlaştırma olabildiğince az popülasyon demek. Bir çift köpek beş yılın sonun binlerce köpek oluşturabiliyor. Bir batımda bir köpek 9 tane soğuruyor. Kediler de böyle.”

MANİSA’DA 9 AYDA 2 BİN CİVARINDA HAYVAN KISIRLAŞTIRILDI

Şu anda belediye ekipleri gelen ihbarlar doğrultusunda köpekleri bulunduğu yerden alıp kısırlaştırıp tedavi ettikten sonra tekrar alındığı yere bırakıldığının vurgusunu yapan Yıldız, “Geçtiğimiz günlerde İl Hayvanları Koruma toplantısı yaptık. Burada elde ettiğimiz verilere göre 17 ilçede 9 ay içerisinde 2 bin civarında kedi ve köpek kısırlaştırılmış. Ama yeterli mi değil… Çünkü popülasyon çok yüksek. Alaşehir kısırlaştırma konusunda çok önemli işler yapıyor. Orada da popülasyon çok yüksekti. Şimdi iki veteriner ile birlikte ciddi bir kısırlaştırma çalışması yapıyorlar. Alaşehir’de sokaktaki hayvanların popülasyonu düzeltmeye başladılar. Bu uzun bir soluklu iş.” dedi.

MALİYETLER 3 KAT ARTTI ANCAK FİYAT TARİFESİ DEĞİŞMEDİ

Kliniklerde uygulanan tedavi işlemlerinin ‘pahalı’ olarak nitelendirilmesinin doğru bir düşünce olmadığını söyleyen Yıldız, ücretlerin her yıl ekonomik şartlara göre düzenlendiğine vurgu yaptı. Yıldız, “Türk Veterinerler Hekimleri Birliği’nin 6343 sayılı uygulama yönetmeliği şunu söyler; odalar asgari ücreti belirler, bu ücretler hekimler birliği tarafından onaylandıktan sonra her yıl işleme sürer. Her yıl aralık ayında bir komisyon toplanıyor, tedavi kalemlerinin asgari ücreti belirleniyor. Bu, haksız rekabetin önüne geçebilmek, standart oluşturabilmek, veteriner hekimi değişen ekonomik şartlarda koruyabilmek için uygulanan bir yöntem. Viral aşı şu anda Manisa’da 110 lira. Şimdi belki vatandaşlara tedavi ücretleri pahalı geliyor ancak neye ve kime göre pahalı? Bir maliyet var ve bunun içerisinde ayakta durmaya çalışan bir meslek grubu var. Biz hasta baktığımız zaman devletten hiçbir desteğimiz yok. Benim maaşımı devlet yatırmıyor. Bu yıl maliyetler aşırı derecede arttı, kullandığımız, aldığımız ürünler çok ciddi zamlandı. 2020’nin sonunda belirlediğimiz rakamlarla tedavileri yapıyoruz. Şu an aslında hekimlerimiz zararına çalışıyor. 2020 yılının başındaki aşının alış fiyatı ile şu anki fiyatı arasında yaklaşık 3 kat fark var. Buna rağmen biz aynı fiyat tarifesini uyguluyoruz. Asgari ücret değişmeden biz bu fiyatları değiştiremeyiz.” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.