HAYATI BOYUNCA HEP ÇALIŞTI...

ÖZEL RÖPORTAJ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 21.03.2012 - 10:49, Güncelleme: 21.03.2012 - 10:49
 

HAYATI BOYUNCA HEP ÇALIŞTI...

Gerek Sağlık İl Müdürlüğü gerekse Kızılay’da yaptığı başarılı çalışmalarla sadece Manisa’nın değil; Türkiye’nin yakından tanıdığı İsmet Nardal, Güller Diyarı Isparta’da dünyaya gelse de “ben Manisalıyım. Öyle ki mezar yerimi bile buradan aldım” sözleriyle Manisa’yı ne kadar sevdiğini anlatıyor. Türkiye’nin aynı makamda en uzun görev yapan müdürü sıfatını taşıyan İsmet Nardal, Ulu Çınarlar’da hayatını DENGE okuyucularına anlattı.
Manisa onu çalışkanlığı, detaycılığı ve ikna gücünün yüksekliğiyle tanıyor. Manisa İl Sağlık Müdürlüğü’nü 20 yıl yapan İsmet Nardal, yalnızca 3 aylık emekliliğin andından Kızılay Kan Merkezi Müdürlüğü görevini üstlenmiş. 10 yıldır da bu görevi başarıyla sürdürüyor. Mütevaziliği, samimiyeti ve cana yakınlığıyla bütün Manisalıların takdirini kazanan Nardal’a bizleri kırmadığı için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Güller diyarı Isparta’nın Uluborlu ilçesinde 05 Mayıs 1940 yılında dünyaya gelen İsmet Nardal, ailenin en büyük çocuğu. Ailenin iki erkek çocuğundan biri olan İsmet, ayakkabıcı babasına yardım etmek için erken yaşta çalışmaya başlamış. Öğrenim hayatı boyunca başarılı olan İsmet’i ailesi okutabilmek için küçük oğullarını askeri okula vermiş. İsmet Nardal da ailesine daha fazla yük olmamak için hep çalışmış. Bunu da gururla anlatıyor. Ben hep çalıştım… İsmet Nardal’ın en büyük üzüntüsü ise ihtisas yapamaması. Burs aldığı için ihtisas yapamadığını dile getiren Deneyimli sağlık Müdürü o günleri şu sözlerle anlatıyor:  “Annem ev hanımı babam ayakkabıcıydı. Karınca kararınca beni okutmaya çalışıyorlardı. Maddi durumumuz yeterli olmayınca kardeşimi askeri okula verdik. O subay oldu ben tıp fakültesinde okudum. Çok zor şartlarda okudum. Hamallık hariç her işte çalıştım. Kasiyerlik, muhasebecilik, ayakkabı boyacılığı, yağlı boyacılık yaptım. Üniversitede okurken bir İngiliz muhasebecinin yanında çalıştım. İş disiplinini de ondan öğrendim. Çok ilkeli, saygılı ve disiplinli bir patrondu. Zor şartlarda okudum çok şükür bu günlere geldim. Okurken burs alıyordum. Burs aldığım için ihtisas yapamadım. Çünkü o zamanlar devlet burs alanlara mecburi hizmet yaptırıyordu. Mezun olduktan sonra sırasıyla Malatya, Erzincan ve Demirci’de görev yaptım. 1981 yılında da Manisa İl Sağlık Müdürü oldum” Evlilikte 47. yıl Eşi Jale’yle üniversite döneminde tanışan İsmet Nardal, aynı zamanda kardeşiyle de bacanak. Eşinden sevgiyle söz eden İsmet Nardal, bugünlerde sağlık sorunları yaşayan Jale Hanımı da bir kez olsun yalnız bırakmazken; yanında olan dostlarına da teşekkür ediyor. Nardal, eşiyle tanışmasını ve evliliğini, “Eşimle üniversite hayatımda tanıştım. 1965 yılında evlendik. 2 oğlum var. Büyük oğlum diş hekimi, küçük oğlum da gemi inşaat mühendisi. Ama burada sanayide çalışıyor. Gelinlerim diş hekimi. Eşim ev hanımı. Ev işini, düzenini, ekonomisini çok iyi bilir. Ben çok sıkıntılı bir yaşam sürdüğün için bazen alamadığım şeyi almak istiyordum. Ama hanım bu konuda firenler, bütçemize göre yaşamamızı sağlardı. Ekonomiyi iyi bilen ve beni destekleyen bir eşim var. Hayatım boyunca her zaman en büyük destekçim olmuş, yanımda yer almıştır” sözleriyle anlatıyor. Çocuklarım beni hiç üzmedi Nardal, disiplinli bir baba olarak çocuklarının kendini hiçbir zaman üzmediğini dile getirirken; torunlarına aynı disiplini uygulamadığını anlatıyor. “Oğullarımı meslek seçimi konusunda yönlendirmedim. Çok şükür bana hiç yük olmadılar. Onlara ben başarı istiyorum dedim. Onlar da istedikleri bölümleri başarıyla tamamlayıp iş sahibi oldular. 3 torunum var. Onları çok seviyorum. Biz annemizin babamızın yanında çocuklarımızı sevemezdik. Onlar yattıktan sonra çocuğumu kucağıma alırdım. Bunu da babama karşı saygısızlık olmasın diye yapardım. Şimdiyse torunlarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Aslına bakarsanız benim eşyam değerlidir. Dokunulmasını çok sevmem. Ama torunlar geldiğinde her şeyimi alt üst ediyorlar. Sesimi bile çıkarmıyorum” Ona Vampir İsmet diyorlar Bir espriyle başlayan Kızılay’la ilişkisini ve kan merkezindeki başarının bugün kurumu Türkiye’nin en iyileri arasına soktuğunu dile getiren İsmet Nardal, her fırsatta yaptığı gibi kan bağışının önemine dikkat çekiyor. Yaptığı etkin çalışmalar Fenomenbet dolayısıyla halk arasında ‘Vampir İsmet’ olarak da bilinen Nardal, hayatı boyunca da Ufaklık, Sivri akıllı gibi lakapların kendisine takıldığını dile getiriyor. “Bu tür sıfatlar aslında sizin yaptığınız işte başarılı olduğunuzu gösterir. Ben hiçbir zaman neden bana böyle dediler diye düşünmedim. Bu tür lakaplar takılmasından dolayı da hiç üzülmedim.   Sıra Kızılay’da İsmet Nardal, Kızılay’la yolların kesişmesini, “2001 yılında Kızılay Kan Merkezi’nin açılma çalışmaları sürerken; Kızılay Şube Başkanı Cengiz Yurdabekçi, benden personel yardımı istemişti. 3 ay sonra açıldığında ise ben emekli olmuştum. Sonra kendisi benden buranın başına geçmemi istedi. Başladım, zamanla ekibimizi ve cihazlarımızı güçlendirdik. 10 yıldır da bu görevi icra ediyorum. 20 yıl İl Sağlık Müdürlüğüm süresince kendime ve temsil ettiğim makama bir söz getirmedim. 4 bin 500 çalışanım vardı. Onlarla her zaman iyi diyalog içerisinde oldum. Şimdi çok şükür hangi kapıya gitsem açılıyor. Bu da elbette Kızılay’daki başarımızı arttırıyor. Kan merkezi ilk yıl açıldığında 3 bin 200 ünite kan bağışı almıştı. Bu sayı şimdi ise 37 bin. Türkiye’de en fazla kan bağışı alan merkezlerdeniz” sözleriyle ifade ediyor. ‘Boyum ufak olduğu için gören olmadı’ 20 yıl aynı makamda görev yapmasını esprili bir dille anlatan Sağlık İl eski Müdürü, görev yaptığı dönemde detaycılığı nedeniyle aynı zamanda organizasyonların yapımını da üstlenmiş. “Ufak boylu olduğum için bu kadar uzun süre aynı yerde kaldım” diyen İsmet Nardal, dönemin valisi Muzaffer Ecemiş’le olan bir anısını şöyle anlatıyor: “Sağlık müdürlüğü, milli eğitim ve köy hizmetleri gibi kritik yerde duranların yerleri biraz politika karıştığı için çok rahat değişir. Bu konuda bir anımı paylaşmak isterim sizinle. Dönemin Valisi Muzaffer Ecemiş Manisa’ya geldiğinde 16 yıldır sağlık müdürlüğü yaptığımı duyunca çok şaşırdı. ‘Nasıl olur?’ dedi. Ben de, ‘Ufak boylu olduğum için beni gören olmuyor’ deyince o da ‘Desene ben de uzun süre kalacağım’ dedi. Bu durum o dönem basında da espri konusu olmuştu. Yapılacak işi sürüncemede bırakmam yaparım. Çok iyi diyalog kurarım. Kapım herkese açık. Böyle olunca benimle uğraşmadılar. Böylelikle 20 yıl görev yaptım. Sanırım Türkiye’de aynı makamda uzun süre görev yapan tek müdür de benmişim” İşleyen demir ışıldar İsmet Nardal, sağlığı el verdiği sürece çalışmayı düşündüğünü anlatırken; genç yaşta emekli olanlara ise şu tavsiyelerde bulunuyor; “Ben bir işkoliğim. Yaşım şu anda 72. Boş durmayı hiç sevmiyorum. Hafta içi kaçta kalkıyorsam, haftasonu da aynı saatte kalkarım. Evde boş durmak, aylak aylak gezmek gibi bir huyum yok. Sağlığımı da hareketli olmaya, çalışmaya bağlıyorum. Hanımım ev işleri ve toruna baktığı için evle pek uğraşmam. Kendimi işime verdim bu da başarıyı getirdi. Şu anda emekli olsam ne yapacağım ki. Kahve kültürüm yok. E hergün eş, dost dükkan ziyareti de olmaz. Çocuklarım bazen dinlenmem gerektiğini söylüyorlar ama onlar benim hızıma yetişemez. Ben yılda sadece 15 gün izin yaparım. O yüzden de hanım bana çok kızar. Bazen personelden bile önce geliyorum. Bazı emeklileri görüyorum benden gençler ama çökmüşler. Atalarımızın söylediği gibi işleyen demir ışıldar. Eğer kullanmazsanız o vücut çöker” SAĞLIK Yediğime içtiğime dikkat ederim. Fazla yemek yeme huyum yok. Çok şükür kronik bir hastalığım da yok. SPOR Gençliğimden bu yana yürümeyi çok severim. Düzenli yürüyüşler yaparım. Galatasaraylıyım ama kadroyu say deseniz sayamam. Yüzmeyi severim. Tenis maçlarını da takip ederim, YEMEK Yemekle aram iyidir, ayırt etmem. Soframdan salata, kuru soğanı ve limonu eksik etmem Çok yağlı yemeklerle aram yoktur. Yağı fazla emdiği için patlıcan yemeğini sevmem HOBİLERİ Klasik ve Türk Sanat Müziği dinlemeyi çok severim Doğayla iç içi olmak, manzara resimleri yapmak en büyük zevklerim arasındadır. Doğa ve yeşile aşığım diyebilirim. Cemiyet hayatında eşim ve dostlarımla olmak da yapmayı sevdiğim şeyler arasındadır TAHAMMÜL EDEMEDİKLERİ Her insan gibi ben de gözümün içine baka baka yalan söylenmesinden nefret ederim. Herkes hata yapabilir. Ama önemli olan bunu kabullenmek. KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ Sevecen ve güler yüzlüyüm. Sorunlara pratik çözümler getiririm. Hoşgörülü ve afediciyim. Mütevazi ve halk adamı tipindeyim. İşim herşeyin önünde gelir. Hayır işlerine gönül veren ve sosyal faaliyetlere katılan organizasyonları organizsyon yapmayı severim.      
Gerek Sağlık İl Müdürlüğü gerekse Kızılay’da yaptığı başarılı çalışmalarla sadece Manisa’nın değil; Türkiye’nin yakından tanıdığı İsmet Nardal, Güller Diyarı Isparta’da dünyaya gelse de “ben Manisalıyım. Öyle ki mezar yerimi bile buradan aldım” sözleriyle Manisa’yı ne kadar sevdiğini anlatıyor. Türkiye’nin aynı makamda en uzun görev yapan müdürü sıfatını taşıyan İsmet Nardal, Ulu Çınarlar’da hayatını DENGE okuyucularına anlattı.
Manisa onu çalışkanlığı, detaycılığı ve ikna gücünün yüksekliğiyle tanıyor. Manisa İl Sağlık Müdürlüğü’nü 20 yıl yapan İsmet Nardal, yalnızca 3 aylık emekliliğin andından Kızılay Kan Merkezi Müdürlüğü görevini üstlenmiş. 10 yıldır da bu görevi başarıyla sürdürüyor.

Mütevaziliği, samimiyeti ve cana yakınlığıyla bütün Manisalıların takdirini kazanan Nardal’a bizleri kırmadığı için bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Güller diyarı Isparta’nın Uluborlu ilçesinde 05 Mayıs 1940 yılında dünyaya gelen İsmet Nardal, ailenin en büyük çocuğu. Ailenin iki erkek çocuğundan biri olan İsmet, ayakkabıcı babasına yardım etmek için erken yaşta çalışmaya başlamış. Öğrenim hayatı boyunca başarılı olan İsmet’i ailesi okutabilmek için küçük oğullarını askeri okula vermiş. İsmet Nardal da ailesine daha fazla yük olmamak için hep çalışmış. Bunu da gururla anlatıyor.

Ben hep çalıştım…

İsmet Nardal’ın en büyük üzüntüsü ise ihtisas yapamaması. Burs aldığı için ihtisas yapamadığını dile getiren Deneyimli sağlık Müdürü o günleri şu sözlerle anlatıyor:  “Annem ev hanımı babam ayakkabıcıydı. Karınca kararınca beni okutmaya çalışıyorlardı. Maddi durumumuz yeterli olmayınca kardeşimi askeri okula verdik. O subay oldu ben tıp fakültesinde okudum. Çok zor şartlarda okudum. Hamallık hariç her işte çalıştım. Kasiyerlik, muhasebecilik, ayakkabı boyacılığı, yağlı boyacılık yaptım. Üniversitede okurken bir İngiliz muhasebecinin yanında çalıştım. İş disiplinini de ondan öğrendim. Çok ilkeli, saygılı ve disiplinli bir patrondu. Zor şartlarda okudum çok şükür bu günlere geldim. Okurken burs alıyordum. Burs aldığım için ihtisas yapamadım. Çünkü o zamanlar devlet burs alanlara mecburi hizmet yaptırıyordu. Mezun olduktan sonra sırasıyla Malatya, Erzincan ve Demirci’de görev yaptım. 1981 yılında da Manisa İl Sağlık Müdürü oldum”

Evlilikte 47. yıl

Eşi Jale’yle üniversite döneminde tanışan İsmet Nardal, aynı zamanda kardeşiyle de bacanak. Eşinden sevgiyle söz eden İsmet Nardal, bugünlerde sağlık sorunları yaşayan Jale Hanımı da bir kez olsun yalnız bırakmazken; yanında olan dostlarına da teşekkür ediyor. Nardal, eşiyle tanışmasını ve evliliğini, “Eşimle üniversite hayatımda tanıştım. 1965 yılında evlendik. 2 oğlum var. Büyük oğlum diş hekimi, küçük oğlum da gemi inşaat mühendisi. Ama burada sanayide çalışıyor. Gelinlerim diş hekimi. Eşim ev hanımı. Ev işini, düzenini, ekonomisini çok iyi bilir. Ben çok sıkıntılı bir yaşam sürdüğün için bazen alamadığım şeyi almak istiyordum. Ama hanım bu konuda firenler, bütçemize göre yaşamamızı sağlardı. Ekonomiyi iyi bilen ve beni destekleyen bir eşim var. Hayatım boyunca her zaman en büyük destekçim olmuş, yanımda yer almıştır” sözleriyle anlatıyor.

Çocuklarım beni hiç üzmedi

Nardal, disiplinli bir baba olarak çocuklarının kendini hiçbir zaman üzmediğini dile getirirken; torunlarına aynı disiplini uygulamadığını anlatıyor. “Oğullarımı meslek seçimi konusunda yönlendirmedim. Çok şükür bana hiç yük olmadılar. Onlara ben başarı istiyorum dedim. Onlar da istedikleri bölümleri başarıyla tamamlayıp iş sahibi oldular. 3 torunum var. Onları çok seviyorum. Biz annemizin babamızın yanında çocuklarımızı sevemezdik. Onlar yattıktan sonra çocuğumu kucağıma alırdım. Bunu da babama karşı saygısızlık olmasın diye yapardım. Şimdiyse torunlarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Aslına bakarsanız benim eşyam değerlidir. Dokunulmasını çok sevmem. Ama torunlar geldiğinde her şeyimi alt üst ediyorlar. Sesimi bile çıkarmıyorum”

Ona Vampir İsmet diyorlar

Bir espriyle başlayan Kızılay’la ilişkisini ve kan merkezindeki başarının bugün kurumu Türkiye’nin en iyileri arasına soktuğunu dile getiren İsmet Nardal, her fırsatta yaptığı gibi kan bağışının önemine dikkat çekiyor. Yaptığı etkin çalışmalar Fenomenbet dolayısıyla halk arasında ‘Vampir İsmet’ olarak da bilinen Nardal, hayatı boyunca da Ufaklık, Sivri akıllı gibi lakapların kendisine takıldığını dile getiriyor. “Bu tür sıfatlar aslında sizin yaptığınız işte başarılı olduğunuzu gösterir. Ben hiçbir zaman neden bana böyle dediler diye düşünmedim. Bu tür lakaplar takılmasından dolayı da hiç üzülmedim.  

Sıra Kızılay’da

İsmet Nardal, Kızılay’la yolların kesişmesini, “2001 yılında Kızılay Kan Merkezi’nin açılma çalışmaları sürerken; Kızılay Şube Başkanı Cengiz Yurdabekçi, benden personel yardımı istemişti. 3 ay sonra açıldığında ise ben emekli olmuştum. Sonra kendisi benden buranın başına geçmemi istedi. Başladım, zamanla ekibimizi ve cihazlarımızı güçlendirdik. 10 yıldır da bu görevi icra ediyorum. 20 yıl İl Sağlık Müdürlüğüm süresince kendime ve temsil ettiğim makama bir söz getirmedim. 4 bin 500 çalışanım vardı. Onlarla her zaman iyi diyalog içerisinde oldum. Şimdi çok şükür hangi kapıya gitsem açılıyor. Bu da elbette Kızılay’daki başarımızı arttırıyor. Kan merkezi ilk yıl açıldığında 3 bin 200 ünite kan bağışı almıştı. Bu sayı şimdi ise 37 bin. Türkiye’de en fazla kan bağışı alan merkezlerdeniz” sözleriyle ifade ediyor.

‘Boyum ufak olduğu için gören olmadı’

20 yıl aynı makamda görev yapmasını esprili bir dille anlatan Sağlık İl eski Müdürü, görev yaptığı dönemde detaycılığı nedeniyle aynı zamanda organizasyonların yapımını da üstlenmiş. “Ufak boylu olduğum için bu kadar uzun süre aynı yerde kaldım” diyen İsmet Nardal, dönemin valisi Muzaffer Ecemiş’le olan bir anısını şöyle anlatıyor: “Sağlık müdürlüğü, milli eğitim ve köy hizmetleri gibi kritik yerde duranların yerleri biraz politika karıştığı için çok rahat değişir. Bu konuda bir anımı paylaşmak isterim sizinle. Dönemin Valisi Muzaffer Ecemiş Manisa’ya geldiğinde 16 yıldır sağlık müdürlüğü yaptığımı duyunca çok şaşırdı. ‘Nasıl olur?’ dedi. Ben de, ‘Ufak boylu olduğum için beni gören olmuyor’ deyince o da ‘Desene ben de uzun süre kalacağım’ dedi. Bu durum o dönem basında da espri konusu olmuştu. Yapılacak işi sürüncemede bırakmam yaparım. Çok iyi diyalog kurarım. Kapım herkese açık. Böyle olunca benimle uğraşmadılar. Böylelikle 20 yıl görev yaptım. Sanırım Türkiye’de aynı makamda uzun süre görev yapan tek müdür de benmişim”

İşleyen demir ışıldar

İsmet Nardal, sağlığı el verdiği sürece çalışmayı düşündüğünü anlatırken; genç yaşta emekli olanlara ise şu tavsiyelerde bulunuyor; “Ben bir işkoliğim. Yaşım şu anda 72. Boş durmayı hiç sevmiyorum. Hafta içi kaçta kalkıyorsam, haftasonu da aynı saatte kalkarım. Evde boş durmak, aylak aylak gezmek gibi bir huyum yok. Sağlığımı da hareketli olmaya, çalışmaya bağlıyorum. Hanımım ev işleri ve toruna baktığı için evle pek uğraşmam. Kendimi işime verdim bu da başarıyı getirdi. Şu anda emekli olsam ne yapacağım ki. Kahve kültürüm yok. E hergün eş, dost dükkan ziyareti de olmaz. Çocuklarım bazen dinlenmem gerektiğini söylüyorlar ama onlar benim hızıma yetişemez. Ben yılda sadece 15 gün izin yaparım. O yüzden de hanım bana çok kızar. Bazen personelden bile önce geliyorum. Bazı emeklileri görüyorum benden gençler ama çökmüşler. Atalarımızın söylediği gibi işleyen demir ışıldar. Eğer kullanmazsanız o vücut çöker”

SAĞLIK

Yediğime içtiğime dikkat ederim.

Fazla yemek yeme huyum yok.

Çok şükür kronik bir hastalığım da yok.

SPOR

Gençliğimden bu yana yürümeyi çok severim. Düzenli yürüyüşler yaparım.

Galatasaraylıyım ama kadroyu say deseniz sayamam.

Yüzmeyi severim.

Tenis maçlarını da takip ederim,

YEMEK

Yemekle aram iyidir, ayırt etmem.

Soframdan salata, kuru soğanı ve limonu eksik etmem

Çok yağlı yemeklerle aram yoktur.

Yağı fazla emdiği için patlıcan yemeğini sevmem

HOBİLERİ

Klasik ve Türk Sanat Müziği dinlemeyi çok severim

Doğayla iç içi olmak, manzara resimleri yapmak en büyük zevklerim arasındadır.

Doğa ve yeşile aşığım diyebilirim.

Cemiyet hayatında eşim ve dostlarımla olmak da yapmayı sevdiğim şeyler arasındadır

TAHAMMÜL EDEMEDİKLERİ

Her insan gibi ben de gözümün içine baka baka yalan söylenmesinden nefret ederim. Herkes hata yapabilir. Ama önemli olan bunu kabullenmek.

KİŞİSEL ÖZELLİKLERİ

Sevecen ve güler yüzlüyüm.

Sorunlara pratik çözümler getiririm.

Hoşgörülü ve afediciyim.

Mütevazi ve halk adamı tipindeyim.

İşim herşeyin önünde gelir.

Hayır işlerine gönül veren ve sosyal faaliyetlere katılan organizasyonları organizsyon yapmayı severim.

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.