MANİSA'DAN DÜNYAYA...

ÖZEL RÖPORTAJ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 31.05.2012 - 10:29, Güncelleme: 31.05.2012 - 10:29
 

MANİSA'DAN DÜNYAYA...

“Ey canlar, şarapla buldurun bana beni/ Yakutlara çevirin kehruba çehremi/ Şarapla yıkayın beni öldüğüm zaman/ Asmadan bir tabut içinde gömün beni” dizeleriyle anlatsa da Hayyam şarapla olan mesaisini; başkadır aslında anlatmak istediği. Hayyam’ın ki gibi olmasa da, Hasan Yücel’in de teşviki mesaisi şarap üzerine kuruludur. Şarapla gelen bir başarı öyküsü, tarihi Bin Tepelerin son 4’ünün bulunduğu bölgede yazılan. Ve dört tepeden esinlenerek 4tp ismiyle Manisa’dan dünyaya yayılan.
 Doğup büyüdüğü beldeye eğitim aldıktan sonra geri döndü. Dev bir tesis kurdu. Ve şimdi onu yalnız Türkiye değil, dünya tanıyor.Bu hafta ULUÇINAR’larda bir başarı öyküsünü sizlerle paylaşıyoruz. Organik şaraplarıyla Türkiye’de butik organik şarap üreten tek isim Hasan Yücel’in öyküsü. Kurtuluş mücadelesinde Ege Bölgesi’nde Kuva-yi Milliye’de ilk çete hareketinin başındaki isim Sarı Efe’nin torunu olan Hasan Yücel’in dedesi 1893’te Selanik’ten Koldere Beldesi’ne göç ediyor. Yücel Ailesi beldeye göç eden ilk Türk aile aynı zamanda. O dönemde bir Rum köyü olan Koldere’ye yerleşen aile o günden buyana bu şirin kasabadan bağlarını hiç koparmıyor. Çiftçi bir ailenin 9 çocuğundan biri olan başarılı işadamı, babasından aldığı çiftçiliği ağabeyi ile birlikte birkaç adım ileriye taşıyor. Ofisinde ziyaret ettiğimiz Hasan Yücel’e sorularımıza içtenlikle yanıt verdiği, yaşam öyküsünü bizlerle paylaştığı için bir kez daha teşekkür ediyoruz. 2 üniversite bitirdi Hem Türkiye’de hem de yurtdışında eğitim gören Yücel hayatını şu sözlerle aktarıyor: “Hasan Yücel, 1957 yılında Koldere’de doğdum. Doğma büyüme Manisalıyım. İlköğretimimi Manisa’da, ortaöğretimimi ise İzmir’de tamamladım. 1976 yılında Adana İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nin sınavını kazandım. 1 yıl Adana’da okudum. Siyasi olaylar dolayısıyla o dönem sıkıntılar yaşadık. Okulu bırakıp yurtdışına gittim. Londra’da tekstil mühendisliği ve dil okudum. 1980 darbesi öncesinde Manisa’ya döndüm. Burada da üniversite eğitimi alarak Buca Eğitim Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Fakültesi bölümünü bitirdim. Daha sonra askerliğimi yaptım. 1982 yılında ilk evliliğimi yaptım. Bu evliliğimden iki oğlum oldu. İlk oğlumu kaybettim. 1991 yılında ilk eşimden ayrıldım. 2001 yılında ikinci eşimle evlendim. Bu evliliğimden de bir oğlum bir de kızım var” 9 kardeşin 9’u da yüksek eğitimli Hasan Yücel, ailesinden sevgi ve saygıyla söz ederken; aile olarak birbirlerine çok bağlı olduklarını dile getiriyor. Bugün için çiftçi olan babalarının işlerini birkaç adım öteye götürdüklerini, kendi çocuklarının da bu işi daha ileriye taşıyacaklarına inandıklarını anlatan başarılı işadamı, ailesiyle olan ilişkilerini ise şöyle ifade ediyor: “Dedem Kuvayi Milliye hareketinde ilk çete hareketinin başındaki Sarı Mehmet Efe’dir. Tarih kitaplarında da geçer. Biz dokuz kardeşiz. Bir erkek kardeşimizi geçen yaz kaybettik. Şu anda 6 kız, 2 erkek kardeşiz. Aile ilişkilerimiz çok kuvvetlidir. Şirketimiz de aile şirketi zaten. Bu şirketi 1991 yılında 3 erkek kardeş birlikte kurduk. Anne babamızla ilişkilerimiz çok iyiydi. Birbirine düşkün bir aileydik. Annemi 1993, babamı ise 2007 yılında 103 yaşında kaybettim. Annem rahmetli okuma yazma bilmiyordu. Bu nedenle okumaya çok düşkündü. Okumayı çok istemesine rağmen babası kız çocuklarının okumasına ne gerek var diyerek okutmamış. Babam da ilkokul mezunu. Otoriter bir babaydı. Akşam yemeğinde ne olursa olsun bütün aile eksiksiz sofrada olurdu. Annem babam, kendileri okuyamadılar ama çocuklarının hepsini okuttular. Buna ayrıca önem verdiler. Babam da okumaya çok önem verirdi.’Eğitiminizi alın. İsterseniz yine gelin tarlada çapa yapın’ derdi. Beldemizde okuyan ilk kız benim büyük ablamdır. Diş hekimidir kendisi. Ngbahis O dönemde ailemize yakındakilerin kızını neden okula gönderiyorsun ne gerek var dendiğini hatırlıyorum. Babam birçok konuda burada ilki yaptı. Bunlar arasında taşımacılık. Yazlık sinema işletmeciliği bulunuyor. Babam da tarımla uğraşırdı. Biz onun işini aldık genişlettik diyebilirim” Neden organik tarım ve şarap üretimi? Organik şarap üretimine başladıkları sırada toplumun bakış açısı dolayısıyla çeşitli sıkıntılar yaşadıklarını ancak bugün bu sorunları geride bıraktıklarını ifade eden Hasan Yücel, kendilerini bu sektöre iten nedenleri de şöyle sıralıyor: “Dünyada 7 bin yıldır şarap sektörü var. Yabancılar şarabı hazmı kolaylaştırmak için içiyor. Biz de ise şarap kültürü henüz oluşmamış. Londra’da okuduğum yıllarda sık sık arkadaş grubumla birlikte Fransa’ya giderdik. O gezilerimizde bizim burada atıl olan yerlerimizden daha kötü yerlerde şaraplık üzüm bağı dikildiğini gördüm. O bağların içerisinde de mutlaka küçük şatolar yani üretim yapan işletmeler vardı. Bunlar aile şirketleriydi. Biz de buradan hareketle bu sektöre girdik. Bu torunlarımıza bırakabileceğimiz en güzel miras. Farklı bir şey yapalım dedik. Burada da öyle bir şey yoktu zaten. Şu anda sultaniyelerle birlikte 650 dekar bağımız var. Bunun yanında, pamuk, buğday, mısır, arpa, zeytin, biber, domates, patlıcan üretimimiz var. Şu anda 857 ton şarap üretimimiz bulunuyor. Bu da yılda 1 milyon şişeyi geçiyor. A plus noktalarla çalışıyoruz. İstanbul ve güney illeriyle çalışıyoruz. Yine zincir marketlerde de ürünlerimiz satılmaya başladı. Tamamen organik üretimden elde edilen bir şarap yapıyoruz. Yurtdışında da Belçika ve İngiltere’ye şarap ihracatı yapıyoruz. Yine Uzak Doğu ve Almanya’yla da görüşmelerimiz sürüyor”   Hedef büyük Doğup büyüdüğü bölgede istihtam yaratan, katma değer sağlayan Yücel, bugünlere kolay gelmemiş aslında. Sektörel ve devlet kaynaklı sıkıntılar yaşasalar da çıtayı yüksek tutan Başarılı İşadamı hedeflerini, “Yatırımlarımızı genişletmeyi düşünüyoruz. Bunun için de çalışmalarımız sürüyor. Yatırım olmazsa işletmelerin büyümesi de söz konusu olmaz. 250 bin ton kapasiteyle bu işe başladık. Şu anda 850 bin ton kapasiteyle çalışıyoruz. Biraz daha bağ dikelim istiyoruz. Bu anlamda çeşitli sıkıntılarımız var. Özellikle ÖTV ve KDV konusunda, vergilerin peşin alınması konusunda bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Vergi oranları gerçekten çok yüksek. Şimdilerde ikinci nesil yetişti. Benim ve ağabeyimin oğlu bizlerle çalışıyor. Bu anlamda biz onlara şu anda rehberlik ediyoruz. Onların Yücel Organik Tarım Ürünlerini çok daha ileriye taşıyacağına inanıyoruz” sözleriyle aktarıyor. Siyaset ayrı bir iş Hasan Yücel de birçok başarılı işadamı gibi siyasetle ilgilenmeyenlerden. “Siyasetin zor ve meşakkatli bir iş olduğunu ifade eden Yücel, siyasete atılmayı hiçbir zaman düşünmediğini dile getiriyor. SPOR Öğrencilik yıllarımda futbol ve valeybol oynuyordum. Yoğun iş temposu dolayısıyla spora vakit ayırdığım söylenemez. Fanatik bir Galatasaray taraftarıyım. Doğal olarak aynı zamanda Manisasporluyum. Takımın küme düşmesine çok üzüldük. Burada Akhisarspor’u da kutluyorum. Gerçekten Manisa’nın gururu oldu. SAĞLIK Sağlığıma dikkat etmeye özen gösteriyorum. Tek kötü alışkanlığım sigara diyebilirim. Ondan da artık kurtulmak istiyorum. Tansiyon problemi dolayısıyla yediğime içtiğime dikkat ediyorum. 3 ayda bir chek-up yaptırıyorum. YEMEK Yemekle aram iyidir, ayırt etmem. Sebze ağırlıklı besleniyorum. Göveçe bayılırım. Toprak kapta pişirilen göveçi çok severim. HOBİLERİ Türk Sanat Musikisini çok severim. Radyom hep açıktır. Sanat müziği dinlemek bana hep huzur vermiştir. Bende anısı olan eşyaları biriktiririm, onları ileride çocuklarıma emanet edeceğim. Bir de günlük tutmayı seviyorum. Bunu çocuklarıma da öğütlüyorum. Deniz kıyısını, yüzmeyi çok severim. Yazın bir ayını ailemle birlikte Çeşme’deki yazlığımızda geçiririz. TAHAMMÜL EDEMEDİKLERİ Ben de her insan gibi yalan ve riyadan nefret ediyorum. Dürüst olmayan toplumlar hiçbir zaman için başarılı olamazlar.      
“Ey canlar, şarapla buldurun bana beni/ Yakutlara çevirin kehruba çehremi/ Şarapla yıkayın beni öldüğüm zaman/ Asmadan bir tabut içinde gömün beni” dizeleriyle anlatsa da Hayyam şarapla olan mesaisini; başkadır aslında anlatmak istediği. Hayyam’ın ki gibi olmasa da, Hasan Yücel’in de teşviki mesaisi şarap üzerine kuruludur. Şarapla gelen bir başarı öyküsü, tarihi Bin Tepelerin son 4’ünün bulunduğu bölgede yazılan. Ve dört tepeden esinlenerek 4tp ismiyle Manisa’dan dünyaya yayılan.
 Doğup büyüdüğü beldeye eğitim aldıktan sonra geri döndü. Dev bir tesis kurdu. Ve şimdi onu yalnız Türkiye değil, dünya tanıyor.Bu hafta ULUÇINAR’larda bir başarı öyküsünü sizlerle paylaşıyoruz. Organik şaraplarıyla Türkiye’de butik organik şarap üreten tek isim Hasan Yücel’in öyküsü.

Kurtuluş mücadelesinde Ege Bölgesi’nde Kuva-yi Milliye’de ilk çete hareketinin başındaki isim Sarı Efe’nin torunu olan Hasan Yücel’in dedesi 1893’te Selanik’ten Koldere Beldesi’ne göç ediyor. Yücel Ailesi beldeye göç eden ilk Türk aile aynı zamanda. O dönemde bir Rum köyü olan Koldere’ye yerleşen aile o günden buyana bu şirin kasabadan bağlarını hiç koparmıyor.

Çiftçi bir ailenin 9 çocuğundan biri olan başarılı işadamı, babasından aldığı çiftçiliği ağabeyi ile birlikte birkaç adım ileriye taşıyor. Ofisinde ziyaret ettiğimiz Hasan Yücel’e sorularımıza içtenlikle yanıt verdiği, yaşam öyküsünü bizlerle paylaştığı için bir kez daha teşekkür ediyoruz.

2 üniversite bitirdi

Hem Türkiye’de hem de yurtdışında eğitim gören Yücel hayatını şu sözlerle aktarıyor: “Hasan Yücel, 1957 yılında Koldere’de doğdum. Doğma büyüme Manisalıyım. İlköğretimimi Manisa’da, ortaöğretimimi ise İzmir’de tamamladım. 1976 yılında Adana İktisadi ve Ticari Bilimler Fakültesi’nin sınavını kazandım. 1 yıl Adana’da okudum. Siyasi olaylar dolayısıyla o dönem sıkıntılar yaşadık. Okulu bırakıp yurtdışına gittim. Londra’da tekstil mühendisliği ve dil okudum. 1980 darbesi öncesinde Manisa’ya döndüm. Burada da üniversite eğitimi alarak Buca Eğitim Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Fakültesi bölümünü bitirdim. Daha sonra askerliğimi yaptım. 1982 yılında ilk evliliğimi yaptım. Bu evliliğimden iki oğlum oldu. İlk oğlumu kaybettim. 1991 yılında ilk eşimden ayrıldım. 2001 yılında ikinci eşimle evlendim. Bu evliliğimden de bir oğlum bir de kızım var”

9 kardeşin 9’u da yüksek eğitimli

Hasan Yücel, ailesinden sevgi ve saygıyla söz ederken; aile olarak birbirlerine çok bağlı olduklarını dile getiriyor. Bugün için çiftçi olan babalarının işlerini birkaç adım öteye götürdüklerini, kendi çocuklarının da bu işi daha ileriye taşıyacaklarına inandıklarını anlatan başarılı işadamı, ailesiyle olan ilişkilerini ise şöyle ifade ediyor: “Dedem Kuvayi Milliye hareketinde ilk çete hareketinin başındaki Sarı Mehmet Efe’dir. Tarih kitaplarında da geçer. Biz dokuz kardeşiz. Bir erkek kardeşimizi geçen yaz kaybettik. Şu anda 6 kız, 2 erkek kardeşiz. Aile ilişkilerimiz çok kuvvetlidir. Şirketimiz de aile şirketi zaten. Bu şirketi 1991 yılında 3 erkek kardeş birlikte kurduk. Anne babamızla ilişkilerimiz çok iyiydi. Birbirine düşkün bir aileydik. Annemi 1993, babamı ise 2007 yılında 103 yaşında kaybettim. Annem rahmetli okuma yazma bilmiyordu. Bu nedenle okumaya çok düşkündü. Okumayı çok istemesine rağmen babası kız çocuklarının okumasına ne gerek var diyerek okutmamış. Babam da ilkokul mezunu. Otoriter bir babaydı. Akşam yemeğinde ne olursa olsun bütün aile eksiksiz sofrada olurdu. Annem babam, kendileri okuyamadılar ama çocuklarının hepsini okuttular. Buna ayrıca önem verdiler. Babam da okumaya çok önem verirdi.’Eğitiminizi alın. İsterseniz yine gelin tarlada çapa yapın’ derdi. Beldemizde okuyan ilk kız benim büyük ablamdır. Diş hekimidir kendisi. Ngbahis O dönemde ailemize yakındakilerin kızını neden okula gönderiyorsun ne gerek var dendiğini hatırlıyorum. Babam birçok konuda burada ilki yaptı. Bunlar arasında taşımacılık. Yazlık sinema işletmeciliği bulunuyor. Babam da tarımla uğraşırdı. Biz onun işini aldık genişlettik diyebilirim”

Neden organik tarım ve şarap üretimi?

Organik şarap üretimine başladıkları sırada toplumun bakış açısı dolayısıyla çeşitli sıkıntılar yaşadıklarını ancak bugün bu sorunları geride bıraktıklarını ifade eden Hasan Yücel, kendilerini bu sektöre iten nedenleri de şöyle sıralıyor: “Dünyada 7 bin yıldır şarap sektörü var. Yabancılar şarabı hazmı kolaylaştırmak için içiyor. Biz de ise şarap kültürü henüz oluşmamış. Londra’da okuduğum yıllarda sık sık arkadaş grubumla birlikte Fransa’ya giderdik. O gezilerimizde bizim burada atıl olan yerlerimizden daha kötü yerlerde şaraplık üzüm bağı dikildiğini gördüm. O bağların içerisinde de mutlaka küçük şatolar yani üretim yapan işletmeler vardı. Bunlar aile şirketleriydi. Biz de buradan hareketle bu sektöre girdik.

Bu torunlarımıza bırakabileceğimiz en güzel miras. Farklı bir şey yapalım dedik. Burada da öyle bir şey yoktu zaten. Şu anda sultaniyelerle birlikte 650 dekar bağımız var. Bunun yanında, pamuk, buğday, mısır, arpa, zeytin, biber, domates, patlıcan üretimimiz var. Şu anda 857 ton şarap üretimimiz bulunuyor. Bu da yılda 1 milyon şişeyi geçiyor. A plus noktalarla çalışıyoruz. İstanbul ve güney illeriyle çalışıyoruz. Yine zincir marketlerde de ürünlerimiz satılmaya başladı. Tamamen organik üretimden elde edilen bir şarap yapıyoruz. Yurtdışında da Belçika ve İngiltere’ye şarap ihracatı yapıyoruz. Yine Uzak Doğu ve Almanya’yla da görüşmelerimiz sürüyor”

 

Hedef büyük

Doğup büyüdüğü bölgede istihtam yaratan, katma değer sağlayan Yücel, bugünlere kolay gelmemiş aslında. Sektörel ve devlet kaynaklı sıkıntılar yaşasalar da çıtayı yüksek tutan Başarılı İşadamı hedeflerini, “Yatırımlarımızı genişletmeyi düşünüyoruz. Bunun için de çalışmalarımız sürüyor. Yatırım olmazsa işletmelerin büyümesi de söz konusu olmaz. 250 bin ton kapasiteyle bu işe başladık. Şu anda 850 bin ton kapasiteyle çalışıyoruz. Biraz daha bağ dikelim istiyoruz. Bu anlamda çeşitli sıkıntılarımız var. Özellikle ÖTV ve KDV konusunda, vergilerin peşin alınması konusunda bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Vergi oranları gerçekten çok yüksek. Şimdilerde ikinci nesil yetişti. Benim ve ağabeyimin oğlu bizlerle çalışıyor. Bu anlamda biz onlara şu anda rehberlik ediyoruz. Onların Yücel Organik Tarım Ürünlerini çok daha ileriye taşıyacağına inanıyoruz” sözleriyle aktarıyor.

Siyaset ayrı bir iş

Hasan Yücel de birçok başarılı işadamı gibi siyasetle ilgilenmeyenlerden. “Siyasetin zor ve meşakkatli bir iş olduğunu ifade eden Yücel, siyasete atılmayı hiçbir zaman düşünmediğini dile getiriyor.

SPOR

Öğrencilik yıllarımda futbol ve valeybol oynuyordum.

Yoğun iş temposu dolayısıyla spora vakit ayırdığım söylenemez.

Fanatik bir Galatasaray taraftarıyım. Doğal olarak aynı zamanda Manisasporluyum.

Takımın küme düşmesine çok üzüldük. Burada Akhisarspor’u da kutluyorum.

Gerçekten Manisa’nın gururu oldu.

SAĞLIK

Sağlığıma dikkat etmeye özen gösteriyorum.

Tek kötü alışkanlığım sigara diyebilirim.

Ondan da artık kurtulmak istiyorum.

Tansiyon problemi dolayısıyla yediğime içtiğime dikkat ediyorum.

3 ayda bir chek-up yaptırıyorum.

YEMEK

Yemekle aram iyidir, ayırt etmem.

Sebze ağırlıklı besleniyorum.

Göveçe bayılırım. Toprak kapta pişirilen göveçi çok severim.

HOBİLERİ

Türk Sanat Musikisini çok severim. Radyom hep açıktır. Sanat müziği dinlemek bana hep huzur vermiştir.

Bende anısı olan eşyaları biriktiririm, onları ileride çocuklarıma emanet edeceğim.

Bir de günlük tutmayı seviyorum. Bunu çocuklarıma da öğütlüyorum.

Deniz kıyısını, yüzmeyi çok severim.

Yazın bir ayını ailemle birlikte Çeşme’deki yazlığımızda geçiririz.

TAHAMMÜL EDEMEDİKLERİ

Ben de her insan gibi yalan ve riyadan nefret ediyorum.

Dürüst olmayan toplumlar hiçbir zaman için başarılı olamazlar.

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.