7 kişiden 1’i şeker hastası

SAĞLIK (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 15.11.2011 - 14:31, Güncelleme: 15.11.2011 - 14:31
 

7 kişiden 1’i şeker hastası

Türkiye’de 20 yaş üzerindeki her yedi kişiden birinin diyabetli olduğunu belirten Sağlık İl Müdürü Dr. Ziya Tay yaşam süresi ve kalitesini olumsuz yönde etkileyen diyabetin, ömür boyu sürdüğüne vurgu yaparak, beslenme ve beslenme alışkanlığının önemini anlattı.
 Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde yaklaşık 6,5 milyon kişinin diyabetli olduğunu, 3,2 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığını belirten İl Sağlık Müdürü Dr. Ziya Tay diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığına dikkat çekti. Türkiye’de 20 yaş üzerindeki her yedi kişiden birinin diyabetli olduğunun istatistiklerle ortaya konduğunu ifade eden Dr. Tay dünyada diyabet gelişim hızı en yüksek ülke olan ülkemizde konunun daha fazla anlaşılması ve öneminin vurgulanması amacıyla 14-21 Kasım tarihlerinin “Diyabet ve Obezite Haftası” olarak belirlendiğini kaydetti. Diyabetin pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği veya insüline karşı dokularda direnç oluşması nedeniyle kandaki şeker miktarının yükselmesiyle ortaya çıktığını ifade eden Dr. Tay “Ömür boyu devam eden bir hastalık. İnsan bedenindeki tüm organları etkilediği için kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, göz hastalıkları, felç, ayak yaraları, duyu kayıpları, sık enfeksiyonlar, yara iyileşmesinde gecikme gibi problemlere neden olabilmekte, yaşam süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir” dedi. Diyabette beslenmenin oldukça önemli olduğuna da vurgu yapan Dr. Tay beslenme tedavisinin bireylerin yaş, boy, cinsiyet, vücut ağırlığı, sosyoekonomik durum, fiziksel aktivite ve beslenme alışkanlıklarına göre mutlaka bir diyetisyen tarafından planlanması gerektiğini söyledi. Şeker hastalığına yakalanmamak için beslenme alışkanlığımız ne olmalı? Ve Betebet neler yiyip, içip nelerden kaçınmamız gerektiğine ilişkin de bilgiler veren Dr. Tay şöyle konuştu; “Kan şekerini kontrol altına alabilmek, hipoglisemi ve hiperglisemiye yol açmamak için 3 ana, 3 ara öğün olmak üzere 6 öğünde beslenmeye dikkat edilmelidir. Ara öğünlerde meyve ile birlikte mutlaka süt, yoğurt gibi protein içeren ve kan şekerinin hızlı yükselmesini engelleyen besinler tüketilmelidir. Kan şekerini hızlı yükselten basit karbonhidratlardan (şeker, bal, reçel, pekmez vb.) kaçınılmalı, karbonhidrat kaynağı olarak tam taneli tahıllar, kuru baklagiller,  sebze ve meyveler tercih edilmelidir. Kan şekerini hızlı yükselttiği için beyaz ekmek yerine kepekli ekmek, çavdar ekmeği, tam buğday unundan yapılan ekmekler tercih edilmelidir. Günde 4-5 porsiyon sebze-meyve tüketilmeli, kabuklu meyvelerin kabuğu soyulmadan yenilmesi tercih edilmelidir. Öğünlerde salata mutlaka tüketilmelidir. Pişirme yöntemlerine dikkat edilmeli, kızartma kavurma gibi yöntemlerden kaçınıp, haşlama, ızgara, fırında pişirme gibi yöntemler tercih edilmelidir. Yemeklerde sıvı yağ kullanımı tercih edilmeli, katı yağ tüketiminden kaçınılmalıdır. Beyaz et (tavuk, hindi, balık) tüketimi arttırılmalı, kırmızı et tüketimi azaltılmalıdır. Salam, sucuk, sosis gibi etlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Kaymak, krema, mayonez gibi yağ içeriği yüksek besinler tüketilmemelidir. Hazır meyve suları, asitli içecekler, alkollü içecekler ve hamur işleri tüketilmemelidir.
Türkiye’de 20 yaş üzerindeki her yedi kişiden birinin diyabetli olduğunu belirten Sağlık İl Müdürü Dr. Ziya Tay yaşam süresi ve kalitesini olumsuz yönde etkileyen diyabetin, ömür boyu sürdüğüne vurgu yaparak, beslenme ve beslenme alışkanlığının önemini anlattı.
 Yapılan bilimsel çalışmalarla ülkemizde yaklaşık 6,5 milyon kişinin diyabetli olduğunu, 3,2 milyon kişinin ise diyabetli olduğundan haberdar olmadığını belirten İl Sağlık Müdürü Dr. Ziya Tay diyabet hastalığının görülme sıklığının obezitenin artışına paralel olarak hızla arttığına dikkat çekti. Türkiye’de 20 yaş üzerindeki her yedi kişiden birinin diyabetli olduğunun istatistiklerle ortaya konduğunu ifade eden Dr. Tay dünyada diyabet gelişim hızı en yüksek ülke olan ülkemizde konunun daha fazla anlaşılması ve öneminin vurgulanması amacıyla 14-21 Kasım tarihlerinin “Diyabet ve Obezite Haftası” olarak belirlendiğini kaydetti.

Diyabetin pankreastan salgılanan insülin hormonunun yetersizliği veya insüline karşı dokularda direnç oluşması nedeniyle kandaki şeker miktarının yükselmesiyle ortaya çıktığını ifade eden Dr. Tay “Ömür boyu devam eden bir hastalık. İnsan bedenindeki tüm organları etkilediği için kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, göz hastalıkları, felç, ayak yaraları, duyu kayıpları, sık enfeksiyonlar, yara iyileşmesinde gecikme gibi problemlere neden olabilmekte, yaşam süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir” dedi. Diyabette beslenmenin oldukça önemli olduğuna da vurgu yapan Dr. Tay beslenme tedavisinin bireylerin yaş, boy, cinsiyet, vücut ağırlığı, sosyoekonomik durum, fiziksel aktivite ve beslenme alışkanlıklarına göre mutlaka bir diyetisyen tarafından planlanması gerektiğini söyledi.

Şeker hastalığına yakalanmamak için beslenme alışkanlığımız ne olmalı? Ve Betebet neler yiyip, içip nelerden kaçınmamız gerektiğine ilişkin de bilgiler veren Dr. Tay şöyle konuştu; “Kan şekerini kontrol altına alabilmek, hipoglisemi ve hiperglisemiye yol açmamak için 3 ana, 3 ara öğün olmak üzere 6 öğünde beslenmeye dikkat edilmelidir. Ara öğünlerde meyve ile birlikte mutlaka süt, yoğurt gibi protein içeren ve kan şekerinin hızlı yükselmesini engelleyen besinler tüketilmelidir. Kan şekerini hızlı yükselten basit karbonhidratlardan (şeker, bal, reçel, pekmez vb.) kaçınılmalı, karbonhidrat kaynağı olarak tam taneli tahıllar, kuru baklagiller,  sebze ve meyveler tercih edilmelidir. Kan şekerini hızlı yükselttiği için beyaz ekmek yerine kepekli ekmek, çavdar ekmeği, tam buğday unundan yapılan ekmekler tercih edilmelidir. Günde 4-5 porsiyon sebze-meyve tüketilmeli, kabuklu meyvelerin kabuğu soyulmadan yenilmesi tercih edilmelidir. Öğünlerde salata mutlaka tüketilmelidir. Pişirme yöntemlerine dikkat edilmeli, kızartma kavurma gibi yöntemlerden kaçınıp, haşlama, ızgara, fırında pişirme gibi yöntemler tercih edilmelidir. Yemeklerde sıvı yağ kullanımı tercih edilmeli, katı yağ tüketiminden kaçınılmalıdır. Beyaz et (tavuk, hindi, balık) tüketimi arttırılmalı, kırmızı et tüketimi azaltılmalıdır. Salam, sucuk, sosis gibi etlerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Kaymak, krema, mayonez gibi yağ içeriği yüksek besinler tüketilmemelidir. Hazır meyve suları, asitli içecekler, alkollü içecekler ve hamur işleri tüketilmemelidir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.