EN BÜYÜK SEBEP GENETİK YATKINLIK

SAĞLIK (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 30.12.2016 - 09:29, Güncelleme: 30.12.2016 - 09:29
 

EN BÜYÜK SEBEP GENETİK YATKINLIK

Boyun ve bel fıtığı, toplumda sıkça rastlanılan ve giderek yaygınlaşan hastalıklar arasında yer alıyor. Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, hastaların en çok kol, bacak, bel ve boyun ağrısı şikâyetleri ile başvurduklarını söyleyerek, tedavi için geç kalınmaması yönünde tavsiyelerde bulunuyor.
HABER CANAN GÜNGÖR Omurgaların hareketini korumak için, omurların arasında bulunan kıkırdak yastıkçıları zamanla yaşlanıyor ve pek çok bölgede fıtık oluşmaya başlıyor. Fıtık, toplumda en çok rastlanılan hastalıkların başında geliyor ve bu durum giderek artış gösteriyor. Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, hastaların en çok kol, bacak, bel ve boyun ağrısı şikâyetleri ile başvurduklarını açıklayarak, tedavi için geç kalınmaması yönünde tavsiyelerde bulunuyor. Boyun ve bel fıtığı toplumda sıkça rastlanılan ve giderek yaygınlaşan hastalıklar arasında yer alıyor. Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, boyun ve bel fıtığına sebep olan ilk etkenin ayakta durmak olduğunu söyledi. Op. Dr. Yağlı, kıkırdak yastıkçıkların zaman içerisinde yaşlandığını ifade ederek şu bilgileri aktardı: “Omurgaların hareketini korumak için otuz üç omurun arasında kıkırdaklar yastıkçıklar yer alır. Bu kıkırdak yastıkçıklar zaman içerisinde yaşlanır. Çevresel faktörler bu yaşlanmayı arttırıyor. Çünkü kıkırdaklar vücudumuzun diğer bölgeleri gibi kendini yenileyebilen bir yapıda değil. Belimizdeki, boynumuzdaki, sırtımızdaki eklemler çevresel faktörler ve kötü alışkanlıklarımıza bazen de genetik yapımıza bağlı olarak yaşlanıyorlar. Yaşlandıktan sonra da onların dış kısmındaki yapılar yırtılır ve ardından bel fıtığı, boyun fıtığı gibi problemler ortaya çıkar” FITIK, BAZEN DİREKT KOL AĞRISIYLA BAŞLIYOR Fıtık belirtileri hakkında da konuşan Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, hastaların en çok kol, bacak, bel ve boyun ağrısı şikayetleri ile başvurduklarını açıklayarak, bacak ağrısı başlayan kişilerde tedavi başarısının daha yüksek olduğunu ileri sürdü. Bel ağrısı ve bacak ağrısı tedavi yöntemlerinde bazı farklılıklar olduğuna değinen Op. Dr. Yağlı, “Fıtık, bazen direkt kol ağrısıyla başlıyor. Bazen de sadece bacak ağrısı şikayeti oluyor. Ya da hasta hem bel hem de bacak ağrısından yakınıyor. Kısacası şikayetlerin çok geniş bir yelpazesi var. Önemli olan bu şikayetlerin artmasını beklemeden bir doktora başvurmak. Zaman kaybetmemek gerekiyor ” şeklinde konuştu.   ‘45 DAKİKA OTURUP 5 DAKİKA KALKIN!’ Anne ve babasında bel fıtığı olan kişilerde hastalığın daha çok görüldüğünü sözlerine ekleyen Op. Dr. Yağlı, genetik yatkınlığın etkisine dikkat çekti. “Hastaların neredeyse yüzde 25 bu genetik faktörler yüzünden fıtık oluyor” diyen Yağlı, 16 yaşında bel fıtığından ameliyat olan hastalar olduğunu belirtti. Manisa’nın ağır sanayi bölgesi olduğunu hatırlatan Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Manisa Organize Sanayi bölgesinde binlerce kişi çalışıyor. Burada ağır şeyler kaldırılıyor. Çalışma koşulları çok yorucu olabiliyor. Birden soğuğa çıkıp tekrar sıcağa geçiyoruz. Bunların hepsi ciddi bir problem. Şoförlerde de sık görüyoruz. Çünkü sürekli oturuyorlar. Memurlar da aynı durum geçerli. Biz ‘45 dakika oturup 5 dakika kalkın’ şeklinde vatandaşa uyarıda bulunuyoruz. Tabi oturma koşullarının da düzgün olması gerekiyor.”   “FITIKTAN KORUMAK İÇİN SİGARA İÇMEYİN!” Masa başında oturan çalışanların bilgisayar ekranı ve koltuk arasında 90 derecelik açı sağlaması gerektiğine dikkat çeken Yağlı, ekran üst sınırının da göz hizasında olması gerektiğini vurguladı. “Fıtıktan korumak için sigara içmeyin!” uyarısını yapan Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, sigara kullanımının kıkırdaklara giden oksijeni engellediğini savundu. Hareketsiz yaşam ve kilo probleminin de önemli bir etken teşkil ettiğini söyleyen Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, “Bedenimize ve sağlımıza kıymet vermemiz gerekiyor” dedi.     YÜRÜYÜŞ, YÜZME VE BİSİKLET SÜRME ÖNERİLİYOR Bel ya da boyun fıtığı olan hastalara üç gün dinlenmelerini tavsiye ettiklerini belirten Yağlı, sürekli yatar hale geçmemek gerektiğinin de altını çizdi. Op. Dr. Yağlı, yürüyüş, yüzme ve bisiklet sürmeyi önererek bu sporlar sayesinde insanların fıtıktan korunabileceklerini işaret etti.   “YÜZDE 50’SİNİ KURTARIYORUZ” Tedavi yöntemlerini de anlatan Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, şunları ifade etti: “Fizik tedavi yöntemi zaten artık klasik bir uygulama. Fizik tedavi hastayı rahatlatıyor ve bazen tedavi ediyor. Çünkü yöntemlerimiz gelişti. Fizik tedavi ve manuel terapinin yetersiz kaldığı hastalarımıza farklı yöntemler uyguluyoruz. Kıkırdağı iyileştirme adına son yıllarda giderek artan yöntemlerimiz var. Örneğin kıkırdak içerisine ozon enjeksiyonu, PRP ya da kök hücre enjeksiyonu. Tüm bu yöntemler artık çok sık yapılıyor ve ameliyat olması gereken hastalarımızın neredeyse yüzde 50’sini kurtarıyoruz.”  
Boyun ve bel fıtığı, toplumda sıkça rastlanılan ve giderek yaygınlaşan hastalıklar arasında yer alıyor. Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, hastaların en çok kol, bacak, bel ve boyun ağrısı şikâyetleri ile başvurduklarını söyleyerek, tedavi için geç kalınmaması yönünde tavsiyelerde bulunuyor.
HABER
CANAN GÜNGÖR
Omurgaların hareketini korumak için, omurların arasında bulunan kıkırdak yastıkçıları zamanla yaşlanıyor ve pek çok bölgede fıtık oluşmaya başlıyor. Fıtık, toplumda en çok rastlanılan hastalıkların başında geliyor ve bu durum giderek artış gösteriyor. Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, hastaların en çok kol, bacak, bel ve boyun ağrısı şikâyetleri ile başvurduklarını açıklayarak, tedavi için geç kalınmaması yönünde tavsiyelerde bulunuyor.

Boyun ve bel fıtığı toplumda sıkça rastlanılan ve giderek yaygınlaşan hastalıklar arasında yer alıyor. Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, boyun ve bel fıtığına sebep olan ilk etkenin ayakta durmak olduğunu söyledi. Op. Dr. Yağlı, kıkırdak yastıkçıkların zaman içerisinde yaşlandığını ifade ederek şu bilgileri aktardı: “Omurgaların hareketini korumak için otuz üç omurun arasında kıkırdaklar yastıkçıklar yer alır. Bu kıkırdak yastıkçıklar zaman içerisinde yaşlanır. Çevresel faktörler bu yaşlanmayı arttırıyor. Çünkü kıkırdaklar vücudumuzun diğer bölgeleri gibi kendini yenileyebilen bir yapıda değil. Belimizdeki, boynumuzdaki, sırtımızdaki eklemler çevresel faktörler ve kötü alışkanlıklarımıza bazen de genetik yapımıza bağlı olarak yaşlanıyorlar. Yaşlandıktan sonra da onların dış kısmındaki yapılar yırtılır ve ardından bel fıtığı, boyun fıtığı gibi problemler ortaya çıkar”

FITIK, BAZEN DİREKT KOL AĞRISIYLA BAŞLIYOR
Fıtık belirtileri hakkında da konuşan Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, hastaların en çok kol, bacak, bel ve boyun ağrısı şikayetleri ile başvurduklarını açıklayarak, bacak ağrısı başlayan kişilerde tedavi başarısının daha yüksek olduğunu ileri sürdü. Bel ağrısı ve bacak ağrısı tedavi yöntemlerinde bazı farklılıklar olduğuna değinen Op. Dr. Yağlı, “Fıtık, bazen direkt kol ağrısıyla başlıyor. Bazen de sadece bacak ağrısı şikayeti oluyor. Ya da hasta hem bel hem de bacak ağrısından yakınıyor. Kısacası şikayetlerin çok geniş bir yelpazesi var. Önemli olan bu şikayetlerin artmasını beklemeden bir doktora başvurmak. Zaman kaybetmemek gerekiyor ” şeklinde konuştu.
 
‘45 DAKİKA OTURUP 5 DAKİKA KALKIN!’
Anne ve babasında bel fıtığı olan kişilerde hastalığın daha çok görüldüğünü sözlerine ekleyen Op. Dr. Yağlı, genetik yatkınlığın etkisine dikkat çekti. “Hastaların neredeyse yüzde 25 bu genetik faktörler yüzünden fıtık oluyor” diyen Yağlı, 16 yaşında bel fıtığından ameliyat olan hastalar olduğunu belirtti. Manisa’nın ağır sanayi bölgesi olduğunu hatırlatan Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Manisa Organize Sanayi bölgesinde binlerce kişi çalışıyor. Burada ağır şeyler kaldırılıyor. Çalışma koşulları çok yorucu olabiliyor. Birden soğuğa çıkıp tekrar sıcağa geçiyoruz. Bunların hepsi ciddi bir problem. Şoförlerde de sık görüyoruz. Çünkü sürekli oturuyorlar. Memurlar da aynı durum geçerli. Biz ‘45 dakika oturup 5 dakika kalkın’ şeklinde vatandaşa uyarıda bulunuyoruz. Tabi oturma koşullarının da düzgün olması gerekiyor.”
 
“FITIKTAN KORUMAK İÇİN SİGARA İÇMEYİN!”
Masa başında oturan çalışanların bilgisayar ekranı ve koltuk arasında 90 derecelik açı sağlaması gerektiğine dikkat çeken Yağlı, ekran üst sınırının da göz hizasında olması gerektiğini vurguladı. “Fıtıktan korumak için sigara içmeyin!” uyarısını yapan Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, sigara kullanımının kıkırdaklara giden oksijeni engellediğini savundu. Hareketsiz yaşam ve kilo probleminin de önemli bir etken teşkil ettiğini söyleyen Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, “Bedenimize ve sağlımıza kıymet vermemiz gerekiyor” dedi.
 
 
YÜRÜYÜŞ, YÜZME VE BİSİKLET SÜRME ÖNERİLİYOR
Bel ya da boyun fıtığı olan hastalara üç gün dinlenmelerini tavsiye ettiklerini belirten Yağlı, sürekli yatar hale geçmemek gerektiğinin de altını çizdi. Op. Dr. Yağlı, yürüyüş, yüzme ve bisiklet sürmeyi önererek bu sporlar sayesinde insanların fıtıktan korunabileceklerini işaret etti.
 
“YÜZDE 50’SİNİ KURTARIYORUZ”
Tedavi yöntemlerini de anlatan Özel Sekiz Eylül Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahı Op. Dr. Ömer Emre Yağlı, şunları ifade etti: “Fizik tedavi yöntemi zaten artık klasik bir uygulama. Fizik tedavi hastayı rahatlatıyor ve bazen tedavi ediyor. Çünkü yöntemlerimiz gelişti. Fizik tedavi ve manuel terapinin yetersiz kaldığı hastalarımıza farklı yöntemler uyguluyoruz. Kıkırdağı iyileştirme adına son yıllarda giderek artan yöntemlerimiz var. Örneğin kıkırdak içerisine ozon enjeksiyonu, PRP ya da kök hücre enjeksiyonu. Tüm bu yöntemler artık çok sık yapılıyor ve ameliyat olması gereken hastalarımızın neredeyse yüzde 50’sini kurtarıyoruz.”
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.