KALP VE DAMAR HASTALIKLARI SİZİ ÖLDÜRMESİN!

Toplumda en fazla erkeklerde görülen kalp ve damar hastalıkları, müdahale edilmezse ya da tedavide geç kalınırsa ölümlere sebep olabiliyor. Bayanlarda 60, erkeklerde 50 yaşın üzerine çıkıldığında artan risk durumuna dikkat çeken Özel Sekiz Eylül Hastanesi Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Adem Güler, tanıda ve tedavide geç kalınmaması gerektiğine işaret ediyor.

HABER CANAN SARIGÖZ  Kalp damarlarının daralması ve tıkanması sonucu pek çok kalp – damar rahatsızlığı meydana geliyor. Damarlarda oluşan kireçlenme yüzde 70’e ulaştığı zaman kritik bir sürece girildiğini söyleyen Özel Sekiz Eylül Hastanesi Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Adem Güler, ardından durumun hasta için kardiyolojiden çıkarak Kalp ve Damar Hastalıklarına geçtiğini açıkladı. Kalp ve damar hastalıklarının risk faktörleri hakkında da bilgiler veren Güler, “Değiştirilebilir ve değiştirilemez risk faktörleri vardır. Örneğin yaş faktörü değiştirilemez bir unsurdur. Bayanlarda 60, erkeklerde 50 yaşın üzerine çıkıldığında risk artmaktadır. Erkeklerde kalp damar rahatsızlıkları daha fazla görülmektedir. Bir de genetik faktörler var. Ailesel geçiş olarak adlandırdığımız bu durum da değiştirilemez faktörler arasındadır” dedi.   ŞİŞMANLIK DA ÖNEMLİ BİR UNSUR! Değiştirilebilir risk faktörlerini de açıklayan Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Adem Güler, buradaki en güçlü unsurun diyabet (şeker hastalığı) olduğunu belirtiyor. “Şeker hastaları oranları kabul edilebilir düzeylerde tutmalıdırlar” diyerek önemli bir uyarıda bulunan Doç. Dr. Güler açıklamasını şu şeklide sürdürdü: “Tansiyon da diyabet gibi değiştirilebilir risk faktörleri arasındadır. Tansiyon hastaları da tedavi ve önlemlerine dikkat etmelidir. Bunun yanı sıra hiperkolestrol da değiştirilebilir faktörlerdendir. Diyete ve ilaç kullanımına dikkat edilmelidir. Bunların yanı sıra şişmanlık da önemli bir unsurdur. Hareketsiz yaşam da bir risk faktörü oluşturur” DİYETE VE İLAÇ KULLANIMINA DİKKAT! Kalp damarlarının daralması ve tıkanması sonucu pek çok kalp – damar rahatsızlığı meydana geliyor. Uzmanlar, damarlarda oluşan kireçlenmenin yüzde 70’e ulaşması halinde, kritik bir sürece girildiğine dikkat çekiyor. Kalp ve damar hastalıklarının risk faktörleri hakkında da bilgiler veren Doç. Dr. Güler, “Şeker hastaları, oranları kabul edilebilir düzeylerde tutmalıdırlar” diyerek önemli uyarılarda bulundu. Bel ve göbek bölgesinde yağlanma oluşmaması için dikkat edilmesi gerektiğinin de altını çizen Güler, “Tansiyon da diyabet gibi değiştirilebilir risk faktörleri arasındadır. Tansiyon hastaları da tedavi ve önlemlerine dikkat etmelidir. Bunun yanı sıra hiperkolestrol da değiştirilebilir faktörlerdendir. Diyete ve ilaç kullanımına dikkat edilmelidir. Bunların yanı sıra şişmanlık da önemli bir unsurdur. Hareketsiz yaşam da bir risk faktörü oluşturur” dedi.     KIRK YAŞINDAN SONRA DİKKAT! Hareketli yaşam için tavsiyelerde bulunan Özel Sekiz Eylül Hastanesi Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Adem Güler, haftada üç dört gün yarım saat ya da kırk beş dakika, biraz çarpıntı yapacak ve yoracak şekilde tempolu yürünmesi gerektiğini ifade ediyor. Güler, kalp hastalarına eforlu sporları tavsiye etmediklerini söyleyerek bu durumun hastalar için risk oluşturabileceğine işaret ediyor. Kalp ve damar hastalıklarında tanının yapılan tetkiklerle basitçe konduğunu ileri süren Doç. Dr. Güler, ailesel faktörler taşıyan kişilerin kırk yaşından sonra muhakkak kontrole gitmeleri gerektiğini savunuyor. Risk oluşturan faktörleri barındırmayan kişilerin de 50 ya da 60 yaşından sonra muayeneye gidebileceğini açıklayan Güler, yaşam boyu sağlıklı beslenmenin önemini de vurguluyor. Hazır gıdalardan kaçınılmasını öneren Doç. Dr. Adem Güler, bol bol zeytin yağı kullanılmasını tavsiye ediyor.   İŞTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER Bel ve göbek bölgesinde yağlanma oluşmaması için dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen Güler, açıklamasını şu cümlelerle destekliyor: “Çikolata yerine meyve yiyin. Margarin değil zeytinyağı kullanın. Bol bol sebze ve meyve tüketin. Akşam saat 17:00 – 18:00’den sonra yemek yemeyin. Akşam evde otururken ya da yatarken vücut enerji harcayamıyor. O yüzden gece atıştırmalarına da dikkat edilmelidir. Vücut fazladan alınan enerjiyi yakmadığında atmıyor, ileride oluşacak açlık durumu için saklıyor. Mümkünse makarna, pilav, şeker, pasta gibi karbonhidratlardan tamamen uzaklaşacağız. Protein, meyve, sebze hiç sıkıntı değil”