Kula’da Covid-19 tedavisi tamamlanan 6 hasta taburcu edildi

SAĞLIK (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 26.06.2020 - 15:25, Güncelleme: 26.06.2020 - 15:25
 

Kula’da Covid-19 tedavisi tamamlanan 6 hasta taburcu edildi

Manisa’nın Kula ilçesinde yeni tip korona virüs (Covid-19) tedavisi tamamlanan ilk 6 hasta, Kula Devlet Hastanesinden alkışlarla uğurlandı. Taburcu edilen hastalar ile birlikte hastaneden ayrılan ve geçtiğimiz günlerde Covid-19 sebebiyle babasını kaybeden Coşkun Çağlayan, tedavisi sebebiyle babasının cenazesine katılamadığını, şimdi de 14 gün boyunca evde karantinada kalacakları için babasının mezarına gidemeyeceklerini anlattı. Yürek burkan sözler ile acısını anlatan Çağlayan, bu süreçte kanser hastası olan annesi için güçlü olmaya çalışacağından bahsetti.
Yeni tip korona virüsün (Covid-19) Türkiye’de görülmesinden 95 sonraya kadar hiç vaka görülmeyen Kula’da, ilk vaka 12 Haziran tarihinde görülmüştü. Sonrasında ise vaka sayıları artmış, filyasyon ekiplerinin çalışmaları sonucu pozitif vakalar tedavi altına alınmış, temaslı vatandaşlar ise evlerinde karantinaya alınmıştı. Bu süreçte Kula Devlet Hastanesinde tedavileri devam eden ve yapılan tetkiklerde test sonuçları negatif çıkan ilk hasta dün taburcu edilerek alkışlarla uğurlandı. Bugün ise tetkiklerde test sonuçları negatif çıkan 5 hasta daha taburcu edildi. Dün taburcu edilen 1 hasta ile toplamda 6 hasta, Kula Devlet Hastanesi personeli tarafından hastaneden alkışlarla taburcu edildi. Taburcu edilen hastalar, hastaneden ayrılırken, sağlık personellerine ilgi ve alakalarından dolayı teşekkür ederek ayrıldı. Hastaneden Başhekim Op. Dr. Cansu Sarıgül, doktor ve hemşirelerin alkışları eşliğinde taburcu olan hastalar yürüyerek özel araçlarına bindi. Taburcu olan hastalarında 14 gün boyunca evlerinde karantina kalacağı bildirildi. Öte yandan taburcu edilen hastalar arasında, geçtiğimiz günlerde Kula’daki ilk vaka olarak tedavi altına alınan ve durumunun ağırlaşması sonucu Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesinde tedavisine devam edilirken yaşam savaşını kaybeden 64 yaşındaki Akif Çağlayan’ın oğlu Coşkun Çağlayan da vardı. Annesi Sevim Çağlayan ile birlikte testleri pozitif çıkan ve 14 gündür Kula Devlet Hastanesinde tedavisi süren Coşkun Çağlayan ve annesi Sevim Çağlayan, test sonuçlarının negatif çıkmasının ardından bugün hastaneden taburcu edildi. Alkışlarla hastaneden ayrılan Çağlayan, hastane çıkışında yaptığı konuşmada, söylediği sözler ile yürekleri burktu. Yaklaşık bir buçuk yıldır kanser tedavisi gören annesi Sevim Çağlayan’ın son günlerde sona yaklaşılan tedavisi ile kanser savaşını yendiklerini, fakat bu süreçte Covid-19’a yakalanan babasının kaybetmenin verdiği üzüntüden bahseden Coşkun Çağlayan, babasına karşı son görevi yerine getirememenin ve babasından helallik isteyememenin verdiği üzüntüden bahsetti. Burun kanaması şikayetiyle hastaneye başvurdu Babasının burun kanaması şikayeti ile hastaneye başvurduğunu, sonrasında geçen her günde babasının durumunun daha da kötüye gittiğini anlatan Çağlayan, “6 Haziran tarihinde babam burun kanaması geçirdiği için, hastaneye geldik. Babam zaten Kula Devlet Hastanesinde tedavi gördü. Fakat burun kanamasını kesemedik. 12 Haziran’da babam daha kötü rahatsızlandığı için kendim de işe gidemedim. Babamda Covid-19’un hiçbir belirtisi yokken bir anda gücünü aşırı derecede kaybetti. Zaten 12 Haziran’da hastaneye gittiğimizde bile sabah kendisi kalktı giyindi, sakal tıraşını oldu. Gayet sağlıklı görünüyordu. Ama Salihli’ye gittikten sonra süreç daha farklı oldu bizim için. Salihli’de babam yürüyememeye başladı, konuşamamaya başladı. Orada başka bir evladı olmadığı için babamla hep ben temas kurmak zorunda kaldım. Her yere tekerlekli sandalye ile kendim götürdüm. Babam 13 Haziran Cumartesi gecesi Salihli Devlet Hastanesinde müşahede altına yatırıldı. Babamı en son gördüğümde Cumartesi günüydü. Helallik isteyemedim, hakkını helal et baba diyemedim. Çünkü babamın geri geleceğinden o kadar emindik ki, babam oradaki hemşirelere bile ‘benim bir rahatsızlığım yok, ben iyiyim, benim sadece öksürüğüm var, beni iyi edin’ dediğini hatırlıyorum. Babamın tekrar yanımıza dönemeyeceğini bilmiş olsaydım, onu yalnız bırakmaz başında nöbet tutardım. Bir buçuk yıldır da kanser hastası olan annemin tedavisi için çok çaba sarf ettik. Çok uğraştık ve Rabbime şükürler olsun annemi iyileştirdik ama bu sefer babamı kurtaramadık. Babam vefat ettikten sonra kendim de tedavi altında olduğum için cenazesine dahi katılamadım. Babama temas ettiğim için benim de testim pozitif çıktı. Bu süre zarfından Kula Devlet Hastanesinde tedavim tamamlandı, bugün itibari ile de taburcu oldum. Kula Devlet Hastanesinin tüm sağlık personellerine ilgi ve alakalarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Bana çok yardımcı oldular. Annemle bizi en çok üzen konu, babamın cenazesine katılamamak oldu. Şuan bile hastaneden çıktığımız halde babamın mezarına gidemeyeceğiz. Rabbim kimseye bu şekilde acılar yaşatmasın” dedi. Babasını kaybetmesinin ardından büyük bir üzüntü yaşadıklarını dile getiren Çağlayan, kanser tedavisi gören annesi için çok güçlü olmak zorunda olduğunu söyledi. Hastalıklar ile mücadele ederken zorlu bir imtihandan geçtiklerinden de bahseden Çağlayan, “Kanser tedavisi gören bir annem var, onun için çok güçlü olmak zorundayım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Çünkü ağladığımda annem çok üzülüyor, o daha çok ağlıyor. Kula Devlet Hastanesindeki 14 günlük tedavi sürecimiz boyunca anneme en çok ben destek oldum. Eşim evde, annemle biz burada, babam mezarda. Rabbim öyle bir imtihandan geçiriyor ki bizi. Yani hiç birbirimize ulaşamadık, paramparça olduk. Yani babamın bir cenaze namazı kılınmış olsaydı eğer, ne camiler, ne de mezarlık kalabalığı alırdı diye düşünüyorum. Çok dualar edildi, okunan Yasin-i Şerif’in, okunan duaların haddi hesabı yok. İnşallah Rabbim babamı cennetine koymuştur” ifadelerini kullandı. Karantina sürecinde yaşadıklarını anlatan Çağlayan, “Karantina sürecinde annem ile beraber buradaydık. Eşim bizden bir hafta önce taburcu oldu. Zaten eşimin iki sonucu da negatif geldiği için, onu hemen taburcu ettiler. Karantina sürecinde gerek doktorlar olsun, gerek hemşireler olsun bizimle her saat başı ilgilendiler. Arkadaşlarım ve yakınlarım da sürekli arayıp sordular, bütün ihtiyaçlarımızı karşıladılar. Tedavi sürecim zaten ilk 5 gündü, fakat ben 5 günden fazla kaldım burada. Şuan kendimi gayet sağlıklı hissediyorum. Taburcu olduktan sonra şimdi de 14 günlük evde karantinada kalacağız. Sonrasında ise ilk fırsatta ise babamın mezarına gideceğiz. Şimdi eve gideceğiz ve evde babamın bütün anıları bizi bekliyor. Rabbim sabır versin anneme, bana ve eşime. Annem de kanser hastası olmasına rağmen kendini gayet sağlıklı hissediyor. Acımız taze, annemin başka bir evladı yok, sadece ben varım. Bu yüzden annem için benim güçlü durmam gerekiyor. Yani süreç bu şekilde ilerledi. İnşallah Rabbim bu acıları kimseye yaşatmasın.” şeklinde konuştu.
Manisa’nın Kula ilçesinde yeni tip korona virüs (Covid-19) tedavisi tamamlanan ilk 6 hasta, Kula Devlet Hastanesinden alkışlarla uğurlandı. Taburcu edilen hastalar ile birlikte hastaneden ayrılan ve geçtiğimiz günlerde Covid-19 sebebiyle babasını kaybeden Coşkun Çağlayan, tedavisi sebebiyle babasının cenazesine katılamadığını, şimdi de 14 gün boyunca evde karantinada kalacakları için babasının mezarına gidemeyeceklerini anlattı. Yürek burkan sözler ile acısını anlatan Çağlayan, bu süreçte kanser hastası olan annesi için güçlü olmaya çalışacağından bahsetti.

Yeni tip korona virüsün (Covid-19) Türkiye’de görülmesinden 95 sonraya kadar hiç vaka görülmeyen Kula’da, ilk vaka 12 Haziran tarihinde görülmüştü. Sonrasında ise vaka sayıları artmış, filyasyon ekiplerinin çalışmaları sonucu pozitif vakalar tedavi altına alınmış, temaslı vatandaşlar ise evlerinde karantinaya alınmıştı. Bu süreçte Kula Devlet Hastanesinde tedavileri devam eden ve yapılan tetkiklerde test sonuçları negatif çıkan ilk hasta dün taburcu edilerek alkışlarla uğurlandı. Bugün ise tetkiklerde test sonuçları negatif çıkan 5 hasta daha taburcu edildi. Dün taburcu edilen 1 hasta ile toplamda 6 hasta, Kula Devlet Hastanesi personeli tarafından hastaneden alkışlarla taburcu edildi. Taburcu edilen hastalar, hastaneden ayrılırken, sağlık personellerine ilgi ve alakalarından dolayı teşekkür ederek ayrıldı. Hastaneden Başhekim Op. Dr. Cansu Sarıgül, doktor ve hemşirelerin alkışları eşliğinde taburcu olan hastalar yürüyerek özel araçlarına bindi. Taburcu olan hastalarında 14 gün boyunca evlerinde karantina kalacağı bildirildi.

Öte yandan taburcu edilen hastalar arasında, geçtiğimiz günlerde Kula’daki ilk vaka olarak tedavi altına alınan ve durumunun ağırlaşması sonucu Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesinde tedavisine devam edilirken yaşam savaşını kaybeden 64 yaşındaki Akif Çağlayan’ın oğlu Coşkun Çağlayan da vardı. Annesi Sevim Çağlayan ile birlikte testleri pozitif çıkan ve 14 gündür Kula Devlet Hastanesinde tedavisi süren Coşkun Çağlayan ve annesi Sevim Çağlayan, test sonuçlarının negatif çıkmasının ardından bugün hastaneden taburcu edildi. Alkışlarla hastaneden ayrılan Çağlayan, hastane çıkışında yaptığı konuşmada, söylediği sözler ile yürekleri burktu. Yaklaşık bir buçuk yıldır kanser tedavisi gören annesi Sevim Çağlayan’ın son günlerde sona yaklaşılan tedavisi ile kanser savaşını yendiklerini, fakat bu süreçte Covid-19’a yakalanan babasının kaybetmenin verdiği üzüntüden bahseden Coşkun Çağlayan, babasına karşı son görevi yerine getirememenin ve babasından helallik isteyememenin verdiği üzüntüden bahsetti.

Burun kanaması şikayetiyle hastaneye başvurdu

Babasının burun kanaması şikayeti ile hastaneye başvurduğunu, sonrasında geçen her günde babasının durumunun daha da kötüye gittiğini anlatan Çağlayan, “6 Haziran tarihinde babam burun kanaması geçirdiği için, hastaneye geldik. Babam zaten Kula Devlet Hastanesinde tedavi gördü. Fakat burun kanamasını kesemedik. 12 Haziran’da babam daha kötü rahatsızlandığı için kendim de işe gidemedim. Babamda Covid-19’un hiçbir belirtisi yokken bir anda gücünü aşırı derecede kaybetti. Zaten 12 Haziran’da hastaneye gittiğimizde bile sabah kendisi kalktı giyindi, sakal tıraşını oldu. Gayet sağlıklı görünüyordu. Ama Salihli’ye gittikten sonra süreç daha farklı oldu bizim için. Salihli’de babam yürüyememeye başladı, konuşamamaya başladı. Orada başka bir evladı olmadığı için babamla hep ben temas kurmak zorunda kaldım. Her yere tekerlekli sandalye ile kendim götürdüm. Babam 13 Haziran Cumartesi gecesi Salihli Devlet Hastanesinde müşahede altına yatırıldı. Babamı en son gördüğümde Cumartesi günüydü. Helallik isteyemedim, hakkını helal et baba diyemedim. Çünkü babamın geri geleceğinden o kadar emindik ki, babam oradaki hemşirelere bile ‘benim bir rahatsızlığım yok, ben iyiyim, benim sadece öksürüğüm var, beni iyi edin’ dediğini hatırlıyorum. Babamın tekrar yanımıza dönemeyeceğini bilmiş olsaydım, onu yalnız bırakmaz başında nöbet tutardım. Bir buçuk yıldır da kanser hastası olan annemin tedavisi için çok çaba sarf ettik. Çok uğraştık ve Rabbime şükürler olsun annemi iyileştirdik ama bu sefer babamı kurtaramadık. Babam vefat ettikten sonra kendim de tedavi altında olduğum için cenazesine dahi katılamadım. Babama temas ettiğim için benim de testim pozitif çıktı. Bu süre zarfından Kula Devlet Hastanesinde tedavim tamamlandı, bugün itibari ile de taburcu oldum. Kula Devlet Hastanesinin tüm sağlık personellerine ilgi ve alakalarından dolayı çok teşekkür ediyorum. Bana çok yardımcı oldular. Annemle bizi en çok üzen konu, babamın cenazesine katılamamak oldu. Şuan bile hastaneden çıktığımız halde babamın mezarına gidemeyeceğiz. Rabbim kimseye bu şekilde acılar yaşatmasın” dedi.

Babasını kaybetmesinin ardından büyük bir üzüntü yaşadıklarını dile getiren Çağlayan, kanser tedavisi gören annesi için çok güçlü olmak zorunda olduğunu söyledi. Hastalıklar ile mücadele ederken zorlu bir imtihandan geçtiklerinden de bahseden Çağlayan, “Kanser tedavisi gören bir annem var, onun için çok güçlü olmak zorundayım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Çünkü ağladığımda annem çok üzülüyor, o daha çok ağlıyor. Kula Devlet Hastanesindeki 14 günlük tedavi sürecimiz boyunca anneme en çok ben destek oldum. Eşim evde, annemle biz burada, babam mezarda. Rabbim öyle bir imtihandan geçiriyor ki bizi. Yani hiç birbirimize ulaşamadık, paramparça olduk. Yani babamın bir cenaze namazı kılınmış olsaydı eğer, ne camiler, ne de mezarlık kalabalığı alırdı diye düşünüyorum. Çok dualar edildi, okunan Yasin-i Şerif’in, okunan duaların haddi hesabı yok. İnşallah Rabbim babamı cennetine koymuştur” ifadelerini kullandı.

Karantina sürecinde yaşadıklarını anlatan Çağlayan, “Karantina sürecinde annem ile beraber buradaydık. Eşim bizden bir hafta önce taburcu oldu. Zaten eşimin iki sonucu da negatif geldiği için, onu hemen taburcu ettiler. Karantina sürecinde gerek doktorlar olsun, gerek hemşireler olsun bizimle her saat başı ilgilendiler. Arkadaşlarım ve yakınlarım da sürekli arayıp sordular, bütün ihtiyaçlarımızı karşıladılar. Tedavi sürecim zaten ilk 5 gündü, fakat ben 5 günden fazla kaldım burada. Şuan kendimi gayet sağlıklı hissediyorum. Taburcu olduktan sonra şimdi de 14 günlük evde karantinada kalacağız. Sonrasında ise ilk fırsatta ise babamın mezarına gideceğiz. Şimdi eve gideceğiz ve evde babamın bütün anıları bizi bekliyor. Rabbim sabır versin anneme, bana ve eşime. Annem de kanser hastası olmasına rağmen kendini gayet sağlıklı hissediyor. Acımız taze, annemin başka bir evladı yok, sadece ben varım. Bu yüzden annem için benim güçlü durmam gerekiyor. Yani süreç bu şekilde ilerledi. İnşallah Rabbim bu acıları kimseye yaşatmasın.” şeklinde konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.