SGDD- ASAM BÖLGESEL BASIN BULUŞMALARI İZMİR'DE GERÇEKLEŞTİ

“BASININ DİLİ KUTUPLAŞTIRMAYA NEDEN OLMAMALI” Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD); Türkiye’de yaşayan mülteci ve sığınmacıların; temel hakları, sorumlulukları, sosyal destek mekanizmaları ile ilgili yaptıkları çalışmayı basın-yayın kuruluşları ile paylaştı. SGDDmültecilerin Türkiye’deki yayın organlarında nasıl haberleştirilmesi gerektiğine dair yaptığı araştırmayı ise, ‘Bölgesel Basın Buluşmaları’ semineri ile Ege illerinde yayın hayatını sürdüren basın kuruluşu temsilcilerine anlattı. 45 farklı şehirde, 52 saha ofisi ile hizmet veren derneğin Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak, mültecilerin Türkiye’de her türlü hakkına saygı duyulması ve yapılan haberler ile rencide edilmemelerinin, uyum sürecinde çok önemli olduğuna dikkat çekti. Kavlak basının dilinin, kutuplaştırmaya neden olmaması gerektiği görüşünü de savundu.

İzmir Hilton otelde yapılan toplantıya Ege Bölgesi’nde yayın hayatına devam eden basın kuruluşlarının imtiyaz sahipleri, yazı İşleri Müdürleri, muhabirler ve temsilciler katıldı. İkincisi düzenlenen ‘Bölgesel Basın Buluşmalarının’ dünkü konusu ‘Mültecileri Haberleştirmek.’         KONU; MÜLTECİLERİ HABERLEŞTİRMEK  Proje; Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği’nin (SGDD-ASAM) İngiltere Büyükelçiliği’nin desteği ile başlattığı Refwork (Mültecilerle Yapılan Çalışmalara Yönelik Kapsamlı Yaklaşımlar) araştırması çatısı altında kademe kademe hayata geçiriliyor. Projenin; ‘Kendi Kendine Danışmanlık’ ve ‘Mültecilerle Çalışmak’ ile birlikte üçüncü aşamasını oluşturan “Mültecileri Haberleştirmek”  konusu Ege Bölgesi’nden seminere katılan gazeteciler tarafından yoğun ilgi gördü. 45 FARKLI ŞEHİRDE 52 SAHA OFİSİ SGDD 1995 yılında Ankara merkezli olarak çalışmaya başlayan derneğin,  45 farklı şehirde 52 saha ofisi mevcut. SGDD; UNHCR, UNICEF, UNFPA, Avrupa Birliği, GIZ, İngiltere Büyükelçiliği başta olmak üzere, ulusal ve uluslararası ortaklar, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilgili devlet kurumları ile çalışmalarına devam ediyor. Dernek Türkiye’de yaşayan mülteci ve sığınmacılara; temel haklar, sorumluluklar, sosyal destek mekanizmaları, hizmetlere erişim gibi alanlarda kapsamlı sosyal ve hukuki danışmanlık sağlıyor.  “DÜNYADAKİ HER 113 İNSANDAN BİRİ MÜLTECİ” Seminerden konuşan SGDD Genel Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak; “Dünya genelinde 65 milyondan fazla yerinden olmuş kişi bulunmaktadır ve sadece 2015 yılında 12 milyon kişi yaşadıkları yerden olmuşlardır. Son verilere göre, dakikada 24 kişi ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış olup, günde 34 bin kişi maalesef yaşadıkları topraklardan ayrılmak zorunda kalırken,  Dünyadaki her 113 insandan biri mülteci veya yerinden edildi ” dedi. TÜRKİYE’DE GEÇİCİ KORUMA KAPSAMINDA 2.753.696 SURİYELİ VAR!       Kavlak, Türkiye’de geçici koruma kapsamında bulunan Suriyeli sayısının 2.753.696 olduğunu, Suriyelilerin yaklaşık yüzde 9’unun Türkiye’deki 25 ayrı kampta (toplamda 253.748 kişi) yaşadığını ifade etti. Kavlak  Mültecilerinen yoğun şehirlerin ise sırasıyla; Şanlıurfa, İstanbul, Hatay, Gaziantep, Adana, Mersin, Kilis, Mardin, Bursa ve İzmir olduğunu ifade etti. Ayrıca Kavlak Suriyeliler dışında  Türkiye’deçoğunluğunu sırasıyla; Irak, Afganistan, İran ve Somali’den gelenlerin oluşturduğu 300 binden fazla Suriyeli olmayan sığınmacının bulunduğunu belirtti.  “BASININ DİLİ KUTUPLAŞTIRMAYA NEDEN OLMAMALI”       Kavlak, Refworkprojesinin üçüncü aşaması olan ‘Mültecileri Haberleştirmek’ faaliyetleri kapsamında gerçekleştirdiği sunumda,  Mülteci sorunlarına ilişkin doğru ve profesyonel haber üretimi, sığınma ve göç kavramlarının hatalı kullanımından veya yanlış kavramlarla ilişkilendirilmesinden kaynaklanan sorunların olduğunu vurguladı. Basının en etkin kültürel iletkenlerden olduğunu belirten Kavlak, basının yönlendirme gücünün; kullanılış biçimine göre, mültecilere yönelik algının olumsuz yönde tetiklenmesine, beslenmesine neden olabileceği gibi toplumsal muhalefet biçimlerinin meşrulaştırılmasına da yol açabileceğini dile getirdi.  Kavlak  basının dilinin kutuplaştırmayı pekiştirmeden, sorumluluk duygusuyla kullanılmasının önemli olduğunu vurguladı.  Medyanın kullandığı dilin ve iletişim yöntemlerinin eşitlikçi ve kültürel çeşitliliğe saygılı bir şekilde kullanılmasına yönelik bir farkındalık buluşması gerçekleştirdiklerine vurgu yapan Kavlak, mülteciler konusunun hak temelli ele alınmasının, söylem sıkıntılarının aşılmasında büyük önem oluşturduğunu belirtti. TÜRK HALKI İLE MÜLTECİLERİN ENTEGRASYONU              Basın özgürlüğünün sınırının aynı zamanda kişi özgürlüğünün sınırı olduğunu hatırlatan Kavlak, haber dilinin üreticisi olan medya kuruluşları ve çalışanlarıyla gerçekleştirdikleri buluşmada kritik terminolojiye de açıklık getirdi. Kavlak konuşmasının sonunda Türk Halkı ile mültecilerin entegrasyonunun başarısı için, tavsiye niteliğinde ilkeler oluşturmayı hedeflediklerini dile getirdi.