Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak Manisa’da Konuştu

ULUSAL HABERLER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 07.09.2021 - 15:22, Güncelleme: 07.09.2021 - 15:22
 

Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak Manisa’da Konuştu

Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Manisa Genişletilmiş Temsilciler Meclisi Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Sendikanın Manisa şubesinde şu anda 8 işyerinde örgütlenme mücadelesini sürdürdüğünü kaydeden Kavlak, özellikle Manisa’nın yerli markası Vestel’de örgütlenmek istediklerini belirterek, “Gelin bu dünya markası şirketi hep birlikte daha da büyütelim. Gelin üretelim, kazandıralım ama hakça biz de kazanalım. Gelin Vestel’e Türk Metal bayrağını birlikte dikelim.”
Manisa Genişletilmiş Temsilciler Meclisi Toplantısı, Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Genel Başkan Kavlak, toplantıda sendikanın Türk Metal ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında kısa bir süre sonra başlayacak MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi süreci ve Manisa 1 Nolu Şubesi’nin Manisa’da yürüttüğü örgütlenme faaliyetleri ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Manisa 1 Nolu Şubesi’nin Genişletilmiş Temsilciler Meclisi ETV’de canlı yayınlanırken, toplantıya sendikanın Manisa ve İzmir’de örgütlü olduğu işyerlerinden 4 bine yakın üye katıldı. Genel Başkan Pevrul Kavlak’ın konuşmasından satır başlıkları; “BU ÜLKEDE TÜRK METAL VAR. BU ÜLKEDE TÜRK-İŞ VAR” “Biz, bu kutsal görevi devraldığımızda 81 bindik. Bugün, 215 biniz. Türkiye’nin en büyüğüyüz, en güçlüsüyüz, en örgütlüsüyüz. Ama bununla yetinmeyi hiç düşünmedik. Gemisini kurtaran kaptan olmadık. Bize dokunmayan yılan bin yaşasın demedik. Bu ülkede örgütsüz ne kadar metal işçisi varsa onları Türk Metal çatısı altına almaya ant içtik. Önce metal emekçisi için onların iş güvencesi, geleceği ve aileleri için en sonunda da Türkiye işçi sınıfı için bu yola çıktık. Yolumuz çok uzun, işimiz zor. Ama siz de, ben de elimizdeki meşaleyi, bizden sonra gelenlere devredene kadar bu yolun yolcusuyuz. Bu yol bizim yolumuzdur. Bu yol bizim kaderimizdir. Bizim yaşam biçimimizdir. Bu sömürü düzenine son verene kadar bu yoldan dönmeyeceğiz. Biz, oturduğumuz yerden bu işi yapmayız. Alanlara çıkarız. Sömürüye direniriz. Sendikasızlaştırmaya direniriz. Taşerona direniriz. İşverenlerle kol kola giren siyasetçilere direniriz. Açlığa, yokluğa, vicdansızlığa direniriz. Direniriz de direniriz. Peki, yılar mıyız? Korkar mıyız? Kaçar mıyız? Asla… Çünkü bizim içimizde yanan bir ateş var. Elimizi cebimize sokmak için değil, taşın altına koymak için çarpan bir yüreğimiz var. İşte o yürek burada, bu salonda, Manisa’da… Ben eminim ki sizin yüreklerinizin sesini uzaktan duyan yüzbinlerce sendikasız kardeşiniz var. Şimdi gelin, bir gerçeğin altını hep beraber çizelim. Gözleri olup görmeyenlere, kulakları olup duymayanlara, kalbi olup vicdanı olmayanlara buradan avazımız çıktığı kadar seslenelim. Beyler, bu ülkede emekçiler var. Bu ülkede emeğin örgütlü gücü var. Sendikalar var. Bu ülkede Türk Metal var. Bu ülkede TÜRK-İŞ var.” “SOSYAL MESAFEYE UYDUK AMA MÜCADELEYLE ARAMIZA HİÇ MESAFE KOYMADIK” “Manisa Şubemiz de diğer şubelerimiz de işkolumuzda örgütsüz metal işçisi kalmaması için var güçleriyle örgütlenmeye sendikasız kardeşlerimizi de toplu sözleşme düzeni içine katmaya çalışıyor. Az önce de altını çizdiğim gibi biz, örgütlenme mücadelesini bir yaşam biçimi haline getirdik. Temel ilkelerimizden biri yaptık. Yalnızca pandemi döneminde bile herkes faaliyetlerine ara vermişken biz hiç durmadık. 62 iş yerinde. 24 bin arkadaşımızı aramıza kattık. Sosyal mesafeye uyduk ama mücadeleyle aramıza hiç mesafe koymadık. Manisa Şubemiz gibi çeşitli illerdeki şubelerimiz birçok işyerinde mücadele veriyor. Mücadele ateşimiz Trakya’da, İstanbul’da, Bursa’da, Gebze’de örgütlü olduğumuz her yerde büyük bir güçle yanıyor. Birçok fabrikanın önünde direniş çadırları var. Ekmekleri için fabrika önünde geceleyen umutla bekleyen emekçiler var. Son 5 ayda Türkiye’ye yeni giren 6 cep telefonu markasında örgütlenme çalışması yaptık. Hepsine direnerek girdik. Hepsinde mücadele ettik. Bakın size bir örnek vereyim. Daha geçen hafta İstanbul’da insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmek için Türk Metalli olmak isteyen 850 emekçi kardeşimiz Büyük bir direniş örneği sergilediler. Hala da sergiliyorlar. Bu arkadaşlarımız Tam 11 gündür Fabrikanın kapısında yatıyorlar. Onların bu mücadelesi aslında sizin mücadelenizdir. Tüm işçi sınıfının hak mücadelesidir. Ekmek mücadelesidir. Özgürlük mücadelesidir. Tıpkı, pandemi döneminde örgütlendiğimiz Bodo-Bode emekçileri gibi Akwel emekçileri gibi ve daha niceleri gibi direnen Salcomp emekçileri de bu süreçten zaferle çıktı. Dün yetki belgesi sendikamıza ulaştı. O mücadeleyi veren Salcomp emekçilerini buradan kutluyorum, hepsinin gözlerinden öpüyorum. Türk Metal ailesine hoş geldiniz diyorum.” “GELİN, VESTEL’E TÜRK METAL BAYRAĞINI BİRLİKTE DİKELİM” “Manisa Şubemiz şu anda 8 işyerinde örgütlenme mücadelesini sürdürüyor. 9 işyerinde yetki tespiti davası devam ediyor. İnşallah bu işyerlerinde de Türk Metal bayrağını dalgalandıracağız. Örgütlenmemizi tamamlayarak oralardaki arkadaşlarımızı da toplu sözleşmeye kavuşturacağız. Ancak dostlarım, Manisa’da bir işyeri var ki işte orada örgütlü değiliz. Bir dünya markası olan, Dünya’da ülkemizin adını duyuran Türk bayrağını oralarda dalgalandıran hepimiz için gurur kaynağı olan Vestel’de maalesef sendikasızlık devam ediyor. Vestel’de çalışan arkadaşlarımız bu durumdan memnun değiller. Bizi arıyorlar. Gelin bizi de sendikal güvenceye kavuşturun, toplu sözleşme çatısı altına alın diyorlar. Çünkü dostlarım onlar çok iyi biliyorlar ki, onlarla aynı işkolunda benzer fabrikalarda neredeyse aynı işi yapan Türk Metal üyeleriyle aralarında dağlar var. Vestel’deki arkadaşlarımız çok iyi biliyorlar ki onlar 10, 15 yıldan daha fazla kıdemi olmalarına rağmen hala asgari ücretin biraz üzerinde ücret alırken bizim örgütlü olduğumuz işyerlerinde 10, 15 yıl kıdemi olan bir üyemizin aldığı ücret sosyal haklar hariç Brüt 7 bin 500 liradır. Vestel’deki arkadaşlarımız biliyorlar ki bizim örgütlü olduğumuz işyerlerinde iş güvencesi vardır. Gelişmiş sosyal haklar vardır. Dört ikramiye vardır. Yakacak yardımı, eğitim yardımı gibi haklar vardır. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası vardır. Vardır da vardır. Ama aynı zamanda bizim işyerlerimizde çalışma barışı da vardır. Sosyal diyalog da vardır. Çünkü bizim temel anlayışımız önce üretmek ve kazandırmak sonra da bu kazandırdıklarımızdan hakça payımızı almaktır. İşyerlerimiz bizim için kutsaldır. Biz işyerimize, tezgâhımıza, namusumuz gibi sahip çıkarız. Ancak alın terimizin hakkını da kimsede bırakmayız. O nedenle buradan Vestel’in yetkililerine seslenmek istiyorum. Bu durum bir dünya markasına yakışmıyor. Gelin sosyal diyalog içinde, elbirliğiyle Vestel emekçilerini Türk Metal ailesine katalım. Gelin işyerinde güveni, huzuru, verimliliği tesis edelim. Gelin çalışma barışını koruyalım. Gelin bu dünya markası şirketi hep birlikte daha da büyütelim. Gelin üretelim, kazandıralım ama hakça biz de kazanalım. Gelin Vestel’e Türk Metal bayrağını birlikte dikelim. Burası çok büyük bir işletme binlerce emekçi var. O nedenle bu örgütlenme çalışması bugünden yarına olacak bir şey değildir. Bu, uzun soluklu bir mücadeledir. Evet, bugün itibariyle hatırı sayılır bir üyemiz var. Ancak bu süreci tamamlamak uzun sürecektir. Sizlerden, sabır, dayanışma ve kararlılık bekliyorum. Dayanın, birbirinize sarılın, inanın. Emin olun ki sizler direndikçe, kararlı ve inançlı oldukça Türk Metal’in bayrağını dikemeyeceğimiz hiçbir işletme yoktur. Eminim ki er ya da geç, öyle ya da böyle zafer bizim olacaktır. Vestel işçisi Türk Metal ailesine katılacaktır.” “YENİDEN KOLLARI SIVADIK, HAZIRLIKLARA BAŞLADIK” “Yeni bir sürecin başındayız. 2021-2023 dönemi MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi için yeniden kolları sıvadık, hazırlıklara başladık. Öncelikle ülkemiz sendikal hareketine getirdiğimiz önemli bir katkı olan, örgüt içi demokrasinin olmazsa olmazı anket uygulamamızı yaptık. Hem kendi araştırma merkezimiz hem de anlaştığımız bir özel şirket aracılığıyla üyelerimizin beklentisini öğrendik. Bu arada ben de son üç ayda otellerimizde tatil yapan arkadaşlarımızla bir araya geldim. Onlarla sohbetlere katıldım. Hepsini dinledim, notlar aldım. Beklentilerini öğrenmeye çalıştım. Bu arada belirtmek isterim ki senelik izinlerin başlamasıyla birlikte hem kendi otellerimizde hem de bu amaçla sezonluk kiraladığımız otellerde yaklaşık 70 bin üyemize tatil olanağı sunduk. Arkadaşlarımız halen otellerimizde tatil yapmaya devam ediyor. Süreç tamamlandığında eş ve çocuklarıyla birlikte bu sayı 210 bin olacak. Dile kolay tam 210 bin kişi tatil yapmış olacak. Daha sonra 21 Ağustos günü MESS’e bağlı işyerlerimizin temsilcileriyle Ankara’da bir araya geldik. Bir atölye çalışması yaptık. Onların taleplerini, önerilerini aldık. Ardından yeniden Başkanlar Kurulumuzu topladık. Taslağımıza son şeklini verdik. 25 Ağustos günü de düzenlediğimiz bir basın toplantısıyla sözleşme taslağımızı kamuoyuna açıkladık. İlk altı ay için ücretlerimize toplamda yüzde 29,57 artış talep ettik.” “KOLAYI HERKES YAPAR, ÖNEMLİ OLAN ZORU BAŞARMAKTIR” “Bu süreç kolay mı? Değil… Gerçekten değil… Pandemi'nin neden olduğu sorunlar, işyerlerindeki duruşlar, ihracattaki daralma, otomobil ve beyaz eşya satışlarındaki azalma derken. İşimiz her geçen gün zorlaşıyor. Biliyorsunuz, bir de başımızda çip sorunu var. Uzakdoğu’dan kaynaklanan bu sorun, işyerlerimizi zora sokuyor. Hiç beklenmedik duruşlar yaşanıyor. O nedenle işimiz kolay değil. Zor. Hem de çok zor. Ancak şunu unutmayın. Bir söz vardır. Kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmaktır, derler. Türk Metal hep zoru başaran olmuştur. En zor dönemlerde ayakta kalmıştır. Bu kez de zoru başarmak için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Arkamızda sizin gücünüz, direnciniz, hiç bitmeyen desteğiniz, oldukça yine kazanacağız. Yine kazanacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biz işverenlerimize şunu söylüyoruz: Evet, Pandemi koşulları herkesin belini büktü. İşler azaldı, ihracat daraldı. Tedarik zincirinde sorunlar yaşandı. Evet, bunları biliyoruz. Biz de bu ülkede yaşıyoruz. Ancak siz de şunu iyi bilin bu ülkede herkes evindeyken, karantinadayken, hastalıktan korkarken, kaçarken, biz kaçmadık, tezgâhımızın başındaydık. Ülkemiz ekonomisini ayakta tutmak için, sanayi üretimine destek olmak için, sizin karlarınız için, canımız pahasına çalıştık. Ölümüne çalıştık.” “ARTIK HESAP ZAMANI YAKLAŞIYOR” “Biz üzerimize düşeni yaptık. Şimdi sıra sizde… Bize borcunuz var. İşverenlerimizin, çarkları dönenlerin, bize borcu var. Bu ülkeyi yönetenlerin, ülkemizin birliği, beraberliği için şehit olan Ahmetlere, Mehmetlere olduğu kadar ekonomiyi ayakta tutmak için hastalanıp işbaşında şehit olan Covid-19 virüsü nedeniyle can veren o kardeşlerimize, canlarımıza, herkesin borcu var. Bu öyle kuru kuruya bir teşekkürle geçiştirilecek bir borç değildir. Büyük bir borçtur. Az kaldı. O günler geliyor. Bu borç çok yakında hak ettiğiniz biçimde tahsil edilecektir. Artık hesap zamanı yaklaşıyor. Maskesiz, mesafesiz, avuçlarımızda biriken alacaklarımızla, alnımızın akıyla, ürettiklerimizden payımızı almanın zamanı yaklaşıyor. Hiç merak etmeyin. İşverenlerimiz, bacalarını tüttürenler, biz ölümüne üretirken, canımız pahasına çarkları döndürürken, salgın nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarımızı toprağa verip, tezgâhlarımıza geri dönerken, karlarına kar katanlar, toprağa verdiğimiz o canların anısına sizlere olan borcunu ödeyecektir. Çünkü biz, canımız pahasına çalıştık, canımız pahasına… Ölümüne çalıştık… Ölümüne…”
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, Manisa Genişletilmiş Temsilciler Meclisi Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Sendikanın Manisa şubesinde şu anda 8 işyerinde örgütlenme mücadelesini sürdürdüğünü kaydeden Kavlak, özellikle Manisa’nın yerli markası Vestel’de örgütlenmek istediklerini belirterek, “Gelin bu dünya markası şirketi hep birlikte daha da büyütelim. Gelin üretelim, kazandıralım ama hakça biz de kazanalım. Gelin Vestel’e Türk Metal bayrağını birlikte dikelim.”

Manisa Genişletilmiş Temsilciler Meclisi Toplantısı, Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Genel Başkan Kavlak, toplantıda sendikanın Türk Metal ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında kısa bir süre sonra başlayacak MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi süreci ve Manisa 1 Nolu Şubesi’nin Manisa’da yürüttüğü örgütlenme faaliyetleri ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Manisa 1 Nolu Şubesi’nin Genişletilmiş Temsilciler Meclisi ETV’de canlı yayınlanırken, toplantıya sendikanın Manisa ve İzmir’de örgütlü olduğu işyerlerinden 4 bine yakın üye katıldı.

Genel Başkan Pevrul Kavlak’ın konuşmasından satır başlıkları;

“BU ÜLKEDE TÜRK METAL VAR. BU ÜLKEDE TÜRK-İŞ VAR”

“Biz, bu kutsal görevi devraldığımızda 81 bindik. Bugün, 215 biniz. Türkiye’nin en büyüğüyüz, en güçlüsüyüz, en örgütlüsüyüz. Ama bununla yetinmeyi hiç düşünmedik. Gemisini kurtaran kaptan olmadık. Bize dokunmayan yılan bin yaşasın demedik. Bu ülkede örgütsüz ne kadar metal işçisi varsa onları Türk Metal çatısı altına almaya ant içtik. Önce metal emekçisi için onların iş güvencesi, geleceği ve aileleri için en sonunda da Türkiye işçi sınıfı için bu yola çıktık. Yolumuz çok uzun, işimiz zor. Ama siz de, ben de elimizdeki meşaleyi, bizden sonra gelenlere devredene kadar bu yolun yolcusuyuz. Bu yol bizim yolumuzdur. Bu yol bizim kaderimizdir. Bizim yaşam biçimimizdir. Bu sömürü düzenine son verene kadar bu yoldan dönmeyeceğiz. Biz, oturduğumuz yerden bu işi yapmayız. Alanlara çıkarız. Sömürüye direniriz. Sendikasızlaştırmaya direniriz. Taşerona direniriz. İşverenlerle kol kola giren siyasetçilere direniriz. Açlığa, yokluğa, vicdansızlığa direniriz. Direniriz de direniriz. Peki, yılar mıyız? Korkar mıyız? Kaçar mıyız? Asla… Çünkü bizim içimizde yanan bir ateş var. Elimizi cebimize sokmak için değil, taşın altına koymak için çarpan bir yüreğimiz var. İşte o yürek burada, bu salonda, Manisa’da… Ben eminim ki sizin yüreklerinizin sesini uzaktan duyan yüzbinlerce sendikasız kardeşiniz var. Şimdi gelin, bir gerçeğin altını hep beraber çizelim. Gözleri olup görmeyenlere, kulakları olup duymayanlara, kalbi olup vicdanı olmayanlara buradan avazımız çıktığı kadar seslenelim. Beyler, bu ülkede emekçiler var. Bu ülkede emeğin örgütlü gücü var. Sendikalar var. Bu ülkede Türk Metal var. Bu ülkede TÜRK-İŞ var.”

“SOSYAL MESAFEYE UYDUK AMA MÜCADELEYLE ARAMIZA HİÇ MESAFE KOYMADIK”

“Manisa Şubemiz de diğer şubelerimiz de işkolumuzda örgütsüz metal işçisi kalmaması için var güçleriyle örgütlenmeye sendikasız kardeşlerimizi de toplu sözleşme düzeni içine katmaya çalışıyor. Az önce de altını çizdiğim gibi biz, örgütlenme mücadelesini bir yaşam biçimi haline getirdik. Temel ilkelerimizden biri yaptık. Yalnızca pandemi döneminde bile herkes faaliyetlerine ara vermişken biz hiç durmadık. 62 iş yerinde. 24 bin arkadaşımızı aramıza kattık. Sosyal mesafeye uyduk ama mücadeleyle aramıza hiç mesafe koymadık. Manisa Şubemiz gibi çeşitli illerdeki şubelerimiz birçok işyerinde mücadele veriyor. Mücadele ateşimiz Trakya’da, İstanbul’da, Bursa’da, Gebze’de örgütlü olduğumuz her yerde büyük bir güçle yanıyor. Birçok fabrikanın önünde direniş çadırları var. Ekmekleri için fabrika önünde geceleyen umutla bekleyen emekçiler var. Son 5 ayda Türkiye’ye yeni giren 6 cep telefonu markasında örgütlenme çalışması yaptık. Hepsine direnerek girdik. Hepsinde mücadele ettik. Bakın size bir örnek vereyim. Daha geçen hafta İstanbul’da insan onuruna yaraşır bir yaşam sürmek için Türk Metalli olmak isteyen 850 emekçi kardeşimiz Büyük bir direniş örneği sergilediler. Hala da sergiliyorlar. Bu arkadaşlarımız Tam 11 gündür Fabrikanın kapısında yatıyorlar. Onların bu mücadelesi aslında sizin mücadelenizdir. Tüm işçi sınıfının hak mücadelesidir. Ekmek mücadelesidir. Özgürlük mücadelesidir. Tıpkı, pandemi döneminde örgütlendiğimiz Bodo-Bode emekçileri gibi Akwel emekçileri gibi ve daha niceleri gibi direnen Salcomp emekçileri de bu süreçten zaferle çıktı. Dün yetki belgesi sendikamıza ulaştı. O mücadeleyi veren Salcomp emekçilerini buradan kutluyorum, hepsinin gözlerinden öpüyorum. Türk Metal ailesine hoş geldiniz diyorum.”

“GELİN, VESTEL’E TÜRK METAL BAYRAĞINI BİRLİKTE DİKELİM”

“Manisa Şubemiz şu anda 8 işyerinde örgütlenme mücadelesini sürdürüyor. 9 işyerinde yetki tespiti davası devam ediyor. İnşallah bu işyerlerinde de Türk Metal bayrağını dalgalandıracağız. Örgütlenmemizi tamamlayarak oralardaki arkadaşlarımızı da toplu sözleşmeye kavuşturacağız. Ancak dostlarım, Manisa’da bir işyeri var ki işte orada örgütlü değiliz. Bir dünya markası olan, Dünya’da ülkemizin adını duyuran Türk bayrağını oralarda dalgalandıran hepimiz için gurur kaynağı olan Vestel’de maalesef sendikasızlık devam ediyor. Vestel’de çalışan arkadaşlarımız bu durumdan memnun değiller. Bizi arıyorlar. Gelin bizi de sendikal güvenceye kavuşturun, toplu sözleşme çatısı altına alın diyorlar. Çünkü dostlarım onlar çok iyi biliyorlar ki, onlarla aynı işkolunda benzer fabrikalarda neredeyse aynı işi yapan Türk Metal üyeleriyle aralarında dağlar var. Vestel’deki arkadaşlarımız çok iyi biliyorlar ki onlar 10, 15 yıldan daha fazla kıdemi olmalarına rağmen hala asgari ücretin biraz üzerinde ücret alırken bizim örgütlü olduğumuz işyerlerinde 10, 15 yıl kıdemi olan bir üyemizin aldığı ücret sosyal haklar hariç Brüt 7 bin 500 liradır. Vestel’deki arkadaşlarımız biliyorlar ki bizim örgütlü olduğumuz işyerlerinde iş güvencesi vardır. Gelişmiş sosyal haklar vardır. Dört ikramiye vardır. Yakacak yardımı, eğitim yardımı gibi haklar vardır. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası vardır. Vardır da vardır. Ama aynı zamanda bizim işyerlerimizde çalışma barışı da vardır. Sosyal diyalog da vardır. Çünkü bizim temel anlayışımız önce üretmek ve kazandırmak sonra da bu kazandırdıklarımızdan hakça payımızı almaktır. İşyerlerimiz bizim için kutsaldır. Biz işyerimize, tezgâhımıza, namusumuz gibi sahip çıkarız. Ancak alın terimizin hakkını da kimsede bırakmayız. O nedenle buradan Vestel’in yetkililerine seslenmek istiyorum. Bu durum bir dünya markasına yakışmıyor. Gelin sosyal diyalog içinde, elbirliğiyle Vestel emekçilerini Türk Metal ailesine katalım. Gelin işyerinde güveni, huzuru, verimliliği tesis edelim. Gelin çalışma barışını koruyalım. Gelin bu dünya markası şirketi hep birlikte daha da büyütelim. Gelin üretelim, kazandıralım ama hakça biz de kazanalım. Gelin Vestel’e Türk Metal bayrağını birlikte dikelim. Burası çok büyük bir işletme binlerce emekçi var. O nedenle bu örgütlenme çalışması bugünden yarına olacak bir şey değildir. Bu, uzun soluklu bir mücadeledir. Evet, bugün itibariyle hatırı sayılır bir üyemiz var. Ancak bu süreci tamamlamak uzun sürecektir. Sizlerden, sabır, dayanışma ve kararlılık bekliyorum. Dayanın, birbirinize sarılın, inanın. Emin olun ki sizler direndikçe, kararlı ve inançlı oldukça Türk Metal’in bayrağını dikemeyeceğimiz hiçbir işletme yoktur. Eminim ki er ya da geç, öyle ya da böyle zafer bizim olacaktır. Vestel işçisi Türk Metal ailesine katılacaktır.”

“YENİDEN KOLLARI SIVADIK, HAZIRLIKLARA BAŞLADIK”

“Yeni bir sürecin başındayız. 2021-2023 dönemi MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi için yeniden kolları sıvadık, hazırlıklara başladık. Öncelikle ülkemiz sendikal hareketine getirdiğimiz önemli bir katkı olan, örgüt içi demokrasinin olmazsa olmazı anket uygulamamızı yaptık. Hem kendi araştırma merkezimiz hem de anlaştığımız bir özel şirket aracılığıyla üyelerimizin beklentisini öğrendik. Bu arada ben de son üç ayda otellerimizde tatil yapan arkadaşlarımızla bir araya geldim. Onlarla sohbetlere katıldım. Hepsini dinledim, notlar aldım. Beklentilerini öğrenmeye çalıştım. Bu arada belirtmek isterim ki senelik izinlerin başlamasıyla birlikte hem kendi otellerimizde hem de bu amaçla sezonluk kiraladığımız otellerde yaklaşık 70 bin üyemize tatil olanağı sunduk. Arkadaşlarımız halen otellerimizde tatil yapmaya devam ediyor. Süreç tamamlandığında eş ve çocuklarıyla birlikte bu sayı 210 bin olacak. Dile kolay tam 210 bin kişi tatil yapmış olacak. Daha sonra 21 Ağustos günü MESS’e bağlı işyerlerimizin temsilcileriyle Ankara’da bir araya geldik. Bir atölye çalışması yaptık. Onların taleplerini, önerilerini aldık. Ardından yeniden Başkanlar Kurulumuzu topladık. Taslağımıza son şeklini verdik. 25 Ağustos günü de düzenlediğimiz bir basın toplantısıyla sözleşme taslağımızı kamuoyuna açıkladık. İlk altı ay için ücretlerimize toplamda yüzde 29,57 artış talep ettik.”

“KOLAYI HERKES YAPAR, ÖNEMLİ OLAN ZORU BAŞARMAKTIR”

“Bu süreç kolay mı? Değil… Gerçekten değil… Pandemi'nin neden olduğu sorunlar, işyerlerindeki duruşlar, ihracattaki daralma, otomobil ve beyaz eşya satışlarındaki azalma derken. İşimiz her geçen gün zorlaşıyor. Biliyorsunuz, bir de başımızda çip sorunu var. Uzakdoğu’dan kaynaklanan bu sorun, işyerlerimizi zora sokuyor. Hiç beklenmedik duruşlar yaşanıyor. O nedenle işimiz kolay değil. Zor. Hem de çok zor. Ancak şunu unutmayın. Bir söz vardır. Kolayı herkes yapar, önemli olan zoru başarmaktır, derler. Türk Metal hep zoru başaran olmuştur. En zor dönemlerde ayakta kalmıştır. Bu kez de zoru başarmak için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Arkamızda sizin gücünüz, direnciniz, hiç bitmeyen desteğiniz, oldukça yine kazanacağız. Yine kazanacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biz işverenlerimize şunu söylüyoruz: Evet, Pandemi koşulları herkesin belini büktü. İşler azaldı, ihracat daraldı. Tedarik zincirinde sorunlar yaşandı. Evet, bunları biliyoruz. Biz de bu ülkede yaşıyoruz. Ancak siz de şunu iyi bilin bu ülkede herkes evindeyken, karantinadayken, hastalıktan korkarken, kaçarken, biz kaçmadık, tezgâhımızın başındaydık. Ülkemiz ekonomisini ayakta tutmak için, sanayi üretimine destek olmak için, sizin karlarınız için, canımız pahasına çalıştık. Ölümüne çalıştık.”

“ARTIK HESAP ZAMANI YAKLAŞIYOR”

“Biz üzerimize düşeni yaptık. Şimdi sıra sizde… Bize borcunuz var. İşverenlerimizin, çarkları dönenlerin, bize borcu var. Bu ülkeyi yönetenlerin, ülkemizin birliği, beraberliği için şehit olan Ahmetlere, Mehmetlere olduğu kadar ekonomiyi ayakta tutmak için hastalanıp işbaşında şehit olan Covid-19 virüsü nedeniyle can veren o kardeşlerimize, canlarımıza, herkesin borcu var. Bu öyle kuru kuruya bir teşekkürle geçiştirilecek bir borç değildir. Büyük bir borçtur. Az kaldı. O günler geliyor. Bu borç çok yakında hak ettiğiniz biçimde tahsil edilecektir. Artık hesap zamanı yaklaşıyor. Maskesiz, mesafesiz, avuçlarımızda biriken alacaklarımızla, alnımızın akıyla, ürettiklerimizden payımızı almanın zamanı yaklaşıyor. Hiç merak etmeyin. İşverenlerimiz, bacalarını tüttürenler, biz ölümüne üretirken, canımız pahasına çarkları döndürürken, salgın nedeniyle hayatını kaybeden arkadaşlarımızı toprağa verip, tezgâhlarımıza geri dönerken, karlarına kar katanlar, toprağa verdiğimiz o canların anısına sizlere olan borcunu ödeyecektir. Çünkü biz, canımız pahasına çalıştık, canımız pahasına… Ölümüne çalıştık… Ölümüne…”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.