ALZHEİMER'DEN KORUNABİLİR MİYİZ?

 Tüm dünyada ve ülkemizde ortalama yaşam süresi uzadıkça bunama riskinin de arttığını kaydeden Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Hatice Mavioğlu, bunaması olan 3 kişiden ikisinin Alzheimer hastası olduğunu kaydetti. Mavioğlu, hastalığa ilişkin yaptığı açıklamada, “Alzheimer hastalığı sıklıkla 65 yaşından sonra başlar. Yaş arttıkça risk de artar.  Hastalık genellikle unutkanlıkla başlar. Özellikle yakın zamanda konuşulanlar, yapılanlar, öğrenilenler unutulur. Başlangıçta eskiler iyi hatırlanır. Daha sonra becerilerde, muhakeme etmede, mekanları bulma ve tanımada, konuşmada bozukluklar eklenir. Zamanla şüphecilik, hırçınlık, olmayan varlıkları görme, evden kaçma gibi psikiyatrik bulgular da ortaya çıkar. Hastaların günlük yaşam aktiviteleri gittikçe bozulur, idrar ve dışkı kaçırma başlar ve bakıma muhtaç hale gelirler. Son dönemde hastalar yatağa bağlı hale gelirler ve yatmaya bağlı enfeksiyon, kalp, böbrek hastalıkları gibi ikincil problemlerle kaybedilirler. Bugün için kesin olarak Alzheimer hastalığını önleyen bir tedavi ya da yöntem yoktur. Ancak Alzheimer hastalığı için risk oluşturan veya hastalıktan koruduğu ileri sürülen birçok faktör vardır. Risk faktörleri kontrol edilirse ve koruyucu faktörler yaşama geçirilirse Alzheimer hastalığı gelişme riski azaltılabilir.

Risk faktörlerini anlattı

İleri yaş, genetik özellikler ve menapoz Matadorbet için kullanılan bazı hormon ilaçları bugün için orta düzeyde risk faktörleri olarak saptandığını dile getiren Hatice Mavioğlu, “Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarında yükseklik,  sigara kullanımı, depresyon, erkeklerde beyin travması, sosyal desteğin az olması, haşere ilaçları, bazı romatizmal ilaçlar da düşük düzeyde de olsa risk faktörü olarak tanımlanmıştır. Bu risklerden bazılarına orta yaşlarda maruz kalmak risk oluşturmaktadır. Dolayısı ile orta yaşlardan itibaren olabildiğince bu risklerden uzak durmak ve mümkünse kontrol altına almak akılcı görünmektedir. Akdeniz diyeti, yani sebze, meyve, balık ve zeytinyağından zengin diyetin koruyucu olduğu gösterilmiştir. Bunun dışında yüksek eğitimin, zihinsel yetenekleri arttıran bulmaca-bilmece çözmenin, yap-boz, tavla, dama, satranç gibi oyunların, kitap okumanın, hafif veya orta düzeyde bedensel egzersizin, hafif veya orta düzeyde kırmızı şarap tüketiminin, folik asid ve kolestrol düşürücü ilaçların kullanılmasının da Alzheimer hastalığına karşı koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir” diye konuştu.

‘Henüz koruyucu öneriler yok’

“Hem riskler için hem de koruyucu faktörler için bugüne kadar elde edilen kanıtlar çok güçlü olmadığından bilimsel rehberlerde Alzheimer hastalığından koruyucu öneriler yoktur” diyen Prof Mavioğlu açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “ Sadece, Alzheimer hastalığı dışında beyin, kalp ve damar hastalıkları ve diğer organ hastalıkları için de risk oluşturan yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarında yükseklik, sigara içimi gibi risklerin kontrol altına alınması önerilmektedir. Akdeniz diyetinin ve fiziksel egzersizlerin de tansiyon, kolestrol ve yüksek kan şekerini düşürdüğü ve dolayısı ile kalp ve damar hastalıkları riskini azalttığı yönünde veriler vardır. O halde bunları uygulamak Alzheimer hastalığı riskini azaltmanın ötesinde diğer damarsal hastalıkların riskini de azaltacağı ve herhangi bir yan etkileri olmadığı için uygun olacaktır. Zihinsel faaliyetlerin de yararlı etkileri bildirildiğine ve zararlı etkileri olmadığına göre yapılmasında yarar var gibi görünmektedir”