ÇİFTÇİ KENDİ YETİŞTİRDİĞİ ÜRÜNÜ YİYEMİYOR!

Gediz Nehri’nde yaşayan canlı türlerinin günden güne kaybolduğunu ve nehirden akan suyun artık çevreye korkunç bir koku yaymaya başladığını belirten CHP’li Vekil Başevirgen, bir an önce önlem alınması gerektiğini söyledi.

“ÇİFTÇİ KENDİ YETİŞTİRDİĞİ ÜRÜNÜ YİYEMİYOR”

Manisa’daki tarımsal arazilerin sulanmasında büyük ölçüde Gediz Nehri’nin kullanıldığını belirten Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, OSB’lerdeki ve dışındaki sanayi tesislerinin, Jeotermal Enerji Santrallerinin, nehir kıyısına kurulmuş kesimhanelerin bütün atıklarını Gediz Nehri’ne boşalttıklarını belirterek, yıllar önce içilebilir kalitede olan suyun artık sulamada bile kullanılamaz hale geldiğini söyledi. Çiftçilerin, kendi yiyecekleri ürün için ayrı bir alan tahsis ederek burada kendine yetecek kadar ürün yetiştirdiğini ve temiz su kullandığını, ancak satacağı ürünün sulanmasında Gediz nehrini kullandıklarını belirten Başevirgen, halkın bu şekilde sağlıksız tarımsal ürün tüketmek zorunda kaldığını ifade etti. Özellikle toprağa karışan ağır metallerin ürün verim ve kalitesini düşürdüğünü belirten Bekir Başevirgen, bereketli Gediz Ovasının göz göre göre ölüme terkedildiğini söyledi.

“GEDİZ HAVZASI CAN ÇEKİŞİYOR”

Gediz Nehri’nin, yıllardır balık ölümleri ile birlikte anılır olduğunu, ama son zamanlarda olayın vahametinin çok daha büyük boyutlara ulaştığını söyleyen Başevirgen, “Doğamız tamamen bozuldu. Hem yer altı hem yer üstü sularımız zehir saçıyor. Balık ölümlerinin yanında, bu sudan beslenen özellikle kaz, ördek, kaplumbağa, kurbağa ve diğer canlılar da telef olmaya başladı. Ekolojik denge tamamen çöktü. Tarım tükenmek üzere. Gediz Havzası can çekişiyor.” dedi.

“SANAYİLEŞMEYE İZİN VERİLDİĞİ ÖLÇÜDE ARITMA TESİSLERİ KURULMASI DA ZORUNLU OLMALI”

Sanayi tesislerinin birçoğunda arıtma tesisi bulunmadığını, bu nedenle de atıkların doğaya serbestçe bırakılabildiğini ifade eden Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, arıtma tesisi olmayan işletmelerin bu kirliliğin en önemli sorumluları olduğunu belirtti. Yapım ve işletme giderlerinin ciddi bir maliyet oluşturduğunu ve bu masraftan kaçınan fabrika ve sanayi tesislerinin doğayı katletmekte bir mahsur görmediğini belirten CHP’li vekil, uygulanan yaptırımların yetersiz olması nedeni ile bu doğa katliamına devam edildiğini sözlerine ekledi. Yapılaşmaların mümkün olduğunca OSB’lerin içinde kurulmasının, münferit fabrika ve işletmelerin kurulmamasının ve bölge sayısının arttırılması ile daha kontrollü ve sürdürülebilir bir mekanizmanın kurulması gerektiğini belirten Başevirgen, bölgede sanayileşmeye izin verildiği ölçüde arıtma tesislerinin de zorunlu tutulması gerektiğini söyledi. –Caner KILIÇ