ERKEN EMEKLİLİK DEĞİL, KAZANILMIŞ HAKLARINI İSTEDİLER
"BU TOPLULUK ERKEN EMEKLİLİK İSTEMİYOR"
EYT topluluğunun erken emeklilik istemediğini belirten Şeker, "Bu topluluk kazanılmış haklarını istiyor. 1999 yılı öncesinde kadınlara dediler ki; '20 yıl, 5 bin prim günüyle emekli olacaksın', erkeklere de '25 yıl, 5 bin prim günüyle emekli olacaksın.' Ancak 1999 yılında çıkan 4447 sayılı kanunu geriye doğru işletilerek bizlere üçüncü bir şart olarak yaş akdini getirdiler. Bu da 2 ile 17 yıl arasında emekliliğimizi öteledi. Bu kanun hayallerimizi, planlarımızı çaldı ve 'mezarda emeklilik' olarak karşımıza çıktı. 45 - 50 yaş aralığında yaşadığımız en büyük mağduriyetler, çalışan kişilerin dahi 'sen artık bize verimli değilsin' denilerek kapıya koyulması, bu sebeple işsiz kalan arkadaşlarımızın yaşından dolayı iş bulamamasıdır. Biz ekonomik anlamda bir geçim sağlamak zorundayız. İhtiyaçlarımızı karşılamak zorundayız. Hak arayışımızı sürdürüyoruz. Bu anlamda sorunlarımızı çözmek adına 28 Şubat 2014 yılında Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ni kurarak davamızı sürdüren Gönül Boran Özüpak hanımefendiye teşekkürlerimizi borç bilirim. " diye konuştu. Türkiye çapında ses getiren eylemler yaptıklarını belirterek, EYT faaliyetlerinden bahseden Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Platformu Sözcüsü Başkanı Bülent Mehti Bıkmaz, “2010 yılında 5510 numaralı yasayla en büyük darbeyi bu emeklilikte yaşa takılanlar yaşadı. Gelecek kuşaklar da bunun sıkıntılarını yaşayacak. Amacımız, hakkımızı korumak” dedi. Özlem ŞAHİN