REKOR ÖLÜMLERİN YAŞANDIĞI KONU MÜFREDATA ALINIYOR

Türkiye’de uzun süredir faaliyet gösteren bir kurum olan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Türkiye’deki işçi ölümlerinin rekor sayıya ulaştığı 2017 yılında ölen 2 bin 6 işçiye karşılık 12 bin işçinin işle ilgili hastalıklardan dolayı ölmüş olabileceğini dile getiriyor.  Meclisin 2018  Eylül ayında açıkladığı rapora göre ise  ilk 8 ayda bin 138 işçi hayatını kaybetti. En çok iş kazası tarım ve orman, inşaat ve taşımacılık sektöründe yaşanıyor.  Rakamlar Türkiye'de her gün 4 işçinin hayatını kaybettiğini gösteriyor. Uzmanlar Türkiye'de iş kazalarının bu kadar sık yaşanmasını özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin denetlenmesinde yaşanan sorunlar, taşeronlaşma ve caydırıcılık bakımından görülen yetersizliklere bağlıyor. Yine geçtiğimiz günlerde Soma'da göçük altında kalan bir işçi hayatını kaybederken 1 işçi de ağır yaralandı. Türkiye'de iş kazalarının bu kadar fazla olmasına rağmen bugüne kadar bunun önüne geçmek için ciddi bir adım atılmadı. Ta ki geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un bu iş kazalarının önüne geçilmesi için gerekli en temel şeyin eğitim olduğunu belirterek “ Eğitim öncesinden başlayarak eğitimin her kademesinde 'İş Sağlığı ve Güvenliği' konusunu ders müfredatlarına koyacağız' demesine kadar. Yaklaşık 2 yıldır Celal Bayar Üniversitesi’nde İş Sağlığı ve Güvenliği dersi veren  CBÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr.  Turan Gündüz,   bu dersin müfredata girecek olmasının Türkiye'ye çok önemli şeyler katacağını belirtti. Gündüz, iş kazalarında riskin her yerde olduğunu kaydederek, “  Riskin olmadığı yer yok. Biz üniversite olarak 2 yıldır iş sağlığı ve güvenliği dersini zorunlu olarak veriyoruz. Eğitim alan çocukların sertifikaları tüm üniversite boyunca geçiyor. Yaklaşık 1 ay önce seminer yaptık. Risk nedir, nasıl önlenebilir gibi konular konuştuk. Bu seminerden sonra sayın Bakanımızın bu dersi eğitim kurumlarına yaymak istediğini duyunca mutlu oldum.” dedi.

“SOSYAL TOPLUMLARDA BU SORUMLULUK DEVLETİNDİR”
İş sağlığı ve güvenliği konusunda insan canına verilen değerden başlamak gerektiğini kaydeden Gündüz, “Sosyal toplumlarda bu tür değerlerin verilmesi ve korunması devletin sorumluluğundadır.  Bu eğitimde anaokulunda hatta aileden başlar.  Aile çocuklarına veya kendilerine ne kadar çok değer verirlerse sonra ki yaşamlarında da çocuklar ve bireyler daha az riskle karşılaşırlar. Kendi sağlıklarının ve vücutlarının kıymetlerini daha iyi bilecekler.” diye konuştu.
 
“BU EĞİTİMLE MADDİ VE MANEVİ RAHATLAYACAĞIZ”
Milli Eğitim Bakanlığı’nın iş sağlığı ve güvenli hamlesini çok iyi karşıladığını kaydeden Gündüz, “ Milli Eğitim Bakanlığı’nın iş sağlığı ve güvenliği  eğitimlerini tüm okullara yaymak için harekete geçmiş olması hem toplumun tehlike ve riskle karşılaşma oranlarını azaltacak hem bu riskler sonucu devlete binen mali yükler yani tedavi, rehabilitasyon gibi alanlarda harcamaların çok çok azalacağını düşünüyorum.  Belki de bu alana ihtiyaç duyulmayacağını düşünüyorum.”dedi.
Gündüz başta can kaybı olmak üzere kazalardan devlete yansıyan maddi kayıpların da önleneceğini söyledi.
 
İŞÇİ ÖLÜMLERİNDE AVRUPA'DA BİRİNCİYİZ
“Eğitim seviyesi yüksek olan toplumlarda iş sağlığı ve güvenliğine verilen önem de o derece artıyor.” diyen Gündüz,  Türkiye'nin bu konudaki vahim tablosunu şu sözlerle anlattı; “Eğitim oranı arttıkça kazaların ve risklerin azaldığı gerçeği var.  2017'de 1970, 2018'in Ekim ayına kadar 1640 kişinin iş kazasından öldüğü biliniyor. Bu rakamlar devletin resmi kayıtları SGK'nin verileridir.  Son 5 yılda işçi ölümlerine baktığımız zaman 6 bin 87 rakamıyla Avrupa'da birinciyiz. Dünya'da ise ilk üçün içindeyiz. Bu veriler iş sağlığı ve güvenliği konusunda ne kadar eksik olduğumuzu gösteriyor.  Sigortasız çalışan işçilerin geçirdiği kazaların resmi kurumlara bildirilmemesi, çocuk işçilerin varlığı, uzun çalışmaların olduğu vardiya, gece vardiyasında çalışıyor olmak, iş güvencesinin olmaması gibi nedenler ile çoğu iş kazaları yaşanıyor.”
 
İŞ KAZALARININ ÖNLEMEK BU KADAR KOLAY
Prof. Dr. Turan Gündüz, iş kazalarının yüzde 98'i önlenebilir olduğunun altını çizerek, “ Çünkü bu kazaların sebebi insandan kaynaklı. Ancak yüzde 2'si doğa üstü güçler tarafından oluştuğu için o önlenemeyebilir.  Meslek hastalıkları ise  eğer istenilir ve önlem alınırsa, kurallara uyulur ise yüzde 100 önlenebilir. Bunun için ilk olarak kişinin kurallara uyması çok önemli; 2- İş verenin ya da yöneticilerin çalışanlarının sağlını korunması adına eğitim veril denetlenmesi gerekiyor. 3-  Devletin de bu işte birinci derece sorumluluğu var; iş müfettişleri veya devletin yetkili organlarıyla bu mekanizmalar denetlenir ise çok daha rahat kontrol altına alınabilir.  İş sağlığı ve güvenliği aslında bir kültürdür. Yani kişinin yaşam tarzı ve alışkanlıkları doğrultusunda daha dikkatli davranırsa bu riski önlemiş olur. “ diye konuştu.
 
İŞ GÜVENLİĞİ VE SAĞLIĞI 2 YILDIR CBÜ'DE VERİLİYOR
Prof. Dr. Turan Gündüz, verdikleri dersin öğrencilerinde gözle görülür fark yarattığını kaydederek “İş Sağlığı ve Güvenliği dersini fakültede vermeye başlamadan önce yani 2 yıl önce iğne batması, kesici alet yaralanmaları meydana geliyordu. Biz bunu fark edince dersler arasına iş güvenliği ve sağlığını dahil ettik. Sadece iğne batması değil onun yanında kesici alet, radyoaktif, fiziksel, kimyasal, biyolojik ajanlara karşı kendilerini nasıl koruyacaklarını konusunda eğitimler veriyoruz. Aynı zamanda buradan aldıkları eğitimlerin ileriki yaşamlarda kendilerinde nasıl değişiklik yapacaklarını anketlerle kontrol ediyoruz. Bunu üniversite düzeyinde kendi çabamızla yapıyoruz şimdi bunun tüm Türkiye de yayılacak olması çok güzel” dedi. – Özlem ŞAHİN