Şekerle uyumlu yaşayın
İşte şekerin belirtileri
“Şeker hastalığı korkunç bir hastalık değil; sadece uyulması gereken kurallar var” diyen Dr. Ayakta, “Bu tanıyı nasıl koyduğumuza gelirsek. Eğer kişi hasta kilo alıyorsa, bel çevresi genişliyorsa, sık acıkıyorsa, yemek yedikten sonra canınız tatlı istiyorsa, eliniz ayağınız titriyor ve tatlı yemezseniz rahatlayamıyorsanız bunlar belirtileridir. Maalesef kadınlarımızda şekere yakalanma oranı çok fazla. İnsülin direnci, metabolik sendrom. Goldenbahis Bu da büyük oranda kadınlarımızda görülüyor. 2000 yılında hastalığa kadınların yakalanma oranı % 6.5-7 iken 2010 yılında % 13’e çıktı. Gittikçe de artıyor” ifadelerini kullandı.
Aman ihmal etmeyin
Şekerin tedavisinin yapılmaması durumunda tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine vurgu yapan Dr. Hayati Ayakta açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Yine şeker hastalarımızın üç ayda bir A1C dediğimiz yaptırması gereken testleri bulunuyor. Bu hemoglobin proteininin şekerlenmiş formu. Bu hastalarımızın karne notu gibi. Oldukça önemli. Ona bakarak hastalarımızın tedavilerine uyumunu da değerlendirebiliyoruz. En ufak bir üzüntü stres şekeri 60-80 ml arttırarak istenmeyen noktalara getirebiliyor. Bu da hastamızda hedefimiz olan A1C dediğimiz ortalama şeker hedefinden sapabiliyor. Saptığı zaman da diğer branşlara kontrol amacıyla göndermek zorunda kalabiliyoruz. Göz, kalp, beyin, beyin damarları, böbreklerde hasara yol açabiliyor. Diyalize giren hastalara baktığımızda yüzde 70’in şeker hastası olduğunu görürüz. Şeker hastalığı tanı konduğu andan itibaren kronik bir hastalıktır. Ama bizim ifade ettiğimiz ise gizli şeker. Yani tanısının konmadığı ama ortaya çıkma olasılığı yüksek hasta popülasyonu. Elbette bunu iyi belirlemek gerekiyor. Risk grubundaki hastaların iyi belirlenmesi gerekiyor. Bunları erken tespit ettiğimizde tanı koyduğumuzda program dahilinde değerlendirirsek kronikleşme süresini ya çok uzatır ya da ortadan kaldırabiliyoruz”