SELÇUK ÖZDAĞ: DARBE GİRİŞİMİNİ İLK BEN PAYLAŞTIM
SOKAĞA DAVET ETTİM
Özdağ; “Köşke vardığımda kimse yoktu. Ölümü göze almış insanlar için daha büyük bir yürek yoktur. Sevgili Manisalılar, “Bizim hukukumuzu, namusumuzu, koruyun” diyerek bizi Meclise gönderdiler. Bu darbenin ‘sokak, sivil ayağı var mı’ diye düşündüm. CHP Grup Başkanvekili Sayın Engin Altay’a teşekkür ediyorum. Hemen telefonumu açtı ve Sayın Kılıçdaroğlu’na ulaşarak geri dönerek, “Darbeye karşıyız. Seçilmiş hükümetin yanındayız” dedi. Daha sonra da Ümit Özdağ vasıtasıyla MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye ulaştık. Aynı şekilde o da bir bildiri yayınladı. Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın açıklaması, Köşkte 10-15 arkadaşımızla toplanmamız, bu çalışmaları yürütmemizin ardından Türk Silahlı Kuvvetleri adına TRT’de bir bildiri okundu. Arkadaşlarımızın morali bozulunca bu bildirinin korsan bir bildiri olduğunu söyledim. Bunun lokal bir darbe olduğunu ve bu darbe girişimiyle baş edebileceğimizi söyledim. Bazı arkadaşlarımız dediler ki, “Nereden biliyorsun, nasıl anladın?” Ben 12 Eylül’ü yaşadım. 28 Şubat döneminde bir darbeyi önleyen ekibin içerisinde yer aldım. Sonra 28 Şubat’ı iliklerime kadar yaşadım. Sonra Sarıkız, Ayışığı, Balyoz, Ergenekon olurken bunların hepsini hissettim ve gerekli yerlere bildirdim” dedi.
“ÜZERİMİZE BOMBALAR YAĞARKEN ÖLÜMÜ GÖZE ALMIŞTIK”
Selçuk Özdağ; “Biz Meclisteyken üzerimize bombalar yağmaya başladı. Biz Gazi Meclistik. Gazi Meclis 1920’de Sakarya önlerinde Yunan Polatlı’ya kadar geldiği zaman o unvanı almış ve düşmanlara karşı mücadele etmişti. Yine aynı şekilde düşmana karşı mücadele ettik ama düşman içimizdeydi. Bu sefer bizim içimizdeki düşmanlarla mücadele ederek Gazi unvanını bir kez daha kazandık. Milletvekili arkadaşlarımız, Meclis Başkanı Sayın İsmail Kahraman, “Dik duracağız, çıkmayacağız, sığınaklara girmeyeceğiz, burada kalacağız ve gerekirse hep birlikte öleceğiz” dedik. Hiç kimse korku belirtisi göstermedi. Bu arada aziz, necip milletimiz sokaklara çıkmıştı. Korkusuzca, kahramanca tankları durduruyordu. Baktım kaldırım taşını söken vatandaşlarımız vardı, “Niye kaldırım taşlarını söküyorlar” dediğimde ise “kaldırım taşlarını tankın tekerleklerine koyacaklar ve o tank yürümeyecekmiş” dediler. Bu sırada Meclis bombalanınca akrabalarım, yeğenlerim beni aramışlardı, “Kendilerine sokakları boş bırakmayın, sokaklara çıkın” dedim. Herkesi sokağa davet ettim. Evimden çıktıktan sonra Köşke giderken yine sokaklara çıkılmasını davet etmiştim. Çıkan çatışmalar esnasında yeğenimi kaybettim. Darbeciler hain kurşunlarla yeğenimi şehit ettiler. Sadece yeğenim değildi şehit olan yaklaşık 300’e yakın vatan evladımız şehit oldu. Bir polis memuru yeğenimde Maçka’da şehit oldu. Şehitlerimiz var yani. Devletimiz, vatanımız, bayrağımız sağolsun” diye konuştu.
TERÖRLE BAŞARILI OLAMAYINCA DARBEYİ DENEDİLER
Güçlü bir Türkiye gerçeğinin olduğunu ve bu gerçeği hazmedemeyenlerin terör meselesiyle terbiye etmek istediklerini bunu başaramayınca darbe girişiminde bulunulduğunu belirten Özdağ, "Seçimlerde bizimle birlikte koştular. 'Bunlarla iyi geçinelim, bunların oyları var. Okulları, televizyonları var' dedim. Ama bizi yönetmek istiyorlar, her tarafa kendi adamlarını yerleştirmek istiyorlar' dedim. Bize sadece bu cemaat oy vermedi, herkes oy verdi. Milletvekillerine, bakanlara raporlar yazdım. Siyasetçileri hep korkuttular. Bizi terörle terbiye etmek istediler, Fethullahçı terör yapısıyla, darbeyle terbiye etmek istediler. Ne darbeyle gideriz, ne de silahlardan korkarız" dedi.