UYKU BOZUKLUĞU SORUNUNUZ VARSA DİKKAT!
“Yaşlı grupta ne kadar uyunursa uyunsun gerçek dinlenme hissi kolay kolay oluşmaz”
Prof. Dr. Oğuz Osman Erdinç, açıklamasını, “Uyku sırasında bilinç değişiklikleri oluşur, vücuttaki kaslar gevşer, çevreyle iletişim azalır veya kaybolur. Uyaranlara verilen yanıt azalır. Hem psikolojik hem de fizyolojik açılardan dinlenme meydana gelir. Uyku ritmi sirkadyan ritimle ayarlanır. Bu ritim özellikle aydınlık ve karanlığa göre oluşturulur. Gözlerin arka hizasında beyin içinde yer alan suprakiazmatik çekirdek retinadan karanlıkta aktive olup pineal bezden melatonin isimli hormonun salınımına neden olur. Melatonin uykunun gelmesine neden olur. Sirkadyan ritim diğer hormonların düzeylerini de ayarlar. Örneğin stres hormonu kortizol kan düzeyi sabaha karşı en yüksek düzeydedir, saatler ilerledikçe düzeyi düşer. Vücut ısısı da bu ritimle ayarlanır. Vücut çekirdek ısısı sabaha karşı en düşük düzeye iner. Uyku ile bağışıklık sistemi ve iştah arasında yakın ilişki vardır. Yetersiz uyku bağışıklık sistemini bozarak enfeksiyonlara zemin hazırlar. Uyku tokluk hormonu olarak bilinen leptin salgılanmasına neden olarak iştahı kapatırken, uykusuzluk açlık hissi veren ghrelin isimli hormonun salgılanmasını artırır. Uykusu kaçan kişinin hemen buzdolabına yönelmesi bu şekilde kolayca açıklanabilir. Yaşla birlikte uykunun şekli değişiklik gösterir. Yaşlandıkça geceleri sık uyku bölünmeleri meydana gelir. Bu nedenle yaşlı grupta ne kadar uyunursa uyunsun gerçek dinlenme hissi kolay kolay oluşmaz. Günün çeşitli zamanlarında görülen uyuklamalar da bu nedenle belirir. Yeterli uyku belleğimizi güçlendirir, fiziksel ve zihinsel olarak enerjik hissettirir, sistemik hastalıklara, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı, şeker hastalığına yakalanma ihtimalini azaltır, obeziteyi engeller” şeklinde sürdürdü