SAĞLIK ÇALIŞANLARI BİR KEZ DAHA İŞ BIRAKIYOR

SAĞLIK 12.03.2025 - 15:00, Güncelleme: 12.03.2025 - 15:14
 

SAĞLIK ÇALIŞANLARI BİR KEZ DAHA İŞ BIRAKIYOR

14 Mart Tıp Bayramı öncesi Manisa Sağlık Platformu basın açıklamasında bulundu. 'Eziyet Yönetmeliğini İstemiyoruz' pankartlarıyla yapılan basın açıklamasında, "Sağlık çalışanlarının güvenli ortamda çalışması ve can güvenliğinin sağlanması için artık sağlıkta şiddet bitmeli diye sesleniyoruz. Bunun için 14 Mart Tıp 'Bayramında' iş bırakıyoruz" denildi.
Manisa Sağlık Platformu Yunusemre 1 Nolu Yılmaz Canbaz Aile Sağlığı Merkezi önünde basın açıklamasında bulundu. Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramı’nda iş bırakacak. "ARTIK SAĞLIKTA ŞİDDET BİTMELİ" Yapılan açıklamada, "14 Mart Tıp Haftasında Çarşamba eylemlerimiz, ‘Sağlık Çalışanına Şiddet Sona Ersin’ temel talebimizle sürüyor. 51 haftadır süren ve bu gün gerçekleştirdiğimiz Çarşamba eyleminde, sağlık çalışanlarının güvenli ortamda çalışması ve can güvenliğinin sağlanması için artık sağlıkta şiddet bitmeli diye sesleniyoruz." diye konuştu. "SAĞLIKTA ŞİDDET SONA ERSİN!" Açıklamanın devamında, "Ersin Arslan 17 Nisan 2012’de çalıştığı hastanede görevinin başında hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürüldüğünden bu yana bu sözü söylüyoruz: Bir daha sağlık çalışanı Ersin’ler mesleğini yaptığı için öldürülmesin, sağlık çalışanına yönelik şiddet artık sona ersin diye sesleniyoruz… Maalesef bunca haykırışımız ve sağlıkta şiddetin son bulması için sürdürdüğümüz mücadeleye rağmen sağlık çalışanları şiddet görmeye ölmeye devam ediyor… İnsanlar hala hastanelere silahla, bıçakla girilebiliyor, sağlık emekçileri her gün tehdit ediliyor, şiddet görüyor ve Sağlık Bakanlığı sağlık çalışanına şiddetin önüne geçmek için iradesini kullanmayı tercih etmiyor. Sağlık bakanlığı, sağlıkta dönüşüm adıyla sürdürdüğü sağlık hizmetlerini piyasalaştırma, çalışanları güvencesiz performansa dayalı çalıştırma, müşteri memnuniyeti, sağlık hizmetini sürümden kazanan bir şirket gibi yönetmenin en acı sonucu sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artması sağlık çalışanlarının mesleklerini yaparken canlarından olmaları olduğunu görüyoruz. Dönüşümün mimarları, güvenlikli, detektörlü 3 kapıdan geçmeden mekânlarına girilemezken, 2025 14 Mart Tıp Haftasında sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son ermesi talebimizi en başta dile getirmek zorunda kalıyoruz. Bu şiddeti yaratanın ne biz sağlık emekçileri, ne de sağlık kurumlarında oradan oraya sürüklenirken kaybolan, hayatını kaybeden yurttaşlarımız olmadığını biliyoruz." denildi. "HUKUKİ TEDBİRLERİ NEDEN HAYATA GEÇİRİLMİYOR?" Açıklamada, "Bugün her hastane girişinde bir detektör var ancak sadece bakanlık bürokratlarının koltuklarının önündekiler çalışıyor. Sağlık Bakanlığının güvenlik için aldığı tek tedbir biz sağlık çalışanlarına karşı çalışıyor. Sağlık çalışanlarına güvenli ortamı, şiddete karşı korumayı sağlayacak otorite neden sessiz kalıyor? Bu gün burada önünde açıklama yaptığımız Aile Sağlığı Merkezi(ASM) girişinde bırakın detektörü bir kaçış kapısı bile bulunmuyor. Sağlıkta şiddet ortamını besleyen, önlemeyen otorite yönetemiyor! O zaman gitmelidir!  Sağlık Bakanlığı, hastalarımıza ASM’lere randevusuz gidebilirsiniz, uygunsuz talepleriniz olsa bile yerine getirilmezse aile sağlığı çalışanını hemen şikâyet edebilirsiniz diyor. Ancak, şiddet mağduru bir sağlık emekçisi beyaz kod verdiğinde, onlarca bürokratik işlemle uğraşması zorunda bırakılıyor. Sağlık çalışanları aşı yapmak istiyor, vatandaş aşı olmak istiyor, Sağlık Bakanlığı aşı göndermiyor, sağlık çalışanını hedef göstermekten çekinmiyor. Sağlık çalışanları tedavi için ilaç yazıyor, eczanede ilaç olmuyor, ilaç olsa hastanın parası yetmiyor. Yine sağlık çalışanı hedef gösteriliyor. Hasta hastanelerden randevu bulamıyor. Yine sağlık çalışanı hedef gösteriliyor. Her gün daracık koridorlarda, aylarca uğraşıp aldığını randevu için doktor bekleniyor. 5 dakika muayene olacaksınız deniyor. Vatandaş yılda ortalama 12 defa doktora başvuruyor, şifa bulamıyor. Sağlık çalışanları, deprem karşı güvensiz, yangına karşı tedbirsiz, çalışanlar için güvensiz, hastalar için güvensiz ortamlarda çalışmak zorunda bırakılıyor. Bunların tümü şiddet ortamı oluşturuyor. Şiddeti önlemesi gereken Sağlık Bakanlığı şiddet ortamını besleyen politikalar ve uygulamaların sahibidir." ifadesine yer verildi. "NE İSTİYORUZ?" Açıklamanın son kısmında, "Sağlık çalışanına şiddetin son bulması için TTB’nin ilan ettiği önerilerin ve TBMM’ye önerdiği yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini istiyoruz. Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarına karşı ASM düzeyinde önleyici, caydırıcı tedbirlerin almalı, her ASM’ye kadrolu güvenlik personel istihdam etmelidir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet oluşturacak, hekim-hasta ilişkilerini olumsuz etkileyecek ortamların oluşmaması için aile hekimlerinin, mevzuatta tanımlanan “hastayı reddetme” ve “tedaviyi bitirmeden bırakma” haklarını kullanabilmesi önündeki engeller kaldırılmalıdır. Vergi dilimine göre Aile hekimliği çalışanlarından yılın ilk ayalarında başlayan vergi kesintileri % 35 leri aşıyor. Bu adaletsiz vergi kesintilerine karşı her ay sabit  %15’ geçmeyen vergi kesintisi istiyoruz. “Eziyet Yönetmeliği”nin iptal edilmesini ve ilan ettiğimiz taleplerin karşılanmasını istiyoruz. İçinde olduğumuz sağlıksız ve bizi tüketen bu sağlık sistemine mahkûm değiliz. Hastalarımızı müşteri olarak gören, Eziyet yönetmeliğine mahkûm değiliz. Başka bir sağlık sistemi mümkün ve bunun için 14 Mart Tıp ‘Bayramında’ iş bırakıyoruz." denildi. (ADNAN POYRAZ)
14 Mart Tıp Bayramı öncesi Manisa Sağlık Platformu basın açıklamasında bulundu. 'Eziyet Yönetmeliğini İstemiyoruz' pankartlarıyla yapılan basın açıklamasında, "Sağlık çalışanlarının güvenli ortamda çalışması ve can güvenliğinin sağlanması için artık sağlıkta şiddet bitmeli diye sesleniyoruz. Bunun için 14 Mart Tıp 'Bayramında' iş bırakıyoruz" denildi.

Manisa Sağlık Platformu Yunusemre 1 Nolu Yılmaz Canbaz Aile Sağlığı Merkezi önünde basın açıklamasında bulundu. Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramı’nda iş bırakacak.

"ARTIK SAĞLIKTA ŞİDDET BİTMELİ"

Yapılan açıklamada, "14 Mart Tıp Haftasında Çarşamba eylemlerimiz, ‘Sağlık Çalışanına Şiddet Sona Ersin’ temel talebimizle sürüyor. 51 haftadır süren ve bu gün gerçekleştirdiğimiz Çarşamba eyleminde, sağlık çalışanlarının güvenli ortamda çalışması ve can güvenliğinin sağlanması için artık sağlıkta şiddet bitmeli diye sesleniyoruz." diye konuştu.

"SAĞLIKTA ŞİDDET SONA ERSİN!"

Açıklamanın devamında, "Ersin Arslan 17 Nisan 2012’de çalıştığı hastanede görevinin başında hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürüldüğünden bu yana bu sözü söylüyoruz: Bir daha sağlık çalışanı Ersin’ler mesleğini yaptığı için öldürülmesin, sağlık çalışanına yönelik şiddet artık sona ersin diye sesleniyoruz… Maalesef bunca haykırışımız ve sağlıkta şiddetin son bulması için sürdürdüğümüz mücadeleye rağmen sağlık çalışanları şiddet görmeye ölmeye devam ediyor… İnsanlar hala hastanelere silahla, bıçakla girilebiliyor, sağlık emekçileri her gün tehdit ediliyor, şiddet görüyor ve Sağlık Bakanlığı sağlık çalışanına şiddetin önüne geçmek için iradesini kullanmayı tercih etmiyor. Sağlık bakanlığı, sağlıkta dönüşüm adıyla sürdürdüğü sağlık hizmetlerini piyasalaştırma, çalışanları güvencesiz performansa dayalı çalıştırma, müşteri memnuniyeti, sağlık hizmetini sürümden kazanan bir şirket gibi yönetmenin en acı sonucu sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin artması sağlık çalışanlarının mesleklerini yaparken canlarından olmaları olduğunu görüyoruz. Dönüşümün mimarları, güvenlikli, detektörlü 3 kapıdan geçmeden mekânlarına girilemezken, 2025 14 Mart Tıp Haftasında sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son ermesi talebimizi en başta dile getirmek zorunda kalıyoruz. Bu şiddeti yaratanın ne biz sağlık emekçileri, ne de sağlık kurumlarında oradan oraya sürüklenirken kaybolan, hayatını kaybeden yurttaşlarımız olmadığını biliyoruz." denildi.

"HUKUKİ TEDBİRLERİ NEDEN HAYATA GEÇİRİLMİYOR?"

Açıklamada, "Bugün her hastane girişinde bir detektör var ancak sadece bakanlık bürokratlarının koltuklarının önündekiler çalışıyor. Sağlık Bakanlığının güvenlik için aldığı tek tedbir biz sağlık çalışanlarına karşı çalışıyor. Sağlık çalışanlarına güvenli ortamı, şiddete karşı korumayı sağlayacak otorite neden sessiz kalıyor? Bu gün burada önünde açıklama yaptığımız Aile Sağlığı Merkezi(ASM) girişinde bırakın detektörü bir kaçış kapısı bile bulunmuyor. Sağlıkta şiddet ortamını besleyen, önlemeyen otorite yönetemiyor! O zaman gitmelidir!  Sağlık Bakanlığı, hastalarımıza ASM’lere randevusuz gidebilirsiniz, uygunsuz talepleriniz olsa bile yerine getirilmezse aile sağlığı çalışanını hemen şikâyet edebilirsiniz diyor. Ancak, şiddet mağduru bir sağlık emekçisi beyaz kod verdiğinde, onlarca bürokratik işlemle uğraşması zorunda bırakılıyor. Sağlık çalışanları aşı yapmak istiyor, vatandaş aşı olmak istiyor, Sağlık Bakanlığı aşı göndermiyor, sağlık çalışanını hedef göstermekten çekinmiyor. Sağlık çalışanları tedavi için ilaç yazıyor, eczanede ilaç olmuyor, ilaç olsa hastanın parası yetmiyor. Yine sağlık çalışanı hedef gösteriliyor. Hasta hastanelerden randevu bulamıyor. Yine sağlık çalışanı hedef gösteriliyor. Her gün daracık koridorlarda, aylarca uğraşıp aldığını randevu için doktor bekleniyor. 5 dakika muayene olacaksınız deniyor. Vatandaş yılda ortalama 12 defa doktora başvuruyor, şifa bulamıyor. Sağlık çalışanları, deprem karşı güvensiz, yangına karşı tedbirsiz, çalışanlar için güvensiz, hastalar için güvensiz ortamlarda çalışmak zorunda bırakılıyor. Bunların tümü şiddet ortamı oluşturuyor. Şiddeti önlemesi gereken Sağlık Bakanlığı şiddet ortamını besleyen politikalar ve uygulamaların sahibidir." ifadesine yer verildi.

"NE İSTİYORUZ?"

Açıklamanın son kısmında, "Sağlık çalışanına şiddetin son bulması için TTB’nin ilan ettiği önerilerin ve TBMM’ye önerdiği yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini istiyoruz. Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarına yönelik artan şiddet olaylarına karşı ASM düzeyinde önleyici, caydırıcı tedbirlerin almalı, her ASM’ye kadrolu güvenlik personel istihdam etmelidir. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet oluşturacak, hekim-hasta ilişkilerini olumsuz etkileyecek ortamların oluşmaması için aile hekimlerinin, mevzuatta tanımlanan “hastayı reddetme” ve “tedaviyi bitirmeden bırakma” haklarını kullanabilmesi önündeki engeller kaldırılmalıdır. Vergi dilimine göre Aile hekimliği çalışanlarından yılın ilk ayalarında başlayan vergi kesintileri % 35 leri aşıyor. Bu adaletsiz vergi kesintilerine karşı her ay sabit  %15’ geçmeyen vergi kesintisi istiyoruz. “Eziyet Yönetmeliği”nin iptal edilmesini ve ilan ettiğimiz taleplerin karşılanmasını istiyoruz. İçinde olduğumuz sağlıksız ve bizi tüketen bu sağlık sistemine mahkûm değiliz. Hastalarımızı müşteri olarak gören, Eziyet yönetmeliğine mahkûm değiliz. Başka bir sağlık sistemi mümkün ve bunun için 14 Mart Tıp ‘Bayramında’ iş bırakıyoruz." denildi. (ADNAN POYRAZ)

Manisa HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.