KİRAZ ÜRETİCİSİ İSTİKRARSIZLIKTAN DERTLİ: ÇİFTÇİ TÜCCARIN ELİNDE OYUNCAK OLDU!

ÖZEL HABER (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 06.06.2022 - 17:45, Güncelleme: 06.06.2022 - 17:45
 

KİRAZ ÜRETİCİSİ İSTİKRARSIZLIKTAN DERTLİ: ÇİFTÇİ TÜCCARIN ELİNDE OYUNCAK OLDU!

Manisa’ya bağlı Salihli ilçesinde coğrafi işaret alarak tescillenen dünyaca ünlü Salihli kirazının hasadı başladı. Bu yıl rekoltenin düşük olduğunu ve Mazot, tohum, gübre ile işçilik fiyatlarının alıp başını gittiğini söyleyen üreticiler, gelirlerinin giderlerini nasıl karşılayacağını kara kara düşünmeye başladı. Kiraz üreticilerinin tüccarların insafına kaldığını söyleyen Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç ve üreticiler bu duruma sitem ettiler.
Lezzeti ve iriliğiyle Asya ve Avrupa ülkelerinin sofralarını süsleyen ve Türk Patent Enstitüsü'nce tescillenen Salihli-900 cinsi kiraz, ilk zamanlar 70- 80 liradan alıcı bulurken şimdi 35-40 liradan alıcı bulması nedeniyle çiftçileri üzdü.  Salihli’de İlk olarak Çamurhamamı’nda başlayan kiraz hasadı daha sonra Gökköy, Allah Diyen, Bahçecik kırsal mahallelerinde devam ediyor. Çamur Hamamı Mahallesi’nde 1 yıl boyunca kirazlarını büyütmek için bakımını yapan çiftçiler, Allah Diyen mahallesinde alım merkezlerinde kirazlarını satıyor. Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç ve üreticiler, bu yılki fiyatların çiftçiyi mağdur ettiğini belirterek, çiftçinin kaderinin tüccarın elinde olduğunu söyleyip bu duruma isyan ettiler. ‘Çiftçi tüccarın elinde oyuncak oldu’ diyen Yalvaç ve çiftçiler, bu durumun acilen önüne geçilmesi için bakanlığa seslendi. “2020 YILINDA ÜLKEMİZE 225 MİLYON DOLAR DÖVİZ GİRİŞİ SAĞLADIK” Salihli kirazının dünya pazarının gözdesi olduğunu belirten Başkan Yalvaç, 2020 yılı verilerine göre ihracattan 225 milyon dolar ülke ekonomisine katkı sağlandığını kaydederek; “Salihli-900 cinsi kirazın özelliği 26,28 ve 30 kalibreye kadar çıkıyor olması. Tadıyla, aromasıyla, gösterişiyle dünyaca ünlü bir kirazdır. Avrupa ülkelerinden başta Almanya olmak üzere ve Uzakdoğu ülkelerine toplam 62 ülkeye ihraç yapılıyor. Sırasıyla en çok ihraç ettiğimiz ülkeler Almanya, Rusya ardından da Avusturya geliyor. Şöyle bir örnek vereyim; 2012 yıllarında dekar sayısı daha az olduğu için ortalama 53 bin tonlardayken 2020 yılında 87 bin ton ihraç etmişiz ve 225 milyon dolar ülkemize döviz girişi sağlamışız” dedi. “SABAHTAN AKŞAMA FİYAT DEĞİŞİYOR” Salihli’de toplam 2 bin 975 dönüm arazide tescilli Ziraat-900 kirazı bulunduğunu ifade eden Başkan Yalvaç, bu sene rekoltede düşüş yaşandığını belirterek; “Bu sene rekolte diğer yıllara göre daha düşük. Biz bu meyvelerin bir yıl boyunca gözünün içine bakıyoruz. Gübre atıyoruz, suluyoruz, elimizden geldiğince en güzeli olsun diye uğraşıyoruz. Fakat bir yıl sonra bakıyoruz alımlar 65-70 liradan açılıyor.  Dün geldim fiyat 60 liraydı, öğleden sonra geldim 50, bugün 35-40 lira olmuş. Yani ne oluyor da bu fiyat düşüyor benim anlamadığım tek konu bu. 2-3 günde ne değişiyor?” diye konuştu. “DEVLETİMİZİN ALICILARI DENETLEMESİ GEREKİYOR” Fiyatlardaki ani düşüşün engellenmesi için devletin bu duruma el atması gerektiğini kaydeden Başkan Yalvaç; “Burada alıcıların da çiftçiyi koruyup kollaması lazım. Girdi maliyetlerimiz %300 arttı ama bizim malımız aynı fiyattan kaldı. O yüzden çiftçinin kollanması lazım. Özellikle devletimizin, alıcıları denetlemesi lazım” dedi. “TÜCCARLARIN GÖZÜNÜ DOYURMAK ZOR” Çamurhamamı’nda 150 hane olduğunu belirten Muhtar Hüseyin Aygün, bunların içerisinde 50 hanenin kiraz üretimi yaptığını kaydetti. Dünyaca ünlü kirazı ihracata hazırlamak için yıllarca emek verdiklerini kaydeden muhtar, bu emeklerinin karşılığını alamadıklarını ve tüccarların elinde oyuncak olduklarını belirterek bu nedenle mahallesindeki üreticilerin yüzünün gülmediğini söyledi. Aygün, “Rekolte konusunda bizim bir gönül kırgınlığımız ve yaramız var. Şimdi bakıyoruz kiraz bu sene bahardan az. Kiraz sabah 70, akşam 50 lira, ertesi gün 50 lira akşam 35 lira. Artık şu emeği görüyorsunuz. 5 sene ağacın gözüne bakıyoruz. Hiçbir şey beklemiyorsunuz 6. senede anca yeni yeni olmaya başlıyor.7. veya 8. sene sonra üreticiye bu kadar emekle bir şey meydana getiriyor. Çiftçiye teşekkür edileceği yerde nerdeyse biz artık tüccarların elinde oyuncak olduk. Neredeyse tüccarlar teşekkür isteyecek ben senin malını alıyorum diye. Teşekkürü çiftçi alacağına biz tüccarlara teşekkür edeceğiz 200 liralık malı 20 liraya aldığı için. Çiftçi bugün 10 ton mahsulden 100 bin lira kazanacaksa yarısı yani 50 bin lirası zaten o adam kazanıyor. Kazansın da zaten, kimsenin kazancında gözümüz yok ama emeğe saygı olması lazım. Alın terine saygı bitmiş. Tüccarın inisiyatifine kalmış durumdayız. Çiftçiye sahip çıkılması lazım bu şartlarda olmaz. Biz tokgözlüyüz, çiftçiler tokgözlüdür. Köylünün gözünü doyurmak kolaydır ancak tüccarların gözünü doyurmak zor. Tüccarlar bir doysa zaten köylüler hep tok sıkıntı yok önce tüccarları doyurmak lazım diyorum.” şeklinde konuştu. “KÖYÜMDE KİMSENİN YÜZÜ GÜLMÜYOR ARTIK” Ürettiği üründen hak ettiği kazancı elde edemeyen çiftçilerin mutsuzluğunun yüzlerine yansıdığını söyleyen Muhtar Aygün, “Biz 40-50 liraya razıyız. 50 lirada zaten geçen senenin 15 lirası para değer kaybetti geçen sene 150 ye aldığımız gübreyi 650 ye alıyoruz biz. Geçen senenin 15 lirasına razıyız. Geçen sene 25’e satıyorduk ama gübre 150 liraydı. Herkes hesabını kitabını biliyor, herkes neyin ne olduğunun farkında. Bizim derdimiz bu biz bu paralara razıyken daha da aşağıları görünce üreticinin yüzü gülmüyor. Ben bu köyde mahalle muhtarıyım ama insanları mutlu görmek istiyorum. İnsanların gözlerinin içine bakıyorum gülüyor mu diye ama kimsenin yüzünde gülümseme yok artık. Adam 10 ton gübre almış 6 bin lira para ödemiş bu adam daha kiraz satacak nasıl olacak bu iş ben bilmiyorum” dedi. “BOZDAĞ’IN ETEĞİNDE SÜPER BİR KONUMDAYIZ” Muhtar Aygün, son olarak mahallerinde bu kadar lezzetli kirazların yetişmesini şu sözlerle açıkladı; “Buradaki iklim kiraza çok uygun. Bozdağ’ın eteğinde süper bir konumdayız. Bizim kullandığımız suyun dünyada en iyiler arasında 7.sırada olduğundan bahsediliyor. Böyle bir ortamda etrafınıza bakınca sanki Manisa'da değilsiniz de Karatenizdesiniz gibi oluyor. Ürünümüz çok iyi ancak çiftçinin bu üründen vazgeçmemesi için desteklenmesi gerekiyor.” “İLK AĞACI BENİM BABAM DİKTİ AMA OĞLUM BU İŞİ YAPMAK İSTEMİYOR” Kurak, taşlık bir tarlayı yıllarca emek ederek kiraz bahçesine çeviren, buradan ekmeğini kazanan 62 yaşındaki çiftçi Zeki Suna da üreticinin geldiği noktadan şikayetçi. Salihli ovasına ilk kirazı diken ve o bölgede kiraz üreticiliğini babasının başlattığını belirterek şu an ata yadigarı kirazcılık yaptığını ancak kendisinden sonra çocuklarının şartlar böyle devam ederse bu işi yapmayacağını üzülerek kabullendiğini söyledi. Suna, “Ben buraya ölünceye kadar bakmak zorundayım. 1 kızım 1 oğlum var. Oğlum, Antalya’da otelde çalışıyor. Buraya gel ağaçlarımıza bak, idare eder seni diyorum ama o da; ‘seni idare edemeyen ağaçlar beni mi idare edecek?’ diyor. Ama para etse oğlum orada çalışmaz. Üzülüyorum bu duruma” diye konuştu. ARKADAŞLARI FABRİKADA ÇALIŞMAYI TERCİH ETTİ O MÜCADELE EDİYOR 23 yaşındaki genç çiftçi Emin Aygün de köydeki arkadaşlarının çiftçilik yapmak yerine şehre gidip fabrikada çalışmayı yeğlediklerini belirterek, gençlerin üreticiliğe kazandırılması için devletten destek talep etti. Aygün; “Ben genç bir çiftçiyim 23 yaşındayım ve bu işi yapıyorum ve köyde diğer gençler sanayiye gitti vesaire ben burayı terk etmedim babamın işi var diye terk etmek istemedim. Gidenlerin tekrardan çiftçilik yapması için öncelikle desteklenmeleri lazım. Her gün kan kaybediyoruz” dedi. KİLO BAŞINA PRİM DESTEĞİ TALEBİ Maliyetlerin altından kalkamadıklarını söyleyen Aygün, kiraz üreticilerine prim verilmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu; “Devletten beklentimiz kilo başına prim olması lazım sonuçta bu pamukta oluyor ya ihracat malı olduğu için kiraz kilo başına bir prim alınabilir yoksa süreç sıkıntılı geçiyor yani bugünlerde özellikle. Bu kiraz sulanıyor damlama borusu alacaksın dibine geçen sene topu 100 lira olan borunun bize 350-400 maliyeti var. Buradaki boşluğu kapatmamız lazım ne ile kapatacağız mahsul para etmiyor. Çok enteresan durumla karşı karşıyayız devletten yardım istiyoruz” BU KİRAZ FARKLI ŞEHİRDEKİ ALICIDAN DEĞİL DE SALİHLİ'DEN DE GİDEBİLİR Şimdiki alıcılarda bir keyfilik var. Adam buraya Isparta'dan geliyor bizim kirazımızı alıyor. Senin malına ortakçı oluyor tabiri caizse. Atıyorum 80 liraya alacağı malı senden 40 liraya alıyor elini kolunu sallaya sallaya da gidiyor. Bölgenin en müthiş kirazı Salihli'de Çamurhamamı köyünde yetişiyor. Burası artık kirazda bir merkez haline gelmiş. Yüklü tonajlı mallar çıkıyor, buradan tırlar gidiyor ama mesela Isparta'dan geliyor alıcı, ürünü ucuza temin edebiliyor. Bu kiraz Salihli'den de gidebilir. Biz bunu istiyoruz. Sonuçta bu bölgeden yetişiyor ürün.”
Manisa’ya bağlı Salihli ilçesinde coğrafi işaret alarak tescillenen dünyaca ünlü Salihli kirazının hasadı başladı. Bu yıl rekoltenin düşük olduğunu ve Mazot, tohum, gübre ile işçilik fiyatlarının alıp başını gittiğini söyleyen üreticiler, gelirlerinin giderlerini nasıl karşılayacağını kara kara düşünmeye başladı. Kiraz üreticilerinin tüccarların insafına kaldığını söyleyen Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç ve üreticiler bu duruma sitem ettiler.

Lezzeti ve iriliğiyle Asya ve Avrupa ülkelerinin sofralarını süsleyen ve Türk Patent Enstitüsü'nce tescillenen Salihli-900 cinsi kiraz, ilk zamanlar 70- 80 liradan alıcı bulurken şimdi 35-40 liradan alıcı bulması nedeniyle çiftçileri üzdü.  Salihli’de İlk olarak Çamurhamamı’nda başlayan kiraz hasadı daha sonra Gökköy, Allah Diyen, Bahçecik kırsal mahallelerinde devam ediyor. Çamur Hamamı Mahallesi’nde 1 yıl boyunca kirazlarını büyütmek için bakımını yapan çiftçiler, Allah Diyen mahallesinde alım merkezlerinde kirazlarını satıyor. Salihli Ziraat Odası Başkanı Cem Yalvaç ve üreticiler, bu yılki fiyatların çiftçiyi mağdur ettiğini belirterek, çiftçinin kaderinin tüccarın elinde olduğunu söyleyip bu duruma isyan ettiler. ‘Çiftçi tüccarın elinde oyuncak oldu’ diyen Yalvaç ve çiftçiler, bu durumun acilen önüne geçilmesi için bakanlığa seslendi.

“2020 YILINDA ÜLKEMİZE 225 MİLYON DOLAR DÖVİZ GİRİŞİ SAĞLADIK”

Salihli kirazının dünya pazarının gözdesi olduğunu belirten Başkan Yalvaç, 2020 yılı verilerine göre ihracattan 225 milyon dolar ülke ekonomisine katkı sağlandığını kaydederek; “Salihli-900 cinsi kirazın özelliği 26,28 ve 30 kalibreye kadar çıkıyor olması. Tadıyla, aromasıyla, gösterişiyle dünyaca ünlü bir kirazdır. Avrupa ülkelerinden başta Almanya olmak üzere ve Uzakdoğu ülkelerine toplam 62 ülkeye ihraç yapılıyor. Sırasıyla en çok ihraç ettiğimiz ülkeler Almanya, Rusya ardından da Avusturya geliyor. Şöyle bir örnek vereyim; 2012 yıllarında dekar sayısı daha az olduğu için ortalama 53 bin tonlardayken 2020 yılında 87 bin ton ihraç etmişiz ve 225 milyon dolar ülkemize döviz girişi sağlamışız” dedi.

“SABAHTAN AKŞAMA FİYAT DEĞİŞİYOR”

Salihli’de toplam 2 bin 975 dönüm arazide tescilli Ziraat-900 kirazı bulunduğunu ifade eden Başkan Yalvaç, bu sene rekoltede düşüş yaşandığını belirterek; “Bu sene rekolte diğer yıllara göre daha düşük. Biz bu meyvelerin bir yıl boyunca gözünün içine bakıyoruz. Gübre atıyoruz, suluyoruz, elimizden geldiğince en güzeli olsun diye uğraşıyoruz. Fakat bir yıl sonra bakıyoruz alımlar 65-70 liradan açılıyor.  Dün geldim fiyat 60 liraydı, öğleden sonra geldim 50, bugün 35-40 lira olmuş. Yani ne oluyor da bu fiyat düşüyor benim anlamadığım tek konu bu. 2-3 günde ne değişiyor?” diye konuştu.

“DEVLETİMİZİN ALICILARI DENETLEMESİ GEREKİYOR”

Fiyatlardaki ani düşüşün engellenmesi için devletin bu duruma el atması gerektiğini kaydeden Başkan Yalvaç; “Burada alıcıların da çiftçiyi koruyup kollaması lazım. Girdi maliyetlerimiz %300 arttı ama bizim malımız aynı fiyattan kaldı. O yüzden çiftçinin kollanması lazım. Özellikle devletimizin, alıcıları denetlemesi lazım” dedi.

“TÜCCARLARIN GÖZÜNÜ DOYURMAK ZOR”

Çamurhamamı’nda 150 hane olduğunu belirten Muhtar Hüseyin Aygün, bunların içerisinde 50 hanenin kiraz üretimi yaptığını kaydetti. Dünyaca ünlü kirazı ihracata hazırlamak için yıllarca emek verdiklerini kaydeden muhtar, bu emeklerinin karşılığını alamadıklarını ve tüccarların elinde oyuncak olduklarını belirterek bu nedenle mahallesindeki üreticilerin yüzünün gülmediğini söyledi. Aygün, “Rekolte konusunda bizim bir gönül kırgınlığımız ve yaramız var. Şimdi bakıyoruz kiraz bu sene bahardan az. Kiraz sabah 70, akşam 50 lira, ertesi gün 50 lira akşam 35 lira. Artık şu emeği görüyorsunuz. 5 sene ağacın gözüne bakıyoruz. Hiçbir şey beklemiyorsunuz 6. senede anca yeni yeni olmaya başlıyor.7. veya 8. sene sonra üreticiye bu kadar emekle bir şey meydana getiriyor. Çiftçiye teşekkür edileceği yerde nerdeyse biz artık tüccarların elinde oyuncak olduk. Neredeyse tüccarlar teşekkür isteyecek ben senin malını alıyorum diye. Teşekkürü çiftçi alacağına biz tüccarlara teşekkür edeceğiz 200 liralık malı 20 liraya aldığı için. Çiftçi bugün 10 ton mahsulden 100 bin lira kazanacaksa yarısı yani 50 bin lirası zaten o adam kazanıyor. Kazansın da zaten, kimsenin kazancında gözümüz yok ama emeğe saygı olması lazım. Alın terine saygı bitmiş. Tüccarın inisiyatifine kalmış durumdayız. Çiftçiye sahip çıkılması lazım bu şartlarda olmaz. Biz tokgözlüyüz, çiftçiler tokgözlüdür. Köylünün gözünü doyurmak kolaydır ancak tüccarların gözünü doyurmak zor. Tüccarlar bir doysa zaten köylüler hep tok sıkıntı yok önce tüccarları doyurmak lazım diyorum.” şeklinde konuştu.

“KÖYÜMDE KİMSENİN YÜZÜ GÜLMÜYOR ARTIK”

Ürettiği üründen hak ettiği kazancı elde edemeyen çiftçilerin mutsuzluğunun yüzlerine yansıdığını söyleyen Muhtar Aygün, “Biz 40-50 liraya razıyız. 50 lirada zaten geçen senenin 15 lirası para değer kaybetti geçen sene 150 ye aldığımız gübreyi 650 ye alıyoruz biz. Geçen senenin 15 lirasına razıyız. Geçen sene 25’e satıyorduk ama gübre 150 liraydı. Herkes hesabını kitabını biliyor, herkes neyin ne olduğunun farkında. Bizim derdimiz bu biz bu paralara razıyken daha da aşağıları görünce üreticinin yüzü gülmüyor. Ben bu köyde mahalle muhtarıyım ama insanları mutlu görmek istiyorum. İnsanların gözlerinin içine bakıyorum gülüyor mu diye ama kimsenin yüzünde gülümseme yok artık. Adam 10 ton gübre almış 6 bin lira para ödemiş bu adam daha kiraz satacak nasıl olacak bu iş ben bilmiyorum” dedi.

“BOZDAĞ’IN ETEĞİNDE SÜPER BİR KONUMDAYIZ”

Muhtar Aygün, son olarak mahallerinde bu kadar lezzetli kirazların yetişmesini şu sözlerle açıkladı; “Buradaki iklim kiraza çok uygun. Bozdağ’ın eteğinde süper bir konumdayız. Bizim kullandığımız suyun dünyada en iyiler arasında 7.sırada olduğundan bahsediliyor. Böyle bir ortamda etrafınıza bakınca sanki Manisa'da değilsiniz de Karatenizdesiniz gibi oluyor. Ürünümüz çok iyi ancak çiftçinin bu üründen vazgeçmemesi için desteklenmesi gerekiyor.”

“İLK AĞACI BENİM BABAM DİKTİ AMA OĞLUM BU İŞİ YAPMAK İSTEMİYOR”

Kurak, taşlık bir tarlayı yıllarca emek ederek kiraz bahçesine çeviren, buradan ekmeğini kazanan 62 yaşındaki çiftçi Zeki Suna da üreticinin geldiği noktadan şikayetçi. Salihli ovasına ilk kirazı diken ve o bölgede kiraz üreticiliğini babasının başlattığını belirterek şu an ata yadigarı kirazcılık yaptığını ancak kendisinden sonra çocuklarının şartlar böyle devam ederse bu işi yapmayacağını üzülerek kabullendiğini söyledi. Suna, “Ben buraya ölünceye kadar bakmak zorundayım. 1 kızım 1 oğlum var. Oğlum, Antalya’da otelde çalışıyor. Buraya gel ağaçlarımıza bak, idare eder seni diyorum ama o da; ‘seni idare edemeyen ağaçlar beni mi idare edecek?’ diyor. Ama para etse oğlum orada çalışmaz. Üzülüyorum bu duruma” diye konuştu.

ARKADAŞLARI FABRİKADA ÇALIŞMAYI TERCİH ETTİ O MÜCADELE EDİYOR

23 yaşındaki genç çiftçi Emin Aygün de köydeki arkadaşlarının çiftçilik yapmak yerine şehre gidip fabrikada çalışmayı yeğlediklerini belirterek, gençlerin üreticiliğe kazandırılması için devletten destek talep etti. Aygün; “Ben genç bir çiftçiyim 23 yaşındayım ve bu işi yapıyorum ve köyde diğer gençler sanayiye gitti vesaire ben burayı terk etmedim babamın işi var diye terk etmek istemedim. Gidenlerin tekrardan çiftçilik yapması için öncelikle desteklenmeleri lazım. Her gün kan kaybediyoruz” dedi.

KİLO BAŞINA PRİM DESTEĞİ TALEBİ

Maliyetlerin altından kalkamadıklarını söyleyen Aygün, kiraz üreticilerine prim verilmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu; “Devletten beklentimiz kilo başına prim olması lazım sonuçta bu pamukta oluyor ya ihracat malı olduğu için kiraz kilo başına bir prim alınabilir yoksa süreç sıkıntılı geçiyor yani bugünlerde özellikle. Bu kiraz sulanıyor damlama borusu alacaksın dibine geçen sene topu 100 lira olan borunun bize 350-400 maliyeti var. Buradaki boşluğu kapatmamız lazım ne ile kapatacağız mahsul para etmiyor. Çok enteresan durumla karşı karşıyayız devletten yardım istiyoruz”

BU KİRAZ FARKLI ŞEHİRDEKİ ALICIDAN DEĞİL DE SALİHLİ'DEN DE GİDEBİLİR

Şimdiki alıcılarda bir keyfilik var. Adam buraya Isparta'dan geliyor bizim kirazımızı alıyor. Senin malına ortakçı oluyor tabiri caizse. Atıyorum 80 liraya alacağı malı senden 40 liraya alıyor elini kolunu sallaya sallaya da gidiyor. Bölgenin en müthiş kirazı Salihli'de Çamurhamamı köyünde yetişiyor. Burası artık kirazda bir merkez haline gelmiş. Yüklü tonajlı mallar çıkıyor, buradan tırlar gidiyor ama mesela Isparta'dan geliyor alıcı, ürünü ucuza temin edebiliyor. Bu kiraz Salihli'den de gidebilir. Biz bunu istiyoruz. Sonuçta bu bölgeden yetişiyor ürün.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.