CHP'Lİ BAŞEVİRGEN'İN ‘JES’ İSYANI

SİYASET (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 29.03.2023 - 12:45, Güncelleme: 29.03.2023 - 12:45
 

CHP'Lİ BAŞEVİRGEN'İN ‘JES’ İSYANI

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, TBMM Genel Kurulu'nda Manisa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı'nın, Şehzadeler, Salihli, Kula, Sarıgöl, Saruhanlı, Demirci, Akhisar, Gölmarmara, Turgutlu ve Ahmetli İlçesine bağlı Cambazlı Mahalle sınırları içinde kalan toplam 44 bin hektar arazideki 18 adet jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsat sahasını ihaleye çıkarmasına tepki gösterdi.
CHP'li Başevirgen, 2018 yılında, o zamanki adıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün Manisa ve İzmir valiliklerine gönderdiği yazıda, yer altı sularındaki arsenik oranını yükselttiği gerekçesiyle jeotermal ve madencilik faaliyetlerine yeni izin ve ruhsatların verilmemesi gerektiğinin söylendiğini hatırlattı. “MANİSA'DA, TARIM TEHLİKE ALTINDA” CHP’li Başevirgen, "Manisa'da 17 adet JES bulunuyor. Manisa Valiliği ise bugün, jeotermal kaynak aramak için yeni bir ihaleye çıkıyor. 10 ilçemizde toplam 44 bin hektar alan için jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsatı ihalesi yapacak. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller yıllardır Manisa'nın havasını, suyunu, toprağını kirletiyor. Üzümün başkenti Manisa'da, tarım alanları ciddi tehlike altında. " dedi. "500 BİNDEN FAZLA İNSANIN KARNI BU TOPRAKLAR SAYESİNDE DOYUYOR" CHP’li Başevirgen, JES projelerinin ardında hukuka ve vicdana aykırı şekilde sadece şirketlerin çıkarı kollanarak verilen kararların olduğunu ve bundan cesaret alan şirketlerin de yasadışı ve hukuka aykırı tutumları nedeni ile yaşanan doğa tahribatının daha vahim bir hale geldiğini söyleyerek " Manisa her şeyden önce bir tarım şehri. 293 bin 064 kişi geçimini tarımdan sağlıyor. Aileleri de hesaba katıldığında 500 binden fazla insan karnını bu topraklar sayesinde doyuruyor ve geçimini sağlıyor. HES'ler, JES'ler ve vahşi madencilik nedeniyle insanlar tarım yapamaz hale geldi. Tarımı bırakan çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Santrallerin sayısı ise kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da artıyor. Biz topraklarımızda maden sahaları ve enerji santralleri istemiyoruz. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Toprağımız suyumuz kirlendi. Tarım bitiyor. Her yıl üretim azalıyor. Bereketli Gediz Ovası'nın eski bereketinden eser kalmadı, tükeniyor." diye konuştu. "MANİSAMIZIN JES ÇÖPLÜĞÜNE DÖNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ" Manisa'da üretilen üzümün yüzde 90'ının ihraç edildiğini ve Manisa'da yılda ortalama 200-250 bin tona karşılık 400-500 milyon dolar kuru üzüm ihracatı gerçekleştirildiğini ifade eden Başevirgen, "Türkiye, özellikle kuru üzüm ihracatındaki başarısıyla dünyada bu alandaki liderliğini sürdürüyorsa, Manisanın verimli bağları sayesinde. Ancak mücadele ettiğimiz bu enerji santralleri yüzünden bağlar da ciddi tehlike altında. JES'ler yeraltından su çekerek enerji üretiyor. Ancak suyu çektiklerinde de, susuz kaldığı için toprağın verimi düşüyor. Sadece üzüm değil, bütün tarımsal ürünler aynı tehlike ile karşı karşıya. Jeotermal suyunun içerisinde bakır, çinko, arsenik, civa gibi daha birçok çevreye ve insan sağlığına zararlı maddeler var. Nehir ve dereler zehirlendi. Üzüm ve zeytin başta olmak üzere binlerce ağaç kurudu. Yetişen ürünlerin tadı bile değişti. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller, Manisa'nın havasını, suyunu, tarım alanlarını, meralarını yıllardır kirletiyor. JES'ler, bölgenin tarım üretimini katlediyor. Halkımızın ve bizlerin isyanı duyulmuyor. Daha önce nasıl Çepnidere ve Hacıbektaşlı'da JES'lere karşı mücadele ettiysek, yine edeceğiz. Tarım cenneti Manisamızın JES çöplüğüne dönmesine izin vermeyeceğiz." diye konuştu.
CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, TBMM Genel Kurulu'nda Manisa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı'nın, Şehzadeler, Salihli, Kula, Sarıgöl, Saruhanlı, Demirci, Akhisar, Gölmarmara, Turgutlu ve Ahmetli İlçesine bağlı Cambazlı Mahalle sınırları içinde kalan toplam 44 bin hektar arazideki 18 adet jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsat sahasını ihaleye çıkarmasına tepki gösterdi.

CHP'li Başevirgen, 2018 yılında, o zamanki adıyla Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün Manisa ve İzmir valiliklerine gönderdiği yazıda, yer altı sularındaki arsenik oranını yükselttiği gerekçesiyle jeotermal ve madencilik faaliyetlerine yeni izin ve ruhsatların verilmemesi gerektiğinin söylendiğini hatırlattı.

“MANİSA'DA, TARIM TEHLİKE ALTINDA”

CHP’li Başevirgen, "Manisa'da 17 adet JES bulunuyor. Manisa Valiliği ise bugün, jeotermal kaynak aramak için yeni bir ihaleye çıkıyor. 10 ilçemizde toplam 44 bin hektar alan için jeotermal kaynak arama ve işletme ruhsatı ihalesi yapacak. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller yıllardır Manisa'nın havasını, suyunu, toprağını kirletiyor. Üzümün başkenti Manisa'da, tarım alanları ciddi tehlike altında. " dedi.

"500 BİNDEN FAZLA İNSANIN KARNI BU TOPRAKLAR SAYESİNDE DOYUYOR"

CHP’li Başevirgen, JES projelerinin ardında hukuka ve vicdana aykırı şekilde sadece şirketlerin çıkarı kollanarak verilen kararların olduğunu ve bundan cesaret alan şirketlerin de yasadışı ve hukuka aykırı tutumları nedeni ile yaşanan doğa tahribatının daha vahim bir hale geldiğini söyleyerek " Manisa her şeyden önce bir tarım şehri. 293 bin 064 kişi geçimini tarımdan sağlıyor. Aileleri de hesaba katıldığında 500 binden fazla insan karnını bu topraklar sayesinde doyuruyor ve geçimini sağlıyor. HES'ler, JES'ler ve vahşi madencilik nedeniyle insanlar tarım yapamaz hale geldi. Tarımı bırakan çiftçi sayısı her geçen gün artıyor. Santrallerin sayısı ise kontrolsüz bir şekilde verilen teşviklerle daha da artıyor. Biz topraklarımızda maden sahaları ve enerji santralleri istemiyoruz. Yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Toprağımız suyumuz kirlendi. Tarım bitiyor. Her yıl üretim azalıyor. Bereketli Gediz Ovası'nın eski bereketinden eser kalmadı, tükeniyor." diye konuştu.

"MANİSAMIZIN JES ÇÖPLÜĞÜNE DÖNMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ"

Manisa'da üretilen üzümün yüzde 90'ının ihraç edildiğini ve Manisa'da yılda ortalama 200-250 bin tona karşılık 400-500 milyon dolar kuru üzüm ihracatı gerçekleştirildiğini ifade eden Başevirgen, "Türkiye, özellikle kuru üzüm ihracatındaki başarısıyla dünyada bu alandaki liderliğini sürdürüyorsa, Manisanın verimli bağları sayesinde. Ancak mücadele ettiğimiz bu enerji santralleri yüzünden bağlar da ciddi tehlike altında. JES'ler yeraltından su çekerek enerji üretiyor. Ancak suyu çektiklerinde de, susuz kaldığı için toprağın verimi düşüyor. Sadece üzüm değil, bütün tarımsal ürünler aynı tehlike ile karşı karşıya. Jeotermal suyunun içerisinde bakır, çinko, arsenik, civa gibi daha birçok çevreye ve insan sağlığına zararlı maddeler var. Nehir ve dereler zehirlendi. Üzüm ve zeytin başta olmak üzere binlerce ağaç kurudu. Yetişen ürünlerin tadı bile değişti. Plansız ve denetimsiz faaliyet gösteren bu santraller, Manisa'nın havasını, suyunu, tarım alanlarını, meralarını yıllardır kirletiyor. JES'ler, bölgenin tarım üretimini katlediyor. Halkımızın ve bizlerin isyanı duyulmuyor. Daha önce nasıl Çepnidere ve Hacıbektaşlı'da JES'lere karşı mücadele ettiysek, yine edeceğiz. Tarım cenneti Manisamızın JES çöplüğüne dönmesine izin vermeyeceğiz." diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.