MALAZGİRT ZAFERİ’NİN 945. YILI KUTLU OLSUN

(İHA) - İhlas Haber Ajansı | 26.08.2016 - 13:29, Güncelleme: 26.08.2016 - 13:29
 

MALAZGİRT ZAFERİ’NİN 945. YILI KUTLU OLSUN

Türk-İslam tarihinin en büyük zaferlerinden biri olan, Türklere Anadolu’nun kapılarını açan ve Anadolu’nun Türkleşmesini sağlayan Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan’ın ordusu ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen’in orduları arasında gerçekleşen Malazgirt Savaşı’nın bugün 945. yıl dönümü.
Bizans İmparatorluğu, Büyük Selçuklu Devleti’nin Doğu Roma’ya düzenlediği seferlerden tedirginlik duymaya başlamıştı. Selçuklular sefer düzenledikleri yerleşim yerlerini istila etmiyor, yakıp yıkmıyor, halka zulüm etmiyorlardı. Selçukluların hedefi Doğu Roma askerlerinin mevkileriydi. Büyük Selçuklu Devleti akınları ile Anadolu’ya doğru ilerliyordu. Doğu Roma bu süreçte politik karışıklıklar içerisindeydi. Doğu Romalı idareciler, otorite boşluğunu giderebilmek için Bizans İmparatoriçesi Eudoxie’e izdivaçlar öneriyordu. İmparatoriçe ise hapis tutulan Doğu Roma kumandanı Romen Diyojen’i tercih etti. Romen Diyojen imparatoriçeyle izdivaç gerçekleştirdikten sonra Roma ordusu içerisinde yüksek rütbelere yükselmiş başarılı bir asker konumuna geldi. Bu süreçte Büyük Selçuklu Devleti Kars, Ege ve Marmara Bölgesi’ne kadar akınlarını ilerletmişti. Romen Diyojen bu akınlara karşı çıkmak için düzenli olarak seferler düzenlemeye başlamıştı. Bizans İmparatoru güçlü ve donanımlı ordusunun verdiği özgüven ile önüne çıkan her şeyi yakıp yıkıyor, kendisine biyat etmeyenleri kılıçtan geçiriyordu. Romen Diyojen, Türk akınlarına karşı başlattığı seferlerini genişletmiş tüm İslam ülkelerini kıskacına almayı hedefliyordu.   Bu tarihlerde Suriye’de bulunan Büyük Selçuklu Devleti Sultan Alparslan ordularını Mısır’a doğru Şii- Fatımi Devleti üzerine sefere çıkarmaya hazırlanıyordu ama Bizans Ordusu’nun saldırıya hazırlandığını öğrenince Mısır Seferi yolundan dönerek ordularıyla Suriye yoluna doğru yola çıktı. Savaş için yeterli hazırlığı yapmaya vakti olmayan Sultan Alparslan casusları aracılığıyla Rey şehrinde koğuşlandığı haberini yaydı.  Muş’a doğru ilerleyip Malazgirt Ovası’nın doğusunda ordugah kurup savaş hazırlıklarına başladı. Romen Diyojen ise bu haber üzerine saldırısını düzenlemek için ordularının yönünü Rey Şehri’ne döndürdü.  Bu zaman zarfında Sultan Alparslan tüm hazırlıklarını tamamlamış, İslam’ın sancaktarlığını da üstlendiği bu savaşta Halife’den dua talep etmiş, Halife’de İslam ülkelerine Cuma hutbesinde okunacak duayı camilere göndererek Sultan Alparslan’ın ordusuna destek sağlamıştı.     İki ordunun askeri gücü neredeyse yarı yarıyaydı. Bizans Ordusu’nda paralı savaşan 70.000 asker mevcutken Büyük Selçuklu ordusunda Mısır’a sefere çıkarken başka rotaya yönlendirilen 40.000 asker bulunuyordu. Bizans Ordusu’nda Müslümanlıkla tanışmamış Peçenek ve Uz Türkleri de bulunuyordu. Sultan Alparslan casusları ile Türk Birliklerine haber ulaştırıp kendilerine katılma teklifi göndermişti. Roma ordusunun en vurucu güçleri bu birliklerdi. Casuslar aracılığıyla yapılan bu teklife Peçenek ve Uz Türkleri olumlu yanıt vermişti.  Bizans Ordusu içinde koğuşlanan Peçenek ve Uz Türkleri Büyük Selçuklu için savaşmaya karar vermişlerdi.   Selçuklu Sultanı Alpaslan askerlerine hilal şeklinde tertibat aldırmıştı. Hafif süvari kıtaları kanatlarda, vurucu unsurlar ve merkez güçler orta geride bulunuyordu. Saldırı düzenlendiği anda merkez güçler yavaş yavaş geri çekilecek, at üzerinde ok atan süvariler düşmanın yan ve geri hatlarına taarruz ederek Roma Ordusunu yavaş yavaş zayıf  düşürecekti. Bu taktik ile düşman ordusu kendi karargahlarından uzaklaşacak, baskın kıtaları düşmanın en zayıf olduğu geri hattına saldırarak savaş düzenleri bozulacak geri çekilen birliklerin ileri atılmasıyla ‘Turan Taktiği’ uygulanarak düşman yok edilecekti.   Malazgirt Savaşı din alimlerinin tavsiyesiyle 26 Ağustos Cuma günü Cuma Namazının ardından yapılmasına karar verildi. Sultan Alparslan 26 Ağustos günü ordusuyla birlikte Cuma namazını kıldı ve dua etti; “Ya Rabbi! Sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum. Ya Rabbi! Niyetim halistir. Bana yardım et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret.”   Malazgirt Savaşı’nı kazanan Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan, karşısına getirilen Roma İmparatoru Romen Diyojen’i ağır yaptırımları olan bir antlaşma imzalattı. Romen Diyojen’i af ederek ülkesine gönderen Alparslan, ordusu ile birlikte Anadolu’nun tapusunu almıştı. Artık Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştı. Romen Diyojen ise ülkesinde kendi vatandaşları tarafından öldürülmüştü.              
Türk-İslam tarihinin en büyük zaferlerinden biri olan, Türklere Anadolu’nun kapılarını açan ve Anadolu’nun Türkleşmesini sağlayan Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan’ın ordusu ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen’in orduları arasında gerçekleşen Malazgirt Savaşı’nın bugün 945. yıl dönümü.
Bizans İmparatorluğu, Büyük Selçuklu Devleti’nin Doğu Roma’ya düzenlediği seferlerden tedirginlik duymaya başlamıştı. Selçuklular sefer düzenledikleri yerleşim yerlerini istila etmiyor, yakıp yıkmıyor, halka zulüm etmiyorlardı. Selçukluların hedefi Doğu Roma askerlerinin mevkileriydi. Büyük Selçuklu Devleti akınları ile Anadolu’ya doğru ilerliyordu. Doğu Roma bu süreçte politik karışıklıklar içerisindeydi.

Doğu Romalı idareciler, otorite boşluğunu giderebilmek için Bizans İmparatoriçesi Eudoxie’e izdivaçlar öneriyordu. İmparatoriçe ise hapis tutulan Doğu Roma kumandanı Romen Diyojen’i tercih etti. Romen Diyojen imparatoriçeyle izdivaç gerçekleştirdikten sonra Roma ordusu içerisinde yüksek rütbelere yükselmiş başarılı bir asker konumuna geldi. Bu süreçte Büyük Selçuklu Devleti Kars, Ege ve Marmara Bölgesi’ne kadar akınlarını ilerletmişti.

Romen Diyojen bu akınlara karşı çıkmak için düzenli olarak seferler düzenlemeye başlamıştı. Bizans İmparatoru güçlü ve donanımlı ordusunun verdiği özgüven ile önüne çıkan her şeyi yakıp yıkıyor, kendisine biyat etmeyenleri kılıçtan geçiriyordu. Romen Diyojen, Türk akınlarına karşı başlattığı seferlerini genişletmiş tüm İslam ülkelerini kıskacına almayı hedefliyordu.

  Bu tarihlerde Suriye’de bulunan Büyük Selçuklu Devleti Sultan Alparslan ordularını Mısır’a doğru Şii- Fatımi Devleti üzerine sefere çıkarmaya hazırlanıyordu ama Bizans Ordusu’nun saldırıya hazırlandığını öğrenince Mısır Seferi yolundan dönerek ordularıyla Suriye yoluna doğru yola çıktı. Savaş için yeterli hazırlığı yapmaya vakti olmayan Sultan Alparslan casusları aracılığıyla Rey şehrinde koğuşlandığı haberini yaydı.  Muş’a doğru ilerleyip Malazgirt Ovası’nın doğusunda ordugah kurup savaş hazırlıklarına başladı. Romen Diyojen ise bu haber üzerine saldırısını düzenlemek için ordularının yönünü Rey Şehri’ne döndürdü.  Bu zaman zarfında Sultan Alparslan tüm hazırlıklarını tamamlamış, İslam’ın sancaktarlığını da üstlendiği bu savaşta Halife’den dua talep etmiş, Halife’de İslam ülkelerine Cuma hutbesinde okunacak duayı camilere göndererek Sultan Alparslan’ın ordusuna destek sağlamıştı.
 
 
İki ordunun askeri gücü neredeyse yarı yarıyaydı. Bizans Ordusu’nda paralı savaşan 70.000 asker mevcutken Büyük Selçuklu ordusunda Mısır’a sefere çıkarken başka rotaya yönlendirilen 40.000 asker bulunuyordu. Bizans Ordusu’nda Müslümanlıkla tanışmamış Peçenek ve Uz Türkleri de bulunuyordu. Sultan Alparslan casusları ile Türk Birliklerine haber ulaştırıp kendilerine katılma teklifi göndermişti. Roma ordusunun en vurucu güçleri bu birliklerdi. Casuslar aracılığıyla yapılan bu teklife Peçenek ve Uz Türkleri olumlu yanıt vermişti.  Bizans Ordusu içinde koğuşlanan Peçenek ve Uz Türkleri Büyük Selçuklu için savaşmaya karar vermişlerdi.
 
Selçuklu Sultanı Alpaslan askerlerine hilal şeklinde tertibat aldırmıştı. Hafif süvari kıtaları kanatlarda, vurucu unsurlar ve merkez güçler orta geride bulunuyordu. Saldırı düzenlendiği anda merkez güçler yavaş yavaş geri çekilecek, at üzerinde ok atan süvariler düşmanın yan ve geri hatlarına taarruz ederek Roma Ordusunu yavaş yavaş zayıf  düşürecekti. Bu taktik ile düşman ordusu kendi karargahlarından uzaklaşacak, baskın kıtaları düşmanın en zayıf olduğu geri hattına saldırarak savaş düzenleri bozulacak geri çekilen birliklerin ileri atılmasıyla ‘Turan Taktiği’ uygulanarak düşman yok edilecekti.
 
Malazgirt Savaşı din alimlerinin tavsiyesiyle 26 Ağustos Cuma günü Cuma Namazının ardından yapılmasına karar verildi. Sultan Alparslan 26 Ağustos günü ordusuyla birlikte Cuma namazını kıldı ve dua etti; “Ya Rabbi! Sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum. Ya Rabbi! Niyetim halistir. Bana yardım et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret.”
 
Malazgirt Savaşı’nı kazanan Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan, karşısına getirilen Roma İmparatoru Romen Diyojen’i ağır yaptırımları olan bir antlaşma imzalattı. Romen Diyojen’i af ederek ülkesine gönderen Alparslan, ordusu ile birlikte Anadolu’nun tapusunu almıştı. Artık Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştı. Romen Diyojen ise ülkesinde kendi vatandaşları tarafından öldürülmüştü.
 
 
 
 
 
 
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.