Eğitim-Sen’den MEB’e eleştiri; "Eğitim-Öğretim Kaosla Başladı, Fatura Öğretmenlere Kesiliyor"

EĞİTİM (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 25.09.2020 - 18:52, Güncelleme: 25.09.2020 - 18:52
 

Eğitim-Sen’den MEB’e eleştiri; "Eğitim-Öğretim Kaosla Başladı, Fatura Öğretmenlere Kesiliyor"

Koronavirüs salgını nedeniyle olağan akışının dışına çıkmak zorunda kalan eğitim-öğretim süreci hakkında açıklamalarda bulunan Eğitim-Sen Manisa Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nı eleştirdi. Yapılan açıklamada, 2020-2021 eğitim-öğretim sezonunun kaosla başladığı ve bunun faturasının da öğretmenlere kesildiğini belirtilirken, Manisa’da 32 bin öğrencinin internet erişiminin olmadığı iddia edildi.
2020-2021 eğitim-öğretim yılında okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek eğitim seyreltilmiş olarak bu hafta başladı. Diğer kademelerdeki eğitim, 'uzaktan eğitim' yolu ile devam edecek. Eğitim-Sen olarak sürecin başından itibaren eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini ısrarla vurguladıklarını söyleyen Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı İsmail Şener, uzaktan eğitimin var olan eşitsizlikleri daha da derinleştireceğini belirtti. Başkan Şener, yüz yüze eğitime geçilmesi için salgının belirli oranda bastırılmasını, okullarda sağlık riski oluşmasını engelleyecek gerekli tüm önlemlerin alınmasını ve okulların güvenli olarak açılması gerektiğini ısrarla vurguladıklarını ifade etti. "Milli Eğitim Bakanlığı, yaptığımız tüm uyarılara rağmen yüz yüze eğitim için de, uzaktan eğitim için de gerekli hazırlıkları yapmamıştır." diyen Şener, eğitim sürecinde yaşanan zorunlu boşluğun ‘uzaktan eğitim’ uygulamaları ile kapatılmaya çalışılsa da, yaşanan sürecin eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler üzerindeki olumsuz etkilerinin artarak devam ettiğini savundu. Şener; "Sağlıkla ilgili önlemler için gerekli adımlar atılmadan, yeterli altyapı hazırlıkları yapılmadan, eğitimin güncel ihtiyaçları açısından ek bütçe talepleri yerine getirilmeden atılacak her adım, sadece eğitim emekçileri ve öğrencilerimiz açısından değil, tüm ülke açısından salgın riskinin daha da büyümesine neden olacaktır."diye konuştu. ÖZEL OKUL VE DEVLET OKULLARI FARKLILIĞI! Türkiye'de özel okul ve devlet okulları için farklı uygulamaların gündeme gelmesinin, okullar ve öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirdiğini vurgulayan Şener; "Bazı özel okullarda 8. ve 11. sınıflarda yüz yüze eğitime başlanmıştır. Özel okullar yüz yüze eğitime geçerken, MEB’in gerekli hazırlıkları yaparak bunu başaramamasını kabul etmek mümkün değildir." dedi. “FARKLI UYGULAMALAR SÜRECE NE KADAR CİDDİ YAKLAŞILDIĞININ DA BİR GÖSTERGESİ” Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı İsmail Şener, açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü; "MEB, mart ayından beri uzun bir zaman olmasına rağmen okulların salgına karşı her türlü ihtiyacını karşılayarak, okulları her açıdan sağlıklı ve güvenli hale getirecek önlemleri maalesef almamıştır. Bütün sorumluluk eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin üstüne yıkılmak istenmektedir. Bugün geldiğimiz noktada MEB ve yerellerde il, ilçe milli eğitim müdürlüklerinin, okul idarelerinin büyük bir kaos içerisinde olduklarını görüyoruz. Öyle ki uzaktan eğitim konusunda her okul farklı uygulama yapmaktadır. Bazı okullar dersleri birleştirerek ders ataması yaparken, bazı okullar ise öğretmenlere haftada 30 saatlik ders ataması yapmıştır. Yine bazı okullar sadece EBA üzerinden ders atarken, bazı okullar ise zoom vb programlar üzerinden ders ataması yapmaktadır. Bu durum öğretmenlerin ek ders ücretleri sorununu da beraberinde getirmiş ve personel genel müdürlüğünün gönderdiği ek ders konulu son yazıyla öğretmenler mağdur edilmek istenmektedir. Yine günlük 6 veya 8 saat dersi bilgisayar üzerinden izlemek zorunda kalan öğrencilerde ise dikkat sorununun yanı sıra sağlık açısından da önemli sorunlar oluşacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı bu sorunları giderecek düzenlemeleri bir an önce yapmalıdır. Ülke genelinde bir bütünlük içerisinde yapılmayan eğitim eşitsizlik başta olmak üzere yeni birçok soruna yol açacaktır. Okullar arasındaki farklı uygulamalar ve özel okullar ile devlet okulları arasında farklı uygulamaların yaşanması, öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirecektir. “FATURA ÖĞRETMENLERE KESİLİYOR” Pandemi sürecinin ekonomik kriz koşullarını daha da derinleştirmesi, sadece sağlığımızı kaybetme riskini arttırmamış, aynı zamanda bizler açısından ciddi hak kayıplarını gündeme getirmiştir.  Türkiye ekonomisinde son yıllarda, özellikle geçtiğimiz birkaç ay içinde yaşananlar, döviz kurları ve altın fiyatlarındaki ani yükselişler ve TL’deki aşırı değer kaybı, enflasyonun çift hanelerin üzerinde seyretmesi vb. gibi nedenler, sayıları bir milyonu aşkın biz eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını ciddi anlamda olumsuz etkilemiştir. Emeğimizin karşılığı olarak aldığımız maaşla geçimimizi sağlamamız her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Maaşlardaki erime, sadece son 10 yılda 9. derecenin 1. kademedeki bir öğretmenin maaşında dolar bazında 407 ABD Doları(3.044 TL),  altın bazında 7 çeyrek altın düzeyinde gerçekleşmiştir. Sadece bu veriler bile son on yılda satın alma gücümüzdeki azalmanın boyutlarını ortaya koymaktadır. Maaşlarımızda yaşanan bu  gelir kaybı mutlaka ek zam yapılarak karşılanmalıdır. Aldığımız ücretlerde yaşanan erime yetmiyormuş gibi, MEB’nın eğitimin bütün yükünü öğretmenlere yıkmak istemesi, öğretmenleri fiilen ek ders alamaz hale getirmiştir. MEB kendi yetersizliğinin ya da plansızlığının faturasını öğretmenlere fatura etmeye çalışıyor. Tıpkı sağlık emekçilerine yaptıkları gibi. Daha riskli çalışma koşullarında, daha çok çalıştırıp bütün ek ödemelerden mahrum edilmek. Şimdi sıra öğretmenlerde. Öğretmenlerin tek yaptığı iş sadece derse girmekmiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Ders sürecine gelene kadar harcanan çaba ve emek görmezden geliniyor. Okullarda açılmadığına göre yapılan uzaktan çalışmaların hiçbiri görünmüyor. Öğretmenlerin yaptığı hiçbir çalışma göze gelmediği gibi mevcut hakların tırpanlanması da meşru görülüyor. "EK DERS ÜCRETLERİ KESİNTİSİZ ÖDENMELİDİR" MEB’i ve il/ilçe Milli eğitim müdürlüklerini uyarıyoruz. Henüz eğitim öğretim yılının başındayız. Öğretmenlerin motivasyonunu ve enerjisini düşürecek her tür uygulamadan vazgeçin.  Her türlü riski alarak öğrencilerinin mağdur olmaması için çalışan öğretmenlerin ek ders ücretleri kesintisiz ödenmelidir. "MANİSA’DA 32 BİN ÖĞRENCİNİN İNTERNET ERİŞİMİ YOK!" Uzaktan eğitimde eşitsizliği gidermelidir. Bakanlık, Manisa’da valilik tarafından internet erişimi olmayan öğrencilerin tespit edilerek bildirilmesini, okullardan talep etmiştir. Okullar tarafından yapılan tespitler doğrultusunda 32 bin öğrencinin internet erişiminin olmadığı tespit edilmiştir. Sonra okullara dönülerek erişimi olmayanların ancak %10’unun devlet tarafından karşılanacağını geri kalan öğrencilerin karşılanamayacağı bildirilmiştir. Türkiye geneli bu rakam 3.500.000 öğrencinin internet erişiminin olmadığı şeklindedir. Şimdi bakanlık sadece erişimi olan öğrencilerle uzaktan eğitimi gerçekleştirmiş mi olacaktır? Sonuç olarak uzaktan eğitim de sınıfta kalınmıştır. “YÜZYÜZE EĞİTİME GEÇİŞ KOŞULLARI SAĞLANMALIDIR” Talebimiz bilim insanlarının önerdiği kriterlerin sağlanıp, öğrencilerimizin ve eğitim emekçilerinin sağlıkları güvence altına alınarak okullar da yüz yüze eğitim bir an önce başlatılmalıdır. Bu süreçte uygulanacak uzaktan eğitimde ise öğrencilerin ve öğretmenlerin mağdur edilmediği bütünlüklü bir sistemin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir. Milli Eğitim Bakanlığı sendikaların da görüşlerini alarak bu kaosa son verecek düzenlemeleri bir an önce yapmalıdır."
Koronavirüs salgını nedeniyle olağan akışının dışına çıkmak zorunda kalan eğitim-öğretim süreci hakkında açıklamalarda bulunan Eğitim-Sen Manisa Şubesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nı eleştirdi. Yapılan açıklamada, 2020-2021 eğitim-öğretim sezonunun kaosla başladığı ve bunun faturasının da öğretmenlere kesildiğini belirtilirken, Manisa’da 32 bin öğrencinin internet erişiminin olmadığı iddia edildi.

2020-2021 eğitim-öğretim yılında okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek eğitim seyreltilmiş olarak bu hafta başladı. Diğer kademelerdeki eğitim, 'uzaktan eğitim' yolu ile devam edecek. Eğitim-Sen olarak sürecin başından itibaren eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini ısrarla vurguladıklarını söyleyen Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı İsmail Şener, uzaktan eğitimin var olan eşitsizlikleri daha da derinleştireceğini belirtti. Başkan Şener, yüz yüze eğitime geçilmesi için salgının belirli oranda bastırılmasını, okullarda sağlık riski oluşmasını engelleyecek gerekli tüm önlemlerin alınmasını ve okulların güvenli olarak açılması gerektiğini ısrarla vurguladıklarını ifade etti. "Milli Eğitim Bakanlığı, yaptığımız tüm uyarılara rağmen yüz yüze eğitim için de, uzaktan eğitim için de gerekli hazırlıkları yapmamıştır." diyen Şener, eğitim sürecinde yaşanan zorunlu boşluğun ‘uzaktan eğitim’ uygulamaları ile kapatılmaya çalışılsa da, yaşanan sürecin eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler üzerindeki olumsuz etkilerinin artarak devam ettiğini savundu. Şener; "Sağlıkla ilgili önlemler için gerekli adımlar atılmadan, yeterli altyapı hazırlıkları yapılmadan, eğitimin güncel ihtiyaçları açısından ek bütçe talepleri yerine getirilmeden atılacak her adım, sadece eğitim emekçileri ve öğrencilerimiz açısından değil, tüm ülke açısından salgın riskinin daha da büyümesine neden olacaktır."diye konuştu.

ÖZEL OKUL VE DEVLET OKULLARI FARKLILIĞI!

Türkiye'de özel okul ve devlet okulları için farklı uygulamaların gündeme gelmesinin, okullar ve öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirdiğini vurgulayan Şener; "Bazı özel okullarda 8. ve 11. sınıflarda yüz yüze eğitime başlanmıştır. Özel okullar yüz yüze eğitime geçerken, MEB’in gerekli hazırlıkları yaparak bunu başaramamasını kabul etmek mümkün değildir." dedi.

“FARKLI UYGULAMALAR SÜRECE NE KADAR CİDDİ YAKLAŞILDIĞININ DA BİR GÖSTERGESİ”

Eğitim Sen Manisa Şube Başkanı İsmail Şener, açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü; "MEB, mart ayından beri uzun bir zaman olmasına rağmen okulların salgına karşı her türlü ihtiyacını karşılayarak, okulları her açıdan sağlıklı ve güvenli hale getirecek önlemleri maalesef almamıştır. Bütün sorumluluk eğitim emekçilerinin, öğrencilerin ve velilerin üstüne yıkılmak istenmektedir. Bugün geldiğimiz noktada MEB ve yerellerde il, ilçe milli eğitim müdürlüklerinin, okul idarelerinin büyük bir kaos içerisinde olduklarını görüyoruz. Öyle ki uzaktan eğitim konusunda her okul farklı uygulama yapmaktadır. Bazı okullar dersleri birleştirerek ders ataması yaparken, bazı okullar ise öğretmenlere haftada 30 saatlik ders ataması yapmıştır. Yine bazı okullar sadece EBA üzerinden ders atarken, bazı okullar ise zoom vb programlar üzerinden ders ataması yapmaktadır. Bu durum öğretmenlerin ek ders ücretleri sorununu da beraberinde getirmiş ve personel genel müdürlüğünün gönderdiği ek ders konulu son yazıyla öğretmenler mağdur edilmek istenmektedir. Yine günlük 6 veya 8 saat dersi bilgisayar üzerinden izlemek zorunda kalan öğrencilerde ise dikkat sorununun yanı sıra sağlık açısından da önemli sorunlar oluşacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı bu sorunları giderecek düzenlemeleri bir an önce yapmalıdır. Ülke genelinde bir bütünlük içerisinde yapılmayan eğitim eşitsizlik başta olmak üzere yeni birçok soruna yol açacaktır. Okullar arasındaki farklı uygulamalar ve özel okullar ile devlet okulları arasında farklı uygulamaların yaşanması, öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirecektir.

“FATURA ÖĞRETMENLERE KESİLİYOR”

Pandemi sürecinin ekonomik kriz koşullarını daha da derinleştirmesi, sadece sağlığımızı kaybetme riskini arttırmamış, aynı zamanda bizler açısından ciddi hak kayıplarını gündeme getirmiştir.  Türkiye ekonomisinde son yıllarda, özellikle geçtiğimiz birkaç ay içinde yaşananlar, döviz kurları ve altın fiyatlarındaki ani yükselişler ve TL’deki aşırı değer kaybı, enflasyonun çift hanelerin üzerinde seyretmesi vb. gibi nedenler, sayıları bir milyonu aşkın biz eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını ciddi anlamda olumsuz etkilemiştir. Emeğimizin karşılığı olarak aldığımız maaşla geçimimizi sağlamamız her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Maaşlardaki erime, sadece son 10 yılda 9. derecenin 1. kademedeki bir öğretmenin maaşında dolar bazında 407 ABD Doları(3.044 TL),  altın bazında 7 çeyrek altın düzeyinde gerçekleşmiştir. Sadece bu veriler bile son on yılda satın alma gücümüzdeki azalmanın boyutlarını ortaya koymaktadır. Maaşlarımızda yaşanan bu  gelir kaybı mutlaka ek zam yapılarak karşılanmalıdır. Aldığımız ücretlerde yaşanan erime yetmiyormuş gibi, MEB’nın eğitimin bütün yükünü öğretmenlere yıkmak istemesi, öğretmenleri fiilen ek ders alamaz hale getirmiştir. MEB kendi yetersizliğinin ya da plansızlığının faturasını öğretmenlere fatura etmeye çalışıyor. Tıpkı sağlık emekçilerine yaptıkları gibi. Daha riskli çalışma koşullarında, daha çok çalıştırıp bütün ek ödemelerden mahrum edilmek. Şimdi sıra öğretmenlerde. Öğretmenlerin tek yaptığı iş sadece derse girmekmiş gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Ders sürecine gelene kadar harcanan çaba ve emek görmezden geliniyor. Okullarda açılmadığına göre yapılan uzaktan çalışmaların hiçbiri görünmüyor. Öğretmenlerin yaptığı hiçbir çalışma göze gelmediği gibi mevcut hakların tırpanlanması da meşru görülüyor.

"EK DERS ÜCRETLERİ KESİNTİSİZ ÖDENMELİDİR"

MEB’i ve il/ilçe Milli eğitim müdürlüklerini uyarıyoruz. Henüz eğitim öğretim yılının başındayız. Öğretmenlerin motivasyonunu ve enerjisini düşürecek her tür uygulamadan vazgeçin.  Her türlü riski alarak öğrencilerinin mağdur olmaması için çalışan öğretmenlerin ek ders ücretleri kesintisiz ödenmelidir.

"MANİSA’DA 32 BİN ÖĞRENCİNİN İNTERNET ERİŞİMİ YOK!"

Uzaktan eğitimde eşitsizliği gidermelidir. Bakanlık, Manisa’da valilik tarafından internet erişimi olmayan öğrencilerin tespit edilerek bildirilmesini, okullardan talep etmiştir. Okullar tarafından yapılan tespitler doğrultusunda 32 bin öğrencinin internet erişiminin olmadığı tespit edilmiştir. Sonra okullara dönülerek erişimi olmayanların ancak %10’unun devlet tarafından karşılanacağını geri kalan öğrencilerin karşılanamayacağı bildirilmiştir. Türkiye geneli bu rakam 3.500.000 öğrencinin internet erişiminin olmadığı şeklindedir. Şimdi bakanlık sadece erişimi olan öğrencilerle uzaktan eğitimi gerçekleştirmiş mi olacaktır? Sonuç olarak uzaktan eğitim de sınıfta kalınmıştır.

“YÜZYÜZE EĞİTİME GEÇİŞ KOŞULLARI SAĞLANMALIDIR”

Talebimiz bilim insanlarının önerdiği kriterlerin sağlanıp, öğrencilerimizin ve eğitim emekçilerinin sağlıkları güvence altına alınarak okullar da yüz yüze eğitim bir an önce başlatılmalıdır. Bu süreçte uygulanacak uzaktan eğitimde ise öğrencilerin ve öğretmenlerin mağdur edilmediği bütünlüklü bir sistemin bir an önce hayata geçirilmesi gerekir. Milli Eğitim Bakanlığı sendikaların da görüşlerini alarak bu kaosa son verecek düzenlemeleri bir an önce yapmalıdır."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.