MANİSALI ÇİFTÇİLER SORUNLARINA ÇÖZÜM BEKLİYOR

EKONOMİ (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 01.08.2019 - 17:24, Güncelleme: 01.08.2019 - 17:24
 

MANİSALI ÇİFTÇİLER SORUNLARINA ÇÖZÜM BEKLİYOR

Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, Manisa’daki tarım arazilerinin ve çiftçilerinin önemli sorunlarının yer aldığı raporu Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’ye sundu.
Çiftçilerin sorunları için biran önce çözüm bulunması gerektiğini açıklayan Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, “Milletin efendisi olan çiftçilerimizden gelen talepler ve şikayetler doğrultusunda maddelenen raporumuz Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığımız tarafından hazırlanmıştır. Çözüm yollarının bulunması ve mağduriyetlerinin giderilmesi için bakanımıza sunulmuştur.  Türk köylüsünü efendi yerine getirmedikçe memleket ve millet yükselemez”  ifadelerini kullandı. “VAHŞİ SULAMAYA ACİL ÖNLEM ALINMALI!” Manisa’nın tarım şehri olduğunu söyleyen ve tarımla ilgili çok önemli sorunlarının olduğuna vurgu yapan Başkan Altındağ, “Mevcut sulama kanalları işlevini yitirmesinden dolayı sadece yüzde 20-yüzde 30 civarındaki bir arazinin sulamasında kullanılmaktadır. Zaten az miktarda sulama kanallarını kullanan çiftçiler de vahşi sulama yapmaktadır. Bu duruma karşı acilen önlem alınması şarttır. Sulama Birlikleri hiçbir hizmet üretmeden çiftçiden yer altı sulamada 10 TL ücret almaktadırlar. Bu durumdan ötürü vatandaş üretim yapmak için sondaj yoluyla damlama sistemi sulamaya yönelmek zorunda kalmaktadır. Ayrıca çiftçi sondaj kuyularına ruhsat almakta zorlanmakta ve bu duruma çözüm olarak kapalı sistem sulamaya acilen geçilmelidir ve çiftçiden alınan bu gereksiz ücretin alınmasından vazgeçilmelidir. Kapalı sistem sulamaya geçene kadar çiftçinin üretim yapabilmesi için sondaj kuyu ruhsatları verilmelidir” dedi. ÜRETİCİ ELEKTRİĞİNİ ÖDEYEMEYİNCE KESİNTİ YAŞANIYOR! Gediz A.Ş. tarafından tarımsal sulamada kullanılan elektrik ücretinin her ay faturalandırıldığını belirten Altındağ, “Çiftçimiz 2. faturayı ödemediğinde elektriği kesilmekte eğer ki 3. faturayı da ödemediğinde ise aboneliği iptal edilmektedir. Bu durum tarlasını sulamak zorunda olan vatandaşı mağdur etmektedir. Üreticimizin mağduriyetinin önlenmesi için faturalandırmanın en az 6 ay ya da hasat sonunda hesaplanması gerekmektedir. Tarım arazilerinde kullanmış olduğunuz elektrik tesisatlarının yıpranmış olmasından dolayı sürekli elektrik kesintisi yaşanmaktadır, Gediz elektrik A.Ş. tarafından bu mağduriyetin giderilmesi yeniden arazi hatlarının yenilenmesini talep etmekteyiz.” şeklinde konuştu. “BÖYLE DEVAM EDERSE DESTEK VERİLSE DE YETERLİ OLMAYACAK” Manisa'daki tarım arazilerinin miras yoluyla parçalandığını söyleyen Altındağ, “Kişilerin arazileri belli aralıklarla parça parça bir durum oluşturmaktadır. Arazilerin bu şekilde parçalanması ülkemiz açısından maddi kayıp demektir. Tarım arazisi parçalandığından maliyeti düşürmek için büyük tarım araçlarını çiftçi kullanamamaktadır. Ayrıca hem arazi kaybı yaşanmakta hem de maliyet artmaktadır.  Bu durum zaman kaybına ve maliyetin artmasına neden olmaktadır. Böyle devam ederse çiftçimiz ürettiği üründen kazanç elde edemeyecek ve ne kadar destek verilse de yeterli olmayacaktır. Çözüm olarak arazi toplulaştırılması acilen gerekiyor” dedi. SULTANİYE ÜZÜMÜNDEKİ VERİM KAYBI ÖNLENMELİ Ülkemiz ihracatında önemli bir paya sahip olan Manisa’nın Sultaniye üzümünün bazı bağ arazilerinde yaşlılıktan dolayı verimsiz hale geldiğine dikkat çeken Altındağ, “Bu verimsizlik sadece çiftçiye yansıyor gibi gözükse de aslında ülkemiz için maddi kayıp demektir. Bu tür verimsiz bağların Tarım İl Müdürlüğü tarafından kontrol edilip verimsiz olanları tespit edilmelidir tespit edilen bağlar sökülüp yerine gerekli analizler yapıldıktan sonra uygun asma fideleri dikilmelidir. Ayrıca bu arazi sahipleri üç yıl boyunca desteklenmelidir” ifadelilerini kullandı. “TAVAN DEĞİL TABAN FİYAT BELİRLENMELİ” Her hasat zamanında ürün fiyatlarının aşırı düşmesinden dolayı üreticinin mağdur olduğunu vurgulayan Altındağ, “Devletimiz mısır, buğday, üzüm gibi her ürünün hasat zamanında ürünlerin ofis müdürlüklerini aktif hale getirip müdahale alım fiyatı belirlemelidir. Tavan fiyat değil taban fiyat belirlenmelidir” dedi. BÜYÜKŞEHİR OLUNCA KÖYLÜ BESİCİLİK YAPAMAZ HALE GELDİ Manisa’nın büyükşehir olmasından dolayı köylerin mahalleye dönüştüğünü ve bu durumun hayvan besleyen üreticiyi olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Altındağ, “Bundan dolayı köylerde hayvan besleyen üreticiler, besicilik yapamaz hale gelmiştir. Vatandaşların üretime devam edebilmesi için mahalle dışında yerler belirlenmelidir. Bu her mahalle için ayrı ayrı tasarlanmalıdır. Belirlenen bu yerler belediyenin parselasyon ve alt yapı gibi çalışmaları yaptıktan sonra köy üreticisine belli ücret karşılığında arsa tahsisi yapılmalıdır. Bu tür yapılar yapıldıktan sonra TKDK’nın sağlamış olduğu projelerden de köylü faydalanabilecektir. Böylelikle köylü, köyünü terk etmeyip aynı zamanda üretimin artmasını sağlayacaktır” diye konuştu. “KDV VE ÖTV İNDİRİMİ YAPILABİLİR” Tarımla uğraşan kesimin en büyük gider paylarının içinde; mazot, gübre, ilaç ve elektrik bulunduğunun altını çizen Altındağ, “Çiftçi, ürettiği mahsulün fiyatları düşük olması nedeniyle yeterli gelir elde edememektedir. Her ne kadar çiftçi mazot ve gübrede desteklense de yetersiz kalmaktadır.  Bu konuya dair görüşümüz desteklemelerin arttırılmasıdır. Ayrıca KDV ve ÖTV indirimi yapılabilir” dedi. “DESTEKLEMELER AYNI TARİHTE VERİLMELİ” Tarımda birçok kalemde destekleme yapıldığını ifade eden Altındağ, “Bir çiftçi aynı zamanda bir kaç çeşit mahsul üretmektedir. Fakat çiftçi bu desteklemeleri farklı farklı tarihlerde almaktadır. Eğer ki bu desteklemeler aynı tarihte verildiği takdirde üreticiye daha yararlı olacağı kanaatindeyiz. Ayrıca çiftçiye verilen bu desteklemelerden, çatak ve hibe projelerinden sınırlı sayıda kişinin yararlanmayıp, dekar başına tüm üreticiye yansıtılması gerektiğini düşünmekte ve talep etmekteyiz” ifadelerini kullandı. BORCUNU ÖDEYEMEYEN ÇİFTÇİYE KOLAYLIK SAĞLANMALI Çiftçinin her ay sabit gelirinin olmadığını söyleyen Altındağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna binaen çiftçimiz Bağ-Kur aidatını ödemekte zorlanmaktadır. Çiftçi borcunu ödemediğinde sağlıktan yararlanamamaktadır. Bu duruma şöyle bir kolaylık getirilmesi çiftçiyi rahatlatacaktır. Çiftçiye Bağ-Kur borcunun yılda iki kez ödeme yolu açılmalıdır.” “SÜTÜN DESTEKLENMESİ HAYVANCILIK ÜRETİMİNİ ARTTIRIR” Ülkemizin en önemli ekonomik gelirlerinden birinin de hayvancılık olduğunu belirten Altındağ, “Hayvansal ürünler içinde temel gıda süttür. Süt desteklendiği takdirde hayvancılığın da gereken değeri kazanacağına inanmaktayız. Bir üreticinin kazanç elde edebilmesi için sütün değer kazanması gerekmektedir. Ayrıca süt üreticilerine desteklemelerin arttırılması üretimin artmasına da vesile olacaktır” dedi. “YOLLAR BİR AN ÖNCE ASFALTLANMALI” Tarım arazilerine giden toprak yolların her ne kadar belediyelerin desteği ile onarılsa da yeterli durumda olmadığını dile getiren Altındağ, “Toprak yol kenarında birçok arazi bulunmaktadır. Bu sebepten tarlalardaki ürünler tozdan zarar görerek kalitesi düşmektedir. Ayrıca işçi servisleri bu toprak yolları kullanmak istememektedir. Üretici işçiyi belli noktalardan traktörle almak zorunda kalmaktadır. Çiftçinin kaliteli üretim gerçekleştirebilmesi için bu toprak yollar bir an önce asfaltlanması gerekmektedir” diye konuştu. DESTEK MİKTARI EKİM ZAMANINDAN ÖNCE BELİRLENMELİ! Altındağ, destekleme yapılacak ürünlerin miktarının daha önceden belirlenmemesinin üreticiyi  çok zor duruma soktuğunun altını çizerek, “Destekleme yapılacak ürünlerin ekim zamanından önce ne kadar desteklenme yapılacağı çiftçiye duyurulmalıdır keza üretici ne ekeceğine karar vermesi açısından önem arz etmektedir” dedi. SİGORTASIZLIK TARIMIN KANAYAN YARASIDIR! Genel itibariyle kırsal kesimde yoğun olarak tarımda sigortasız çalışmanın söz konusu olduğuna dikkat çeken Altındağ, “Bu tarımın kanayan yarasıdır. İşçi bulmakta zorlanan üretici büyük sıkıntı yaşamaktadır. Tarım işçilerinin kayıt altına alını devlet tarafından sigortası karşılanmalıdır” diye konuştu. GENÇ NESİL TARIMA TEŞVİK EDİLMELİ Manisa'nın önemli bir sanayi şehri olsa da aynı zamanda tarım şehri olduğunu belirten Altındağ, “Buna binaen tarım ürünlerini işleyecek sanayi tesislerinin şehrimize kurulması önem arz etmektedir. Bu konuda yapılacak girişimlerin desteklenmesi elzemdir. Bu sayede her iki alanda da kalkınma gerçekleşecektir.   Bilindiği üzere Manisa tarım açısından önemli bir kenttir. Fakat genç nesil tarımdan hızla uzaklaşmaktadır. Bu nedenle genç nesle tarımın önemini anlatan ve detaylı eğitim veren uygulamalı tarım lisesi kurularak bilinçli çiftçiler yetiştirilmesinin önü açılmalıdır” diye konuştu. KREDİ FAİZLERİ DÜŞMELİ En büyük çiftçi kuruluşlarından birisinin Tarım Kredi Kooperatifleri olduğunu söyleyen Altındağ, “Bu kuruluş tarafından yüksek faiz ve yüksek komisyon alınması çiftçilerimiz tarafından şikayet konusu olmaktadır. Bakıldığında Tarım kredi Kooperatifleri faiz oranları özel bankalar seviyesindedir. Tarımdaki kredi yüksek faizleri ve yüksek komisyon oranlarının makul seviyeye düşürülmesini talep etmekteyiz” ifadelerini kullandı. “ÇİFTÇİLER BANKA FAİZİ ALTINDAN KALKAMAZ HALE GEMİŞTİR!” Çiftçilerin özel bankalara borcunun olduğunu kaydeden Altındağ, “Çiftçilerimizin özel bankalara borç miktarlarının yüksek olması sebebi ile çiftçilerimiz bu özel banka faizlerinin altından kalkamaz hale gelmiştir. Ziraat Bankasının düşük faiz oranlarıyla borçlu durumda olan çiftçilerimize kredi kullandırması çiftçinin borç durumunu düzeltebilmesi açısından önemlidir. Bu konu hakkında yapılandırma talep etmekteyiz” dedi.  
Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, Manisa’daki tarım arazilerinin ve çiftçilerinin önemli sorunlarının yer aldığı raporu Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli’ye sundu.
Çiftçilerin sorunları için biran önce çözüm bulunması gerektiğini açıklayan Manisa Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, “Milletin efendisi olan çiftçilerimizden gelen talepler ve şikayetler doğrultusunda maddelenen raporumuz Şehzadeler Ziraat Odası Başkanlığımız tarafından hazırlanmıştır. Çözüm yollarının bulunması ve mağduriyetlerinin giderilmesi için bakanımıza sunulmuştur.  Türk köylüsünü efendi yerine getirmedikçe memleket ve millet yükselemez”  ifadelerini kullandı.

“VAHŞİ SULAMAYA ACİL ÖNLEM ALINMALI!”

Manisa’nın tarım şehri olduğunu söyleyen ve tarımla ilgili çok önemli sorunlarının olduğuna vurgu yapan Başkan Altındağ, “Mevcut sulama kanalları işlevini yitirmesinden dolayı sadece yüzde 20-yüzde 30 civarındaki bir arazinin sulamasında kullanılmaktadır. Zaten az miktarda sulama kanallarını kullanan çiftçiler de vahşi sulama yapmaktadır. Bu duruma karşı acilen önlem alınması şarttır. Sulama Birlikleri hiçbir hizmet üretmeden çiftçiden yer altı sulamada 10 TL ücret almaktadırlar. Bu durumdan ötürü vatandaş üretim yapmak için sondaj yoluyla damlama sistemi sulamaya yönelmek zorunda kalmaktadır. Ayrıca çiftçi sondaj kuyularına ruhsat almakta zorlanmakta ve bu duruma çözüm olarak kapalı sistem sulamaya acilen geçilmelidir ve çiftçiden alınan bu gereksiz ücretin alınmasından vazgeçilmelidir. Kapalı sistem sulamaya geçene kadar çiftçinin üretim yapabilmesi için sondaj kuyu ruhsatları verilmelidir” dedi.

ÜRETİCİ ELEKTRİĞİNİ ÖDEYEMEYİNCE KESİNTİ YAŞANIYOR!

Gediz A.Ş. tarafından tarımsal sulamada kullanılan elektrik ücretinin her ay faturalandırıldığını belirten Altındağ, “Çiftçimiz 2. faturayı ödemediğinde elektriği kesilmekte eğer ki 3. faturayı da ödemediğinde ise aboneliği iptal edilmektedir. Bu durum tarlasını sulamak zorunda olan vatandaşı mağdur etmektedir. Üreticimizin mağduriyetinin önlenmesi için faturalandırmanın en az 6 ay ya da hasat sonunda hesaplanması gerekmektedir. Tarım arazilerinde kullanmış olduğunuz elektrik tesisatlarının yıpranmış olmasından dolayı sürekli elektrik kesintisi yaşanmaktadır, Gediz elektrik A.Ş. tarafından bu mağduriyetin giderilmesi yeniden arazi hatlarının yenilenmesini talep etmekteyiz.” şeklinde konuştu.

“BÖYLE DEVAM EDERSE DESTEK VERİLSE DE YETERLİ OLMAYACAK”

Manisa'daki tarım arazilerinin miras yoluyla parçalandığını söyleyen Altındağ, “Kişilerin arazileri belli aralıklarla parça parça bir durum oluşturmaktadır. Arazilerin bu şekilde parçalanması ülkemiz açısından maddi kayıp demektir. Tarım arazisi parçalandığından maliyeti düşürmek için büyük tarım araçlarını çiftçi kullanamamaktadır. Ayrıca hem arazi kaybı yaşanmakta hem de maliyet artmaktadır.  Bu durum zaman kaybına ve maliyetin artmasına neden olmaktadır. Böyle devam ederse çiftçimiz ürettiği üründen kazanç elde edemeyecek ve ne kadar destek verilse de yeterli olmayacaktır. Çözüm olarak arazi toplulaştırılması acilen gerekiyor” dedi.

SULTANİYE ÜZÜMÜNDEKİ VERİM KAYBI ÖNLENMELİ

Ülkemiz ihracatında önemli bir paya sahip olan Manisa’nın Sultaniye üzümünün bazı bağ arazilerinde yaşlılıktan dolayı verimsiz hale geldiğine dikkat çeken Altındağ, “Bu verimsizlik sadece çiftçiye yansıyor gibi gözükse de aslında ülkemiz için maddi kayıp demektir. Bu tür verimsiz bağların Tarım İl Müdürlüğü tarafından kontrol edilip verimsiz olanları tespit edilmelidir tespit edilen bağlar sökülüp yerine gerekli analizler yapıldıktan sonra uygun asma fideleri dikilmelidir. Ayrıca bu arazi sahipleri üç yıl boyunca desteklenmelidir” ifadelilerini kullandı.

“TAVAN DEĞİL TABAN FİYAT BELİRLENMELİ”

Her hasat zamanında ürün fiyatlarının aşırı düşmesinden dolayı üreticinin mağdur olduğunu vurgulayan Altındağ, “Devletimiz mısır, buğday, üzüm gibi her ürünün hasat zamanında ürünlerin ofis müdürlüklerini aktif hale getirip müdahale alım fiyatı belirlemelidir. Tavan fiyat değil taban fiyat belirlenmelidir” dedi.

BÜYÜKŞEHİR OLUNCA KÖYLÜ BESİCİLİK YAPAMAZ HALE GELDİ

Manisa’nın büyükşehir olmasından dolayı köylerin mahalleye dönüştüğünü ve bu durumun hayvan besleyen üreticiyi olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Altındağ, “Bundan dolayı köylerde hayvan besleyen üreticiler, besicilik yapamaz hale gelmiştir. Vatandaşların üretime devam edebilmesi için mahalle dışında yerler belirlenmelidir. Bu her mahalle için ayrı ayrı tasarlanmalıdır. Belirlenen bu yerler belediyenin parselasyon ve alt yapı gibi çalışmaları yaptıktan sonra köy üreticisine belli ücret karşılığında arsa tahsisi yapılmalıdır. Bu tür yapılar yapıldıktan sonra TKDK’nın sağlamış olduğu projelerden de köylü faydalanabilecektir. Böylelikle köylü, köyünü terk etmeyip aynı zamanda üretimin artmasını sağlayacaktır” diye konuştu.

“KDV VE ÖTV İNDİRİMİ YAPILABİLİR”

Tarımla uğraşan kesimin en büyük gider paylarının içinde; mazot, gübre, ilaç ve elektrik bulunduğunun altını çizen Altındağ, “Çiftçi, ürettiği mahsulün fiyatları düşük olması nedeniyle yeterli gelir elde edememektedir. Her ne kadar çiftçi mazot ve gübrede desteklense de yetersiz kalmaktadır.  Bu konuya dair görüşümüz desteklemelerin arttırılmasıdır. Ayrıca KDV ve ÖTV indirimi yapılabilir” dedi.

“DESTEKLEMELER AYNI TARİHTE VERİLMELİ”

Tarımda birçok kalemde destekleme yapıldığını ifade eden Altındağ, “Bir çiftçi aynı zamanda bir kaç çeşit mahsul üretmektedir. Fakat çiftçi bu desteklemeleri farklı farklı tarihlerde almaktadır. Eğer ki bu desteklemeler aynı tarihte verildiği takdirde üreticiye daha yararlı olacağı kanaatindeyiz. Ayrıca çiftçiye verilen bu desteklemelerden, çatak ve hibe projelerinden sınırlı sayıda kişinin yararlanmayıp, dekar başına tüm üreticiye yansıtılması gerektiğini düşünmekte ve talep etmekteyiz” ifadelerini kullandı.

BORCUNU ÖDEYEMEYEN ÇİFTÇİYE KOLAYLIK SAĞLANMALI

Çiftçinin her ay sabit gelirinin olmadığını söyleyen Altındağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buna binaen çiftçimiz Bağ-Kur aidatını ödemekte zorlanmaktadır. Çiftçi borcunu ödemediğinde sağlıktan yararlanamamaktadır. Bu duruma şöyle bir kolaylık getirilmesi çiftçiyi rahatlatacaktır. Çiftçiye Bağ-Kur borcunun yılda iki kez ödeme yolu açılmalıdır.”

“SÜTÜN DESTEKLENMESİ HAYVANCILIK ÜRETİMİNİ ARTTIRIR”

Ülkemizin en önemli ekonomik gelirlerinden birinin de hayvancılık olduğunu belirten Altındağ, “Hayvansal ürünler içinde temel gıda süttür. Süt desteklendiği takdirde hayvancılığın da gereken değeri kazanacağına inanmaktayız. Bir üreticinin kazanç elde edebilmesi için sütün değer kazanması gerekmektedir. Ayrıca süt üreticilerine desteklemelerin arttırılması üretimin artmasına da vesile olacaktır” dedi.

“YOLLAR BİR AN ÖNCE ASFALTLANMALI”

Tarım arazilerine giden toprak yolların her ne kadar belediyelerin desteği ile onarılsa da yeterli durumda olmadığını dile getiren Altındağ, “Toprak yol kenarında birçok arazi bulunmaktadır. Bu sebepten tarlalardaki ürünler tozdan zarar görerek kalitesi düşmektedir. Ayrıca işçi servisleri bu toprak yolları kullanmak istememektedir. Üretici işçiyi belli noktalardan traktörle almak zorunda kalmaktadır. Çiftçinin kaliteli üretim gerçekleştirebilmesi için bu toprak yollar bir an önce asfaltlanması gerekmektedir” diye konuştu.

DESTEK MİKTARI EKİM ZAMANINDAN ÖNCE BELİRLENMELİ!

Altındağ, destekleme yapılacak ürünlerin miktarının daha önceden belirlenmemesinin üreticiyi  çok zor duruma soktuğunun altını çizerek, “Destekleme yapılacak ürünlerin ekim zamanından önce ne kadar desteklenme yapılacağı çiftçiye duyurulmalıdır keza üretici ne ekeceğine karar vermesi açısından önem arz etmektedir” dedi.

SİGORTASIZLIK TARIMIN KANAYAN YARASIDIR!

Genel itibariyle kırsal kesimde yoğun olarak tarımda sigortasız çalışmanın söz konusu olduğuna dikkat çeken Altındağ, “Bu tarımın kanayan yarasıdır. İşçi bulmakta zorlanan üretici büyük sıkıntı yaşamaktadır. Tarım işçilerinin kayıt altına alını devlet tarafından sigortası karşılanmalıdır” diye konuştu.

GENÇ NESİL TARIMA TEŞVİK EDİLMELİ

Manisa'nın önemli bir sanayi şehri olsa da aynı zamanda tarım şehri olduğunu belirten Altındağ, “Buna binaen tarım ürünlerini işleyecek sanayi tesislerinin şehrimize kurulması önem arz etmektedir. Bu konuda yapılacak girişimlerin desteklenmesi elzemdir. Bu sayede her iki alanda da kalkınma gerçekleşecektir.   Bilindiği üzere Manisa tarım açısından önemli bir kenttir. Fakat genç nesil tarımdan hızla uzaklaşmaktadır. Bu nedenle genç nesle tarımın önemini anlatan ve detaylı eğitim veren uygulamalı tarım lisesi kurularak bilinçli çiftçiler yetiştirilmesinin önü açılmalıdır” diye konuştu.

KREDİ FAİZLERİ DÜŞMELİ

En büyük çiftçi kuruluşlarından birisinin Tarım Kredi Kooperatifleri olduğunu söyleyen Altındağ, “Bu kuruluş tarafından yüksek faiz ve yüksek komisyon alınması çiftçilerimiz tarafından şikayet konusu olmaktadır. Bakıldığında Tarım kredi Kooperatifleri faiz oranları özel bankalar seviyesindedir. Tarımdaki kredi yüksek faizleri ve yüksek komisyon oranlarının makul seviyeye düşürülmesini talep etmekteyiz” ifadelerini kullandı.

“ÇİFTÇİLER BANKA FAİZİ ALTINDAN KALKAMAZ HALE GEMİŞTİR!”

Çiftçilerin özel bankalara borcunun olduğunu kaydeden Altındağ, “Çiftçilerimizin özel bankalara borç miktarlarının yüksek olması sebebi ile çiftçilerimiz bu özel banka faizlerinin altından kalkamaz hale gelmiştir. Ziraat Bankasının düşük faiz oranlarıyla borçlu durumda olan çiftçilerimize kredi kullandırması çiftçinin borç durumunu düzeltebilmesi açısından önemlidir. Bu konu hakkında yapılandırma talep etmekteyiz” dedi.
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.