“EN ÖNEMLİ YENİLİK ÜNİVERSİTELERİN, KENTLE BÜTÜNLEŞMESİDİR”  

SAĞLIK (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 07.05.2019 - 11:08, Güncelleme: 07.05.2019 - 11:08
 

“EN ÖNEMLİ YENİLİK ÜNİVERSİTELERİN, KENTLE BÜTÜNLEŞMESİDİR”  

Manisa’da yaptığı başarılı operasyonlarla Türkiye’de ve uluslararası tıp camiasında adından söz ettiren Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı ve Perinatoloji Bölümü Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faik Mümtaz Koyuncu, nitelikli ve marka bir üniversite olmak için gerekli olan formülleri anlattı. Koyuncu, bu formüllerle kendi değerlerimizi markalaştırabileceğimize vurgu yaptı.  
Etv’de yayınlanan Sağlıklı Yaşam ve Güzellik programında Belgin Koçak'ın Konuğu CBÜ Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı & Perinatoloji Bölümü Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Faik Mümtaz Koyuncu oldu. Prof. Koyuncu, meslek hayatındaki tecrübesiyle adından söz ettiren bir marka değeri taşıyan üniversitenin nasıl bir sistemle yürütülmesi gerektiğini bu programda anlattı. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nin Dünya çapında önemli bir yere sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Koyuncu, üniversitenin sanayiyle birlikte hareket ederek, bilimsel anlamda çok daha ileriye gideceğinin altını çizdi. Sadece sanayi değil, şehrin yönetilmesinde söz ve yetki sahibi olan herkesin ortak bir noktada yani Manisa’da eğitim ve sağlığın geliştirmesi adına hareket etmeleri halinde Manisa’nın markalaşacağını söyledi. Koyuncu, esnafından, üreticisine, yönetenden, yönetilene kadar herkesin birlik içinde çalışmasıyla ve üretmesiyle Üniversitedeki cari açık sorununun ortadan kalkacağını böylece Manisa’yı ileriye taşıyabileceğimizi vurguladı.   “KENT VE SANAYİ İLE BÜTÜN OLMAK ŞART”   Prof. Koyuncu, üniversitenin,  sanayinin tüm isteklerine cevap vermek için sarf etmesi halinde bilimsel açıdan önemli bir gelişme sağlanacağını belirterek, “Üniversiteler, önce şehirlerin sonra ülkenin marka değeridir. Bunlar bilim üretecek, insanlığın sorunları gidermeye çalışacak. Bunun içinde teknolojik araştırmaların yapılacağı bilim AR-GE merkezi olması gerekir. Üniversitemiz bunun için çok çaba sarf ediyor. Ama biz sanayi ile iş birliğini tam olarak geliştiremezsek bu sıkıntılı bir durum. Bizim sanayinin tüm istekleriyle ilgili çaba sarf etmemiz lazım. Ülkeler şu an yatırımlarını en fazla bilişim IT (Information Technology)  ve uzayda yapıyorlar. Şu an ülkemizin uzay çalışması yol alıyor. Manisa’mız dünyanın en önemli sanayi bölgesi seçilmiştir. Onları bu konuda biraz daha teşvik ederek bilim AR-GE’si üreterek buralardan da pay almaya çalışabiliriz. Halkla iç içe olmak lazım. Halkın sizin bir marka olarak görmesi lazım ve şehirle bir bütün olmak lazım. Ne kadar iyi olursanız olun, bütün olmadığınız sürece başarı pek muhtemel olmaz. O açıdan sanayi ile de kentle de bütün olmak şart” şeklinde konuştu.   “DEĞERLERİMİZİ KAPTIRMAYACAĞIZ VE SAHİP ÇIKACAĞIZ”   Milli değerlerimizi oluşturan unsurlara hep birlikte sahip çıkmamız ve bunu el birliğiyle markalaştırmamızın çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Koyuncu, “Sanayi, kent birleşeninden bir marka değerini üretmek lazım. Üniversiteler milli duyguları asla örselemeden, o kimliğin mutlaka yerleşmesini sağlayarak, uluslararası tüm bilgilerin transfer yapılacağı noktalardır. Dolayısıyla biz, uluslararası tüm bilgilerle iletişim halinde olarak, dünyada ne varsa biz transfer eden bir kurum haline gelmemiz lazım ki bir marka değeri taşıyalım. Bunun için de kendi değerlerimizi markalaştırmamız lazım. Bu anlamda bizi biz yapan ulusal değerlerimizin hatırlanması, bunların üzerinde markalaşmak için çalışılması ve gelecek nesillere taşınması gerek. Örneğin lale denilince akla ilk Hollanda gelir oldu. Ancak bizim milli simgelerimizden biridir lale. Bunun gibi simgeleri kaptırmayacak ve sahip çıkacağız” dedi.   “PRATİK EĞİTİMLE DONANIMLI ÖĞRENCİLER, BİLİMSEL GELİŞMELERE KATKI SAĞLAYABİLİR”   Üniversitelerin eğitim politikasında teorik bilginin öne çıktığını ancak pratik eğitimin eksik kaldığına dikkat çeken Prof. Koyuncu, “Üniversiteler, sağlık sektöründe yeni teknikleri uygulamaya çalışıyor. Yeni bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ders bizim asli görevimiz. Çünkü ders verdiğimiz kişiler yarının bizleri. Ancak derste sadece teorik bilgi yetersiz.  O açıdan dersler mutlaka uygulamalı olmalıdır. Örneğin bir mühendis, eline torna almadan, mühendis önlüğü giymeden, bir proje üretmeden asla ama asla mezun olmaması gerekir. Doktorlukta nasıl 5.-6. Sınıfta yeterlilik belgesi veriliyorsa diğer mesleklerde de aynı durumun olması lazım. Bizim eksiğimiz çok öğrenci mezun vermek değil, onları pratik anlamda eğitip mezun etmememiz. Öğrenci, pratik anlamda donanımlı olacak ki kendi işinde bilimsel gelişmelere katkı sağlayabilsin. Bu tür öğrenciler var. Ancak bu öğrenciler, kendilerine daha iyi fırsat sunan Batıya kaçıyor” şeklinde konuştu.   “NORM KADROLARLA SORUMLULUKTAN KAÇAMAYACAKSINIZ”   Üniversitelerde hayata geçecek norm kadro sistemini desteklediğini söyleyen Prof. Koyuncu, “Öğretim üyeliği ile ilgili daha objektif olmak lazım. Şu an YÖK’ün kısa zamanda uygulamaya başlayacağı norm kadrolar sistemi var. Bu sistemle norm kadrolarda sorumluluktan kaçamayacaksınız. Sorumluluk, iki kişide olursa, bir olay olduğunda bu iki kişiden sorulacak. Ancak norm kadro olmasaydı; sorumluluğun onlarca kişide olması ve kimsenin sorumluluk üstlenmemesi durumu devam edecekti. Dolayısıyla herkes sorumluluğunu yerine getirmeli ki kentte fikir sunabilsin ve gelişmeler meydana gelsin” ifadelerini kullandı.   “KENTLE BÜTÜNLEŞME, ÜRETİM İLE ULUSAL DÜŞÜNCEYİ ORTAYA KOYABİLECEK ÖNEMLİ PROJE”   En önemli yenilik, üniversitelerin kentle bütünleşmesi olduğuna tekrar vurgu yapan CBÜ Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı & Perinatoloji Bölümü Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Faik Mümtaz Koyuncu, “Üniversitenin en önemli yeniliği, kent ile bütünleşmesi ve  esnaflarla olduğu gibi kentin yönetimine katkı sağlayanlarla da bütünleşmesi. Devlet, kentlerden istediği şeyi alamayınca kendisi sağlık turizmi adına bir takım projeler yaratmaya başladı. Bugün ticaret odasından sağlık turizmi ile ilgili ne talep etsek vereceklerini düşünüyorum. Her konuda destekleyeceklerini düşünüyorum. Bunun için bağlantı kurmak lazım. Bu bağlantıyı üniversite olarak tek başınıza kuramazsanız. İl Sağlık Müdürlüğü’nün, il, ilçe başkanlarının dahil olması gerekir. Halktan bir temsilci koordinatörlüğünde olması lazım. Birlikle çok para kazanırız. Bu para karşılığı olmayan bir para. Sadece bize gelenler, bizim ıspanağımızı, pırasamızı yiyecek. Cari açık çok ciddi bir şekilde düşer. Çünkü üretim ile doğrudan kendi içimizde yapacağımız ihracat, ulusal düşünceyi ortaya koyabilecek önemli bir proje” şeklinde konuştu.  -Özlem ŞAHİN  
Manisa’da yaptığı başarılı operasyonlarla Türkiye’de ve uluslararası tıp camiasında adından söz ettiren Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı ve Perinatoloji Bölümü Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faik Mümtaz Koyuncu, nitelikli ve marka bir üniversite olmak için gerekli olan formülleri anlattı. Koyuncu, bu formüllerle kendi değerlerimizi markalaştırabileceğimize vurgu yaptı.  
Etv’de yayınlanan Sağlıklı Yaşam ve Güzellik programında Belgin Koçak'ın Konuğu CBÜ Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı & Perinatoloji Bölümü Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Faik Mümtaz Koyuncu oldu. Prof. Koyuncu, meslek hayatındaki tecrübesiyle adından söz ettiren bir marka değeri taşıyan üniversitenin nasıl bir sistemle yürütülmesi gerektiğini bu programda anlattı. Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nin Dünya çapında önemli bir yere sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Koyuncu, üniversitenin sanayiyle birlikte hareket ederek, bilimsel anlamda çok daha ileriye gideceğinin altını çizdi. Sadece sanayi değil, şehrin yönetilmesinde söz ve yetki sahibi olan herkesin ortak bir noktada yani Manisa’da eğitim ve sağlığın geliştirmesi adına hareket etmeleri halinde Manisa’nın markalaşacağını söyledi. Koyuncu, esnafından, üreticisine, yönetenden, yönetilene kadar herkesin birlik içinde çalışmasıyla ve üretmesiyle Üniversitedeki cari açık sorununun ortadan kalkacağını böylece Manisa’yı ileriye taşıyabileceğimizi vurguladı.
 
“KENT VE SANAYİ İLE BÜTÜN OLMAK ŞART”
 
Prof. Koyuncu, üniversitenin,  sanayinin tüm isteklerine cevap vermek için sarf etmesi halinde bilimsel açıdan önemli bir gelişme sağlanacağını belirterek, “Üniversiteler, önce şehirlerin sonra ülkenin marka değeridir. Bunlar bilim üretecek, insanlığın sorunları gidermeye çalışacak. Bunun içinde teknolojik araştırmaların yapılacağı bilim AR-GE merkezi olması gerekir. Üniversitemiz bunun için çok çaba sarf ediyor. Ama biz sanayi ile iş birliğini tam olarak geliştiremezsek bu sıkıntılı bir durum. Bizim sanayinin tüm istekleriyle ilgili çaba sarf etmemiz lazım. Ülkeler şu an yatırımlarını en fazla bilişim IT (Information Technology)  ve uzayda yapıyorlar. Şu an ülkemizin uzay çalışması yol alıyor. Manisa’mız dünyanın en önemli sanayi bölgesi seçilmiştir. Onları bu konuda biraz daha teşvik ederek bilim AR-GE’si üreterek buralardan da pay almaya çalışabiliriz. Halkla iç içe olmak lazım. Halkın sizin bir marka olarak görmesi lazım ve şehirle bir bütün olmak lazım. Ne kadar iyi olursanız olun, bütün olmadığınız sürece başarı pek muhtemel olmaz. O açıdan sanayi ile de kentle de bütün olmak şart” şeklinde konuştu.
 
“DEĞERLERİMİZİ KAPTIRMAYACAĞIZ VE SAHİP ÇIKACAĞIZ”
 
Milli değerlerimizi oluşturan unsurlara hep birlikte sahip çıkmamız ve bunu el birliğiyle markalaştırmamızın çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Koyuncu, “Sanayi, kent birleşeninden bir marka değerini üretmek lazım. Üniversiteler milli duyguları asla örselemeden, o kimliğin mutlaka yerleşmesini sağlayarak, uluslararası tüm bilgilerin transfer yapılacağı noktalardır. Dolayısıyla biz, uluslararası tüm bilgilerle iletişim halinde olarak, dünyada ne varsa biz transfer eden bir kurum haline gelmemiz lazım ki bir marka değeri taşıyalım. Bunun için de kendi değerlerimizi markalaştırmamız lazım. Bu anlamda bizi biz yapan ulusal değerlerimizin hatırlanması, bunların üzerinde markalaşmak için çalışılması ve gelecek nesillere taşınması gerek. Örneğin lale denilince akla ilk Hollanda gelir oldu. Ancak bizim milli simgelerimizden biridir lale. Bunun gibi simgeleri kaptırmayacak ve sahip çıkacağız” dedi.
 
“PRATİK EĞİTİMLE DONANIMLI ÖĞRENCİLER, BİLİMSEL GELİŞMELERE KATKI SAĞLAYABİLİR”
 
Üniversitelerin eğitim politikasında teorik bilginin öne çıktığını ancak pratik eğitimin eksik kaldığına dikkat çeken Prof. Koyuncu, “Üniversiteler, sağlık sektöründe yeni teknikleri uygulamaya çalışıyor. Yeni bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ders bizim asli görevimiz. Çünkü ders verdiğimiz kişiler yarının bizleri. Ancak derste sadece teorik bilgi yetersiz.  O açıdan dersler mutlaka uygulamalı olmalıdır. Örneğin bir mühendis, eline torna almadan, mühendis önlüğü giymeden, bir proje üretmeden asla ama asla mezun olmaması gerekir. Doktorlukta nasıl 5.-6. Sınıfta yeterlilik belgesi veriliyorsa diğer mesleklerde de aynı durumun olması lazım. Bizim eksiğimiz çok öğrenci mezun vermek değil, onları pratik anlamda eğitip mezun etmememiz. Öğrenci, pratik anlamda donanımlı olacak ki kendi işinde bilimsel gelişmelere katkı sağlayabilsin. Bu tür öğrenciler var. Ancak bu öğrenciler, kendilerine daha iyi fırsat sunan Batıya kaçıyor” şeklinde konuştu.
 
“NORM KADROLARLA SORUMLULUKTAN KAÇAMAYACAKSINIZ”
 
Üniversitelerde hayata geçecek norm kadro sistemini desteklediğini söyleyen Prof. Koyuncu, “Öğretim üyeliği ile ilgili daha objektif olmak lazım. Şu an YÖK’ün kısa zamanda uygulamaya başlayacağı norm kadrolar sistemi var. Bu sistemle norm kadrolarda sorumluluktan kaçamayacaksınız. Sorumluluk, iki kişide olursa, bir olay olduğunda bu iki kişiden sorulacak. Ancak norm kadro olmasaydı; sorumluluğun onlarca kişide olması ve kimsenin sorumluluk üstlenmemesi durumu devam edecekti. Dolayısıyla herkes sorumluluğunu yerine getirmeli ki kentte fikir sunabilsin ve gelişmeler meydana gelsin” ifadelerini kullandı.
 
“KENTLE BÜTÜNLEŞME, ÜRETİM İLE ULUSAL DÜŞÜNCEYİ ORTAYA KOYABİLECEK ÖNEMLİ PROJE”
 
En önemli yenilik, üniversitelerin kentle bütünleşmesi olduğuna tekrar vurgu yapan CBÜ Kadın Hastalıkları Ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı & Perinatoloji Bölümü Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Faik Mümtaz Koyuncu, “Üniversitenin en önemli yeniliği, kent ile bütünleşmesi ve  esnaflarla olduğu gibi kentin yönetimine katkı sağlayanlarla da bütünleşmesi. Devlet, kentlerden istediği şeyi alamayınca kendisi sağlık turizmi adına bir takım projeler yaratmaya başladı. Bugün ticaret odasından sağlık turizmi ile ilgili ne talep etsek vereceklerini düşünüyorum. Her konuda destekleyeceklerini düşünüyorum. Bunun için bağlantı kurmak lazım. Bu bağlantıyı üniversite olarak tek başınıza kuramazsanız. İl Sağlık Müdürlüğü’nün, il, ilçe başkanlarının dahil olması gerekir. Halktan bir temsilci koordinatörlüğünde olması lazım. Birlikle çok para kazanırız. Bu para karşılığı olmayan bir para. Sadece bize gelenler, bizim ıspanağımızı, pırasamızı yiyecek. Cari açık çok ciddi bir şekilde düşer. Çünkü üretim ile doğrudan kendi içimizde yapacağımız ihracat, ulusal düşünceyi ortaya koyabilecek önemli bir proje” şeklinde konuştu.  -Özlem ŞAHİN
 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.