Ali GÜLTEKİN
Köşe Yazarı
Ali GÜLTEKİN
 

1 MAYIS VE TAKSİM İNADI

Kazanılan hakların korunmasını anlaşılır bir tutum. Taksim 1977 Türkiye işçi tarihi açısından elbette önemlidir. Asıl soru: Bugün işçiler açısından önemli olan nedir? Şüphesiz işçi ve emekçilerin güncel talepleri olmalıdır? Önemi olan bu talepler üzerinde uzlaşının neden yaratılamaması? “TAKSİM İNADI”  Bugün 1 Mayıs’ta Taksim çağrısı yapanlar ayaklarının altından kayan toprağın farkındalar mı? Bugün “solcu”,”devrimci” ağızla Taksim çağrısı yapanların söylemleri karşı yamaca çarparak kendine döndüğünde kendi söylediklerini anlayabiliyorlar mı? Bugün taksim çağrısı ile “hesaplaşma”  isteyenler işçilere kendi hesaplarını verebilecekler mi? HANGİ GÜCÜNLE TAKSİME?  İşçiler tarihsel süreçte sadece üretimden gelen güçleri ile mücadele ederek kazandılar. Bu kazanımları örgütlü bir güç olmayı başararak elde ettiler. Emperyalist - Kapitalist sömürü ve sendika bürokrasisinin tüm engellerini aşarak ısrarla kendi güncel talepleri doğrultusunda alanlara çıkarak kazandılar. 1 Mayıs işçi bayramı dünya ülkelerinde işçilerin 8 saatlik iş talepleri sonucu ortaya çıkmadı mı? Tüm dünya’da sosyal-siyasal haklar böyle kazanılmadı mı? HABERİN VAR MI? Bu gün Türkiye’de konfederasyonlar örgütlü oldukları iş yeri ve işçi sayısından haberleri var mı? Türkiye’de konfederasyonların Türkiye’de işçilerinin güncel taleplerinden haberleri var mı? Türkiye’de konfederasyonlar Taksime kaç işçi ile çıkacaklarını biliyorlar mı? İşçilerin Taksim’e çıkma gayreti dışında farklı gündemlerinin olduklarından haberleri var mı? Bütün bu “ayrışmaların pompalanması” konfederasyon başkanlarının görevleri bittiğinde kendilere yakın partilerden milletvekili olma gayretlerinden mi? TÜRKİYE’DE 1 MAYIS - ÜÇ ANLAYIŞ KESK, DİSK, TMMOB, TTB yöneticilerinin “1 Mayıs’ta Taksim” ısrarı devam ediyor. Türk-İş Zonguldak çıkarması yaparak günü kurtardı. Hak-İş: “Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kâfir, ister Mecusi, İster puta tapan ol yine gel, , Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir” dizileri ile Konya’da İŞTE GÜNDEM! Ülkemizde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2015 istatistiklerine göre 12 milyon 180 bin 945 işçiden, 1 milyon 297 bin 464’ünün sendika üyeliğinin olduğunu açıkladı. Ülkemizde; 5 Milyon civarında işçi asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücret 2015 Nisan’ı itibariyle 949 tl. Ülkemizde 6 milyon işsiz var. TÜRK-İŞ, birkaç gün önce açlık sınırını 1.334; yoksulluk sınırını 4.238 TL olarak açıkladı. Son bir yılda 1886 işçi iş cinayetlerinde can verdi. 350 bin işçi iş kazası geçirdi. İşçi ve emekçilerin bu gündemlerinden kopartılarak Taksim anıtına bayrak dikme “inadı” içerisine çekme ısrarı nasıl işçilerin talebi oluyor?  SENDİKALAR VE İŞÇİLER 1 Mayıs bayramı aynı zamanda sendikal bürokrasiye karşı mücadele günüdür. İşçiler, sınıf karakterinin, mücadele geleneğinin yok edilmesine karşı 1 Mayıs’ı bütün dünya işçilerinin birlik dayanışma ve mücadelesini simgeleyen gün olarak kutlanmalıdır. Sendikalar işçilerin güncel talepleri yerine kendi popülist gündemlerini koyarak kamuyu yaratma çabalarını boşa çıkarmalıdır.  1 MAYIS Her yıl 1 Mayıs işçi bayramı dünyanın çeşitli yerlerinde din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin düzenledikleri etkinliklerle kutlanır. İşçiler,  çalışma ve yaşama koşullarının düzeltilmesi için güncel taleplerini gündeme taşırlar. 1 Mayıs sadece bir gelenek değil aynı zamanda güncel talepler etrafında her gün yenilenen bir mücadeledir. İşçiler 1 Mayıs’ın mücadele deneylerinin ışığında her yıl işçi ve emekçilerin yeni taleplerle işverenlerin ve siyasal iktidarlar ile masaya oturarak sosyal siyasal hak taleplerini ortaya koyarak toplu sözleşmeler yaparlar. KİM KAZANACAK? AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın dört yıl önce il binasını astığı işçiler tarafından alkışlanan afiş hala hafızalarımızda.  “Artık 1 Mayıs hem bayram hem Taksim’de  kutlu olsun” sözlerinin yer aldığı afişin bugün de il binasına asılması AK Partiye ne kaybettirirdi?  AK Parti hükümeti 1 Mayıs’ı Taksimde yasaklama yerine kutlanmasını istese ne kaybederdi? Sendikalar işçilerin öncelikli taleplerinden kopararak Taksim’e çıkarma ısrarı işçilere ne kazandıracak? Her iki tarafın işçiler üzerinden hesaplaşması işçilere, emekçilere ve Türkiye’ye çok şey kaybettirecek. Televizyonlar, gazeteler; iş yerlerinin inen cam çerçevesini,  ATM'ler, otobüs durakları, iş yerleri hasarını gösterecek.  Yetkililerce yollar kapanacak, vapur seferleri iptal edilecek...  Yine hayat duracak. Peki, kim kazanacak? Hadi hayırlısı…
Ekleme Tarihi: 30 Nisan 2015 - Perşembe
Ali GÜLTEKİN

1 MAYIS VE TAKSİM İNADI

Kazanılan hakların korunmasını anlaşılır bir tutum. Taksim 1977 Türkiye işçi tarihi açısından elbette önemlidir. Asıl soru: Bugün işçiler açısından önemli olan nedir? Şüphesiz işçi ve emekçilerin güncel talepleri olmalıdır? Önemi olan bu talepler üzerinde uzlaşının neden yaratılamaması?

“TAKSİM İNADI”

 Bugün 1 Mayıs’ta Taksim çağrısı yapanlar ayaklarının altından kayan toprağın farkındalar mı? Bugün “solcu”,”devrimci” ağızla Taksim çağrısı yapanların söylemleri karşı yamaca çarparak kendine döndüğünde kendi söylediklerini anlayabiliyorlar mı? Bugün taksim çağrısı ile “hesaplaşma”  isteyenler işçilere kendi hesaplarını verebilecekler mi?

HANGİ GÜCÜNLE TAKSİME?

 İşçiler tarihsel süreçte sadece üretimden gelen güçleri ile mücadele ederek kazandılar. Bu kazanımları örgütlü bir güç olmayı başararak elde ettiler. Emperyalist - Kapitalist sömürü ve sendika bürokrasisinin tüm engellerini aşarak ısrarla kendi güncel talepleri doğrultusunda alanlara çıkarak kazandılar. 1 Mayıs işçi bayramı dünya ülkelerinde işçilerin 8 saatlik iş talepleri sonucu ortaya çıkmadı mı? Tüm dünya’da sosyal-siyasal haklar böyle kazanılmadı mı?

HABERİN VAR MI?

Bu gün Türkiye’de konfederasyonlar örgütlü oldukları iş yeri ve işçi sayısından haberleri var mı? Türkiye’de konfederasyonların Türkiye’de işçilerinin güncel taleplerinden haberleri var mı? Türkiye’de konfederasyonlar Taksime kaç işçi ile çıkacaklarını biliyorlar mı? İşçilerin Taksim’e çıkma gayreti dışında farklı gündemlerinin olduklarından haberleri var mı? Bütün bu “ayrışmaların pompalanması” konfederasyon başkanlarının görevleri bittiğinde kendilere yakın partilerden milletvekili olma gayretlerinden mi?

TÜRKİYE’DE 1 MAYIS - ÜÇ ANLAYIŞ

KESK, DİSK, TMMOB, TTB yöneticilerinin “1 Mayıs’ta Taksim” ısrarı devam ediyor. Türk-İş Zonguldak çıkarması yaparak günü kurtardı. Hak-İş:

“Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kâfir, ister Mecusi,
İster puta tapan ol yine gel, ,
Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir” dizileri ile Konya’da

İŞTE GÜNDEM!

Ülkemizde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2015 istatistiklerine göre 12 milyon 180 bin 945 işçiden, 1 milyon 297 bin 464’ünün sendika üyeliğinin olduğunu açıkladı. Ülkemizde; 5 Milyon civarında işçi asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücret 2015 Nisan’ı itibariyle 949 tl. Ülkemizde 6 milyon işsiz var. TÜRK-İŞ, birkaç gün önce açlık sınırını 1.334; yoksulluk sınırını 4.238 TL olarak açıkladı. Son bir yılda 1886 işçi iş cinayetlerinde can verdi. 350 bin işçi iş kazası geçirdi. İşçi ve emekçilerin bu gündemlerinden kopartılarak Taksim anıtına bayrak dikme “inadı” içerisine çekme ısrarı nasıl işçilerin talebi oluyor?

 SENDİKALAR VE İŞÇİLER

1 Mayıs bayramı aynı zamanda sendikal bürokrasiye karşı mücadele günüdür. İşçiler, sınıf karakterinin, mücadele geleneğinin yok edilmesine karşı 1 Mayıs’ı bütün dünya işçilerinin birlik dayanışma ve mücadelesini simgeleyen gün olarak kutlanmalıdır. Sendikalar işçilerin güncel talepleri yerine kendi popülist gündemlerini koyarak kamuyu yaratma çabalarını boşa çıkarmalıdır.

 1 MAYIS
Her yıl 1 Mayıs işçi bayramı dünyanın çeşitli yerlerinde din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin düzenledikleri etkinliklerle kutlanır. İşçiler,  çalışma ve yaşama koşullarının düzeltilmesi için güncel taleplerini gündeme taşırlar. 1 Mayıs sadece bir gelenek değil aynı zamanda güncel talepler etrafında her gün yenilenen bir mücadeledir. İşçiler 1 Mayıs’ın mücadele deneylerinin ışığında her yıl işçi ve emekçilerin yeni taleplerle işverenlerin ve siyasal iktidarlar ile masaya oturarak sosyal siyasal hak taleplerini ortaya koyarak toplu sözleşmeler yaparlar.

KİM KAZANACAK?

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı’nın dört yıl önce il binasını astığı işçiler tarafından alkışlanan afiş hala hafızalarımızda.  “Artık 1 Mayıs hem bayram hem Taksim’de  kutlu olsun” sözlerinin yer aldığı afişin bugün de il binasına asılması AK Partiye ne kaybettirirdi?  AK Parti hükümeti 1 Mayıs’ı Taksimde yasaklama yerine kutlanmasını istese ne kaybederdi? Sendikalar işçilerin öncelikli taleplerinden kopararak Taksim’e çıkarma ısrarı işçilere ne kazandıracak? Her iki tarafın işçiler üzerinden hesaplaşması işçilere, emekçilere ve Türkiye’ye çok şey kaybettirecek. Televizyonlar, gazeteler; iş yerlerinin inen cam çerçevesini,  ATM'ler, otobüs durakları, iş yerleri hasarını gösterecek.  Yetkililerce yollar kapanacak, vapur seferleri iptal edilecek...  Yine hayat duracak. Peki, kim kazanacak?

Hadi hayırlısı…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.