Ali GÜLTEKİN
Köşe Yazarı
Ali GÜLTEKİN
 

DARBEYE HAYIR!

Darbe: Gözaltında kayıplar, yargısız infazlar, işkence, idam, kan, gözyaşı, zulüm, yoksulluk, işsizlik, sürgün, mülteci yaşam, hak ve özgürlüklerin tırpanlanması, …ülke aydınlığının yok edilerek karanlığa sürüklenmesidir. Türkiye’nin bütün milliyetten ve inançtan halkı darbeye geçit vermedi. AK Parti, HDP, CHP ve MHP ortak bildirgeye imza attı. TBMM dışındaki siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, ilerici, demokratik güçler, emek ve meslek örgütleri darbe karşıtı tutum aldılar. Asıl mesele; Demokrasiyi bertaraf ederek kendi diktatörlüğünü kurmaya çalışan darbeci faşist zihniyeti her milliyetten ve inançtan Türk halkının demokrasi cephesi oluşturarak  püskürtmesidir. DARBELERİN ÖZÜNÜ DARBE SONRASI TUTUM BELİRLER Bugün hükümete düşen görev: Darbe karşıtı ortak direncinin kanallarını tıkamamaktır. Püskürtülen darbe girişimi TBMM’de her partinin eşit şekilde vereceği üye ile araştırma komisyonu kurulmalı. İvedilikle darbeciler, iş birlikçileri, darbe kalıntıları, kırıntıları açığa çıkarılarak Türkiye Cumhuriyeti yasalarının belirlediği en ağır cezaları ile cezalandırılmalıdır. Darbenin püskürtülmesi sürecinde sağlanan birlik ve beraberlik güçlendirilmelidir. Hükümetin darbeci kesimleri yargılarken muhalif kesimleri bunların içine karıştırarak milli iradeyi ayrıştıracak, birliği dağıtacak, bütünlüğü bozacak tutum içine girmemelidir. Kendiliğinden oluşan birliği daha dinamik, daha sürdürülür, daha verimli ve diri tutacak tutum şüphesiz Türkiye’yi istikrara taşır. SÜREÇİ İYİ OKUMA Darbe bozuntusu çetelerin ülkeyi sürükledikleri felaketin arkasından “başkanlık” tartışmak, darbe kırıntılarını temizlerken “muhalifleri tasfiye etmek”, farklı düşünenlerin “ensesinde boza pişirmek”, “darbe kalkışması, darbe, komplo, senaryo, algı yönetimi…” tartışmalarının sürdürülmesini güçlendirir. Bu tartışma darbeci çetelere karşı oluşan Türkiye halkının birliğini zaafa uğratır. O nedenle operasyonlara, yargılamalara, söylemlere, açıklamalara, yöntemlere, sokağa çıkan halkın yönelimlerine çok dikkatli yaklaşılmalı. AMMAN DİKKAT! İktidar, sokakta kendilerini kanun yerine koyan sivil insanların infaz ve yargılama girişimlerine fırsat vermemeli. İktidar, Topluluk içerisine sızarak farklı düşünen siyasileri, kurumları, kuruluşları hedef göstererek halkı galeyana getirmek isteyen darbe kalıntılarına karşı dikkatli olmalı. İktidar, idam çağırılarını, asılsız ihbarlara karşı rehavetine kapılmadan devlet olgunluğu içerisinde olmalıdır.  İktidar, Şölen havasında geçen darbe karşıtı gösterilere sızan provokatörleri de açığa çıkarılmalıdır. İktidar, Darbe için alanlara sürüldüklerini  anlayınca teslim olmuş askerleri kamçılayanları, eziyet edenleri ortaya çıkararak yargılanmalıdır. İktidar, Bütün milliyetlerden ve inançlardan Türkiye halkının darbe karşıtı güç birliği hiçbir şekilde gölgelenmemeli. İktidar, Darbeye karşı ulu bir çınar gibi birleşen bedene kambur, karın ağrısı yüklenerek toplumun bünyesinde şekil bozukluğu yaratılmamalı. İktidar, Darbeye karşı onurlu bir duruş sergileyen bu süreç daha çok demokratik hak ve özgürlükler ile sürdürmelidir. BAŞKANLIK SİSTEMLERİNDE DARBE OLMAZ MI? Başkanlık sistemi elbette tartışılır. Cumhurbaşkanı bu sistemi elbette parlamentoya önere bilir.  Elbette partiler böylesi bir önergeyi meclise taşıyabilir. Referanduma gidilebilir. Burada bir sorun yok. Asıl sorun, Başkanlık sistemi tartışmalarının tabana yansıtılmadan Türkiye halkını darbe-başkanlık sistemi seçeneğine zorlama eğilimi içine girilmesidir. BAŞKANLIK SİSTEMİNDE DARBE OLMAZ MI? Başkanlık sistemiyle yönetilen Latin Amerika’da Meksika, Şili, Arjantin, Brezilya, Kolombiya, Venezüella, …Asya’da Filipinler, Tayland, Irak, Suriye, …Afrika’da Mısır, Libya, Cezayir, Sudan, …sık sık darbe yapılan ülkeler değil miydiler? Amerika’da Kennedy başkanken kardeşine başkan adaylığı sırasında yapılan suikast darbe değil miydi? SONUÇ OLARAK! Yakın zamanda darbe girişiminde bulunan askerler ve diğer çevrelerin kimler, kimler ile ilişkileri olup olmadığı zamanla ortaya çıkacak. Darbe girişimi bastırılması sonrası devletin tüm kurumlarında başlatılan 10 binlerce gözaltı, tutuklama, görevden alma, açığa alma Türkiye’nin bugünü ve geleceği için çok önemli. Bu konuda oldukça dikkatli olunmalı. Gözaltılar, görevden el çektirmeler demokrasi ve hukuk kurallarına içerisinde yapılmalıdır. Devlet yetkilisi ve hükümet olma sorumluluğu ile davranılmalıdır. Bugün hala, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan “e-muhtırası “kanlı-kirli tarih” ülkemiz ve dünya gündeminde güncelliğini koruyor. ISRARLA DEMOKRASİ Demokrasi: İnancını yaşamanın, farklı inanç ve mezheplerin kendisini ifade etmelerinin, farklılıklara hoş görü ile yaklaşarak birlikte yaşamanın çatısıdır. Demokrasi: Milliyetlerin, ulusların, farklı görüşlerin harmanlandığı yaşam alanıdır. Demokrasi: Farlı renklerimiz, dillerin, giyim ve yaşam tarzı ile birlikte yaşamdır. Demokrasi: Hak arama, yasalar karşısında eşit vatandaş olma, öz eleştiri ahlakı ve eleştirmeye tahammül göstermedir… DİKKAT! Meydanlarda milliyet, ulus, din, mezhep simgeleri, ayrıştırıcı, bölücü söylemler ile halkı galeyana getirenlere dikkat edilmeli. Topluluklara sızmış mesleği provokatörlük olan bu alçaklar darbe gerçekleşmiş militanca görev alıp rütbe takma hevesinde olurlardı. Türkiye halkı darbeye karşı Cumhurbaşkanı, Başbakan, hükümet ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında yer aldı. Her milliyetten, inançtan Türkiye halkı arasında darbe karşıtı birlik mayalandı. Bu birleşme laik demokratik Türkiye çizgisinde hak ve özgürlükler temelinde ısrarla daha çok güçlendirilmelidir. Hadi hayırlısı…
Ekleme Tarihi: 21 Temmuz 2016 - Perşembe
Ali GÜLTEKİN

DARBEYE HAYIR!

Darbe: Gözaltında kayıplar, yargısız infazlar, işkence, idam, kan, gözyaşı, zulüm, yoksulluk, işsizlik, sürgün, mülteci yaşam, hak ve özgürlüklerin tırpanlanması, …ülke aydınlığının yok edilerek karanlığa sürüklenmesidir.

Türkiye’nin bütün milliyetten ve inançtan halkı darbeye geçit vermedi.

AK Parti, HDP, CHP ve MHP ortak bildirgeye imza attı. TBMM dışındaki siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, ilerici, demokratik güçler, emek ve meslek örgütleri darbe karşıtı tutum aldılar.

Asıl mesele; Demokrasiyi bertaraf ederek kendi diktatörlüğünü kurmaya çalışan darbeci faşist zihniyeti her milliyetten ve inançtan Türk halkının demokrasi cephesi oluşturarak 

püskürtmesidir.

DARBELERİN ÖZÜNÜ DARBE SONRASI TUTUM BELİRLER

Bugün hükümete düşen görev: Darbe karşıtı ortak direncinin kanallarını tıkamamaktır.

Püskürtülen darbe girişimi TBMM’de her partinin eşit şekilde vereceği üye ile araştırma komisyonu kurulmalı. İvedilikle darbeciler, iş birlikçileri, darbe kalıntıları, kırıntıları açığa çıkarılarak Türkiye Cumhuriyeti yasalarının belirlediği en ağır cezaları ile cezalandırılmalıdır.

Darbenin püskürtülmesi sürecinde sağlanan birlik ve beraberlik güçlendirilmelidir. Hükümetin darbeci kesimleri yargılarken muhalif kesimleri bunların içine karıştırarak milli iradeyi ayrıştıracak, birliği dağıtacak, bütünlüğü bozacak tutum içine girmemelidir.

Kendiliğinden oluşan birliği daha dinamik, daha sürdürülür, daha verimli ve diri tutacak tutum şüphesiz Türkiye’yi istikrara taşır.

SÜREÇİ İYİ OKUMA

Darbe bozuntusu çetelerin ülkeyi sürükledikleri felaketin arkasından “başkanlık” tartışmak, darbe kırıntılarını temizlerken “muhalifleri tasfiye etmek”, farklı düşünenlerin “ensesinde boza pişirmek”, “darbe kalkışması, darbe, komplo, senaryo, algı yönetimi…” tartışmalarının sürdürülmesini güçlendirir.

Bu tartışma darbeci çetelere karşı oluşan Türkiye halkının birliğini zaafa uğratır.

O nedenle operasyonlara, yargılamalara, söylemlere, açıklamalara, yöntemlere, sokağa çıkan halkın yönelimlerine çok dikkatli yaklaşılmalı.

AMMAN DİKKAT!

İktidar, sokakta kendilerini kanun yerine koyan sivil insanların infaz ve yargılama girişimlerine fırsat vermemeli.

İktidar, Topluluk içerisine sızarak farklı düşünen siyasileri, kurumları, kuruluşları hedef göstererek halkı galeyana getirmek isteyen darbe kalıntılarına karşı dikkatli olmalı.

İktidar, idam çağırılarını, asılsız ihbarlara karşı rehavetine kapılmadan devlet olgunluğu içerisinde olmalıdır. 

İktidar, Şölen havasında geçen darbe karşıtı gösterilere sızan provokatörleri de açığa çıkarılmalıdır.

İktidar, Darbe için alanlara sürüldüklerini  anlayınca teslim olmuş askerleri kamçılayanları, eziyet edenleri ortaya çıkararak yargılanmalıdır.

İktidar, Bütün milliyetlerden ve inançlardan Türkiye halkının darbe karşıtı güç birliği hiçbir şekilde gölgelenmemeli.

İktidar, Darbeye karşı ulu bir çınar gibi birleşen bedene kambur, karın ağrısı yüklenerek toplumun bünyesinde şekil bozukluğu yaratılmamalı.

İktidar, Darbeye karşı onurlu bir duruş sergileyen bu süreç daha çok demokratik hak ve özgürlükler ile sürdürmelidir.

BAŞKANLIK SİSTEMLERİNDE DARBE OLMAZ MI?

Başkanlık sistemi elbette tartışılır. Cumhurbaşkanı bu sistemi elbette parlamentoya önere bilir.  Elbette partiler böylesi bir önergeyi meclise taşıyabilir. Referanduma gidilebilir. Burada bir sorun yok. Asıl sorun, Başkanlık sistemi tartışmalarının tabana yansıtılmadan Türkiye halkını darbe-başkanlık sistemi seçeneğine zorlama eğilimi içine girilmesidir.

BAŞKANLIK SİSTEMİNDE DARBE OLMAZ MI?

Başkanlık sistemiyle yönetilen Latin Amerika’da Meksika, Şili, Arjantin, Brezilya, Kolombiya, Venezüella, …Asya’da Filipinler, Tayland, Irak, Suriye, …Afrika’da Mısır, Libya, Cezayir, Sudan, …sık sık darbe yapılan ülkeler değil miydiler? Amerika’da Kennedy başkanken kardeşine başkan adaylığı sırasında yapılan suikast darbe değil miydi?

SONUÇ OLARAK!

Yakın zamanda darbe girişiminde bulunan askerler ve diğer çevrelerin kimler, kimler ile ilişkileri olup olmadığı zamanla ortaya çıkacak.

Darbe girişimi bastırılması sonrası devletin tüm kurumlarında başlatılan 10 binlerce gözaltı, tutuklama, görevden alma, açığa alma Türkiye’nin bugünü ve geleceği için çok önemli. Bu konuda oldukça dikkatli olunmalı.

Gözaltılar, görevden el çektirmeler demokrasi ve hukuk kurallarına içerisinde yapılmalıdır.

Devlet yetkilisi ve hükümet olma sorumluluğu ile davranılmalıdır. Bugün hala, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan “e-muhtırası “kanlı-kirli tarih” ülkemiz ve dünya gündeminde güncelliğini koruyor.

ISRARLA DEMOKRASİ

Demokrasi: İnancını yaşamanın, farklı inanç ve mezheplerin kendisini ifade etmelerinin, farklılıklara hoş görü ile yaklaşarak birlikte yaşamanın çatısıdır.

Demokrasi: Milliyetlerin, ulusların, farklı görüşlerin harmanlandığı yaşam alanıdır.

Demokrasi: Farlı renklerimiz, dillerin, giyim ve yaşam tarzı ile birlikte yaşamdır.

Demokrasi: Hak arama, yasalar karşısında eşit vatandaş olma, öz eleştiri ahlakı ve eleştirmeye tahammül göstermedir…

DİKKAT!

Meydanlarda milliyet, ulus, din, mezhep simgeleri, ayrıştırıcı, bölücü söylemler ile halkı galeyana getirenlere dikkat edilmeli. Topluluklara sızmış mesleği provokatörlük olan bu alçaklar darbe gerçekleşmiş militanca görev alıp rütbe takma hevesinde olurlardı.

Türkiye halkı darbeye karşı Cumhurbaşkanı, Başbakan, hükümet ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında yer aldı. Her milliyetten, inançtan Türkiye halkı arasında darbe karşıtı birlik mayalandı. Bu birleşme laik demokratik Türkiye çizgisinde hak ve özgürlükler temelinde ısrarla daha çok güçlendirilmelidir.

Hadi hayırlısı…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.