Ali GÜLTEKİN
Köşe Yazarı
Ali GÜLTEKİN
 

İslam’a düşmanlık

Avrupa'da gelişen ırkçı saldırılar her geçen yıl artıyor. İslam'a düşmanlık, silahlanmaya yatırım yapılıyor. Irkçı örgütler içerisinde istihbarat elmaları çıkıyor. Avrupa'da ırkçı gelişmelere göz yumulduğu yüksek sesle dile getiriliyor. Halklar arasında İslam fobisi yayılıyor. Avrupa'da ırkçılık tırmanıyor: Almanya, Norveç, İtalya, Fransa, İspanya ve diğer Avrupa ülkelerinde ırkçı saldırılar artıyor. Avrupa`da bu kargaşa ile „krize" can suyumu taşımak isteniyor? Irkçı partilerin "yabancıları" seçim malzemesi olarak  kullanıp ırkçıların hedef tahtasına koyulduğu  saklanılır olmaktan çıktı.? Bu ülkelerde kriz aldatmacası ile sosyal- siyasal haklar gasp ediliyor. Bundan en çok ülkelerin yoksulları etkileniyor.  Oysa küresel şirketler geçen yıllara oranla daha fazla kar ederek sevinç çığlıkları atıyorlar. Avrupa ne durumda? Avrupa'nın terörle mücadele kurumu Europol'un açıklamalarından yola çıkarsak; Avrupa`da İslam fobisinin canlı tutulduğunu görüyoruz. Yabancılar arasında "artık buralarda yaşanmaz" düşüncesi yaygınlaşıyor. Irkçı saldırıların amacı da yabancılar arasında bu algıyı yaratmak değil mi? Neden! Irkçı partiler kapatılmıyor? Neden! Silahlanmaya ayrılan bütçeler; eğitme, sağlığa, uyuma ayrılıyor? Avrupa'da asıl güçlenen ırkçılık mı? Europol açıklamalarından: 2010′daki 249 saldırıdan sadece 3′ünü “İslamcı“olarak nitelendirilen örgütlerin gerçekleştirdiği belirtiliyor. Europol, 2009 ve 2010 raporlarında Avrupa'da yıl boyunca sadece bir "İslami" terör vakası kayıtlara geçirdi. Rapora devam edelim: 249 eylemin sadece 3′ü "İslamcı" teröristler tarafından yapıldığı belirtilirken, ayrılıkçı gruplarca 160, sol ve anarşist gruplar ise 45 saldırı gerçekleştirdiğini açıkladılar. "İslamcı" terör şüphesi ile ilgili tutuklananların sayısı ise 179. Ayrılıkçı saldırıların en çok yaşandığı ülkeleri, Fransa (84) ve İspanya'da (90) olarak belirlendi.  Ayrılıkçı terör eylemlerinde 349 kişi tutuklandı. Yoksul ülkelerde en büyük yatırım silaha Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SUBAE) küresel silah ticaretiyle ilgili 2011 yılı raporunu yayınladı. Rapora göre, dünyada silah ithalatına yapılan harcamalar, 2007-2011 yılları arasında, bir önceki 5 yıllık döneme göre yüzde 24 arttı. İthalatın yüzde 44'ünü Asya ülkeleri gerçekleştirirken, Ortadoğu ülkeleri için yüzde 17, Amerika ülkeleri için yüzde 11 ve Afrika için yüzde 9 oldu. ABD ve AB' nin arka bahçelerinde ateş dansı İran'dan Şah'ı, Irak' tan Saddam'ı, Mısır'dan Mübarek ve diğer ülke diktatörleri; Kaddafi, Zeynel Abidin Bin Ali, özgürlük ve bağımsızlık adına miladı dolmuş diktatörleri gönderilirken, yeni yetme diktatörlere ülkeler teslim edilmedi mi? Sudi Arabistan, Yemen, Katar, Bahreyn'de diktatörlerin sırtını sıvazlayarak, silahlandırarak yedeklerinde tutmuyorlar mı? Özgürleştirme aldatmacası ile silahlandırma: Dünyada genelinde silaha harcamayı yüzde 10 ile Hindistan yaptı. Hindistan'ı, dünya silah ithalat miktarının tek başına yüzde 6'sını, Güney Kore ve yüzde 5'ini oluşturan Pakistan takip ediyor. Silaha bu kadar yatırım yapan bu ülkelerin halkları yoksulluk ve açlıkla mücadele ediyor. Suudi Arabistan, son yirmi yılın en büyük silah alımını yapıyor. S. Arabistan'ı Mısır ve Tunus takip ediyor. Suriye silah alımlarını önceki yıllara göre altı kat artırdı. Bu bölgelerde ayrışmayı, savaşı körükleyenlerin kim olduğu oldukça açık değil mi? Silah tüccarlarının özgürlük yalanı SUBAE Raporuna göre: 2007-2011 yılları arısında en çok silah ihraç eden ülkeler sırasıyla; ABD, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere oldu. Çin satışlarını yüzde 95 artırdı. İkiyüzlü politika Orta Doğu’da özgürlük dağıtma yalanları ile Somali, Mali, Sudan,  Angola… Ülkelerde din ve ırk üzerinden iç savaşı körükleyerek silah satıyorlar? Ortadoğu’ ya sözde özgürlük isteyenler, bu ülkelere neden kör bakarlar? Biraz vicdan; 925 milyon insan yatağa aç giriyor. Her yıl 5 milyon çocuk ise açlıktan ölüyor. Bize düşen: Tüm dünya halkları ile din, dil, mezhep, ırk, renk ayrımı yapmadan birlik olmalıyız. Sömürüye, ayrışmaya, savaşlara, işgallere karşı; insani değerlerimizi, inançlarımızı, doğamızı, vatanımızı koruyarak, insanca yaşanılır bir dünya için birlik olmalıyız. Hadi hayırlısı...
Ekleme Tarihi: 18 Nisan 2012 - Çarşamba
Ali GÜLTEKİN

İslam’a düşmanlık

Avrupa'da gelişen ırkçı saldırılar her geçen yıl artıyor. İslam'a düşmanlık, silahlanmaya yatırım yapılıyor. Irkçı örgütler içerisinde istihbarat elmaları çıkıyor. Avrupa'da ırkçı gelişmelere göz yumulduğu yüksek sesle dile getiriliyor. Halklar arasında İslam fobisi yayılıyor.
Avrupa'da ırkçılık tırmanıyor:
Almanya, Norveç, İtalya, Fransa, İspanya ve diğer Avrupa ülkelerinde ırkçı saldırılar artıyor. Avrupa`da bu kargaşa ile „krize" can suyumu taşımak isteniyor? Irkçı partilerin "yabancıları" seçim malzemesi olarak  kullanıp ırkçıların hedef tahtasına koyulduğu  saklanılır olmaktan çıktı.? Bu ülkelerde kriz aldatmacası ile sosyal- siyasal haklar gasp ediliyor. Bundan en çok ülkelerin yoksulları etkileniyor.  Oysa küresel şirketler geçen yıllara oranla daha fazla kar ederek sevinç çığlıkları atıyorlar.
Avrupa ne durumda?
Avrupa'nın terörle mücadele kurumu Europol'un açıklamalarından yola çıkarsak; Avrupa`da İslam fobisinin canlı tutulduğunu görüyoruz. Yabancılar arasında "artık buralarda yaşanmaz" düşüncesi yaygınlaşıyor. Irkçı saldırıların amacı da yabancılar arasında bu algıyı yaratmak değil mi? Neden! Irkçı partiler kapatılmıyor? Neden! Silahlanmaya ayrılan bütçeler; eğitme, sağlığa, uyuma ayrılıyor?
Avrupa'da asıl güçlenen ırkçılık mı?
Europol açıklamalarından: 2010′daki 249 saldırıdan sadece 3′ünü “İslamcı“olarak nitelendirilen örgütlerin gerçekleştirdiği belirtiliyor. Europol, 2009 ve 2010 raporlarında Avrupa'da yıl boyunca sadece bir "İslami" terör vakası kayıtlara geçirdi. Rapora devam edelim: 249 eylemin sadece 3′ü "İslamcı" teröristler tarafından yapıldığı belirtilirken, ayrılıkçı gruplarca 160, sol ve anarşist gruplar ise 45 saldırı gerçekleştirdiğini açıkladılar. "İslamcı" terör şüphesi ile ilgili tutuklananların sayısı ise 179. Ayrılıkçı saldırıların en çok yaşandığı ülkeleri, Fransa (84) ve İspanya'da (90) olarak belirlendi.  Ayrılıkçı terör eylemlerinde 349 kişi tutuklandı.
Yoksul ülkelerde en büyük yatırım silaha
Stockholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü (SUBAE) küresel silah ticaretiyle ilgili 2011 yılı raporunu yayınladı. Rapora göre, dünyada silah ithalatına yapılan harcamalar, 2007-2011 yılları arasında, bir önceki 5 yıllık döneme göre yüzde 24 arttı. İthalatın yüzde 44'ünü Asya ülkeleri gerçekleştirirken, Ortadoğu ülkeleri için yüzde 17, Amerika ülkeleri için yüzde 11 ve Afrika için yüzde 9 oldu.
ABD ve AB' nin arka bahçelerinde ateş dansı
İran'dan Şah'ı, Irak' tan Saddam'ı, Mısır'dan Mübarek ve diğer ülke diktatörleri; Kaddafi, Zeynel Abidin Bin Ali, özgürlük ve bağımsızlık adına miladı dolmuş diktatörleri gönderilirken, yeni yetme diktatörlere ülkeler teslim edilmedi mi? Sudi Arabistan, Yemen, Katar, Bahreyn'de diktatörlerin sırtını sıvazlayarak, silahlandırarak yedeklerinde tutmuyorlar mı?
Özgürleştirme aldatmacası ile silahlandırma:
Dünyada genelinde silaha harcamayı yüzde 10 ile Hindistan yaptı. Hindistan'ı, dünya silah ithalat miktarının tek başına yüzde 6'sını, Güney Kore ve yüzde 5'ini oluşturan Pakistan takip ediyor. Silaha bu kadar yatırım yapan bu ülkelerin halkları yoksulluk ve açlıkla mücadele ediyor.
Suudi Arabistan, son yirmi yılın en büyük silah alımını yapıyor. S. Arabistan'ı Mısır ve Tunus takip ediyor. Suriye silah alımlarını önceki yıllara göre altı kat artırdı. Bu bölgelerde ayrışmayı, savaşı körükleyenlerin kim olduğu oldukça açık değil mi?
Silah tüccarlarının özgürlük yalanı
SUBAE Raporuna göre: 2007-2011 yılları arısında en çok silah ihraç eden ülkeler sırasıyla; ABD, Rusya, Almanya, Fransa ve İngiltere oldu. Çin satışlarını yüzde 95 artırdı.
İkiyüzlü politika
Orta Doğu’da özgürlük dağıtma yalanları ile Somali, Mali, Sudan,  Angola… Ülkelerde din ve ırk üzerinden iç savaşı körükleyerek silah satıyorlar? Ortadoğu’ ya sözde özgürlük isteyenler, bu ülkelere neden kör bakarlar?
Biraz vicdan; 925 milyon insan yatağa aç giriyor. Her yıl 5 milyon çocuk ise açlıktan ölüyor.
Bize düşen:
Tüm dünya halkları ile din, dil, mezhep, ırk, renk ayrımı yapmadan birlik olmalıyız. Sömürüye, ayrışmaya, savaşlara, işgallere karşı; insani değerlerimizi, inançlarımızı, doğamızı, vatanımızı koruyarak, insanca yaşanılır bir dünya için birlik olmalıyız.
Hadi hayırlısı...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.