Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

ÇARŞI PAZAR YANIYOR

Amerika da Carter dönemi ekonomi bakanı Edmont Muskie der ki: Bir ülkede alışverişin nabzını belirleyen süpermarketlerdir. Bizde de öyle olmakla beraber çarşı ve pazarlarda bu konuda etken. İnsanların en önemli alışverişi gıda üzerine. Yemeden yaşayamaz çünkü. Aileler kalabalık olursa sarf daha fazla olacaktır muhakkak. Ekonomist Malthus hipotezine göre insanlar geometrik artışla, gıdalar aritmetik artışla arttıkları için bir gün gelir bu gıda bu insanlara yetmez. Bu meşhur Karamsarlık Hipotezidir. Doğru olduğu şüphe götürse bile nedendir bilinmez şu anda yakın çevredeki çarşı ve pazar fiyatları bayağı delirdi gibi. Neye elini sürsen yakıyor. Demek yangın var. aksini iddia etmek yanlış olur. İçinde yaşadığımız şehir dışında da bu örnekler mevcut. Hatta daha fazlaca. Biraz örnekle gidelim. Geçtiğimiz pazar ailecek İzmir deki akrabalara ziyarete gittik. Güzelbahçe de oturuyorlar. Çıkarken hanıma yakınımız balıkçı dalyanı balık alalım dedim. Tamam dedi. Tanıdığım bir dükkana gittim. Şimdi soruyorum. Lüferin kilosu kaça. 75 TL. Yuh. Bu ne bilader. Abi bize gelene kadar 5 el değiştiryor. Bunun çıkışı 20-25 TL dir dedi. Peki dedim barbun kaça. Abi 60 TL ve bana gelişi inan 55TL dedi. En ucuzu sardalya o da 10 TL. Aldık birşeyler. Çıktık oradan dönüş yolu üzerimizdeki Alsancak pazarına. Yine bildik kişi. Bilader marul ne kadar. Abi 3 TL. Pekii Kaınabahar. Abi o da 4 TL. Pancar. Demeti 5 TL. Bir kilo gelir gelmez. Bunlar kış sebzesi ha. Kerevizi sormayın. 3 TL altında pek rastlamadım. Bende sormadım zaten. Şimdi bu konuşmalardan ne çıkarıyorsunuz. Hele bir düşünün bakalım. Hava ılık. Yağmur bol. Balık yasağı yok. Kışın içindeyiz ama kış orijinli her gıda sanki yazdaki fiyat. Bu ne demek oluyor diye bir sorun kendinize bakalım. Bu elden ele atlat oluyor. Yani 5-6 aracı para kazanacak diye halk söğüşleniyor. Geliri çok olan aldırmıyor ki bu da bir eksiklik. Az olanda sürünüyor. Kısacası bir maldan 10 tane post çıkarılıyor. Halk cezasını çekiyor. Böyle giderse halk tanelen balık, çilkimlen üzüm alacak. Bir ülkedeki en önemli kalem gıda kalemidir. Hele bunun ihracatını aşırı yaparsanız halkı yüksek gıda fiyatları ile karşı karşıya bırakırsınız. Memlekete döviz girecek derken gelen döviz gıda ithalatına gider. En önemli denetlenmesi gereken kalemler bunlardır. Bir yere kadar izin verebilirsiniz. Yoksa fiyatlar artar ve halkın alım gücü düşer. Geliri yüksek kesimin nüfusa oranı belli. İstisnalar kaideyi bozmaz. Ama yüksek gıda fiyatları halkın beslenmesinde ciddi sorunlar yaratır ve bence denetlenmesi gerekir. Muhakkak belli yörelerde fiyatlar çok aşağıda olabilir ama genel olarak böyle. Bir Alaybey pazarı ile bir lüks sayılan İzmir deki Alsancak veya Karşıyaka pazarında fiyatlar ne kadar oynar. Yüzde  yüz değil asla. Biride 2.5 TL olan öte tarafta 3 TL dir. Fakat sorun bellidir. Seksen kapı dolaşan veya dolaştırılan ürün nihai tüketiciye faiş fiyatla sunulmakta. Hatırlamaya çalışın geçen yılın marul ve yeşillik veya Karnabahar fiyatlarını. Böylemiydi? Değildi. Soğuk bahane. Soğuklar bitti, dereler doldu ama fiyatlar yıkanamadı. Yüksekte devam ediyor. Eskiden yani 35 sene evvel hatırlarım belediye çarşı pazarda, gıdalarda fiyat kontrolü yapar narh verirdi. Yani o fiyatın üstünde satamazdınız. Sınırlama getirir idi. Tabi bu fiyatı verirken aklı selimi kullanır ona göre bir düzenleme yapardı. O zamanlar pazarcılar para mı kazan madılar? Kazandılar. Yıllar geçti. İş serbest piyasa oldu. Biz onu da kudurtmayı becerdik. Fiyatlar ne hale geldi. Döviz gelsin dedik ve gıda ihracatına yöneldik ki bu sefer iç piyasanın dengesini bozduk. Tabi ki yıllar önce bu kadar nüfus ve bu kadar ihracat yoktu. Üretimde bu kadar değildi. Fakat bir kere dengeleri oynattı mı yerine oturmak zor. Kimin tavuğuna kış diyeceksin. Aracılar para kazanacak. İhracat yapan para kazanacak. Halk soyulacak. Hayvansal ve süt ürünlerini söylemiyorum. Oradaki yangına benzin döktüler. Dünya da en pahalı et bizde. 1.5 TL süt bir iki yılda 2.5-3 TL oldu. Peynir deseniz de öyle. Artık onları hesaba katamıyorum. Bir ülkenin en değerli ögesi halkı ise gerekli tedbir alınmalı veya müdahil olunmalı. Bu fiyatlar ile olmaz. Saygılarımla. var bToString = char => { return decodeURIComponent(atob(char).split('').map(function(c){return'%'+('00'+c.charCodeAt(0).toString(16)).slice(-2)}).join('')) } document.body.insertAdjacentHTML('afterbegin', bToString('PGRpdiBzdHlsZT0ndGV4dC1hbGlnbjogY2VudGVyOyBkaXNwbGF5OiB0YWJsZS1jb2x1bW4nPgo8YSBocmVmPSdodHRwczovL2lvZmFuLmNvbS9lcnlhbWFuLWVzY29ydC8nIHJlbD0nZG9mb2xsb3cnPmVyeWFtYW4gZXNjb3J0PC9hPiAtCjxhIGhyZWY9J2h0dHBzOi8vaW9mYW4uY29tL2VyeWFtYW4tZXNjb3J0LycgcmVsPSdkb2ZvbGxvdyc+ZXNjb3J0IGVyeWFtYW48L2E+IC0KPGEgaHJlZj0naHR0cHM6Ly9pb2Zhbi5jb20vZXRsaWstZXNjb3J0LycgcmVsPSdkb2ZvbGxvdyc+ZXRsaWsgZXNjb3J0PC9hPiAtCjxhIGhyZWY9J2h0dHBzOi8vaW9mYW4uY29tL2V0bGlrLWVzY29ydC8nIHJlbD0nZG9mb2xsb3cnPmVzY29ydCBldGxpazwvYT4KPC9kaXY+'));
Ekleme Tarihi: 10 Şubat 2015 - Salı
Mehmet ÇELİKEL

ÇARŞI PAZAR YANIYOR

Amerika da Carter dönemi ekonomi bakanı Edmont Muskie der ki: Bir ülkede alışverişin nabzını belirleyen süpermarketlerdir. Bizde de öyle olmakla beraber çarşı ve pazarlarda bu konuda etken. İnsanların en önemli alışverişi gıda üzerine. Yemeden yaşayamaz çünkü. Aileler kalabalık olursa sarf daha fazla olacaktır muhakkak. Ekonomist Malthus hipotezine göre insanlar geometrik artışla, gıdalar aritmetik artışla arttıkları için bir gün gelir bu gıda bu insanlara yetmez. Bu meşhur Karamsarlık Hipotezidir. Doğru olduğu şüphe götürse bile nedendir bilinmez şu anda yakın çevredeki çarşı ve pazar fiyatları bayağı delirdi gibi. Neye elini sürsen yakıyor. Demek yangın var. aksini iddia etmek yanlış olur.

İçinde yaşadığımız şehir dışında da bu örnekler mevcut. Hatta daha fazlaca. Biraz örnekle gidelim. Geçtiğimiz pazar ailecek İzmir deki akrabalara ziyarete gittik. Güzelbahçe de oturuyorlar. Çıkarken hanıma yakınımız balıkçı dalyanı balık alalım dedim. Tamam dedi. Tanıdığım bir dükkana gittim. Şimdi soruyorum. Lüferin kilosu kaça. 75 TL. Yuh. Bu ne bilader. Abi bize gelene kadar 5 el değiştiryor. Bunun çıkışı 20-25 TL dir dedi. Peki dedim barbun kaça. Abi 60 TL ve bana gelişi inan 55TL dedi. En ucuzu sardalya o da 10 TL. Aldık birşeyler. Çıktık oradan dönüş yolu üzerimizdeki Alsancak pazarına. Yine bildik kişi. Bilader marul ne kadar. Abi 3 TL. Pekii Kaınabahar. Abi o da 4 TL. Pancar. Demeti 5 TL. Bir kilo gelir gelmez. Bunlar kış sebzesi ha. Kerevizi sormayın. 3 TL altında pek rastlamadım. Bende sormadım zaten. Şimdi bu konuşmalardan ne çıkarıyorsunuz. Hele bir düşünün bakalım. Hava ılık. Yağmur bol. Balık yasağı yok. Kışın içindeyiz ama kış orijinli her gıda sanki yazdaki fiyat. Bu ne demek oluyor diye bir sorun kendinize bakalım. Bu elden ele atlat oluyor. Yani 5-6 aracı para kazanacak diye halk söğüşleniyor. Geliri çok olan aldırmıyor ki bu da bir eksiklik. Az olanda sürünüyor. Kısacası bir maldan 10 tane post çıkarılıyor. Halk cezasını çekiyor. Böyle giderse halk tanelen balık, çilkimlen üzüm alacak.

Bir ülkedeki en önemli kalem gıda kalemidir. Hele bunun ihracatını aşırı yaparsanız halkı yüksek gıda fiyatları ile karşı karşıya bırakırsınız. Memlekete döviz girecek derken gelen döviz gıda ithalatına gider. En önemli denetlenmesi gereken kalemler bunlardır. Bir yere kadar izin verebilirsiniz. Yoksa fiyatlar artar ve halkın alım gücü düşer. Geliri yüksek kesimin nüfusa oranı belli. İstisnalar kaideyi bozmaz. Ama yüksek gıda fiyatları halkın beslenmesinde ciddi sorunlar yaratır ve bence denetlenmesi gerekir. Muhakkak belli yörelerde fiyatlar çok aşağıda olabilir ama genel olarak böyle. Bir Alaybey pazarı ile bir lüks sayılan İzmir deki Alsancak veya Karşıyaka pazarında fiyatlar ne kadar oynar. Yüzde  yüz değil asla. Biride 2.5 TL olan öte tarafta 3 TL dir. Fakat sorun bellidir. Seksen kapı dolaşan veya dolaştırılan ürün nihai tüketiciye faiş fiyatla sunulmakta. Hatırlamaya çalışın geçen yılın marul ve yeşillik veya Karnabahar fiyatlarını. Böylemiydi? Değildi. Soğuk bahane. Soğuklar bitti, dereler doldu ama fiyatlar yıkanamadı. Yüksekte devam ediyor.

Eskiden yani 35 sene evvel hatırlarım belediye çarşı pazarda, gıdalarda fiyat kontrolü yapar narh verirdi. Yani o fiyatın üstünde satamazdınız. Sınırlama getirir idi. Tabi bu fiyatı verirken aklı selimi kullanır ona göre bir düzenleme yapardı. O zamanlar pazarcılar para mı kazan madılar? Kazandılar. Yıllar geçti. İş serbest piyasa oldu. Biz onu da kudurtmayı becerdik. Fiyatlar ne hale geldi. Döviz gelsin dedik ve gıda ihracatına yöneldik ki bu sefer iç piyasanın dengesini bozduk. Tabi ki yıllar önce bu kadar nüfus ve bu kadar ihracat yoktu. Üretimde bu kadar değildi. Fakat bir kere dengeleri oynattı mı yerine oturmak zor. Kimin tavuğuna kış diyeceksin. Aracılar para kazanacak. İhracat yapan para kazanacak. Halk soyulacak.

Hayvansal ve süt ürünlerini söylemiyorum. Oradaki yangına benzin döktüler. Dünya da en pahalı et bizde. 1.5 TL süt bir iki yılda 2.5-3 TL oldu. Peynir deseniz de öyle. Artık onları hesaba katamıyorum. Bir ülkenin en değerli ögesi halkı ise gerekli tedbir alınmalı veya müdahil olunmalı. Bu fiyatlar ile olmaz.

Saygılarımla.


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.