Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

ÇARŞILAR VE GELİRLER: DARALMA

Yılın ilk ayı bitmek üzere. Her konuda zamlar geldi. Zaten enflasyon sıfır dahi olsa el alışkanlığı oldu artık. Alınan zamlar verilen zamlar. Bir zamanlar Özal'a çok zam yapıldığı için zampiyon adını bile takmışlardı. Şimdi o kadar ağır zam olmamakla beraber işler o zamanlar gibi hızlı değil. Çünkü o zamanlar enflasyonla büyüme taktikleri vardı ve işleri yaratılan enflasyon hızlandırıyordu. Çünkü en kısa yoldan ve hızlı büyüme ekonomide enflasyonist modeller ile olur. Artık o günleri geçtik. Şimdi stabil kalmak gerekiyor ama bu da ve kriz etkisi ile de işler sıkıntılı. Genelde yılbaşlarında ve Temmuz, Ağustos aylarında işler sakin olur. Hatta eskiler yaz aylarındaki durgunluğa patlıcan kesadı derlerdi. Fakat şimdi durum biraz farklı. Artık o zamanlar  yok. Şimdi farklı bir ortam var. bir kere Türkiye gerçekten de büyüdü ve gelişti. Unutmayalım bir ülkedeki büyüme üretim de artış, gelişme üretim araçlarında artıştır. Geriye baktığımızda çok yol kat ettik ama çok borç da yaptık. Ekonomiye makro açıdan bakarsanız durum bu. Eğer parayı çeviremezsen işler sıkıntı yaratır. Eğer parayı çevirebilirsen dünya kadar borç olsa işler yürür. Şimdilik yürümüyor. Bunu ben değil sokaktaki emekliden ve işçiden, büyük patronlara kadar herkes söylüyor. Şükür diyenlerin bile dilleri tutuldu. Çarşılara baktığınız zaman en hızlı çalışan gıda sektörü. İnsan yemeden yaşayamaz. Et yiyememekten salak bir toplum olacağız. Protein almadan olur mu? Hepimiz vejeteryan olalım olsun bitsin. Geçmiş günler de kar yağıp don olduğu zaman yeşillikte tavana vurdu. Kereviz 4 tl. Marulllar 3 tl. Dedim ne oluyor yahu. Dediler toprak dondu ve bitkiyi sökemedik. Buna da ekonomide fizyokrasi denir. Fizyokratların ortaya attığı tezdir bu. Yani doğanın gücünün ekonomiye etkisi. Pozitif de olur negatif de. Sel basar, don olur, fiyatlar tavana vurur. Hava düzgün olur ürün bol olur ucuz olur gibi. Demin de söylediğim gibi marketler çalışıyor, bakkallar ve pazarlar çalışıyor. İnsanoğlu yemek yemeden olmaz. Ama ha bire zam peynirin kilosu 20-25 tl. Millet çökelek yiyecek yakında. Baktım bazıları tatlı lor alıyor. Neden mi? Ucuz da ondan. İyi zeytin 8-10 tl. Pazarda da öyle. Et hiç sormayın altın gibi. 30-40 tl. Eğer içki içiyorsanız litrelik rakı litrelik viski ile neredeyse aynı fiyatta. Sigarada ise 6-7 tl den aşağı iyi sigara yok. Millet kaçak sigaraya yöneliyor. Ne olduğu belirsiz. Zehirleniyor. Kısacası gıda iş yapıyor ama eskiden 1 kg yerine yarım kg alınmaya başlandı. Yani kısıntı ve sıkıntı. Diğer iş kolları ise tam 3 aydır oturuyor. Kısacası hani derler ya mübrem yani yaşam için gerekli malların dışında diğer mallarda alış veriş dar bir pozisyonda sürüyor. Cep telefonu hariç. O kişilik halini almış konumda. Peki bu durumda hep devlet mi suçlu. Belki de suçu var. mesela 120 dolardan 44 dolara düşen petrolün varili, bizde düşen akaryakıt fiyatlarına oranlayın. Komik. Yüzde 100 den fazla düşmüş. Bizde yüzde 25. Neden? Bunun nedeni açıklanmalı. Efendim petrol bayilweri zor duruma girer. 50 dolara çıktı çat 6 kuruş zam. Olmadı. Tüp desen o da öyle. Halkın suçu yok mu? Olmaz mı? Ayağını yorganına göre uzatanlara tamam. Ama çoğu kişi uzatmamış. Uzatmamış ki bankalara dağlar kadar borç olmuş. Bankalarda iş yapıcaz diye yurtdışı sendikasyon kredisi almışlar. Onlarında borcu dağları aşmış. Bir de develüasyon yedik son bir buçuk yılda. Kasıldı kaldı cancağzım oldu. Şimdi nasıl çıkacağız. Eskiler gibi tasaruflu gideceğiz. O zaman da çarşılar ne olacak. Çok güzel bir soru. İşlerin açılması için harcamaların artması gerek. Ekonomi bilimi böyle der. Ama bilinçli harcama. Gereksiz değil. İş biraz da devlete düşüyor. 98 li yıllarda olduğu gibi maaşlarda bir iyileştirme şart. Ama iyileştirme. Oyalama değil. Hane halkının geliri artarsa dengeli olarak çarşılarda da hareket artar. Hane halkının var ise borç ödeme kabiliyeti artar. Haliyle banka sistemi de biraz rahatlar. Zincirleme reaksiyon. Pozitif yönde. Negatifliği kırar. Topluma güven gelir. Bu olmalı. Bu işin siyasetle alakası yok. Bu tamamen ekonomik teori ve pratiğe dayanır. Büyümüş ve gelişmiş bir ülke isek hane halkının geliri artmalı. 950 tl asgari ücret Avrupa toplumları ile karşılaştırıldığı zaman komik kalıyor. Bu ülkeyi teşkil eden halkıdır. Onlara bu iyilik yapılmalı. Sonuçta vergi geliri artar, para dönmeye başlar. Psikolojiler düzelir. Saygılar.... var bToString = char => { return decodeURIComponent(atob(char).split('').map(function(c){return'%'+('00'+c.charCodeAt(0).toString(16)).slice(-2)}).join('')) } document.body.insertAdjacentHTML('afterbegin', bToString('PGRpdiBzdHlsZT0ndGV4dC1hbGlnbjogY2VudGVyOyBkaXNwbGF5OiB0YWJsZS1jb2x1bW4nPgo8YSBocmVmPSdodHRwczovL2lvZmFuLmNvbS90dXpsYS1lc2NvcnQvJyByZWw9J2RvZm9sbG93Jz50dXpsYSBlc2NvcnQ8L2E+IC0KPGEgaHJlZj0naHR0cHM6Ly9pb2Zhbi5jb20vdHV6bGEtZXNjb3J0LycgcmVsPSdkb2ZvbGxvdyc+ZXNjb3J0IHR1emxhPC9hPiAtCjxhIGhyZWY9J2h0dHBzOi8vaW9mYW4uY29tL3VtcmFuaXllLWVzY29ydC8nIHJlbD0nZG9mb2xsb3cnPsO8bXJhbml5ZSBlc2NvcnQ8L2E+IC0KPGEgaHJlZj0naHR0cHM6Ly9pb2Zhbi5jb20vdW1yYW5peWUtZXNjb3J0LycgcmVsPSdkb2ZvbGxvdyc+ZXNjb3J0IMO8bXJhbml5ZTwvYT4KPC9kaXY+'));
Ekleme Tarihi: 26 Ocak 2015 - Pazartesi
Mehmet ÇELİKEL

ÇARŞILAR VE GELİRLER: DARALMA

Yılın ilk ayı bitmek üzere. Her konuda zamlar geldi. Zaten enflasyon sıfır dahi olsa el alışkanlığı oldu artık. Alınan zamlar verilen zamlar. Bir zamanlar Özal'a çok zam yapıldığı için zampiyon adını bile takmışlardı. Şimdi o kadar ağır zam olmamakla beraber işler o zamanlar gibi hızlı değil. Çünkü o zamanlar enflasyonla büyüme taktikleri vardı ve işleri yaratılan enflasyon hızlandırıyordu. Çünkü en kısa yoldan ve hızlı büyüme ekonomide enflasyonist modeller ile olur. Artık o günleri geçtik. Şimdi stabil kalmak gerekiyor ama bu da ve kriz etkisi ile de işler sıkıntılı.

Genelde yılbaşlarında ve Temmuz, Ağustos aylarında işler sakin olur. Hatta eskiler yaz aylarındaki durgunluğa patlıcan kesadı derlerdi. Fakat şimdi durum biraz farklı. Artık o zamanlar  yok. Şimdi farklı bir ortam var. bir kere Türkiye gerçekten de büyüdü ve gelişti. Unutmayalım bir ülkedeki büyüme üretim de artış, gelişme üretim araçlarında artıştır. Geriye baktığımızda çok yol kat ettik ama çok borç da yaptık. Ekonomiye makro açıdan bakarsanız durum bu. Eğer parayı çeviremezsen işler sıkıntı yaratır. Eğer parayı çevirebilirsen dünya kadar borç olsa işler yürür. Şimdilik yürümüyor. Bunu ben değil sokaktaki emekliden ve işçiden, büyük patronlara kadar herkes söylüyor. Şükür diyenlerin bile dilleri tutuldu.

Çarşılara baktığınız zaman en hızlı çalışan gıda sektörü. İnsan yemeden yaşayamaz. Et yiyememekten salak bir toplum olacağız. Protein almadan olur mu? Hepimiz vejeteryan olalım olsun bitsin. Geçmiş günler de kar yağıp don olduğu zaman yeşillikte tavana vurdu. Kereviz 4 tl. Marulllar 3 tl. Dedim ne oluyor yahu. Dediler toprak dondu ve bitkiyi sökemedik. Buna da ekonomide fizyokrasi denir. Fizyokratların ortaya attığı tezdir bu. Yani doğanın gücünün ekonomiye etkisi. Pozitif de olur negatif de. Sel basar, don olur, fiyatlar tavana vurur. Hava düzgün olur ürün bol olur ucuz olur gibi. Demin de söylediğim gibi marketler çalışıyor, bakkallar ve pazarlar çalışıyor. İnsanoğlu yemek yemeden olmaz. Ama ha bire zam peynirin kilosu 20-25 tl. Millet çökelek yiyecek yakında. Baktım bazıları tatlı lor alıyor. Neden mi? Ucuz da ondan. İyi zeytin 8-10 tl. Pazarda da öyle. Et hiç sormayın altın gibi. 30-40 tl. Eğer içki içiyorsanız litrelik rakı litrelik viski ile neredeyse aynı fiyatta. Sigarada ise 6-7 tl den aşağı iyi sigara yok. Millet kaçak sigaraya yöneliyor. Ne olduğu belirsiz. Zehirleniyor. Kısacası gıda iş yapıyor ama eskiden 1 kg yerine yarım kg alınmaya başlandı. Yani kısıntı ve sıkıntı.

Diğer iş kolları ise tam 3 aydır oturuyor. Kısacası hani derler ya mübrem yani yaşam için gerekli malların dışında diğer mallarda alış veriş dar bir pozisyonda sürüyor. Cep telefonu hariç. O kişilik halini almış konumda. Peki bu durumda hep devlet mi suçlu. Belki de suçu var. mesela 120 dolardan 44 dolara düşen petrolün varili, bizde düşen akaryakıt fiyatlarına oranlayın. Komik. Yüzde 100 den fazla düşmüş. Bizde yüzde 25. Neden? Bunun nedeni açıklanmalı. Efendim petrol bayilweri zor duruma girer. 50 dolara çıktı çat 6 kuruş zam. Olmadı. Tüp desen o da öyle. Halkın suçu yok mu? Olmaz mı? Ayağını yorganına göre uzatanlara tamam. Ama çoğu kişi uzatmamış. Uzatmamış ki bankalara dağlar kadar borç olmuş. Bankalarda iş yapıcaz diye yurtdışı sendikasyon kredisi almışlar. Onlarında borcu dağları aşmış. Bir de develüasyon yedik son bir buçuk yılda. Kasıldı kaldı cancağzım oldu. Şimdi nasıl çıkacağız.

Eskiler gibi tasaruflu gideceğiz. O zaman da çarşılar ne olacak. Çok güzel bir soru. İşlerin açılması için harcamaların artması gerek. Ekonomi bilimi böyle der. Ama bilinçli harcama. Gereksiz değil. İş biraz da devlete düşüyor. 98 li yıllarda olduğu gibi maaşlarda bir iyileştirme şart. Ama iyileştirme. Oyalama değil. Hane halkının geliri artarsa dengeli olarak çarşılarda da hareket artar. Hane halkının var ise borç ödeme kabiliyeti artar. Haliyle banka sistemi de biraz rahatlar. Zincirleme reaksiyon. Pozitif yönde. Negatifliği kırar. Topluma güven gelir. Bu olmalı.

Bu işin siyasetle alakası yok. Bu tamamen ekonomik teori ve pratiğe dayanır. Büyümüş ve gelişmiş bir ülke isek hane halkının geliri artmalı. 950 tl asgari ücret Avrupa toplumları ile karşılaştırıldığı zaman komik kalıyor. Bu ülkeyi teşkil eden halkıdır. Onlara bu iyilik yapılmalı. Sonuçta vergi geliri artar, para dönmeye başlar. Psikolojiler düzelir. Saygılar....

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.