Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

EKONOMİDE YENİ DÖNEM...

  Ekonomide bir yeni dönem açılıyor. Yeni bir fikir ortaya koymak gerekiyor. Peki ne olacak bu yeni fikir. Asıl önemli olan bu. Demek ki bize yeni fikirler gerekiyor. Nedir bu yeni fikirler sizce. Ne olmalıdır. Ülkenin bekası ve Cumhuriyetin bekası için yepyeni kararlar dönemindeyiz. Öyle fikirler üretmeliyiz ki başarılı olalım. Asıl olan budur.   Bir kere asla egosit yani bencil olmayacağız. Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi düşüneceğiz ve güven hakim olmak zorunda. Çaresizlik her tarafımızı kapladı. Bunda devletin bir suçu yok. Bunda insanları arasındaki ilişkilerin yetersizliği var. Elimizden geldiği kadar çok çalışacağız. En önemli konuda kendimizden fayda bekleyeceğiz. Devlet zaten bizi gözetmeye devam ediyor. Kızmadan ve öfkelenmeden yolumuza devam edeceğiz. Olur olmaz bilmeden ve görmeden kimseyi eleştirmeyeceğiz. Akıl hakim olacak. Onca televizyon kanalını seyredip ondan sonra cahillik etmeyeceğiz. Herkes kendi işini yapacak ve başkasının serveti ve malı ile uğraşmayacak. Yani önündeki işi yapacak. Kısacası laf değil iş üretecek. Siyasetçi kendi işini yapacak, toplum kendi işini. Bu zor dönemi geçmek zorundayız.   Sıkı bir para yani kur savaşı var. Evet ülkeyi para savaşı ile çökertmek isteyenler var ki bu alenen görülüyor. Fırsatçılar dolu. Una bile dolar arttı diye zam yapanlar var. Gıda kesimi de öyle. İşte burada devletin kontrolü gerekiyor. Bazı haberler alıyor ve bunu bizzat yaşıyoruz. Mesela gözümüzle gördüğümüz zamlar var ki hiç dövizle alakası olamayan kalemler. Halk tedirgin mi ki evet. Akla hayale gelmeyen zamlar yapıldı. Peki bunun psikolojik açıklaması nedir ki. Gelecek korkusu. Ama korkmamakta elde değil ki büyük firmaların bu krize desteği yok. Yani bu ülkenin bekası için umuruna takmayan firmalar ki büyük firmalar var. Onların pek sorunu yok çünkü tekelci veya kartel gibi çalışıyorlar. Verirsin parayı alırsın. Ben dedim oldu gibi. Peki küçük işletmeler ne yapsın. Batsın mı? Peki bunlar batar veya zora girerse kime ne satacaklar. Bulunur diyebilirler. Peki ya bulunmaz ise. Ya kimseye satacak malları olmaz ise. İşte kriz buradan başlar. 1929 krizindeki en büyük konu bu idi. Elinde devlet tahvili olmayan herkes battı. Kaos oluştu. Bu işi çözecek yine devletin aldığı kararlardır. Kamu maliyesi bu konuda en etkin koşuldur. Alınacak kararlar ciddi olmalıdır.   KOBİ ler korunmalıdır. Vergi yapılandırılmasına gidildi ama bunu ödeyemeyecek birçok işletme kesinlikle vardır. Asla kendimizi kandırmayalım ki ülkede üretimi sallamayan ama ranttan para kazanmak isteyen birçok para babası var. Bunlar havadan kazanmaktan başka Bir şey bilmez. Asıl vergi bu kişilerden alınacak. Onunda yolunu devlet bulacak. Ama iş yapacam ve para kazanacam, üreteceğim diyen firma ve kişilerin ödeyemediği zaman e haciz yolu ile tedbir koyup bu kişileri tıkamak ve hatta batmasına devlet olarak sebep olmak adalete sığmaz. Kısacası bize paradan önce üretim ve iş lazım. Bunun üzerinden destek olan bir mali sistem lazım. Yoksa gırtlağını sıkan ve batıran bir sistem lazım değil. Bu bindiğimiz dalı kesmek gibi bir şey.   Yöneticilerin, esnafın ve KOBİ’lerin önünü açması gerekiyor. Yoksa mali borcun var diye boğazına sarılması gerekmiyor. Yapılandırma oldu ama hem geçmişi hem de geleceği bu firma ve kişilerin ödemesi gelecekte zor gözüküyor. Kısacası bu sektörlerin ele alınması tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Oda ve borsalarımız ve esnaf birliklerimizin bunu devletle masaya yatırması gerekiyor. Nasıl bir yol çizeceğiz gelecek 5 yılda. Bu önemli çünkü dünya ekonomisi içindeki yerimiz değişiyor. Akılcı bir kararla belki de bir üst kademeye sıçrama imkanımız var. Bunu ben biraz çözdüm ki alınacak kararlar akılcı olmalı. Buna ihtiyacımız var. Birazda siz düşünün.  Saygılarımla... 
Ekleme Tarihi: 10 Eylül 2018 - Pazartesi
Mehmet ÇELİKEL

EKONOMİDE YENİ DÖNEM...



  Ekonomide bir yeni dönem açılıyor. Yeni bir fikir ortaya koymak gerekiyor. Peki ne olacak bu yeni fikir. Asıl önemli olan bu. Demek ki bize yeni fikirler gerekiyor. Nedir bu yeni fikirler sizce. Ne olmalıdır. Ülkenin bekası ve Cumhuriyetin bekası için yepyeni kararlar dönemindeyiz. Öyle fikirler üretmeliyiz ki başarılı olalım. Asıl olan budur.
  Bir kere asla egosit yani bencil olmayacağız. Cumhuriyetin ilk yıllarında olduğu gibi düşüneceğiz ve güven hakim olmak zorunda. Çaresizlik her tarafımızı kapladı. Bunda devletin bir suçu yok. Bunda insanları arasındaki ilişkilerin yetersizliği var. Elimizden geldiği kadar çok çalışacağız. En önemli konuda kendimizden fayda bekleyeceğiz. Devlet zaten bizi gözetmeye devam ediyor. Kızmadan ve öfkelenmeden yolumuza devam edeceğiz. Olur olmaz bilmeden ve görmeden kimseyi eleştirmeyeceğiz. Akıl hakim olacak. Onca televizyon kanalını seyredip ondan sonra cahillik etmeyeceğiz. Herkes kendi işini yapacak ve başkasının serveti ve malı ile uğraşmayacak. Yani önündeki işi yapacak. Kısacası laf değil iş üretecek. Siyasetçi kendi işini yapacak, toplum kendi işini. Bu zor dönemi geçmek zorundayız.
  Sıkı bir para yani kur savaşı var. Evet ülkeyi para savaşı ile çökertmek isteyenler var ki bu alenen görülüyor. Fırsatçılar dolu. Una bile dolar arttı diye zam yapanlar var. Gıda kesimi de öyle. İşte burada devletin kontrolü gerekiyor. Bazı haberler alıyor ve bunu bizzat yaşıyoruz. Mesela gözümüzle gördüğümüz zamlar var ki hiç dövizle alakası olamayan kalemler. Halk tedirgin mi ki evet. Akla hayale gelmeyen zamlar yapıldı. Peki bunun psikolojik açıklaması nedir ki. Gelecek korkusu. Ama korkmamakta elde değil ki büyük firmaların bu krize desteği yok. Yani bu ülkenin bekası için umuruna takmayan firmalar ki büyük firmalar var. Onların pek sorunu yok çünkü tekelci veya kartel gibi çalışıyorlar. Verirsin parayı alırsın. Ben dedim oldu gibi. Peki küçük işletmeler ne yapsın. Batsın mı? Peki bunlar batar veya zora girerse kime ne satacaklar. Bulunur diyebilirler. Peki ya bulunmaz ise. Ya kimseye satacak malları olmaz ise. İşte kriz buradan başlar. 1929 krizindeki en büyük konu bu idi. Elinde devlet tahvili olmayan herkes battı. Kaos oluştu. Bu işi çözecek yine devletin aldığı kararlardır. Kamu maliyesi bu konuda en etkin koşuldur. Alınacak kararlar ciddi olmalıdır.
  KOBİ ler korunmalıdır. Vergi yapılandırılmasına gidildi ama bunu ödeyemeyecek birçok işletme kesinlikle vardır. Asla kendimizi kandırmayalım ki ülkede üretimi sallamayan ama ranttan para kazanmak isteyen birçok para babası var. Bunlar havadan kazanmaktan başka Bir şey bilmez. Asıl vergi bu kişilerden alınacak. Onunda yolunu devlet bulacak. Ama iş yapacam ve para kazanacam, üreteceğim diyen firma ve kişilerin ödeyemediği zaman e haciz yolu ile tedbir koyup bu kişileri tıkamak ve hatta batmasına devlet olarak sebep olmak adalete sığmaz. Kısacası bize paradan önce üretim ve iş lazım. Bunun üzerinden destek olan bir mali sistem lazım. Yoksa gırtlağını sıkan ve batıran bir sistem lazım değil. Bu bindiğimiz dalı kesmek gibi bir şey.
  Yöneticilerin, esnafın ve KOBİ’lerin önünü açması gerekiyor. Yoksa mali borcun var diye boğazına sarılması gerekmiyor. Yapılandırma oldu ama hem geçmişi hem de geleceği bu firma ve kişilerin ödemesi gelecekte zor gözüküyor. Kısacası bu sektörlerin ele alınması tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Oda ve borsalarımız ve esnaf birliklerimizin bunu devletle masaya yatırması gerekiyor. Nasıl bir yol çizeceğiz gelecek 5 yılda. Bu önemli çünkü dünya ekonomisi içindeki yerimiz değişiyor. Akılcı bir kararla belki de bir üst kademeye sıçrama imkanımız var. Bunu ben biraz çözdüm ki alınacak kararlar akılcı olmalı. Buna ihtiyacımız var. Birazda siz düşünün. 

Saygılarımla... 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.