Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

FAiZ, ENFLASYON VE ÖTESi...

Faiz nedir? Birçok kişi faizi kötü, haram olarak değerlendirir. Aslında ekonomide faiz=kar=artık değer olarak geçer. Para izafi bir kavramdır. Değeri zamanla artar veya azalır. Sabit bir değeri yoktur. Amerika’da bile bir malın fiyatı değişebilir. Amerika diyorum çünkü hakim ekonomi parası onların parasıdır. Dolar. Dünya üzerindeki tüm parasal değerler Dolar’a göre şekillenir. Bu 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Marshall anlaşmaları ile olmuştur. Kısacası faiz bir ekonomideki değer değişmelerinden paranın korunması olduğu kadar yabancı paralar içinde bir fren unsurudur. Bir mala faiz koymak dinsel açıdan ribadır. Yani siz 100 kilo buğday verirsiniz, 110 kilo geri istersiniz. Adama 10 daire verirsiniz, 11 daire geri istersiniz. Esas kötülük budur. Buna da riba denilir. Paranın üzerindeki faiz ile alakası yoktur. Yani ödünç verilen maldaki artırım esas kötülüktür.   Faiz Merkez Bankası’nın dövizdeki yükselişe karşı silahıdır. Dövizdeki yükselişi frenlemek için faiz silahını kullanır. Aslında Merkez Bankası'nın bundan başka birkaç işlemi daha vardır ama en kuvvetli silahı faizdir. Eğer dövizdeki yükselme olursa faizleri artırarak paranın dışa kaçımını engellemeye çalışır. İşin kötü tarafı bizde duran paranın bizim olmaması gerçeğidir. Dışa bağımlı olmak işin kötü yanıdır. Eğer faizi düşürürsek yabancı yatırımcının başka taraflara kaçma ihtimali vardır. Dolayısıyla dövizde yükselme oluşur. Esas enflasyonu körükleyende budur. Çünkü dışa bağımlıyız. Üretim ve artı değer yeterli miktarda değil. İthalatımız yüksek ve ithal malda dövizle birlikte artış oluşuyor. Dövizde en ufak bir yükseliş direkt olarak fiyatlara yansıyor.   Bazıları der ki faizler yüksek olursa enflasyonda artar. Alakası bile yok. Çünkü faizle enflasyonun bir ilişkisi aslında yoktur. Ayrı ayrı düşünülmesi gerekir. Yani birbirini tetiklemez. Faizdeki yükseliş para döngüsü ile ters orantılıdır. Faizler genel seviyesi artarsa ihtiyat saiki ile olan para miktarı artar. Muamele saiki ile olan para miktarında daralma oluşur. Yani alış veriş azalır kısacası. Yani paranın piyasadan çekilmesine yüksek faiz neden olur. Enflasyonun yükselmesi ile alakası yoktur. Aksine para piyasadan çekilirse fiyatlarda düşme oluşur. Çünkü mal alınmaz ve satılmaz. Dolayısıyla fiyatlarda düşme oluşur. Enflasyonda düşme eğilimine girer. Ama faizi düşürdük mü enflasyon yükselmez. Dışa bağımlı bir ekonomi olduğumuz için döviz dışarı kaçarsa işte o zaman girdi fiyatları yükselir ve buda enflasyon demektir. Gıda fiyatlarındaki yükselişin bir kısmı bundan, bir kısmı da karaborsaya alışmış ve kısa yoldan zengin olmayı umanlar sayesindedir. Adamlar soğanı depoladılar ama soğanın filiz vereceğini unuttular. Çürüyünce acil ihtiyaçtan daha olmamış soğanlar piyasaya çıktı. Pazarda bakıyorum ki soğanlar biraz garip. Dedim neden böyle. Abi daha kabuklanmadan topladık dedi. Yani enflasyonu yaratan bazı etkilerde toplumun içinden geliyor. Ahlak pusulası şaşmış kişilerden geliyor. Halkın olası fiyat yükselişlerinden ve enflasyondan etkilenmemesi mümkün değil. Yapılan maaş artışları oluşan enflasyon karşısında yetersiz kalırsa toplum fakirleşmeye başlar. Bir ailenin ihtiyaçları bellidir. Eskiye göre çok daha mal fazlalığı var. Eğer insanlara enflasyon kadar zam yaparsanız enflasyon falan artmaz. Zaten piyasada yeterli mal ve hizmet mevcut. Ama yeterli zam yapılmıyor. Çünkü enflasyonu körükleyeceği düşünülüyor bazı kesimlerce. Bence körükleyecek bir hali yok. Ama ülkenin ithalata bağlı olması ve ana girdilerin dövizle olması her an enflasyon yaratacak ve bunu engellemek içinde faiz silahı kullanılacaktır. Faizleri düşürmenin sorun olmaması için üretimin yüksek ve rasyonel olması gerek. Ama dışa bağımlı iseniz her zaman bu faiz denilen objeyi kullanmak zorundasınız. Saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 28 Temmuz 2019 - Pazar
Mehmet ÇELİKEL

FAiZ, ENFLASYON VE ÖTESi...

Faiz nedir? Birçok kişi faizi kötü, haram olarak değerlendirir. Aslında ekonomide faiz=kar=artık değer olarak geçer. Para izafi bir kavramdır. Değeri zamanla artar veya azalır. Sabit bir değeri yoktur. Amerika’da bile bir malın fiyatı değişebilir. Amerika diyorum çünkü hakim ekonomi parası onların parasıdır. Dolar. Dünya üzerindeki tüm parasal değerler Dolar’a göre şekillenir. Bu 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Marshall anlaşmaları ile olmuştur. Kısacası faiz bir ekonomideki değer değişmelerinden paranın korunması olduğu kadar yabancı paralar içinde bir fren unsurudur. Bir mala faiz koymak dinsel açıdan ribadır. Yani siz 100 kilo buğday verirsiniz, 110 kilo geri istersiniz. Adama 10 daire verirsiniz, 11 daire geri istersiniz. Esas kötülük budur. Buna da riba denilir. Paranın üzerindeki faiz ile alakası yoktur. Yani ödünç verilen maldaki artırım esas kötülüktür.
 
Faiz Merkez Bankası’nın dövizdeki yükselişe karşı silahıdır. Dövizdeki yükselişi frenlemek için faiz silahını kullanır. Aslında Merkez Bankası'nın bundan başka birkaç işlemi daha vardır ama en kuvvetli silahı faizdir. Eğer dövizdeki yükselme olursa faizleri artırarak paranın dışa kaçımını engellemeye çalışır. İşin kötü tarafı bizde duran paranın bizim olmaması gerçeğidir. Dışa bağımlı olmak işin kötü yanıdır. Eğer faizi düşürürsek yabancı yatırımcının başka taraflara kaçma ihtimali vardır. Dolayısıyla dövizde yükselme oluşur. Esas enflasyonu körükleyende budur. Çünkü dışa bağımlıyız. Üretim ve artı değer yeterli miktarda değil. İthalatımız yüksek ve ithal malda dövizle birlikte artış oluşuyor. Dövizde en ufak bir yükseliş direkt olarak fiyatlara yansıyor.
 
Bazıları der ki faizler yüksek olursa enflasyonda artar. Alakası bile yok. Çünkü faizle enflasyonun bir ilişkisi aslında yoktur. Ayrı ayrı düşünülmesi gerekir. Yani birbirini tetiklemez. Faizdeki yükseliş para döngüsü ile ters orantılıdır. Faizler genel seviyesi artarsa ihtiyat saiki ile olan para miktarı artar. Muamele saiki ile olan para miktarında daralma oluşur. Yani alış veriş azalır kısacası. Yani paranın piyasadan çekilmesine yüksek faiz neden olur. Enflasyonun yükselmesi ile alakası yoktur. Aksine para piyasadan çekilirse fiyatlarda düşme oluşur. Çünkü mal alınmaz ve satılmaz. Dolayısıyla fiyatlarda düşme oluşur. Enflasyonda düşme eğilimine girer. Ama faizi düşürdük mü enflasyon yükselmez. Dışa bağımlı bir ekonomi olduğumuz için döviz dışarı kaçarsa işte o zaman girdi fiyatları yükselir ve buda enflasyon demektir. Gıda fiyatlarındaki yükselişin bir kısmı bundan, bir kısmı da karaborsaya alışmış ve kısa yoldan zengin olmayı umanlar sayesindedir. Adamlar soğanı depoladılar ama soğanın filiz vereceğini unuttular. Çürüyünce acil ihtiyaçtan daha olmamış soğanlar piyasaya çıktı. Pazarda bakıyorum ki soğanlar biraz garip. Dedim neden böyle. Abi daha kabuklanmadan topladık dedi. Yani enflasyonu yaratan bazı etkilerde toplumun içinden geliyor. Ahlak pusulası şaşmış kişilerden geliyor.

Halkın olası fiyat yükselişlerinden ve enflasyondan etkilenmemesi mümkün değil. Yapılan maaş artışları oluşan enflasyon karşısında yetersiz kalırsa toplum fakirleşmeye başlar. Bir ailenin ihtiyaçları bellidir. Eskiye göre çok daha mal fazlalığı var. Eğer insanlara enflasyon kadar zam yaparsanız enflasyon falan artmaz. Zaten piyasada yeterli mal ve hizmet mevcut. Ama yeterli zam yapılmıyor. Çünkü enflasyonu körükleyeceği düşünülüyor bazı kesimlerce. Bence körükleyecek bir hali yok. Ama ülkenin ithalata bağlı olması ve ana girdilerin dövizle olması her an enflasyon yaratacak ve bunu engellemek içinde faiz silahı kullanılacaktır. Faizleri düşürmenin sorun olmaması için üretimin yüksek ve rasyonel olması gerek. Ama dışa bağımlı iseniz her zaman bu faiz denilen objeyi kullanmak zorundasınız.
Saygılarımla...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.