Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

FEDERAL DEVLET, ULUS DEVLET VE AB.....

Devletlerin yapısal biçimleri farklı farklıdır. Biz burada federal devler veya ulus devletleri irdeleyelim ve bugünkü Avrupa Birliğinin sıkıntılarını sorgulayalım istedik. Bilindiği gibi federal yapıya eskiden en güzel örnek Osmanlı İmparatorluğu idi. Bu günkü federal yapıya o günlerde beylerbeyliği deniliyordu ve bugünün federal yapısını andırıyordu. Anadolu, Rumeli, Mısır, Cezayir beylerbeyliği gibi hepsinin başında bir beylerbeyi yani vali gibi kişiler vardı. Hepsi de İstanbul'daki, imparatorluğun merkezine bağlı idi. Mesela yıllardır televizyonda seyrettiğimiz Malkoçoğlu da aslında bir uç beyliği idi ve sınır ötesi baskınlar yapardı.   Amerika Birleşik Devletleri ise 1780'li yıllarda bir anayasa oluşturmuş idi. Bağımsızlık savaşı sonrası bir gün toplantıdan çıkan senatör Benjamin Franklin'e sormuşlar: Ne yaptınız. O da cevap vermiş: Bir cumhuriyet ama eğer koruyabilirseniz. Aslında Ben Franklin bir senatördü. Başkan olamamasına rağmen bu gün en değerli doların üstünde resmi vardır. Çünkü o da gerçek bir dehadır. Sırf siyasetçi değil aynı zamanda bir bilim adamıdır. Mesela yıldırım engelleyici paratoner onun icadıdır ve bugün tüm yeni yapılarda mevcuttur. Amerika ilk tesis edilirken federalistler ile cumhuriyetçiler hep çekiştiler. Her biri ayrı yöne çekti. Daha sonraki yıllarda ise bir federal yapıya kavuştu. Özellikle iç savaş sonrası devlet bir şekle oturtuldu. Şu anda 178 yıllık bir anayasaya sahip ve çoğu yerde uygulanmayan nevi şahsına münhasır bir federal yapıları vardır. Ama yıllar geçtikçe sıkıntılar artmaktadır. Çünkü göç yüzünden çok etnik yapıyı bünyelerine almışlardır. Osmanlı kan karıştırıp bir taba oluşturmak istiyordu. Amerika da o yolu kopyalamakla meşguldür şu aralar. Refah düzeyini arttırıp bir Amerikan tabası oluşturmak. Ama bir yerden sonra sıkıntılar eyaletler arasında baş göstermeye başlar.   Mustafa Kemal Atatürk öncesi ve sonrası daha yetişmemiş bir liderdir. Gelecek bilinemez ama öyle bir deha zor gelir. Bunu seven sevmeyen herkes genelde kabul ediyor. Asla federal bir sisteme sıcak bakmadı. Çünkü Osmanlı İmparatorluğunun içine düştüğü sıkıntıları biliyordu. Kendisi de onun bir paşası idi. Çok etnik grup barındırıyordu Osmanlı İmparatorluğu ve daha sonraları bunlar dış kışkırtmalar dahil başa bela oldular ve Osmanlı İmparatorluğundan kopmaya başladılar. Girit'in ayrılması ve Balkan sorunu hep Mustafa Kemal Atatürk'ün gözüyle gördüğü şeylerdi. Bu nedenle her zaman ulus devleti savundu. Hep bağımsızlık dedi. Bağımsızlık olmadan Cumhuriyet olmaz dedi. Esas kural budur dedi. Etnik grupları hep dışarda bırakmak istedi ve öylede yaptı. İçindeki kalan etnik grupları da hep dışarı yolladı. Rumların Yunanistan'a yollanıp Batı Trakya Türklerinin geri çağırılması gibi. Ve hep şunu dedi: Evlad-ı Fatihanları- Anadolu insanı demek bir yerde- bir arada toplayıp durumuzu kurtarabiliriz. Ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurup tüm cihana tanıttı. Tüm dünya da onu tanımak için hep geldi. Yani kısacası beladan hep uzak durdu, kendi yağı ile kavrulan medeni bir ülke olmamızı istedi.   Şimdi gelelim bu güne. Son günlerde AB'deki olaylar sonucu haklı olan kimmiş. Atatürk değil mi? Hele suni bir federe devlet kurmak isterseniz ve hele bu Amerika gibi bir çevre devleti olmayıp merkeziyetçi bir devleti olursa. Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz şöyle demişti: 17 tane merkez bankası olan bir devlet olmaz. Sonunda sorun çıkar. Hepsi bir Avrupa Merkez Bankasına bağlı olsa da her biri kendisi için bir şeyler istemez mi sizce. İster tabii. Avrupa farklı bir oluşum. Herkes en az 2-3 dil bilir. Çünkü hepsi birbirine benzer ve kolay anlaşırlar. Ama halkların yaşayış biçimleri farklıdır. Güney kuzeye, doğu batıya benzemez. Slavlar farklı, flamanlar faklı, saksonlar farklı, normanlar farklıdır. Tabii birlik Almanlaştırılmak istendi. Maastrich kriterleri ile ama sonunda İngiltere'den patlak verdi. Hollanda da kaynıyor. Hepsi aslına dönecek zaman içinde. Kendi para birimlerine de dönecekler sonunda. İngiltere'nin ayrılası AB ye 2.6 trilyon dolara patlıyor. Almanya'dan sonra en çok gelir akıtan ülke idi İngiltere. Ama halkı olmaz dedi. Arkası gelebilir. Zaten AB ile Amerika'nın federal yapısı çok farklı. Avrupa Birleşik Devletleri olmak istediler ama toplumsal farklılıklar onları bu yöne taşıdı. Mustafa Kemal Paşa ne kadar haklı ve akılcı imiş bu konuda. Zaten teşhisi yıllar önce koymuştu. Akılcı bir Cumhuriyet kurdu. Federal sistemi her zaman reddetti. Avrupa'nın durumu gözler önünde. Ayrıca Ben Franklin'in dediği gibi acaba Amerikalılarda cumhuriyeti de koruyabildiler mi acaba? Yoksa onların sonu da ayrışmak mı? Cevabı sizler bulunuz. Saygılarımla...    
Ekleme Tarihi: 29 Haziran 2016 - Çarşamba
Mehmet ÇELİKEL

FEDERAL DEVLET, ULUS DEVLET VE AB.....

Devletlerin yapısal biçimleri farklı farklıdır. Biz burada federal devler veya ulus devletleri irdeleyelim ve bugünkü Avrupa Birliğinin sıkıntılarını sorgulayalım istedik. Bilindiği gibi federal yapıya eskiden en güzel örnek Osmanlı İmparatorluğu idi. Bu günkü federal yapıya o günlerde beylerbeyliği deniliyordu ve bugünün federal yapısını andırıyordu. Anadolu, Rumeli, Mısır, Cezayir beylerbeyliği gibi hepsinin başında bir beylerbeyi yani vali gibi kişiler vardı. Hepsi de İstanbul'daki, imparatorluğun merkezine bağlı idi. Mesela yıllardır televizyonda seyrettiğimiz Malkoçoğlu da aslında bir uç beyliği idi ve sınır ötesi baskınlar yapardı.
 
Amerika Birleşik Devletleri ise 1780'li yıllarda bir anayasa oluşturmuş idi. Bağımsızlık savaşı sonrası bir gün toplantıdan çıkan senatör Benjamin Franklin'e sormuşlar: Ne yaptınız. O da cevap vermiş: Bir cumhuriyet ama eğer koruyabilirseniz. Aslında Ben Franklin bir senatördü. Başkan olamamasına rağmen bu gün en değerli doların üstünde resmi vardır. Çünkü o da gerçek bir dehadır. Sırf siyasetçi değil aynı zamanda bir bilim adamıdır. Mesela yıldırım engelleyici paratoner onun icadıdır ve bugün tüm yeni yapılarda mevcuttur. Amerika ilk tesis edilirken federalistler ile cumhuriyetçiler hep çekiştiler. Her biri ayrı yöne çekti. Daha sonraki yıllarda ise bir federal yapıya kavuştu. Özellikle iç savaş sonrası devlet bir şekle oturtuldu. Şu anda 178 yıllık bir anayasaya sahip ve çoğu yerde uygulanmayan nevi şahsına münhasır bir federal yapıları vardır. Ama yıllar geçtikçe sıkıntılar artmaktadır. Çünkü göç yüzünden çok etnik yapıyı bünyelerine almışlardır. Osmanlı kan karıştırıp bir taba oluşturmak istiyordu. Amerika da o yolu kopyalamakla meşguldür şu aralar. Refah düzeyini arttırıp bir Amerikan tabası oluşturmak. Ama bir yerden sonra sıkıntılar eyaletler arasında baş göstermeye başlar.
 
Mustafa Kemal Atatürk öncesi ve sonrası daha yetişmemiş bir liderdir. Gelecek bilinemez ama öyle bir deha zor gelir. Bunu seven sevmeyen herkes genelde kabul ediyor. Asla federal bir sisteme sıcak bakmadı. Çünkü Osmanlı İmparatorluğunun içine düştüğü sıkıntıları biliyordu. Kendisi de onun bir paşası idi. Çok etnik grup barındırıyordu Osmanlı İmparatorluğu ve daha sonraları bunlar dış kışkırtmalar dahil başa bela oldular ve Osmanlı İmparatorluğundan kopmaya başladılar. Girit'in ayrılması ve Balkan sorunu hep Mustafa Kemal Atatürk'ün gözüyle gördüğü şeylerdi. Bu nedenle her zaman ulus devleti savundu. Hep bağımsızlık dedi. Bağımsızlık olmadan Cumhuriyet olmaz dedi. Esas kural budur dedi. Etnik grupları hep dışarda bırakmak istedi ve öylede yaptı. İçindeki kalan etnik grupları da hep dışarı yolladı. Rumların Yunanistan'a yollanıp Batı Trakya Türklerinin geri çağırılması gibi. Ve hep şunu dedi: Evlad-ı Fatihanları- Anadolu insanı demek bir yerde- bir arada toplayıp durumuzu kurtarabiliriz. Ve Türkiye Cumhuriyeti'ni kurup tüm cihana tanıttı. Tüm dünya da onu tanımak için hep geldi. Yani kısacası beladan hep uzak durdu, kendi yağı ile kavrulan medeni bir ülke olmamızı istedi.
 
Şimdi gelelim bu güne. Son günlerde AB'deki olaylar sonucu haklı olan kimmiş. Atatürk değil mi? Hele suni bir federe devlet kurmak isterseniz ve hele bu Amerika gibi bir çevre devleti olmayıp merkeziyetçi bir devleti olursa. Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz şöyle demişti: 17 tane merkez bankası olan bir devlet olmaz. Sonunda sorun çıkar. Hepsi bir Avrupa Merkez Bankasına bağlı olsa da her biri kendisi için bir şeyler istemez mi sizce. İster tabii. Avrupa farklı bir oluşum. Herkes en az 2-3 dil bilir. Çünkü hepsi birbirine benzer ve kolay anlaşırlar. Ama halkların yaşayış biçimleri farklıdır. Güney kuzeye, doğu batıya benzemez. Slavlar farklı, flamanlar faklı, saksonlar farklı, normanlar farklıdır. Tabii birlik Almanlaştırılmak istendi. Maastrich kriterleri ile ama sonunda İngiltere'den patlak verdi. Hollanda da kaynıyor. Hepsi aslına dönecek zaman içinde. Kendi para birimlerine de dönecekler sonunda. İngiltere'nin ayrılası AB ye 2.6 trilyon dolara patlıyor. Almanya'dan sonra en çok gelir akıtan ülke idi İngiltere. Ama halkı olmaz dedi. Arkası gelebilir. Zaten AB ile Amerika'nın federal yapısı çok farklı. Avrupa Birleşik Devletleri olmak istediler ama toplumsal farklılıklar onları bu yöne taşıdı. Mustafa Kemal Paşa ne kadar haklı ve akılcı imiş bu konuda. Zaten teşhisi yıllar önce koymuştu. Akılcı bir Cumhuriyet kurdu. Federal sistemi her zaman reddetti. Avrupa'nın durumu gözler önünde. Ayrıca Ben Franklin'in dediği gibi acaba Amerikalılarda cumhuriyeti de koruyabildiler mi acaba? Yoksa onların sonu da ayrışmak mı? Cevabı sizler bulunuz.

Saygılarımla...
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.