Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

HAYDİ TÜRKİYEM DAHA GÜZEL GÜNLERE...

Atatürk Onuncu Yıl Nutkunu yazarken son cümlesinde şunu söylemiştir: Türk milleti. Ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne Mutlu Türküm Diyene! Aslında bu cümleden sonra bir cümle daha yazmış ama sonra veda gibi olacak diye iptal etmiştir. Bu cümle ise şöyledir: Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, milletten ve tüm beşeriyetten dileğim şudur. Lütfen beni hatırlayınız! O milletinin çok güzel günlere gideceğinden emindi. Elbette Cumhuriyeti karatmak isteyenler çıkacaktı. Bunu da hissedip gençliğe hitabette belirtmiştir.   Ama her zaman bu ülkede gözü olan ve insanlarını kandırmayı ilke edinmiş dünya üzerinde şebekeleşmiş birçok örgüt var. Ama papaz her zaman pilav yemiyor. Hayret derecesinde ve şaşkınlık içinde gördük ki esas müdahaleyi halk yaptı. Halka rağmen hiç bir şey yapılamaz demiştim. Dediğim oldu, geçen seferde belirttiğim gibi halk hem gövdesi ile hem de cebi ile destek oldu. Sinirinden hiddetinden hiç bir şeyi gözü görmedi. Görmezde. İşte bu halkına güvenerek çalışıp üretmiştir Atatürk. Ona inanmıştır daima ve tüm konuşmalarında bunu belirtmiştir.   Şimdi ne olacak? Belli ellerde toplanan bu örgüt paralarına el konuluyor. Ama burada en önemlisi devletin hızlı davranması. Mesela dün gelen bir banka müdürü arkadaşım bu kişilerin tedbirden dolayı kredi borçlarını tahsil edemiyoruz diyor. Bu gibi tablo çok olabilir. İstenilen bu tip ödemelerin el konulan işletmelerin başına bir kayyum atayıp devam etmesi. Çünkü piyasada bir sıkışma yaratacaktır. Acilen tedbir alınması gerekir. Aslında kimlere para ödendiği de örgütün açığa çıkması için çok kolay bir yoldur çünkü örgüt dışında bir kişi ile işleri olmaz bu işletmelerin. Bir tek bankalar hariç. Hep birbirlerini kalkındırmaya yönelmişlerdir. Daha ucuz fiyat verseniz bile giremezsiniz. Çünkü onlardan değilsiniz. Onlar kapalı kutudur. Buna baktıkça masonluk düzenini görüyorum. Hemen hemen aynı tip bir çalışma. Bu gibi şeylerin bir millete ne kadar zararlı olduğunu düşündünüz mü bulursunuz. Milleti bölmekten ve hakim bir grup oluşturmaktan başka bir şey yapmaz. Hep cep düşünülür. Milliyetçilik veya ülke hak getire. Bu da Mustafa Kemal Atatürk ün Kemalizm ilkesine kökünden terstir.   Şimdi ne olacak? Daha güzel günler olması için ilk önce ülkemizi bayrağımızı ve Cumhuriyetimizi sevecek ve ona bağlı olacağız. Kendimizden önce milletimizi düşüneceğiz. Yani demokrat olacağız ve demokrasiyi oluşturacağız. Böyle ne idüğü belirsiz, millet ve milliyeti yok sayan yelere dalmayacağız. Akılcı olacağız. Allah ve Kuran ilk önce bizden onu istiyor. Böyle örgütsel yapıları desteklenmeyecek yalnızca bu halka ve Cumhuriyete inanacağız. Ekonomi bu gibi kişi ve işletmelerin yani örgüte bağlı olan, ortadan silinmesi ile daha güzel çalışacak. Bunlar para ve gücü elinde tutan, birbirlerinin dışında kimseye hayrı olmayan kurumlar ve kişiler. Bunlar ortadan kalkınca gerçek iş yapıp ülkesine faydalı olmak isteyen insanlar ortaya çıkacak. Burada devletin bu insanlara ve işletmelere destek olması gerekiyor. Hani geçen defa dediğim gibi maliyeye borcu olan ve iş yapmak için çırpınan insanlara. O zaman bu işi,5-6 aya kalmadan toparlar ve Atatürk'ün dediği gibi saadet ve huzur içinde olabiliriz. Bir tecrübe yaşadık. Aklımız başımızda olsun. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalsın. Saygılarımla...  
Ekleme Tarihi: 05 Ağustos 2016 - Cuma
Mehmet ÇELİKEL

HAYDİ TÜRKİYEM DAHA GÜZEL GÜNLERE...

Atatürk Onuncu Yıl Nutkunu yazarken son cümlesinde şunu söylemiştir: Türk milleti. Ebediyete akıp giden her on senede bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim. Ne Mutlu Türküm Diyene! Aslında bu cümleden sonra bir cümle daha yazmış ama sonra veda gibi olacak diye iptal etmiştir. Bu cümle ise şöyledir: Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, milletten ve tüm beşeriyetten dileğim şudur. Lütfen beni hatırlayınız! O milletinin çok güzel günlere gideceğinden emindi. Elbette Cumhuriyeti karatmak isteyenler çıkacaktı. Bunu da hissedip gençliğe hitabette belirtmiştir.
 
Ama her zaman bu ülkede gözü olan ve insanlarını kandırmayı ilke edinmiş dünya üzerinde şebekeleşmiş birçok örgüt var. Ama papaz her zaman pilav yemiyor. Hayret derecesinde ve şaşkınlık içinde gördük ki esas müdahaleyi halk yaptı. Halka rağmen hiç bir şey yapılamaz demiştim. Dediğim oldu, geçen seferde belirttiğim gibi halk hem gövdesi ile hem de cebi ile destek oldu. Sinirinden hiddetinden hiç bir şeyi gözü görmedi. Görmezde. İşte bu halkına güvenerek çalışıp üretmiştir Atatürk. Ona inanmıştır daima ve tüm konuşmalarında bunu belirtmiştir.
 
Şimdi ne olacak? Belli ellerde toplanan bu örgüt paralarına el konuluyor. Ama burada en önemlisi devletin hızlı davranması. Mesela dün gelen bir banka müdürü arkadaşım bu kişilerin tedbirden dolayı kredi borçlarını tahsil edemiyoruz diyor. Bu gibi tablo çok olabilir. İstenilen bu tip ödemelerin el konulan işletmelerin başına bir kayyum atayıp devam etmesi. Çünkü piyasada bir sıkışma yaratacaktır. Acilen tedbir alınması gerekir. Aslında kimlere para ödendiği de örgütün açığa çıkması için çok kolay bir yoldur çünkü örgüt dışında bir kişi ile işleri olmaz bu işletmelerin. Bir tek bankalar hariç. Hep birbirlerini kalkındırmaya yönelmişlerdir. Daha ucuz fiyat verseniz bile giremezsiniz. Çünkü onlardan değilsiniz. Onlar kapalı kutudur. Buna baktıkça masonluk düzenini görüyorum. Hemen hemen aynı tip bir çalışma. Bu gibi şeylerin bir millete ne kadar zararlı olduğunu düşündünüz mü bulursunuz. Milleti bölmekten ve hakim bir grup oluşturmaktan başka bir şey yapmaz. Hep cep düşünülür. Milliyetçilik veya ülke hak getire. Bu da Mustafa Kemal Atatürk ün Kemalizm ilkesine kökünden terstir.
 
Şimdi ne olacak? Daha güzel günler olması için ilk önce ülkemizi bayrağımızı ve Cumhuriyetimizi sevecek ve ona bağlı olacağız. Kendimizden önce milletimizi düşüneceğiz. Yani demokrat olacağız ve demokrasiyi oluşturacağız. Böyle ne idüğü belirsiz, millet ve milliyeti yok sayan yelere dalmayacağız. Akılcı olacağız. Allah ve Kuran ilk önce bizden onu istiyor. Böyle örgütsel yapıları desteklenmeyecek yalnızca bu halka ve Cumhuriyete inanacağız. Ekonomi bu gibi kişi ve işletmelerin yani örgüte bağlı olan, ortadan silinmesi ile daha güzel çalışacak. Bunlar para ve gücü elinde tutan, birbirlerinin dışında kimseye hayrı olmayan kurumlar ve kişiler. Bunlar ortadan kalkınca gerçek iş yapıp ülkesine faydalı olmak isteyen insanlar ortaya çıkacak. Burada devletin bu insanlara ve işletmelere destek olması gerekiyor. Hani geçen defa dediğim gibi maliyeye borcu olan ve iş yapmak için çırpınan insanlara. O zaman bu işi,5-6 aya kalmadan toparlar ve Atatürk'ün dediği gibi saadet ve huzur içinde olabiliriz. Bir tecrübe yaşadık. Aklımız başımızda olsun. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalsın.
Saygılarımla...
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.