Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

İKİLİ İŞLEMLEME: OTOMATİK VE DÜŞÜNSEL.

İnsanoğlunun karar alma mekanizması buna bağlı. İkili işlemleme insanın karar vermesini veya meleke sahibi olması üzerine konulan bir kuram. Şöyle ki hayatımızda bazı şeyleri düşünsel, bazı şeyleri de otomatik olarak çözmeye çalışırız. Otomatik sistem ve düşünsel sistem birbirinden ayrı çalışır ve her insan için oldukça önemli bir konudur.   Otomatik sistem kontrolsüz, çaba gerektirmeyen, hızlı, beceriye dayanan ama bilinçsizce işler. Mesela yıllarca araç kullanan bir kişi genelde tecrübe ve becerileri ile otomatik sistemi kullanır. Çünkü meleke sahibi olmuştur. Ama daha yeni yetme bir sürücü düşünsel sistemi kullanır ve yavaştır. Daha bilinçlidir. Tecrübeli sürücüler de kaza yapma ihtimali kendine olan güvenden dolayı daha yüksektir ki bugün bunlara şahit oluyoruz. Mesela bir Amerikalı için ons ağırlık birimini otomatik sistem gerektiriyorsa, bir Avrupalı için düşünsel sistem gerektirir ve çaba gerektirir. O halde otomatik sistem çaba gerektirmez ama düşünsel sistem çaba gerektirir.   Düşünsel sistem ise kontrollü, çaba gerektiren, kurala dayalı, bilinçli ve yavaş hareket gerektirir. Mesela bir matematik problemini düşünsel sistem kullanarak çözebiliriz. Mesela bir yere nereden gideceğinize, hangi okulda okumak istediğinize, bir konuda kime danışacağımıza genellikle düşünsel sistemi kullanarak karar veririz. Düşünsel sistemde bilinç olmak ve doğrusu bulmak için çaba gösteririz. Otomatik sistem sezgisel, düşünsel sistem rasyoneldir. Mesela bir tenisçi genellikle otomatik sistemi kullanır. Çünkü yılların tecrübesi onu bu yola sevk eder. Durmadan tekrarlamakta otomatik sistemi eğitilmesine yol açar. Bir piyanistin yetişmesi gibi. Bir piyanist artık çok iyi noktaya gelince klavyeye bakmadan bile bir eseri sezgisel olarak çalabilir. Bazı ünlü besteciler böyledir. Macar besteci Franz Liszt piyanonun başından kalkmadan aç susuz 20 saat çalışırmış. İşte bu otomatik sistemin eğitilmesine yol açar. Artık bir noktadan sonra bir eseri hissederek çalabilir. Böyle çok örnek verilebilir.   Aslında otomatik sistemi kullanmak bize verilen ve limbik sistem denilen beynin en alt kademesinin kullanmak demektir. Buna kertenkele beyni de denebilir. Beynin bu alt kademesi aynı zamanda sezgisel dürtüleri yönetir. 3. göz de denilir. Aynı zamanda melatonin denilen ve vücudumuzu onaran, karanlıkta gece 2 ila 5 arası salgılanan hormonu yöneten kısımdır. Kısacası zamanla eğitilir ve hislerimizin kuvvetlenmesine sebep olur.   Otomatik sistemi mi yoksa düşünsel sistemi mi kullandığımız bazı yanıltıcı sorular ile çözülebilir. Bir kitapta verilen bir örnekte, 5 makine 5 oyuncağı 5 dakikada yaparsa, 100 makine 100 oyuncağı kaç dakikada yapar. Otomatik sistem sizi hemen 100 cevabına yönlendirir. Ama cevap yine 5’tir. Çünkü oyuncak kadar makine adedi de artmıştır. Mesela bir sağır bir şapkacı dükkanına girse ve şapka istese nasıl tarif eder. Tabii ki başının üstünü gösterir. Peki bir kör girer ve şapka isterse nasıl tarif eder. Ben bunu denediğimde çoğu kişi başını gösterir dedi. Halbuki kör konuşuyor. Şapka der. İşte bu gibi örnekler beynimizin hangi bölümü kullandığımızı ve çok acele ettiğimizi, hata yaptığımızı gösteriyor. Mesela okuduğum bir kitapta insanları, insanlar ve iktisadiler olarak ikiye ayırıyor. Yani homo sapiens ve homo economicus. İktisadiler bir karar alacaksa düşünsel sistemi kullanırlar genelde. Ama insanların çoğu otomatik sistemi kullanır. Hatalarda yaparlar tabii ki.   Bu yazıyı yazdım çünkü okuduğum bir kitapta bu konu ortaya atılmış ve oldukça ilginç geldi. Ve kitapta diyor ki: Eğer insanlar büyük sorunlar yaşamadan otomatik sistemlerine güvenirler ise hayatları daha kolay, daha iyi olacak ve uzun yaşayacaklardır. Kafaya takmayanlar, kulağının arkasına atanlar grubu da denilebilir. Hiçbir şeyi dert edinmeyenler. Kitabın adını da vereyi ve okumanızı tavsiye ederim çünkü 2017 Nobel Ekonomi Ödülü almış. Kitabın adı DÜRTME (NUDGE). Richard H. Thaler, Cass R. Sunstein. Pegasus Yayınlarından çıkmış.   Saygılarımla..    
Ekleme Tarihi: 20 Ocak 2019 - Pazar
Mehmet ÇELİKEL

İKİLİ İŞLEMLEME: OTOMATİK VE DÜŞÜNSEL.

İnsanoğlunun karar alma mekanizması buna bağlı. İkili işlemleme insanın karar vermesini veya meleke sahibi olması üzerine konulan bir kuram. Şöyle ki hayatımızda bazı şeyleri düşünsel, bazı şeyleri de otomatik olarak çözmeye çalışırız. Otomatik sistem ve düşünsel sistem birbirinden ayrı çalışır ve her insan için oldukça önemli bir konudur.
 
Otomatik sistem kontrolsüz, çaba gerektirmeyen, hızlı, beceriye dayanan ama bilinçsizce işler. Mesela yıllarca araç kullanan bir kişi genelde tecrübe ve becerileri ile otomatik sistemi kullanır. Çünkü meleke sahibi olmuştur. Ama daha yeni yetme bir sürücü düşünsel sistemi kullanır ve yavaştır. Daha bilinçlidir. Tecrübeli sürücüler de kaza yapma ihtimali kendine olan güvenden dolayı daha yüksektir ki bugün bunlara şahit oluyoruz. Mesela bir Amerikalı için ons ağırlık birimini otomatik sistem gerektiriyorsa, bir Avrupalı için düşünsel sistem gerektirir ve çaba gerektirir. O halde otomatik sistem çaba gerektirmez ama düşünsel sistem çaba gerektirir.
 
Düşünsel sistem ise kontrollü, çaba gerektiren, kurala dayalı, bilinçli ve yavaş hareket gerektirir. Mesela bir matematik problemini düşünsel sistem kullanarak çözebiliriz. Mesela bir yere nereden gideceğinize, hangi okulda okumak istediğinize, bir konuda kime danışacağımıza genellikle düşünsel sistemi kullanarak karar veririz. Düşünsel sistemde bilinç olmak ve doğrusu bulmak için çaba gösteririz. Otomatik sistem sezgisel, düşünsel sistem rasyoneldir. Mesela bir tenisçi genellikle otomatik sistemi kullanır. Çünkü yılların tecrübesi onu bu yola sevk eder. Durmadan tekrarlamakta otomatik sistemi eğitilmesine yol açar. Bir piyanistin yetişmesi gibi. Bir piyanist artık çok iyi noktaya gelince klavyeye bakmadan bile bir eseri sezgisel olarak çalabilir. Bazı ünlü besteciler böyledir. Macar besteci Franz Liszt piyanonun başından kalkmadan aç susuz 20 saat çalışırmış. İşte bu otomatik sistemin eğitilmesine yol açar. Artık bir noktadan sonra bir eseri hissederek çalabilir. Böyle çok örnek verilebilir.
 
Aslında otomatik sistemi kullanmak bize verilen ve limbik sistem denilen beynin en alt kademesinin kullanmak demektir. Buna kertenkele beyni de denebilir. Beynin bu alt kademesi aynı zamanda sezgisel dürtüleri yönetir. 3. göz de denilir. Aynı zamanda melatonin denilen ve vücudumuzu onaran, karanlıkta gece 2 ila 5 arası salgılanan hormonu yöneten kısımdır. Kısacası zamanla eğitilir ve hislerimizin kuvvetlenmesine sebep olur.
 
Otomatik sistemi mi yoksa düşünsel sistemi mi kullandığımız bazı yanıltıcı sorular ile çözülebilir. Bir kitapta verilen bir örnekte, 5 makine 5 oyuncağı 5 dakikada yaparsa, 100 makine 100 oyuncağı kaç dakikada yapar. Otomatik sistem sizi hemen 100 cevabına yönlendirir. Ama cevap yine 5’tir. Çünkü oyuncak kadar makine adedi de artmıştır. Mesela bir sağır bir şapkacı dükkanına girse ve şapka istese nasıl tarif eder. Tabii ki başının üstünü gösterir. Peki bir kör girer ve şapka isterse nasıl tarif eder. Ben bunu denediğimde çoğu kişi başını gösterir dedi. Halbuki kör konuşuyor. Şapka der. İşte bu gibi örnekler beynimizin hangi bölümü kullandığımızı ve çok acele ettiğimizi, hata yaptığımızı gösteriyor. Mesela okuduğum bir kitapta insanları, insanlar ve iktisadiler olarak ikiye ayırıyor. Yani homo sapiens ve homo economicus. İktisadiler bir karar alacaksa düşünsel sistemi kullanırlar genelde. Ama insanların çoğu otomatik sistemi kullanır. Hatalarda yaparlar tabii ki.
 
Bu yazıyı yazdım çünkü okuduğum bir kitapta bu konu ortaya atılmış ve oldukça ilginç geldi. Ve kitapta diyor ki: Eğer insanlar büyük sorunlar yaşamadan otomatik sistemlerine güvenirler ise hayatları daha kolay, daha iyi olacak ve uzun yaşayacaklardır. Kafaya takmayanlar, kulağının arkasına atanlar grubu da denilebilir. Hiçbir şeyi dert edinmeyenler. Kitabın adını da vereyi ve okumanızı tavsiye ederim çünkü 2017 Nobel Ekonomi Ödülü almış. Kitabın adı DÜRTME (NUDGE). Richard H. Thaler, Cass R. Sunstein. Pegasus Yayınlarından çıkmış.
 
Saygılarımla..
 
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.