Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

İNŞAATLAR, SATIŞLAR, KiRALAMALAR...

 Güncel bir konu. İnşaatlar ve biten inşaatların satışları zor bir pozisyona girdi. Bir arsanız varsa bunu bir müteahhit firmaya kat karşılığı yaptırmanız bile zorlaştı. Tabii Manisa’dan bahsediyorum. Belli lokasyonların dışında artık inşaat yapmak için iki kere düşünmek yetmez. Daha fazla düşünmek gerekiyor. Lokomotif bir sektör olan inşaat sektöründe lokomotifin kömürü bitti gibi. Ancak kuvvetli bir ateş gerekiyor ve hatırı sayılı birçok kişi bu sektörden geçiniyor. İnşaat sektörünün durması ile kişilerde işsiz kaldı. Artık boyacısı, duvarcısı bile iş yok mu diyor. Elbette kötü bir durum ve içinden çıkılamaz bir hal aldı. Tabii ki aşırı fiyatlar işin yavaşlamasına sebep oldu. Fakat üstüne yazın yaşanan dolar krizi de girince işin tuzu biberi oldu. Maliyetler nerede ise yüzde yüzden fazla arttı. Mal ve malzeme bulunamaz oldu. Bulunsa bile her şey nakit para oldu. İyi bildiğim bir olay var ki, parayı yolladıkları halde mal gelmedi. Fark istediler ve firma inşaata devam edebilmek için aldığı ve daha gelmemiş malzemeye fark ödedi. Bu gibi olaylar gelecek ve güven korkusu yarattı. Kısacası bir durgunluk oluşmaya başladı ve bugünkü duruma gelindi. Bugün herkes inşaat sektöründe bir çıkış yolu arıyor ama henüz bir yol gözükmüyor. Eldekiler satılmıyor ki yenisi yapılsın. Para dönmeden iş nasıl dönecek. Bu konuda en çok önlerini tıkayan faiz oranları. Parası olan paralarını bankada kilitlemiş durumda. Yüzde 25’e kadar faiz var. Yatırım için bir gayrimenkulü kimse almaz. Akılcı değil çünkü. Elbette toprak üremez ve gayrimenkullerin fiyatları da uzun vadede faizi sollar. Hep böyle olmuştur ama insanlar yani parası olanlar parasını büyütebildiği yere kadar gidecektir. Bunlar bir avuç insan olsalar da. Ne zaman faizler gevşer o zaman para yön değiştirir. Ne zamana kadar? Yıllık faiz yüzde 10’un altına düşene kadar. Peki ufukta görünüyor mu? Pek gözükmüyor. Durumunu korumaya devam edecekmiş gibi duruyor. Zaten yükselen maliyetler fiyatları azdırdı. Bildiğiniz gibi hiçbir hammadde ve malzeme üreticisi dolar düşse bile fiyatları indirme taraftarı değildir. Genelde yıllardır böyle geldi böyle gider. Bahanede şudur: Ya tekrar yükselirse. Şu an açıklanan enflasyon oranı yüzde 25. Dolayısıyla ÜFE de yüzde 25. Buda kira artışları ÜFE üzerinden olduğu için ki devlet böyle diyor, kiralara yüzde 25 zam hakkı diyor. Kiracılarla mal sahipleri kapışma noktasına geldi. Kimse ayranım ekşi demez. Hakkım bu der. Kiracı ise bu orana itiraz ediyor tabii. Bu tartışmalar sonrası devlet bir adım atarak kira artışlarını ÜFE değil de TÜFE’ye çekmeye çalışıyor. Çünkü TÜFE şu an yüzde 15. Eğer bir tedbir alınmazsa bu kavga kısmen büyüyecek. Mal sahibi ‘benim hakkım’ diyor. Kiracı ‘onca yıldır kira ödüyorum ama o kadar zam yapılırsa ödeyemem’ diyor. Dikkat edin her şey oranlardan kaynaklanıyor. Bizim halkımızın hep kulak arkası ettiği oranlardan yani rasyolardan. Bu ekonomideki en önemli konulardan biri. Özellikle batı ülkelerinde bu oran konusu çok önemli, yüzde yarımlık artış kıyamet kopmasına sebep olur. Ama bir de bize bakın. Zaten işin önünü tıkayan bankalardaki faiz oranları. Kim kredi çeker de ev alır ki. Kiralar.. Manisa da yeterli ev yoksa arz talep gereği kiralar da yükseliyor. 5 yıl önce kira ödermiş gibi ev alma şimdi kiralamaya dönüştü. Enteresan bir şekilde dükkan kıymetli iken ev daha çok kıymetli oldu. Kişilerin iş kapattığı bir ortamda dükkandan bahsedilemez ama ev daha gerekli. Kısacası yüksek faiz oranları işin önünü kesmiş durumda. Beş yıl önce aylık 0.7 ile 0.9 olan faiz şimdi 2.3. Ödenemez bir hal aldı ve bankalarda ağırdan alıyor. Esas işin kaynağı bu ki bunu nasıl düzeltiriz henüz bir fikrim yok. Emekli ve çalışanların maaşlarına bir iyileştirme nispeten etkili olsa da esasen faizlerin şimdiki değerinin yarısına düşmesi şart. Paranın tedavüle girmesi açısından. Uyumasının ekonomiye bir faydası yok çünkü, para şu an çok pahalı. Saygılarımla...  
Ekleme Tarihi: 13 Kasım 2018 - Salı
Mehmet ÇELİKEL

İNŞAATLAR, SATIŞLAR, KiRALAMALAR...

 Güncel bir konu. İnşaatlar ve biten inşaatların satışları zor bir pozisyona girdi. Bir arsanız varsa bunu bir müteahhit firmaya kat karşılığı yaptırmanız bile zorlaştı. Tabii Manisa’dan bahsediyorum. Belli lokasyonların dışında artık inşaat yapmak için iki kere düşünmek yetmez. Daha fazla düşünmek gerekiyor. Lokomotif bir sektör olan inşaat sektöründe lokomotifin kömürü bitti gibi. Ancak kuvvetli bir ateş gerekiyor ve hatırı sayılı birçok kişi bu sektörden geçiniyor. İnşaat sektörünün durması ile kişilerde işsiz kaldı. Artık boyacısı, duvarcısı bile iş yok mu diyor. Elbette kötü bir durum ve içinden çıkılamaz bir hal aldı.

Tabii ki aşırı fiyatlar işin yavaşlamasına sebep oldu. Fakat üstüne yazın yaşanan dolar krizi de girince işin tuzu biberi oldu. Maliyetler nerede ise yüzde yüzden fazla arttı. Mal ve malzeme bulunamaz oldu. Bulunsa bile her şey nakit para oldu. İyi bildiğim bir olay var ki, parayı yolladıkları halde mal gelmedi. Fark istediler ve firma inşaata devam edebilmek için aldığı ve daha gelmemiş malzemeye fark ödedi. Bu gibi olaylar gelecek ve güven korkusu yarattı. Kısacası bir durgunluk oluşmaya başladı ve bugünkü duruma gelindi.

Bugün herkes inşaat sektöründe bir çıkış yolu arıyor ama henüz bir yol gözükmüyor. Eldekiler satılmıyor ki yenisi yapılsın. Para dönmeden iş nasıl dönecek. Bu konuda en çok önlerini tıkayan faiz oranları. Parası olan paralarını bankada kilitlemiş durumda. Yüzde 25’e kadar faiz var. Yatırım için bir gayrimenkulü kimse almaz. Akılcı değil çünkü. Elbette toprak üremez ve gayrimenkullerin fiyatları da uzun vadede faizi sollar. Hep böyle olmuştur ama insanlar yani parası olanlar parasını büyütebildiği yere kadar gidecektir. Bunlar bir avuç insan olsalar da. Ne zaman faizler gevşer o zaman para yön değiştirir. Ne zamana kadar? Yıllık faiz yüzde 10’un altına düşene kadar. Peki ufukta görünüyor mu? Pek gözükmüyor. Durumunu korumaya devam edecekmiş gibi duruyor. Zaten yükselen maliyetler fiyatları azdırdı. Bildiğiniz gibi hiçbir hammadde ve malzeme üreticisi dolar düşse bile fiyatları indirme taraftarı değildir. Genelde yıllardır böyle geldi böyle gider. Bahanede şudur: Ya tekrar yükselirse.

Şu an açıklanan enflasyon oranı yüzde 25. Dolayısıyla ÜFE de yüzde 25. Buda kira artışları ÜFE üzerinden olduğu için ki devlet böyle diyor, kiralara yüzde 25 zam hakkı diyor. Kiracılarla mal sahipleri kapışma noktasına geldi. Kimse ayranım ekşi demez. Hakkım bu der. Kiracı ise bu orana itiraz ediyor tabii. Bu tartışmalar sonrası devlet bir adım atarak kira artışlarını ÜFE değil de TÜFE’ye çekmeye çalışıyor. Çünkü TÜFE şu an yüzde 15. Eğer bir tedbir alınmazsa bu kavga kısmen büyüyecek. Mal sahibi ‘benim hakkım’ diyor. Kiracı ‘onca yıldır kira ödüyorum ama o kadar zam yapılırsa ödeyemem’ diyor.

Dikkat edin her şey oranlardan kaynaklanıyor. Bizim halkımızın hep kulak arkası ettiği oranlardan yani rasyolardan. Bu ekonomideki en önemli konulardan biri. Özellikle batı ülkelerinde bu oran konusu çok önemli, yüzde yarımlık artış kıyamet kopmasına sebep olur. Ama bir de bize bakın. Zaten işin önünü tıkayan bankalardaki faiz oranları. Kim kredi çeker de ev alır ki. Kiralar.. Manisa da yeterli ev yoksa arz talep gereği kiralar da yükseliyor. 5 yıl önce kira ödermiş gibi ev alma şimdi kiralamaya dönüştü. Enteresan bir şekilde dükkan kıymetli iken ev daha çok kıymetli oldu. Kişilerin iş kapattığı bir ortamda dükkandan bahsedilemez ama ev daha gerekli. Kısacası yüksek faiz oranları işin önünü kesmiş durumda. Beş yıl önce aylık 0.7 ile 0.9 olan faiz şimdi 2.3. Ödenemez bir hal aldı ve bankalarda ağırdan alıyor. Esas işin kaynağı bu ki bunu nasıl düzeltiriz henüz bir fikrim yok. Emekli ve çalışanların maaşlarına bir iyileştirme nispeten etkili olsa da esasen faizlerin şimdiki değerinin yarısına düşmesi şart. Paranın tedavüle girmesi açısından. Uyumasının ekonomiye bir faydası yok çünkü, para şu an çok pahalı.
Saygılarımla...

 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.