Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

İTHALAT İHRACAT VE HAMMADDE...

İhracat ne kadar artarsa ithalat ondan hızlı artıyor. Bununda yegane sebebi hammadde girdileri. Mamul madde ihraç edebilmek için hammadde ithal etmek zorunda kalıyoruz. Çünkü hele bazı sektörlerde hammadde üretmek oldukça zor. Tabii dövizdeki yükseliş de önemli fakat ihraç edilecek bir üründe giriş döviz tipi çıkışla aynı ise sorun yok. Yani dolarla alıp dolarla satmak gibi.   Devlet hammadde üretemez mi? Tabi bu bir soru. Aslında Cumhuriyetin başında devlet hep bu tür girişimde bulunmuş. Hammadde üretmek. Fikrimce hammadde üretimini devletin yapması demek fiyatların daha makul seviyede kalması demek. Burada önemli bir husus da üretim yapanın savurganlık yapmaması. Şimdi bu ne demek. Burada ülkenin cari açık gibi sorunlarının önüne geçmek ve ekonomiyi güçlendirmek için herkesin egoist düşünceden arınması gerekiyor. Üreticini daha çok kazanması ve sermayesini büyütmesi yalnızca kendi cebini doldurması demek olmamalı. Paylaşımcıda olmalı. Çünkü bilirsiniz ki bu bizlerden dinende isteniyor. Yahu şimdi ne alakası var diyeceksiniz. Akıllıca düşününce alakası var.   Bir ekonomi düşünelim. Devlette üretimin içinde olsun. Ama bu üretim hammadde konusunda olsun. Bu kimya sanayide olabilir, entegre devre sanayisi de. Ama asıl konu ülkede yapılan üretimde  yoğun kullanılan ve kalemleri etkileyen hammaddeler olmalı. Ülkenin lokomotif gücü KOBİ'ler olsun. Orta ve küçük işletmeler. Büyükler zaten kendini çok rahat taşıyor. Her şekilde. Bu KOBİ'lere destek verilsin. Krediden ziyade mali destek. Kredide olabilir ama bugünlerde gördüğüm alınan krediler üretim yerine borç ödemeye gidiyor. Ayrıca bu KOBİ'lere üretim konusunda profesyonel eğitim verilsin. Çalıştırdıkları kişiler sıradan işçi değil kalifiye eleman olsun. Kısacası amaç büyük bir KOBİ'ler ordusu ile ihracatı şahlandırmak olsun. Burada devlet denetleyici ve ucuz hammadde üreticisi olacak ve ülkenin üretiminin reklamını dünyaya tanıtmayı üstlenecek. Kısacası devlet ve özel elele.   Bunlar bugün yok mu ülkemizde. Var ama yeterli olmuyor. Tutturmuşuz bir inşaat sektörü diye ve ha bire betonu dökmüşüz sonra ne olmuş. Asıl olan ihracata dönük üretime verdiğimiz desteği inşaat sektörüne verdiğimiz desteğin yanında cılız bırakmışız. Yollar köprüler yapılmış. Gerçekten de ülkedeki ulaşımı kolaylaştırmışız. Bugün hemen her yere çift yolla gider olduk. Ama araba sayısı da arttı. Yani çoğu ithalat. Ama üretimdeki KOBİ gerçeğini göz ardı ettik maalesef. Esas en az diğerlerine verilen desteği bunlara da vermek zorundayız. Bir örnek vermek gerekirse Batı Avrupa yeter. Bugün Batı Avrupa'daki gibi bir KOBİ kültürünü neden uygulamayalım ki.   Birde devletin yapacağı en önemli işlerden biri psiko ekonomiyi devreye sokmak. Bazen para ve güç vardır ama halkın gelecek endişesi ve moral bozukluğu da vardır. Bazı tedbirlerin alınması gerek. Halkın moralitesi önemli. Hammadde imalatı kadar önemli. Bu çeşitli yollardan yapılabilir. Mali disiplin ile veya finansal bazı şekiller ile yapılabilir. Çünkü eğer halkın morali bozuksa ve hani şu güven endeksi kötü ise parasal gücünüz olsa bile bir işe yaramaz. Buna nerofinans deniliyor. Halkın tüm kesimlerine bir mikrop gibi sızıyor. Bu dış etkiler ile de yaptırılabilir. Bununda tedbirini almak gerekiyor.   Benim buradaki anlatmak istediğim toplumsal bir birliktelik içinde davranmak ve devletinde üretime el atıp özel sektöre, özellikle KOBİ'lere destek vermesi. Hem girdi fiyatları açısında hem de mali, fiskal yükümlülükler açısından. Bir plan dahilinde bunu yapabilirsek işte o zaman ekonomiyi artıya çekebiliriz. Çünkü bakıldığı zaman hammadde ithalatının yanında lüks mal pek bir kalem tutmuyor. Belki biraz otomotiv ama yerli otomobil buna da biraz engel koyacaktır. Yabancıda olsa ülkemizde üretilip ihraç edilen otomobiller de var. Saygılarımla...  
Ekleme Tarihi: 01 Temmuz 2018 - Pazar
Mehmet ÇELİKEL

İTHALAT İHRACAT VE HAMMADDE...

İhracat ne kadar artarsa ithalat ondan hızlı artıyor. Bununda yegane sebebi hammadde girdileri. Mamul madde ihraç edebilmek için hammadde ithal etmek zorunda kalıyoruz. Çünkü hele bazı sektörlerde hammadde üretmek oldukça zor. Tabii dövizdeki yükseliş de önemli fakat ihraç edilecek bir üründe giriş döviz tipi çıkışla aynı ise sorun yok. Yani dolarla alıp dolarla satmak gibi.
 
Devlet hammadde üretemez mi? Tabi bu bir soru. Aslında Cumhuriyetin başında devlet hep bu tür girişimde bulunmuş. Hammadde üretmek. Fikrimce hammadde üretimini devletin yapması demek fiyatların daha makul seviyede kalması demek. Burada önemli bir husus da üretim yapanın savurganlık yapmaması. Şimdi bu ne demek. Burada ülkenin cari açık gibi sorunlarının önüne geçmek ve ekonomiyi güçlendirmek için herkesin egoist düşünceden arınması gerekiyor. Üreticini daha çok kazanması ve sermayesini büyütmesi yalnızca kendi cebini doldurması demek olmamalı. Paylaşımcıda olmalı. Çünkü bilirsiniz ki bu bizlerden dinende isteniyor. Yahu şimdi ne alakası var diyeceksiniz. Akıllıca düşününce alakası var.
 
Bir ekonomi düşünelim. Devlette üretimin içinde olsun. Ama bu üretim hammadde konusunda olsun. Bu kimya sanayide olabilir, entegre devre sanayisi de. Ama asıl konu ülkede yapılan üretimde  yoğun kullanılan ve kalemleri etkileyen hammaddeler olmalı. Ülkenin lokomotif gücü KOBİ'ler olsun. Orta ve küçük işletmeler. Büyükler zaten kendini çok rahat taşıyor. Her şekilde. Bu KOBİ'lere destek verilsin. Krediden ziyade mali destek. Kredide olabilir ama bugünlerde gördüğüm alınan krediler üretim yerine borç ödemeye gidiyor. Ayrıca bu KOBİ'lere üretim konusunda profesyonel eğitim verilsin. Çalıştırdıkları kişiler sıradan işçi değil kalifiye eleman olsun. Kısacası amaç büyük bir KOBİ'ler ordusu ile ihracatı şahlandırmak olsun. Burada devlet denetleyici ve ucuz hammadde üreticisi olacak ve ülkenin üretiminin reklamını dünyaya tanıtmayı üstlenecek. Kısacası devlet ve özel elele.
 
Bunlar bugün yok mu ülkemizde. Var ama yeterli olmuyor. Tutturmuşuz bir inşaat sektörü diye ve ha bire betonu dökmüşüz sonra ne olmuş. Asıl olan ihracata dönük üretime verdiğimiz desteği inşaat sektörüne verdiğimiz desteğin yanında cılız bırakmışız. Yollar köprüler yapılmış. Gerçekten de ülkedeki ulaşımı kolaylaştırmışız. Bugün hemen her yere çift yolla gider olduk. Ama araba sayısı da arttı. Yani çoğu ithalat. Ama üretimdeki KOBİ gerçeğini göz ardı ettik maalesef. Esas en az diğerlerine verilen desteği bunlara da vermek zorundayız. Bir örnek vermek gerekirse Batı Avrupa yeter. Bugün Batı Avrupa'daki gibi bir KOBİ kültürünü neden uygulamayalım ki.
 
Birde devletin yapacağı en önemli işlerden biri psiko ekonomiyi devreye sokmak. Bazen para ve güç vardır ama halkın gelecek endişesi ve moral bozukluğu da vardır. Bazı tedbirlerin alınması gerek. Halkın moralitesi önemli. Hammadde imalatı kadar önemli. Bu çeşitli yollardan yapılabilir. Mali disiplin ile veya finansal bazı şekiller ile yapılabilir. Çünkü eğer halkın morali bozuksa ve hani şu güven endeksi kötü ise parasal gücünüz olsa bile bir işe yaramaz. Buna nerofinans deniliyor. Halkın tüm kesimlerine bir mikrop gibi sızıyor. Bu dış etkiler ile de yaptırılabilir. Bununda tedbirini almak gerekiyor.
 
Benim buradaki anlatmak istediğim toplumsal bir birliktelik içinde davranmak ve devletinde üretime el atıp özel sektöre, özellikle KOBİ'lere destek vermesi. Hem girdi fiyatları açısında hem de mali, fiskal yükümlülükler açısından. Bir plan dahilinde bunu yapabilirsek işte o zaman ekonomiyi artıya çekebiliriz. Çünkü bakıldığı zaman hammadde ithalatının yanında lüks mal pek bir kalem tutmuyor. Belki biraz otomotiv ama yerli otomobil buna da biraz engel koyacaktır. Yabancıda olsa ülkemizde üretilip ihraç edilen otomobiller de var.
Saygılarımla...
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.