Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

KÜLTÜRÜN TOPLUMDAKİ ROLÜ...

Kültür sözü Arapça da ve Türkçede de rastladığımız Hars sözcüğüdür ve toprağın ekilip işlenmesi manasına gelir. Yine Türkçede Ekin sözcüğü ile eş anlamlıdır. Kültürün oluşması için toplumlar arası ilişkiler hatta savaşlar bile etkili olmuştur. Özellikle insanlığın kent tipi yaşama geçmesi, üretimin oluşması ve ticaretin artması ile kültürel etkileşim oluşmuştur. Çok eski kültürlerden yani Sümerler, Mısır Medeniyeti, Eski Yunan medeniyeti de binlerce yıl etkileşimle bu zamana kadar gelmiş ve bize belli bir kültürel öğreti ve şekil oluşturmuşlardır. Peki kültürün toplumdaki rolü nedir? Bence yaşam stilini bilmek ve uygulamak olabilir. Bir alt yapı oluşturup yıllar boyu bir üst yapıya çıkabiliriz. Medeni bir toplum olmakta denilebilir. Ama kültürel etkileşimi de unutmamak gerekiyor. Mesela her bölge ve devlet, kendi kültürünü bir başkası ile paylaşabilir. Mesela doğu ve güneydoğu yemeklerinin batıda yaygınlaşması, şarkılarının batıda kullanılması veya İtalyan ve Fransız mutfağının çokça kullanılması, farklı müzik ve resim tarzlarının birbirini etkilemesi gibi şeyler etkileşim için sayılabilir. Kısacası günlük yaşam tarzları değişimi ve etkileşimi destekler. Ama kültür ile bilgi birlikte at koşturmalıdır. Eğer bilgi yoksa kültürün etkisi ters olabilir veya kültürden hiç söz etmeye gerek kalmaz. Veya ortaya çıkan kültürel bir durumdan ziyade saçma sapan bir olay olur. Hani düğünlerde çalınan davul gibi. Müzikten çok gürültüye benzer. Hiçbir kültürel değeri yok. Toplumsal yaşamda ise kültür eğer doğru tüketilirse insanları yontar. Kendi sistemi içinde insan davranışlarını düzeltir. Daha akıllı ve saygılı bir toplum yaratır. Ama unutmayalım, doğru olarak tüketilirse yani uygulanırsa. Yoksa ortaya bir maganda toplum çıkar. Ama Maalesef bunları son yıllarda yaşar olduk gibi. Ne dersiniz? Kimimiz kültürlü ve saygılı bir toplum olmaya gayret ederken kimimizde hiç aldırmadan, tam bir kültürsüzlük içinde ömür tüketiyoruz. Kısacası çatışıyoruz. Ama magandaları doğruya sevk edebiliyor muyuz acaba. Ben öyle diyorum çünkü bu tipleri, kültürel bir yaşamdan pay almamış olanları trafikte, lokantalarda, düğünlerde, yollarda hep görüyorum. Kültürlü bir toplum olmak toplumsal saygıyı gerektiriyor ama bazı zat ı muhteremlerde bu hiç mi hiç yok. Bir kültürel alt yapıdan bahsederken biraz Avrupa örneğini kullanalım. Mesela bir arkadaşım dedi ki sen bu gün Almanya’yı 2. Dünya Savaşı gibi bir savaşla yık, beş yıl içinde aynısını tekrar yaparlar dedi. Çünkü kültür altyapısı var adamlarda. Köln de bir katedral, birde yanındaki tarihi birahane kalmış savaş sonrası. Her yer yıkılmış. Aynısını tekrardan yapmışlar. Berlin de aynı. Daha çok sayılabilir. Peki biz ne yaptık? Eski tarihi binalarımızı yıktık, yerine şekilsiz, her türlü sanatsal zevkten mahrum, sırf çok para kazanmak için, üstüne üstlük malzemeden çalarak binalar yaptık. Kimi yeşil, kimi kırmızı, kimi mavi boyalı. Bir renk armonisi bile yok. Binaların çoğunun girişleri bile daracık ve kirli. Her gelen bir şeye izin verdi ama kültürel etkiye ve bilgiye izin vermedi. Birde bakın Avrupa şehirlerine. Her şey bir ahenk içinde, sokaklar tertemiz. Bizde nasıl peki? Cevabını sizler daha iyi biliyorsunuz. Peki bizde kültürün topluma bir etkisi var mı? Bence yok. Binalardan insanlara kadar. Çoğu tarihi binayı yıkmışız, şimdi yer altında eski eser arıyoruz. Böyle bir saçmalık yok. Peki düğün bir toplum yani kendi harsına yani kültürüne saygılı bir toplum nasıl olacağız. Olanları yıkıp yerine eskisini mi yapacağız. Elbette değil ama çocuklarımızı iyi yetiştirirsek ve onlara kültürlü bir toplum nasıl olunur öğretebilirsek, işte o zaman durumumuz kurtulur. Yıkılanı geri getiremeyiz ama yenisini daha düzgün yapmalıyız. Saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 23 Şubat 2020 - Pazar
Mehmet ÇELİKEL

KÜLTÜRÜN TOPLUMDAKİ ROLÜ...

Kültür sözü Arapça da ve Türkçede de rastladığımız Hars sözcüğüdür ve toprağın ekilip işlenmesi manasına gelir. Yine Türkçede Ekin sözcüğü ile eş anlamlıdır. Kültürün oluşması için toplumlar arası ilişkiler hatta savaşlar bile etkili olmuştur. Özellikle insanlığın kent tipi yaşama geçmesi, üretimin oluşması ve ticaretin artması ile kültürel etkileşim oluşmuştur. Çok eski kültürlerden yani Sümerler, Mısır Medeniyeti, Eski Yunan medeniyeti de binlerce yıl etkileşimle bu zamana kadar gelmiş ve bize belli bir kültürel öğreti ve şekil oluşturmuşlardır.

Peki kültürün toplumdaki rolü nedir? Bence yaşam stilini bilmek ve uygulamak olabilir. Bir alt yapı oluşturup yıllar boyu bir üst yapıya çıkabiliriz. Medeni bir toplum olmakta denilebilir. Ama kültürel etkileşimi de unutmamak gerekiyor. Mesela her bölge ve devlet, kendi kültürünü bir başkası ile paylaşabilir. Mesela doğu ve güneydoğu yemeklerinin batıda yaygınlaşması, şarkılarının batıda kullanılması veya İtalyan ve Fransız mutfağının çokça kullanılması, farklı müzik ve resim tarzlarının birbirini etkilemesi gibi şeyler etkileşim için sayılabilir. Kısacası günlük yaşam tarzları değişimi ve etkileşimi destekler. Ama kültür ile bilgi birlikte at koşturmalıdır. Eğer bilgi yoksa kültürün etkisi ters olabilir veya kültürden hiç söz etmeye gerek kalmaz. Veya ortaya çıkan kültürel bir durumdan ziyade saçma sapan bir olay olur. Hani düğünlerde çalınan davul gibi. Müzikten çok gürültüye benzer. Hiçbir kültürel değeri yok.

Toplumsal yaşamda ise kültür eğer doğru tüketilirse insanları yontar. Kendi sistemi içinde insan davranışlarını düzeltir. Daha akıllı ve saygılı bir toplum yaratır. Ama unutmayalım, doğru olarak tüketilirse yani uygulanırsa. Yoksa ortaya bir maganda toplum çıkar. Ama Maalesef bunları son yıllarda yaşar olduk gibi. Ne dersiniz? Kimimiz kültürlü ve saygılı bir toplum olmaya gayret ederken kimimizde hiç aldırmadan, tam bir kültürsüzlük içinde ömür tüketiyoruz. Kısacası çatışıyoruz. Ama magandaları doğruya sevk edebiliyor muyuz acaba. Ben öyle diyorum çünkü bu tipleri, kültürel bir yaşamdan pay almamış olanları trafikte, lokantalarda, düğünlerde, yollarda hep görüyorum. Kültürlü bir toplum olmak toplumsal saygıyı gerektiriyor ama bazı zat ı muhteremlerde bu hiç mi hiç yok.

Bir kültürel alt yapıdan bahsederken biraz Avrupa örneğini kullanalım. Mesela bir arkadaşım dedi ki sen bu gün Almanya’yı 2. Dünya Savaşı gibi bir savaşla yık, beş yıl içinde aynısını tekrar yaparlar dedi. Çünkü kültür altyapısı var adamlarda. Köln de bir katedral, birde yanındaki tarihi birahane kalmış savaş sonrası. Her yer yıkılmış. Aynısını tekrardan yapmışlar. Berlin de aynı. Daha çok sayılabilir. Peki biz ne yaptık? Eski tarihi binalarımızı yıktık, yerine şekilsiz, her türlü sanatsal zevkten mahrum, sırf çok para kazanmak için, üstüne üstlük malzemeden çalarak binalar yaptık. Kimi yeşil, kimi kırmızı, kimi mavi boyalı. Bir renk armonisi bile yok. Binaların çoğunun girişleri bile daracık ve kirli. Her gelen bir şeye izin verdi ama kültürel etkiye ve bilgiye izin vermedi. Birde bakın Avrupa şehirlerine. Her şey bir ahenk içinde, sokaklar tertemiz. Bizde nasıl peki? Cevabını sizler daha iyi biliyorsunuz. Peki bizde kültürün topluma bir etkisi var mı? Bence yok. Binalardan insanlara kadar. Çoğu tarihi binayı yıkmışız, şimdi yer altında eski eser arıyoruz. Böyle bir saçmalık yok.

Peki düğün bir toplum yani kendi harsına yani kültürüne saygılı bir toplum nasıl olacağız. Olanları yıkıp yerine eskisini mi yapacağız. Elbette değil ama çocuklarımızı iyi yetiştirirsek ve onlara kültürlü bir toplum nasıl olunur öğretebilirsek, işte o zaman durumumuz kurtulur. Yıkılanı geri getiremeyiz ama yenisini daha düzgün yapmalıyız.

Saygılarımla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.