Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

MANiSA DEVLET HASTANESi’NDE BiR ŞÖVALYE...

Bazen bazı kişileri yaptıkları başarılı işlerden ve doğru fikirlerinden dolayı yazmak gerekiyor. Bildiğiniz üzere şovalyelik bir paye ve devleti, insanlar adına faydalı ve kahramanlık ruhu olana verilen bir paye. Bir onur payesi. Mesleğini gerçekten severek yapan ve hiçbir karşılık beklemeyen ve de her türlü eleştiriye açıklıkla bakan ender bir kişiden bahsetmek istiyorum. Manisa Devlet Hastanesi’ne hasbel kader vazife için gelmiş bir bilim adamı. Doktor ERHAN ERGİN, Gastroantreloji mütehasısı uzman doktor. Aslında o bir Ege Üniversiteli. Mecburi hizmet gereği ile burada ve süresi dolmasına rağmen gitmiyor. Ama bir gün dönerse Manisa çok arar. Fikrim bu. Yakın çevremizdeki ve özellikle rahmetli BÜLENT KOŞMAZ’ın kadim doktoru. Onun daha uzun yaşaması için gayret sarf etti sonuna kadar. Her hastası ile sonuna kadar ilgilenen bir kişilik.    Çok iyi tanıdığım bir doktor abimin lafı; doktorluk bir sanattır. Kabiliyeti olmayan yani dogmatik olmayan bu mesleği yapamaz. Sırf okumakla olmaz diyor. Bana görede öyle çünkü okuduğu halde olamayan doktor arkadaşlarım mevcuttur. Ama Erhan doğmatik kabiliyet. Paradan evvel hastalarını düşünen cins bir adamdır. Zaten iyi doktor olmanın ana koşuludur bu. Kimsenin bulamadığı semptonları bulur ve tedavi eder. Gözümle şahit oldum. Son görüştüğümüzde Mehmet abi neden bizi yazmıyorsun, bu hastanenin eksikliklerinden bahsetmiyorsun dedi. Bende seni mi kıracağım dedim. Yazmaya başladım konuştuğumuz şeyleri.     Yoğun çalışıyor. Hep rahmetli BÜLENT KOŞMAZ’dan eleştiriye hedef olurdu. Bülent abi oğlum senin evin yok mu ki saat 7-8 lere kadar çalışıyorsun derdi. Son görüşmemizde biraz ben fikirlerimi söyledim ve birazda o hastanenin düzeni için dert yandı. Kendi çalıştığı branşın dışında hastane genel durumu için de biraz konuştuk. Hastanenin çalışan bir duayeni olarak onun da düşündüklerini burada kendiminkiler ile birlikte yazmaya karar verdim. Hemen her konuda hemfikiriz.   Endoskopi odaları berbat. Çalışıyoruz ama güzel değil dedi. Yeniden ele alınması gerekiyor. Endoskopi odaları ameliyathane gibi olmalı. İnsanın midesine hortum sallayıp kontrol ediyorlar ve bayıltılıyorsunuz. Aletler steril olmasına rağmen ortam oraya giren eşimi de endişelendirmiş. Dolayısıyla çok steril olması gerekiyor ki aynı fikirdeyim. Hastane koridorları aşırı pis değil. Bakılıyor ama havalandırma sıfır. İçerisi insan nefesi kokuyor ve hastalar havasızlıktan uyuyacak. Karbon dioksit insanı boğarsa nasıl da insanlar boğulmuyor hayret. Geçen gün Dr. Erhan’ı ziyarete ve kontrole gittik. Hava sıcak ama bir müstahdem gelip iki tane üst pencereyi bile açmamış. Erhan’a söyledim. İlgisizlikten o da yakındı. Zaten hasta sayısı ses duvarını aşmış vaziyette. Doktorumun Soma, Akhisar, Salihli gibi yerlerden çok hastası var. Her gittğimde karşılaştım bu insanlar ile ve acelem yoksa önüme geçirdim. İnsanlar bekliyor. Birde evlerine dönecekler. Doktorlar kadar insanlarda zorlanıyor.     Ayrıca ne işi var hastanenin içinde Celal Bayar Sağlık Meslek Yüksek Okulu. Neden Hafsa Sultan hastanesinin dibinde değil. İnşaat bitmemiş. Bitmemiş ama bu devlet hastanesine yer lazım. Ayrıca hastanenin arka tarafında yeni cam kaplama bir bina var ama hastalarla alakası yok. Şimdi burası hastane mi? Evet. O halde doktor mu çok hastamı? Hasta. O zaman hastalara yer lazım mı? Evet. O zaman onlara en steril ve en yeni binaları tahsis etmek gerekmiyor mu?  Ona da evet. Ama neden böyle değil? Sizler cevap verin bu sorulara. Aslında belkide hastaneyi şehrin dışına taşımayı düşünüyor yetkililer. Hastalar ulaşamasın diye. Hastaneye giderken yolda can verenler bile olabilir. Bence hastaneler şehrin merkezinde olmalı, giriş ve çıkışları geniş olmalı ve otoparkları hastaneye yakın tahsis edilmiş olmalı. Burda alan var ama otopark yok. İki ambulans zor giriyor ve hastanenin içi havasız. Yatırım yapılacaksa var olan binalardan başlanacak. Ya yenilenecek veya düzenlecek. Mesela hastanenin tam arkasında Celal Bayar Yabancı Diller Okulu var. Bu bal gibi kampüse yollanır ve orası hastaneye dahil edilerek bir alan kazanılır. Mesela yeraltı otoparkı yapsanız birçok araç rahat alır. Aradaki yolu bile kapatabilirsiniz. Ayrıca hastanenin eski tarihi binası hasta yat yeri değil, idari binası olsa çok daha iyi tüm herşeyi rahatlıkla sığdırabilirsiniz. Ruh ve sinir hastanesindeki tarihi bina yönetim binası olarak yapılmış ve harika olmuş. Gezmenizi tavsiye ederim. Alsancak Devlet Hastanesi’de tarihi binayı idari bina ve arşiv yaptı. Hastaneyi yeni bina yaptı. Hatta oradaki eski tarihi bina buradaki devlet hastanesinden daha küçük. Burada sorunlar düşünülürse rahat çözülür. Yeterki yapılmak istensin. Mesela basit bir eleştiri: Celal Bayar dan alınan bir radyoloji cd sini devlet hastanesi bilgisayarında açıp da göremiyorsunuz. İşimiz rekabet mi yoksa hastayı iyileştirmek ve ona deva sunmak mı? Olurmu böyle saçmalık.    İşte değerli dostum Erhan ile bunları konuştuk ve tüm doktorlar ile çalışanlarında aynı şekilde düşündüğünü belirtti. Zaten aklı selim bir kişi baktı mı bunları görür. Hastane pis değil ama karman çorman. Düzenlenmesi gerekli. Sanırım doktorum gibi diğer doktorlarda aynı düşünüyorlardır. Çünkü hepsi de benim için en az arkadaşım kadar değerli ve nice bilim insanları var bu müthiş kadroda. Bazı özel hastanelerde özellikle sağlam giren, hasta çıkıyorsa inanın Manisa Devlet Hastanesine, inanın hastalarla çok güzel ilgileniliyor. Yani sağlam giren daha sağlam çıkıyor. Kendi babaannemiz bir örnek. 96 yaşında kadını 10 günde ayağa diktiler. Ama hastane ile acilen ilgilenilmesi gerekiyor. Umarım gerekli şeyler acilen yapılır. Umarım değerli dostum ve arkadaları da başarılarını katlayarak devam ettirirler. Saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 30 Mart 2015 - Pazartesi
Mehmet ÇELİKEL

MANiSA DEVLET HASTANESi’NDE BiR ŞÖVALYE...

Bazen bazı kişileri yaptıkları başarılı işlerden ve doğru fikirlerinden dolayı yazmak gerekiyor. Bildiğiniz üzere şovalyelik bir paye ve devleti, insanlar adına faydalı ve kahramanlık ruhu olana verilen bir paye. Bir onur payesi. Mesleğini gerçekten severek yapan ve hiçbir karşılık beklemeyen ve de her türlü eleştiriye açıklıkla bakan ender bir kişiden bahsetmek istiyorum. Manisa Devlet Hastanesi’ne hasbel kader vazife için gelmiş bir bilim adamı. Doktor ERHAN ERGİN, Gastroantreloji mütehasısı uzman doktor. Aslında o bir Ege Üniversiteli. Mecburi hizmet gereği ile burada ve süresi dolmasına rağmen gitmiyor. Ama bir gün dönerse Manisa çok arar. Fikrim bu. Yakın çevremizdeki ve özellikle rahmetli BÜLENT KOŞMAZ’ın kadim doktoru. Onun daha uzun yaşaması için gayret sarf etti sonuna kadar. Her hastası ile sonuna kadar ilgilenen bir kişilik.
  
Çok iyi tanıdığım bir doktor abimin lafı; doktorluk bir sanattır. Kabiliyeti olmayan yani dogmatik olmayan bu mesleği yapamaz. Sırf okumakla olmaz diyor. Bana görede öyle çünkü okuduğu halde olamayan doktor arkadaşlarım mevcuttur. Ama Erhan doğmatik kabiliyet. Paradan evvel hastalarını düşünen cins bir adamdır. Zaten iyi doktor olmanın ana koşuludur bu. Kimsenin bulamadığı semptonları bulur ve tedavi eder. Gözümle şahit oldum. Son görüştüğümüzde Mehmet abi neden bizi yazmıyorsun, bu hastanenin eksikliklerinden bahsetmiyorsun dedi. Bende seni mi kıracağım dedim. Yazmaya başladım konuştuğumuz şeyleri. 
  
Yoğun çalışıyor. Hep rahmetli BÜLENT KOŞMAZ’dan eleştiriye hedef olurdu. Bülent abi oğlum senin evin yok mu ki saat 7-8 lere kadar çalışıyorsun derdi. Son görüşmemizde biraz ben fikirlerimi söyledim ve birazda o hastanenin düzeni için dert yandı. Kendi çalıştığı branşın dışında hastane genel durumu için de biraz konuştuk. Hastanenin çalışan bir duayeni olarak onun da düşündüklerini burada kendiminkiler ile birlikte yazmaya karar verdim. Hemen her konuda hemfikiriz.
 
Endoskopi odaları berbat. Çalışıyoruz ama güzel değil dedi. Yeniden ele alınması gerekiyor. Endoskopi odaları ameliyathane gibi olmalı. İnsanın midesine hortum sallayıp kontrol ediyorlar ve bayıltılıyorsunuz. Aletler steril olmasına rağmen ortam oraya giren eşimi de endişelendirmiş. Dolayısıyla çok steril olması gerekiyor ki aynı fikirdeyim. Hastane koridorları aşırı pis değil. Bakılıyor ama havalandırma sıfır. İçerisi insan nefesi kokuyor ve hastalar havasızlıktan uyuyacak. Karbon dioksit insanı boğarsa nasıl da insanlar boğulmuyor hayret. Geçen gün Dr. Erhan’ı ziyarete ve kontrole gittik. Hava sıcak ama bir müstahdem gelip iki tane üst pencereyi bile açmamış. Erhan’a söyledim. İlgisizlikten o da yakındı. Zaten hasta sayısı ses duvarını aşmış vaziyette. Doktorumun Soma, Akhisar, Salihli gibi yerlerden çok hastası var. Her gittğimde karşılaştım bu insanlar ile ve acelem yoksa önüme geçirdim. İnsanlar bekliyor. Birde evlerine dönecekler. Doktorlar kadar insanlarda zorlanıyor. 
  
Ayrıca ne işi var hastanenin içinde Celal Bayar Sağlık Meslek Yüksek Okulu. Neden Hafsa Sultan hastanesinin dibinde değil. İnşaat bitmemiş. Bitmemiş ama bu devlet hastanesine yer lazım. Ayrıca hastanenin arka tarafında yeni cam kaplama bir bina var ama hastalarla alakası yok. Şimdi burası hastane mi? Evet. O halde doktor mu çok hastamı? Hasta. O zaman hastalara yer lazım mı? Evet. O zaman onlara en steril ve en yeni binaları tahsis etmek gerekmiyor mu?  Ona da evet. Ama neden böyle değil? Sizler cevap verin bu sorulara. Aslında belkide hastaneyi şehrin dışına taşımayı düşünüyor yetkililer. Hastalar ulaşamasın diye. Hastaneye giderken yolda can verenler bile olabilir. Bence hastaneler şehrin merkezinde olmalı, giriş ve çıkışları geniş olmalı ve otoparkları hastaneye yakın tahsis edilmiş olmalı. Burda alan var ama otopark yok. İki ambulans zor giriyor ve hastanenin içi havasız. Yatırım yapılacaksa var olan binalardan başlanacak. Ya yenilenecek veya düzenlecek. Mesela hastanenin tam arkasında Celal Bayar Yabancı Diller Okulu var. Bu bal gibi kampüse yollanır ve orası hastaneye dahil edilerek bir alan kazanılır. Mesela yeraltı otoparkı yapsanız birçok araç rahat alır. Aradaki yolu bile kapatabilirsiniz. Ayrıca hastanenin eski tarihi binası hasta yat yeri değil, idari binası olsa çok daha iyi tüm herşeyi rahatlıkla sığdırabilirsiniz. Ruh ve sinir hastanesindeki tarihi bina yönetim binası olarak yapılmış ve harika olmuş. Gezmenizi tavsiye ederim. Alsancak Devlet Hastanesi’de tarihi binayı idari bina ve arşiv yaptı. Hastaneyi yeni bina yaptı. Hatta oradaki eski tarihi bina buradaki devlet hastanesinden daha küçük. Burada sorunlar düşünülürse rahat çözülür. Yeterki yapılmak istensin. Mesela basit bir eleştiri: Celal Bayar dan alınan bir radyoloji cd sini devlet hastanesi bilgisayarında açıp da göremiyorsunuz. İşimiz rekabet mi yoksa hastayı iyileştirmek ve ona deva sunmak mı? Olurmu böyle saçmalık.
  
İşte değerli dostum Erhan ile bunları konuştuk ve tüm doktorlar ile çalışanlarında aynı şekilde düşündüğünü belirtti. Zaten aklı selim bir kişi baktı mı bunları görür. Hastane pis değil ama karman çorman. Düzenlenmesi gerekli. Sanırım doktorum gibi diğer doktorlarda aynı düşünüyorlardır. Çünkü hepsi de benim için en az arkadaşım kadar değerli ve nice bilim insanları var bu müthiş kadroda. Bazı özel hastanelerde özellikle sağlam giren, hasta çıkıyorsa inanın Manisa Devlet Hastanesine, inanın hastalarla çok güzel ilgileniliyor. Yani sağlam giren daha sağlam çıkıyor. Kendi babaannemiz bir örnek. 96 yaşında kadını 10 günde ayağa diktiler. Ama hastane ile acilen ilgilenilmesi gerekiyor. Umarım gerekli şeyler acilen yapılır. Umarım değerli dostum ve arkadaları da başarılarını katlayarak devam ettirirler.
Saygılarımla...
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.