Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

VOLKSWAGEN VE MANİSA EKONOMİSİ

Halk vagonu demek. Volks halk demek, wagen de vagon. Tamamen halkın alabileceği bir fiyatta ve ekonomik bir boyutta üretilmeye başlamış. Tosbağa modeli ile başlamış ve uzun yıllar motor arkada tip üretim yapılmış. Öğrenci iken beraber kaldığımız bir arkadaşım 1300 motor bir VW almıştı ve İstanbul'un karlı buzlu yollarında bana mısın demiyordu. 1976 yılından sonra modelleri değiştirdi ve birçok tip araç üretmeye başladı. Jetta mesela çok eski bir versiyon. Dizel motoru aşırı geliştirdiler. Ayrıca yakınlarda kullanıma konan DSG ( Double Syncromach Gearbox) çift kavramalı otomatik şanzımanı devreye soktular. Böylece dizel motorlardaki vites geçiş kasılmasını yok ettiler. 7 ileri otomatik şanzımanı yaptılar. Bu daha da gelişti. VW'nin bir zamanlar tasarılarını yapan Türkler bile vardı. Artık VW bir dünya devi ve aynı zamanda Deutschebank'ın ortaklarından. Bünyesinde birçok araba fabrikasını barındırıyor. Zamanla bu fabrikalarla birleşip konsolide oldu. Audi, Porsche, Seat, Skoda gibi. Bir devlet sektörü ve bir dünya devi. Ürettikleri araçlar dünyanın her yerine ve iklimine göre üretiliyor. Araçlarda kesinlikle bir Alman ciddiyeti var. Özellikle Skoda'nın yıldızı çok parladı.   Şimdi bu dünya devi yıllar sonra Türkiye de bir fabrika kurmak istiyor. İlk önce Skoda ve Seat üretilmeye başlayacak. Tabi oldukça büyük bir alana. Manisa bu işin başında geliyor ve en büyük şans da Manisa'da. Peki, yer nasıl temin edilecek. Fabrika 500 dönüm üzerine kurulacak. Araba fabrikasından bahsediyoruz tabii ki. Böyle bir yer tek Muradiye Fidanlığı. Ben 2000 dönüm olarak biliyorum. Bazıları 1000 dönüm diyor. Kısacası burası Manisa OSB'ye verilecek ve hem fabrika buraya kurulacak ve hem de OSB genişlemiş olacak. 2022 de faaliyete geçecek dediler. Doğru yanlış ama Manisa da olma ihtimali yüksek. Çünkü böyle büyük bir arazi her yerde yok ve kurulacak Çandarlı limanı ile yeni otoyola oldukça yakın. Kısacası ulaşım kolaylığı ve arazi genişliği bir tek Manisa'da mevcut.   İlk önce tepki verdim. Güzelim fidanlık gidiyor diye. Atatürk zamanında kurulmuş ve 50'ye yakın belediyeye fidan temin ediyor. Hem de yüklü miktarlarda. Yazık olacak dedim. Fakat sonra düşününce fidanlığın çok eski olduğunu ve gittikçe toprak kalitesinin düştüğünü düşündüm. Çünkü durmadan fidan üretiyor ve yıllarca kullanıldıktan sonra toprağın kalitesi ve gücü düşüyor. Elbette kullanılmayan bölgeleri de olsa genelde vaziyet böyle. Yüzyıl kullanılan bir toprağın uzun süre nadasa bırakılması gerekiyor. Aynı zamanda fidanlığın başka bir yere taşınacağı söylendi. Çünkü mantıken taşınmalı çünkü belediyelere yüklü üretim yapıyor. Tüm Türkiye genelinde. Ayrıca Manisa'ya ekonomik olarak büyük katkı sağlanacağı da kesin. Kurulacak yan sanayiler ve çalışanlar hesap edilirse yeni bir sayfa açılacak demektir. Buda Manisa'ya bir ekonomik güç demektir. Muradiye'deki ev fiyatları etkilenecek demektir. İşin kötü tarafı böyle bir yatırım aşırı rantı tetikliyor ama yapacak bir şey yok. Eğer olursa.   Alarko'nun sahiplerinden rahmetli İshak Alaton'un bir makalesini okumuştum. Siirt'te bir deaktif meyan balı fabrikasını işletmek için Alarko'ya vermişler. Devletinmiş ve yarım kalmış bir tesismiş. Alarko Holding üretime geçince dünyada tüm fiyatların altında bir maliyet oluşmuş ve Amerikan Moorse firması bunlara ortaklık teklif etmiş. Buradaki en önemli konu İshak Beyin dediği üzere, 60 bin nüfuslu ve çarşısı çökük bir Siirt gitti, yerine çarşıları çalışan, alışverişin hızlı olduğu bir Siirt geldi. Tesis o kadar büyüktü ki diyor, tüm çalışanlar için fabrikanın yanında lojmanlar bile vardı. O zamana göre. Fakat sonra ortaklık devletsel bazı konularda sorunlar yüzünden kurulamamış ve her iki tarafta ortaklığı fes etmiş. Amerikalı firma Çin'de bir ortaklık kurmuş ve daha ucuz fiyat çekip dünya piyasasına hakim olunca Siirt'teki fabrika kapanmış, çarşı eski durgun haline dönmüş. Amerikalı ortaklığı fes ederken İshak beye bir hediye getirmiş. Hediye bir kitap. Cervantes'in Donkişot kitabı. İshak bey bu ne diye sorunca Amerikalının cevabı şöyle olmuş: Sizlerle iş yapmak, yel değirmenleri ile savaşmaya benziyor. Artık bugünlerde daha pratik ve daha akılcı bir Türkiye var.  O zamanlardaki gibi hantal bir yapı yok ve aradan 40 yıl geçti. Bu olay 1985 yıllarında olmuş. Bugün artık bazı şeyleri aştık. Dünya ekonomide sınır tanımaz oldu. Elektronik ve haberleşmenin çok büyük etkisi var. Böyle bir yatırımı Manisa alırsa bir kademe daha yukarı atlar. Asla yel değirmenlerinden olmayalım. Saygılarımla...  
Ekleme Tarihi: 07 Temmuz 2019 - Pazar
Mehmet ÇELİKEL

VOLKSWAGEN VE MANİSA EKONOMİSİ

Halk vagonu demek. Volks halk demek, wagen de vagon. Tamamen halkın alabileceği bir fiyatta ve ekonomik bir boyutta üretilmeye başlamış. Tosbağa modeli ile başlamış ve uzun yıllar motor arkada tip üretim yapılmış. Öğrenci iken beraber kaldığımız bir arkadaşım 1300 motor bir VW almıştı ve İstanbul'un karlı buzlu yollarında bana mısın demiyordu. 1976 yılından sonra modelleri değiştirdi ve birçok tip araç üretmeye başladı. Jetta mesela çok eski bir versiyon. Dizel motoru aşırı geliştirdiler. Ayrıca yakınlarda kullanıma konan DSG ( Double Syncromach Gearbox) çift kavramalı otomatik şanzımanı devreye soktular. Böylece dizel motorlardaki vites geçiş kasılmasını yok ettiler. 7 ileri otomatik şanzımanı yaptılar. Bu daha da gelişti. VW'nin bir zamanlar tasarılarını yapan Türkler bile vardı. Artık VW bir dünya devi ve aynı zamanda Deutschebank'ın ortaklarından. Bünyesinde birçok araba fabrikasını barındırıyor. Zamanla bu fabrikalarla birleşip konsolide oldu. Audi, Porsche, Seat, Skoda gibi. Bir devlet sektörü ve bir dünya devi. Ürettikleri araçlar dünyanın her yerine ve iklimine göre üretiliyor. Araçlarda kesinlikle bir Alman ciddiyeti var. Özellikle Skoda'nın yıldızı çok parladı.
 
Şimdi bu dünya devi yıllar sonra Türkiye de bir fabrika kurmak istiyor. İlk önce Skoda ve Seat üretilmeye başlayacak. Tabi oldukça büyük bir alana. Manisa bu işin başında geliyor ve en büyük şans da Manisa'da. Peki, yer nasıl temin edilecek. Fabrika 500 dönüm üzerine kurulacak. Araba fabrikasından bahsediyoruz tabii ki. Böyle bir yer tek Muradiye Fidanlığı. Ben 2000 dönüm olarak biliyorum. Bazıları 1000 dönüm diyor. Kısacası burası Manisa OSB'ye verilecek ve hem fabrika buraya kurulacak ve hem de OSB genişlemiş olacak. 2022 de faaliyete geçecek dediler. Doğru yanlış ama Manisa da olma ihtimali yüksek. Çünkü böyle büyük bir arazi her yerde yok ve kurulacak Çandarlı limanı ile yeni otoyola oldukça yakın. Kısacası ulaşım kolaylığı ve arazi genişliği bir tek Manisa'da mevcut.
 
İlk önce tepki verdim. Güzelim fidanlık gidiyor diye. Atatürk zamanında kurulmuş ve 50'ye yakın belediyeye fidan temin ediyor. Hem de yüklü miktarlarda. Yazık olacak dedim. Fakat sonra düşününce fidanlığın çok eski olduğunu ve gittikçe toprak kalitesinin düştüğünü düşündüm. Çünkü durmadan fidan üretiyor ve yıllarca kullanıldıktan sonra toprağın kalitesi ve gücü düşüyor. Elbette kullanılmayan bölgeleri de olsa genelde vaziyet böyle. Yüzyıl kullanılan bir toprağın uzun süre nadasa bırakılması gerekiyor. Aynı zamanda fidanlığın başka bir yere taşınacağı söylendi. Çünkü mantıken taşınmalı çünkü belediyelere yüklü üretim yapıyor. Tüm Türkiye genelinde. Ayrıca Manisa'ya ekonomik olarak büyük katkı sağlanacağı da kesin. Kurulacak yan sanayiler ve çalışanlar hesap edilirse yeni bir sayfa açılacak demektir. Buda Manisa'ya bir ekonomik güç demektir. Muradiye'deki ev fiyatları etkilenecek demektir. İşin kötü tarafı böyle bir yatırım aşırı rantı tetikliyor ama yapacak bir şey yok. Eğer olursa.
 
Alarko'nun sahiplerinden rahmetli İshak Alaton'un bir makalesini okumuştum. Siirt'te bir deaktif meyan balı fabrikasını işletmek için Alarko'ya vermişler. Devletinmiş ve yarım kalmış bir tesismiş. Alarko Holding üretime geçince dünyada tüm fiyatların altında bir maliyet oluşmuş ve Amerikan Moorse firması bunlara ortaklık teklif etmiş. Buradaki en önemli konu İshak Beyin dediği üzere, 60 bin nüfuslu ve çarşısı çökük bir Siirt gitti, yerine çarşıları çalışan, alışverişin hızlı olduğu bir Siirt geldi. Tesis o kadar büyüktü ki diyor, tüm çalışanlar için fabrikanın yanında lojmanlar bile vardı. O zamana göre. Fakat sonra ortaklık devletsel bazı konularda sorunlar yüzünden kurulamamış ve her iki tarafta ortaklığı fes etmiş. Amerikalı firma Çin'de bir ortaklık kurmuş ve daha ucuz fiyat çekip dünya piyasasına hakim olunca Siirt'teki fabrika kapanmış, çarşı eski durgun haline dönmüş. Amerikalı ortaklığı fes ederken İshak beye bir hediye getirmiş. Hediye bir kitap. Cervantes'in Donkişot kitabı. İshak bey bu ne diye sorunca Amerikalının cevabı şöyle olmuş: Sizlerle iş yapmak, yel değirmenleri ile savaşmaya benziyor. Artık bugünlerde daha pratik ve daha akılcı bir Türkiye var.  O zamanlardaki gibi hantal bir yapı yok ve aradan 40 yıl geçti. Bu olay 1985 yıllarında olmuş. Bugün artık bazı şeyleri aştık. Dünya ekonomide sınır tanımaz oldu. Elektronik ve haberleşmenin çok büyük etkisi var. Böyle bir yatırımı Manisa alırsa bir kademe daha yukarı atlar. Asla yel değirmenlerinden olmayalım.
Saygılarımla...
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.