Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

YAZ EKONOMİSİ: TATİL BAŞLIYOR...

Yaz geldi. Hoş mu geldi hoşnutsuz mu geldi siz düşünüp karar verin. Gelirken beraberinde de bir şeyler getirir ve giderken de götürür. Harcamalar. Yazın masrafınız artar. Neden mi? Tatil vardır. Hafta sonları yazlık işi vardır. Veya her hafta sonu bir yerlere gidersiniz. Kalır veya kalmazsınız ama araba yakıtını yakar, boğaz durmaz ha bire yenir. Eh birde hadi bir gece kalalım olursa otel parası da işin içine girer. Çocuklar tatildedir. Aktivite ister, gezmek ister. Kısaca kesenin ağzı yırtılır ve yaz bitince ekonominiz içi boş bir yırtık keseye dönebilir. Tabii burada en büyük vurguyu gıda sorunu ve yaz üzerine yazmayı düşündüm. Nasıl bir sorunla karşı karşıyayız? Bir düşünelim. Yabancı paralar uçtu. Uçtu da bu ihracatçıya yaramadı. Çünkü girdilerin yaklaşık yüzde yetmiş civarı yabancı para üzerinden. Buda mamül mal fiyatını etkiler. Halbuki bir ekonominin parasının kıymetli olması bazı konularda avantaj. Çünkü ithal hammadde girdisi ile imalat yapıp mamül mal ihraç ediyorsa, girdiler ucuz kalır ve daha istikrarlı bir yola girer bu ekonomi. Ama tatil endüstrisi için kıymetsiz para avantajdır. Hurra akın eder yabancılar. Hele memleketimiz gibi cennet bir ülkeye. Turizmden girdi artar da gelenlerin taş yiyecek hali yok. Gırtlak çalışacak. Peki nasıl olacak. Gıda üretiminin güçlü olması ve endüstriyel yani teknik olması gerekiyor. Şimdi diyeceksiniz bu adam ikide bir gıda konusunda yazı yazıyor ama önemlinin ötesi bir konu bu. Zengin kişilerin sorunu olmayabilir ama halkın yüzde kaçı dar gelirli hiç düşündünüz mü? Geçen bir yerde yazıyordu ki doğru yanlış, yüzde 21 i açlık sınırın altında. Tamam da bize ne bundan diyebilirsiniz. Ama ülkemize nüfusun yarısı kadar turist gelirse ne olur? Bize ne olur. Gelen turistler turizm tesislerini müşterisi ve günde 5 öğün yemek yiyecekler. Üstelik bizim para ucuz olduğu içinde gelince belki 15 gün yerine bir ay tatil yapacaklar. Bu bu yıl karşımıza çıkan bir tehdit olabilir. Zaten bazı ürünlerde don ve soğuk nedeni ile nerede ise hiç ürün yok. Mesela olması gereken kiraz yok. Erik yok. Varda et fiyatına. E şimdi bu turistlerde tüketince ne olacak. Fiyatlar yukarı çıkacak ve alım gücü düşecek. Siyasiler birbirine saldırıyor ama bu sorunu ele alan yok. Herkes seçim derdine düşmüş önünü gören yok. Ha bir de depocular var ki bunlar her devirde vardı, stok yaparlar ve kısa yoldan voliyi vurmayı beklerler. Bunlar yüzünden ithalat hortlar. Dövizin yüksek olmasına rağmen ithalat yapılsa bile fiyatlar yerli üründen ucuz oluyor. Geçen bir gazetede bir ziraat odası başkanı patates ithalatının çiftçi için bir felaket  olacağını söylemiş. Bence çiftçi zaten berbat halde. Bence stokçu için daha felaket olur bence. Asıl sorun çiftçiye destek ise ona vermeliyiz. Yoksa olası bir ithalat fiyatları düşürecek ise çiftçi zaten yok fiyatına mal satıyor. Esas tüccar için demeli ki felaket. İşte turizm mevsiminin gelmesi ile birlikte nüfusta turistlerden dolayı bir genişleme, gıda tüketiminde bir artış yaratır. Bir zamanlar İspanya ya yılda özellikle yaz ayları yoğun olmak üzere 90-100 milyon turist gelirdi. Halen de öyle. Domates üreticisi bir ülke olduğu halde yetmez, bir kısım dışarıdan ithalat yaparlardı. Zaten domatesi Amerika kıtasından Avrupa'ya getiren İspanyollar ile Portekizlerdir. Gerekirse ithalat yapılır. Yerli maldan da daha ucuza satılabilir. Bu bir ekonomik dengedir. Birkaç kişinin menfaatine uymuyor diye ülke halkı ve turizm unutulamaz. Bacasız ekonomi turizm ve yoğun olduğu mevsime giriyoruz. Tatil planlarınızı ona göre yapın çünkü onunda asıl bir ekonomisi var. Gıda ve yaz üzerine çok daha şeyler yazılabilir ama yaz oldu mu gerçekten tüketim artar ve en çok fiyatlar da bu zamanlarda oynar. Özellikle yazlık yerlerde. Bir zaman Çeşme de manava domates niye bu kadar pahalı İzmir e göre dediğimde adam ben 3 ay çalışıyorum, kışın insan yok demişti. Şimdi durumlar değişti. Ama zihniyet değişmedi. Yaz geldi mi her şeyin fiyatı oynar. Kişileri ekonomisi alt üst olabilir. Hayırlı güzel bir yaz geçirmenizi dilerim. Saygılarımla...  
Ekleme Tarihi: 12 Mayıs 2015 - Salı
Mehmet ÇELİKEL

YAZ EKONOMİSİ: TATİL BAŞLIYOR...

Yaz geldi. Hoş mu geldi hoşnutsuz mu geldi siz düşünüp karar verin. Gelirken beraberinde de bir şeyler getirir ve giderken de götürür. Harcamalar. Yazın masrafınız artar. Neden mi? Tatil vardır. Hafta sonları yazlık işi vardır. Veya her hafta sonu bir yerlere gidersiniz. Kalır veya kalmazsınız ama araba yakıtını yakar, boğaz durmaz ha bire yenir. Eh birde hadi bir gece kalalım olursa otel parası da işin içine girer. Çocuklar tatildedir. Aktivite ister, gezmek ister. Kısaca kesenin ağzı yırtılır ve yaz bitince ekonominiz içi boş bir yırtık keseye dönebilir. Tabii burada en büyük vurguyu gıda sorunu ve yaz üzerine yazmayı düşündüm. Nasıl bir sorunla karşı karşıyayız? Bir düşünelim.

Yabancı paralar uçtu. Uçtu da bu ihracatçıya yaramadı. Çünkü girdilerin yaklaşık yüzde yetmiş civarı yabancı para üzerinden. Buda mamül mal fiyatını etkiler. Halbuki bir ekonominin parasının kıymetli olması bazı konularda avantaj. Çünkü ithal hammadde girdisi ile imalat yapıp mamül mal ihraç ediyorsa, girdiler ucuz kalır ve daha istikrarlı bir yola girer bu ekonomi. Ama tatil endüstrisi için kıymetsiz para avantajdır. Hurra akın eder yabancılar. Hele memleketimiz gibi cennet bir ülkeye. Turizmden girdi artar da gelenlerin taş yiyecek hali yok. Gırtlak çalışacak. Peki nasıl olacak. Gıda üretiminin güçlü olması ve endüstriyel yani teknik olması gerekiyor. Şimdi diyeceksiniz bu adam ikide bir gıda konusunda yazı yazıyor ama önemlinin ötesi bir konu bu. Zengin kişilerin sorunu olmayabilir ama halkın yüzde kaçı dar gelirli hiç düşündünüz mü? Geçen bir yerde yazıyordu ki doğru yanlış, yüzde 21 i açlık sınırın altında. Tamam da bize ne bundan diyebilirsiniz. Ama ülkemize nüfusun yarısı kadar turist gelirse ne olur? Bize ne olur. Gelen turistler turizm tesislerini müşterisi ve günde 5 öğün yemek yiyecekler. Üstelik bizim para ucuz olduğu içinde gelince belki 15 gün yerine bir ay tatil yapacaklar. Bu bu yıl karşımıza çıkan bir tehdit olabilir. Zaten bazı ürünlerde don ve soğuk nedeni ile nerede ise hiç ürün yok. Mesela olması gereken kiraz yok. Erik yok. Varda et fiyatına. E şimdi bu turistlerde tüketince ne olacak. Fiyatlar yukarı çıkacak ve alım gücü düşecek. Siyasiler birbirine saldırıyor ama bu sorunu ele alan yok. Herkes seçim derdine düşmüş önünü gören yok.

Ha bir de depocular var ki bunlar her devirde vardı, stok yaparlar ve kısa yoldan voliyi vurmayı beklerler. Bunlar yüzünden ithalat hortlar. Dövizin yüksek olmasına rağmen ithalat yapılsa bile fiyatlar yerli üründen ucuz oluyor. Geçen bir gazetede bir ziraat odası başkanı patates ithalatının çiftçi için bir felaket  olacağını söylemiş. Bence çiftçi zaten berbat halde. Bence stokçu için daha felaket olur bence. Asıl sorun çiftçiye destek ise ona vermeliyiz. Yoksa olası bir ithalat fiyatları düşürecek ise çiftçi zaten yok fiyatına mal satıyor. Esas tüccar için demeli ki felaket. İşte turizm mevsiminin gelmesi ile birlikte nüfusta turistlerden dolayı bir genişleme, gıda tüketiminde bir artış yaratır. Bir zamanlar İspanya ya yılda özellikle yaz ayları yoğun olmak üzere 90-100 milyon turist gelirdi. Halen de öyle. Domates üreticisi bir ülke olduğu halde yetmez, bir kısım dışarıdan ithalat yaparlardı. Zaten domatesi Amerika kıtasından Avrupa'ya getiren İspanyollar ile Portekizlerdir. Gerekirse ithalat yapılır. Yerli maldan da daha ucuza satılabilir. Bu bir ekonomik dengedir. Birkaç kişinin menfaatine uymuyor diye ülke halkı ve turizm unutulamaz. Bacasız ekonomi turizm ve yoğun olduğu mevsime giriyoruz. Tatil planlarınızı ona göre yapın çünkü onunda asıl bir ekonomisi var.

Gıda ve yaz üzerine çok daha şeyler yazılabilir ama yaz oldu mu gerçekten tüketim artar ve en çok fiyatlar da bu zamanlarda oynar. Özellikle yazlık yerlerde. Bir zaman Çeşme de manava domates niye bu kadar pahalı İzmir e göre dediğimde adam ben 3 ay çalışıyorum, kışın insan yok demişti. Şimdi durumlar değişti. Ama zihniyet değişmedi. Yaz geldi mi her şeyin fiyatı oynar. Kişileri ekonomisi alt üst olabilir. Hayırlı güzel bir yaz geçirmenizi dilerim.

Saygılarımla...  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.