Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

ZAMLAR, ORANLAR VE PARASAL DEĞERLER…

  Yılbaşından bu yana birçok ürün yüzde yüz zamlandı. Artık bazı ürünlerin ve malların fiyat artışları durdurulamıyor. Öyle ki bazı fiyatlar akıl almayacak kadar arttı. Ortada hiçbir dayanak yok iken. Özellikle gayrimenkul sektöründe geçen seneye göre azılı bir artış söz konusu. Sanki Amerika’dan ev alıyorsunuz gibi. Bunu anlamak için TV kanallarını seyretmeniz yeterli. Geçen sene bir milyonluk bir ev bu sene dört milyon. İşin tadını kaçırıyorlar gibi. Tarımsal ürünlerin ve sanayi ürünlerinin yanında gayrimenkul saçma bir artışta.   *******   Bugün bir esnafın veya bir tüccarı ile sanayicinin kazandığı para ile bir gayrimenkul alması çok zorlaştı. Ne üretirseniz üretin veya ne kazanırsanız kazanın, elinizde ne kadar ihtiyat akçesi ayırmanız gerektiği konusunda zamlardan ve fiyat artışlarından dolayı bir oran yoksa bu gerçektende zor. Alamazsınız veya almak istemezsiniz. Çok büyük iş yapanlar hariç tabii ki ama bunlarda sön derece düşük bir oran. Öyle bir dengesizlik içindeyiz ki, bir daire fiyatına eşit araçlar mevcut. Şimdi bakıyorsunuz bir tarafta sokağa bıraktığınız bir mal, öte tarafta içinde yaşadığınız bir mekan. Batı ülkelerinde bu böyle değil. Araçlar evlere göre çok daha ucuz. Hele 2. Eller.   *******   Aslında her şey oran ve alım gücü. Bir malın fiyatı ne olursa olsun, eğer halkın alım gücü varsa veya devlet tarafından yeni fiyatların artış oranında destekleniyorsa, fiyat sadece bir rakam olmaktan ileri gitmez. Sizin kazancınızın, enflasyon oranında artması gerekir veya maaşınızın. Yani yüzde şu kadar maaş veya kazanç arttı. Enflasyonu engellemek için denetlemek ve alım gücünü yükseltmek gerekiyor. Tabii burada toplumun öngörü ve bilgisi esas veri. Yani eğitimli toplum. Ne der Keynes: Gelir ve kazançtaki artışlar gelişmiş ülkelerde tasarrufa, az gelişmiş ülkelerde tüketime meyleder. Sübjektif görüşü. Ülkemizdeki durumu buna göre şekillendirin ve onu önünüze koyun. İsrafta fiyatı tetikler, unutmayalım.   *******   Bizim halkımız oran bilmez. Çünkü yıllarca enflasyonla savaşmış bir toplum. Ama ekonomiyi oransal olarak analiz ederseniz daha iyi görürsünüz. 1.5 TL’lik ekmek 3 TL oldu. Nedir oran: %100. Bir milyon TL’lik ev 2 milyon oldu. Nedir oran: % 100. Ekmek acıtmaz ama ev fiyatı yakar. Ama ikisinin de oranı aynı. Büyüklük farklı. Alım gücü farkı. Ancak son 20 yılda enflasyon 90 yıllar kadar etkili olmadığı için ve birçok yıl tek hanede gezindiği için yılbaşındaki darbe çok ağır oldu ve halk oransal düşünmeyi sanki biraz öğrendi. Enflasyonu yeneriz. Ama akıl ve bilgi kadar eğitimli toplumda şart. Saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 09 Mayıs 2022 - Pazartesi
Mehmet ÇELİKEL

ZAMLAR, ORANLAR VE PARASAL DEĞERLER…

  Yılbaşından bu yana birçok ürün yüzde yüz zamlandı. Artık bazı ürünlerin ve malların fiyat artışları durdurulamıyor. Öyle ki bazı fiyatlar akıl almayacak kadar arttı. Ortada hiçbir dayanak yok iken. Özellikle gayrimenkul sektöründe geçen seneye göre azılı bir artış söz konusu. Sanki Amerika’dan ev alıyorsunuz gibi. Bunu anlamak için TV kanallarını seyretmeniz yeterli. Geçen sene bir milyonluk bir ev bu sene dört milyon. İşin tadını kaçırıyorlar gibi. Tarımsal ürünlerin ve sanayi ürünlerinin yanında gayrimenkul saçma bir artışta.

  *******

  Bugün bir esnafın veya bir tüccarı ile sanayicinin kazandığı para ile bir gayrimenkul alması çok zorlaştı. Ne üretirseniz üretin veya ne kazanırsanız kazanın, elinizde ne kadar ihtiyat akçesi ayırmanız gerektiği konusunda zamlardan ve fiyat artışlarından dolayı bir oran yoksa bu gerçektende zor. Alamazsınız veya almak istemezsiniz. Çok büyük iş yapanlar hariç tabii ki ama bunlarda sön derece düşük bir oran. Öyle bir dengesizlik içindeyiz ki, bir daire fiyatına eşit araçlar mevcut. Şimdi bakıyorsunuz bir tarafta sokağa bıraktığınız bir mal, öte tarafta içinde yaşadığınız bir mekan. Batı ülkelerinde bu böyle değil. Araçlar evlere göre çok daha ucuz. Hele 2. Eller.

  *******

  Aslında her şey oran ve alım gücü. Bir malın fiyatı ne olursa olsun, eğer halkın alım gücü varsa veya devlet tarafından yeni fiyatların artış oranında destekleniyorsa, fiyat sadece bir rakam olmaktan ileri gitmez. Sizin kazancınızın, enflasyon oranında artması gerekir veya maaşınızın. Yani yüzde şu kadar maaş veya kazanç arttı. Enflasyonu engellemek için denetlemek ve alım gücünü yükseltmek gerekiyor. Tabii burada toplumun öngörü ve bilgisi esas veri. Yani eğitimli toplum. Ne der Keynes: Gelir ve kazançtaki artışlar gelişmiş ülkelerde tasarrufa, az gelişmiş ülkelerde tüketime meyleder. Sübjektif görüşü. Ülkemizdeki durumu buna göre şekillendirin ve onu önünüze koyun. İsrafta fiyatı tetikler, unutmayalım.

  *******

  Bizim halkımız oran bilmez. Çünkü yıllarca enflasyonla savaşmış bir toplum. Ama ekonomiyi oransal olarak analiz ederseniz daha iyi görürsünüz. 1.5 TL’lik ekmek 3 TL oldu. Nedir oran: %100. Bir milyon TL’lik ev 2 milyon oldu. Nedir oran: % 100. Ekmek acıtmaz ama ev fiyatı yakar. Ama ikisinin de oranı aynı. Büyüklük farklı. Alım gücü farkı. Ancak son 20 yılda enflasyon 90 yıllar kadar etkili olmadığı için ve birçok yıl tek hanede gezindiği için yılbaşındaki darbe çok ağır oldu ve halk oransal düşünmeyi sanki biraz öğrendi. Enflasyonu yeneriz. Ama akıl ve bilgi kadar eğitimli toplumda şart. Saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.