Dünyanın su sorunu, günümüzde giderek artmaktadır. Nüfusun hızla artması ve endüstrileşme sebebiyle enerji üretimi, tarım ve sanayi amaçlı kullanılan suların miktarı her geçen gün artış göstermektedir. Bu da doğal kaynakların azalmasına neden olmakta ve sadece yaşam alanlarını değil, ekonomiyi de etkilemektedir.   Özellikle su kıtlığının en yoğun şekilde hissedildiği Afrika, Asya ve Orta Doğu gibi bölgelerdeki insanlar, yetersiz su kaynaklarından dolayı yaşamlarını idame ettiremez hale gelmiştir. Hatta bazı bölgelerde su nehirleri kurumuş, barajlar susuz kalmıştır. Su kıtlığı aynı zamanda çevre kirliliğine de yol açmaktadır. Tarım ilaçları, fabrikalardan atık suyun akıtılması gibi faktörler, suların zehirlenmesine sebep olmaktadır.   Dünya genelinde su yönetiminin verimsizliği de su sorununa katkıda bulunan diğer bir faktördür. Suyun tasarruflu kullanımı ve yeniden kullanımı konusunda henüz gerekli adımlar atılmamıştır. Bunun sonucunda çok büyük miktarda su kaybedilmekte ve ihtiyaç olan su kaynakları zamanla tükenmektedir.   Bu soruna çözüm bulmak için, ülkeler arası işbirliği artırılmalı ve su yönetimiyle ilgili ortak politikalar oluşturulmalıdır. Su kaynaklarının korunması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve tüketiciler bilinçlendirilmelidir. Özellikle tarım sektöründe verimlilik artırılmalı ve tasarruf önlemleri alınmalıdır.   Sonuç olarak, su sorunu sadece bir bölge ya da ülke meselesi değildir. Tüm dünyanın birlikte hareket etmesi gerekmekte ve doğal kaynakları koruma konusunda daha hassas davranılmalıdır. Ancak bu şekilde gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakılabilir.