Harun Ülger
Köşe Yazarı
Harun Ülger
 

EBEVEYN TUTUMLARI

Ailenin çocuk üzerindeki tutumları ve çevrenin çocuk üzerindeki etkileri hem çocukluk hem de yetişkinlik dönemlerinde fark edilebiliyor hatta pek çok psikolojik problem durumunun temeli bu tutumlardan oluşmaktadır. Ebeveynlik şöyle şöyle olmalı, bunlar yapılıp bunlar yapılmamalı diyerek sınırlandırılacak bir yapı değildir. Eldeki kaynak ve imkanlar ölçüsünde çocuğa bir hayat sunabilmektir. Şu olumsuz tutumdan vazgeçmek gerekiyor ki o da pek çok anne ve babanın kendilerine katı ve eleştirel gözlerle bakmaları. Sürekli olarak ebeveynler kendilerini yetersiz ve kusurlu görüyorlar. Bunun temeline baktığımızda yine ebeveynlerinin izlerini görüyoruz. * Birazdan ebeveyn tarzlarını anlatırken en uç taraflarını ele alıp bende yok diye bir kanıya varmayın. Bazı davranışlarımızın gün içinde bu tarzlarla uyuştuğunu göreceksiniz. Çocuğunuzu asla ihmal etmiyor, bakımını yapıyor, onunla oyunlar oynuyor olabilirsiniz fakat sizin onu onaylamadığınızı düşünüyor olabilir de ve bu da bir duygusal ihmaldir. Çocuğun temel ihtiyaçları kabul ve anlayıştır. * Çocuğunuzun yaptıklarını sürekli olarak kontrol ediyor, çizdiği resimlerde çiçekler gökyüzünde olmaz gibi müdahalelerde bulunarak kendi kararlarını almasına müsaade etmiyor olabilirsiniz. Ya da sık olarak karşılaştığımız mevsime uygun olmayan şekilde giyinmek istemeleri durumunda size hayır deme hakkı tanımıyor olabilirsiniz. Şimdi anlatacağım tutumları okurken kendi aileniz odaklı bakmanızı rica ediyorum. * Otoriter Ebeveynler: Bu tarzda ki ebeveynler çocuklarıyla sınırlı ve koşullu ilişki kurarlar. Ailenin belirlediği kurallara uyduğu müddetçe problem yaşanmaz fakat kuralların oluşturulma evresinde çocuk yer almaz. Çocuk tamamen ebeveynlerinin isteklerine hizmet eder ve çocuğun duyguları dikkate alınmaz. Cezalandırma ve yüksek beklentilerden kaynaklı baskı kurma vardır. Örnek olarak çocuğu istediğini yapınca başını okşayan, takdir getirince onu tebrik eden ebeveynler gibi. Çocuk ileride insanların dediklerini yaparak kendini seveceklerini düşünür ve sürekli ödün veren bir birey yetiştiririz. * Demokratik Ebeveynler: Burada da kurallar vardır ve değerler korunur. Ama bu kuralların oluşumunda çocuk da yer alır. Kurallar esneyebildiği için uyum sağlamak kolaydır. Çocuk kuralların oluşumunda yer aldığı için neyin neyden dolayı yapılamadığının yani sınırların farkındadır ve neden var olduklarını anlamlandırır. Bu şekilde yetişen çocuklar uyum problemleri yaşamaz ve sağlıklı birey olma yolunda ilerlerler. * Hoşgörülü Ebeveynler: Bu yapıya baktığımızda odak nokta ihtiyaç ve gereksinimlerin karşılanmasıdır. Burada sınır veya gelişimi için lazım olanlar değerlendirilmeden ben alamadım ona alayım ben sahip olamadım o sahip olsun gibi sürekli verme ilişkisi hakimdir. Çocuk bu kaynaklara ulaşmak için çaba sarf etmek zorunda kalmaz. İleride de hep bekleyen, istediğinin hemen olacağını düşünen ama olmadığında depresif durum yaşayan bireyler olurlar. Empati yok, benmerkezcilik belki halk dilinde bencillik var diyebiliriz. * İlgisiz/duyarsız Ebeveynler: Çocuklarla kurulan bir ilişki yok desek yeridir. Gelişimi için neler fayda sağlar düşünmez, gelişimine uygun ortam hazırlamak için uğraşmaz. Çocuk kendi başına bunları karşılamaya çalışır. Ailenin bir çabasını göremeyen çocuk bunları karşılamaya çalışırken kendini yetersiz hisseder ve suçluluk duyar. Hak etmek, talepte bulunmak böyle bir evde mümkün değildir. Bu evlerde yetişen çocuklar ileride ihmal, istismar gibi yaşam öykülerine sahip olabilirler.
Ekleme Tarihi: 26 Ağustos 2022 - Cuma
Harun Ülger

EBEVEYN TUTUMLARI

Ailenin çocuk üzerindeki tutumları ve çevrenin çocuk üzerindeki etkileri hem çocukluk hem de yetişkinlik dönemlerinde fark edilebiliyor hatta pek çok psikolojik problem durumunun temeli bu tutumlardan oluşmaktadır. Ebeveynlik şöyle şöyle olmalı, bunlar yapılıp bunlar yapılmamalı diyerek sınırlandırılacak bir yapı değildir. Eldeki kaynak ve imkanlar ölçüsünde çocuğa bir hayat sunabilmektir. Şu olumsuz tutumdan vazgeçmek gerekiyor ki o da pek çok anne ve babanın kendilerine katı ve eleştirel gözlerle bakmaları. Sürekli olarak ebeveynler kendilerini yetersiz ve kusurlu görüyorlar. Bunun temeline baktığımızda yine ebeveynlerinin izlerini görüyoruz.

*

Birazdan ebeveyn tarzlarını anlatırken en uç taraflarını ele alıp bende yok diye bir kanıya varmayın. Bazı davranışlarımızın gün içinde bu tarzlarla uyuştuğunu göreceksiniz. Çocuğunuzu asla ihmal etmiyor, bakımını yapıyor, onunla oyunlar oynuyor olabilirsiniz fakat sizin onu onaylamadığınızı düşünüyor olabilir de ve bu da bir duygusal ihmaldir. Çocuğun temel ihtiyaçları kabul ve anlayıştır.

*

Çocuğunuzun yaptıklarını sürekli olarak kontrol ediyor, çizdiği resimlerde çiçekler gökyüzünde olmaz gibi müdahalelerde bulunarak kendi kararlarını almasına müsaade etmiyor olabilirsiniz. Ya da sık olarak karşılaştığımız mevsime uygun olmayan şekilde giyinmek istemeleri durumunda size hayır deme hakkı tanımıyor olabilirsiniz. Şimdi anlatacağım tutumları okurken kendi aileniz odaklı bakmanızı rica ediyorum.

*

Otoriter Ebeveynler: Bu tarzda ki ebeveynler çocuklarıyla sınırlı ve koşullu ilişki kurarlar. Ailenin belirlediği kurallara uyduğu müddetçe problem yaşanmaz fakat kuralların oluşturulma evresinde çocuk yer almaz. Çocuk tamamen ebeveynlerinin isteklerine hizmet eder ve çocuğun duyguları dikkate alınmaz. Cezalandırma ve yüksek beklentilerden kaynaklı baskı kurma vardır. Örnek olarak çocuğu istediğini yapınca başını okşayan, takdir getirince onu tebrik eden ebeveynler gibi. Çocuk ileride insanların dediklerini yaparak kendini seveceklerini düşünür ve sürekli ödün veren bir birey yetiştiririz.

*

Demokratik Ebeveynler: Burada da kurallar vardır ve değerler korunur. Ama bu kuralların oluşumunda çocuk da yer alır. Kurallar esneyebildiği için uyum sağlamak kolaydır. Çocuk kuralların oluşumunda yer aldığı için neyin neyden dolayı yapılamadığının yani sınırların farkındadır ve neden var olduklarını anlamlandırır. Bu şekilde yetişen çocuklar uyum problemleri yaşamaz ve sağlıklı birey olma yolunda ilerlerler.

*

Hoşgörülü Ebeveynler: Bu yapıya baktığımızda odak nokta ihtiyaç ve gereksinimlerin karşılanmasıdır. Burada sınır veya gelişimi için lazım olanlar değerlendirilmeden ben alamadım ona alayım ben sahip olamadım o sahip olsun gibi sürekli verme ilişkisi hakimdir. Çocuk bu kaynaklara ulaşmak için çaba sarf etmek zorunda kalmaz. İleride de hep bekleyen, istediğinin hemen olacağını düşünen ama olmadığında depresif durum yaşayan bireyler olurlar. Empati yok, benmerkezcilik belki halk dilinde bencillik var diyebiliriz.

*

İlgisiz/duyarsız Ebeveynler: Çocuklarla kurulan bir ilişki yok desek yeridir. Gelişimi için neler fayda sağlar düşünmez, gelişimine uygun ortam hazırlamak için uğraşmaz. Çocuk kendi başına bunları karşılamaya çalışır. Ailenin bir çabasını göremeyen çocuk bunları karşılamaya çalışırken kendini yetersiz hisseder ve suçluluk duyar. Hak etmek, talepte bulunmak böyle bir evde mümkün değildir. Bu evlerde yetişen çocuklar ileride ihmal, istismar gibi yaşam öykülerine sahip olabilirler.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.