Harun Ülger
Köşe Yazarı
Harun Ülger
 

EVLİLİK SOHBETLERİ ¬-2-

Evlilikte eşlerin kendi maaşlarını kazanmaları konusunda nasıl bir tutumda olmaları gerektiği hakkında konuşmak istiyorum. Birey olmanın koşullarından bir tanesi kişisel bütçemizin olmasıdır. Bizim toplumumuzda böyle bir durum söz konusu değildir. Miras konusuna baktığımızda ortak mülkiyetlerde hep yolsuzluklar vardır bu durum kendi ailemiz içerisinde dahi yaşanabiliyor. Anne babalar vefat etmeden önce çocuklarına biz öldükten sonra satmayın malları, bölüşmeyin bu şekilde birlikte devam ettirin derler. Dünya değişti artık böyle bir dünya yok. Eskiden böyleydi örneğin ailenin bir tarlası olurdu bölmeye çalışsan bölemezdin dolayısıyla herkes beraber eker biçerdi. Şimdi artık o devirler geçti artık birey  olmak gerekiyor ve bunun için de insanın kişisel bütçesinin olması gerekiyor, kendine ait parası olması gerekiyor. *** Bazı evliliklerde görüyorum hocam maaş kartım eşimde diyorlar. O hanımefendi ebeveyn modunda yaşam sürdürüyor görüyorum ve eşi de onun çocuğu modunda oluyor. Burada hanımefendinin ebeveyn olmasından daha kötü olan şey eşinin onun çocuğu olmasıdır. Burada problem maaş kartını eşine vermekle başlıyor. Problemin çözümü herkesin kendi kişisel bütçesi olacak yani ortak masraflar birlikte ortak şekilde ödenebilir ama kimse kimsenin özel maaşına parasına dokunmayacak, herkesin kendi kişisel harcamalarına saygı duyulacak ve evliliğin sınırları çizilmiş olacaktır. *** Günümüz evliliklerinden yola çıkacak olursak maaşların ayrımı ve kişisel bütçe konusu boşanma sebebi olarak görülebilir, geleneksel bağlama bakılarak yanlış gibi görülebilir fakat eşlerin birey olabilmeleri, evlilikte sınırların çizilmesi ve korunabilmesi, evliliğin sağlığı ve sebat etmesi için bu konuda anlattığım şekilde bir yaklaşım sergilemek gerekmektedir. Tabi fikrimi beyan ederken bencil yaklaşın, maaşınızdan hiç koklatmayın kesinlikle demiyorum. Demek istediğim ben bilincinde olmak ve biz bilinciyle hareket etmek. Benlerimizi, birey olmamızı sağlayan özelliklerimizi koruyarak biz olmak en sağlıklı olan yaklaşımdır. Paranızı eline aldığınızda benim param inancı ve hissiyatını yaşıyorsanız karşı taraf bunu derinden hissedecektir. Bu sevgisizlik veya eşe olan bir saygısızlık değildir. *** Bir diğer konuyu ele almak gerekirse evlilikte denklik gerekli mi sorusuna cevabım evet gereklidir. Ortak payda da buluşabilmek adına denklik önemlidir fakat gel gelelim ki hayatta hep denklik olmuyor bazen dizilerde gördüğümüz fakir oğlan zengin kız durumları yaşanabiliyor. Her bağlamda neredeyse farklılıklar yaşanıyor bu evliliklerde ama peki bu evlilikler yürümez mi?  Aradaki bütün farklılıklardan sıyrılıp ruh ve kalbe bakıldığında  bir birine denklikleri olduğunu görüyoruz böyle durumlarda denildiği gibi zarfa değil mazrufa bakmak gerekir. Esasında zahiren bakılırsa bireyler denk değil gibi görülebilir fakat background kısmına bakıldığında bu bireyler denkler hatta ruh ikizidirler. *** Söylediğim gibi zarfa değil mazrufa bakmak esastır. Mazruf derken kastettiğim bu zarfın içinde ne var, bu mektupta ne anlatılıyor? Günlük hayatta elbette ki denkliği hesaba katacağız dikkate alacağız ama esasen özde olana mektupta yazana bakarak yol alacağız. Her açıdan uyuyor olması, özlerin birbiriyle uyuşuyor, ruhların birbiriyle anlaşıyor olduğu anlamına gelmiyor. Başlayan her evliliğin devam etme şansı vardır. Ne kadar kötü başlamış olurlarsa olsun, eşlerin birbirinden ne kadar farklı olursa olsun, aralarında ne problem yaşanmış olursa olsun başlamış olan her evliliğin devam etme şansı vardır yeter ki doğru dokunuşlar yapılabilsin.
Ekleme Tarihi: 05 Şubat 2022 - Cumartesi
Harun Ülger

EVLİLİK SOHBETLERİ ¬-2-

Evlilikte eşlerin kendi maaşlarını kazanmaları konusunda nasıl bir tutumda olmaları gerektiği hakkında konuşmak istiyorum. Birey olmanın koşullarından bir tanesi kişisel bütçemizin olmasıdır. Bizim toplumumuzda böyle bir durum söz konusu değildir. Miras konusuna baktığımızda ortak mülkiyetlerde hep yolsuzluklar vardır bu durum kendi ailemiz içerisinde dahi yaşanabiliyor. Anne babalar vefat etmeden önce çocuklarına biz öldükten sonra satmayın malları, bölüşmeyin bu şekilde birlikte devam ettirin derler. Dünya değişti artık böyle bir dünya yok. Eskiden böyleydi örneğin ailenin bir tarlası olurdu bölmeye çalışsan bölemezdin dolayısıyla herkes beraber eker biçerdi. Şimdi artık o devirler geçti artık birey  olmak gerekiyor ve bunun için de insanın kişisel bütçesinin olması gerekiyor, kendine ait parası olması gerekiyor.

***

Bazı evliliklerde görüyorum hocam maaş kartım eşimde diyorlar. O hanımefendi ebeveyn modunda yaşam sürdürüyor görüyorum ve eşi de onun çocuğu modunda oluyor. Burada hanımefendinin ebeveyn olmasından daha kötü olan şey eşinin onun çocuğu olmasıdır. Burada problem maaş kartını eşine vermekle başlıyor. Problemin çözümü herkesin kendi kişisel bütçesi olacak yani ortak masraflar birlikte ortak şekilde ödenebilir ama kimse kimsenin özel maaşına parasına dokunmayacak, herkesin kendi kişisel harcamalarına saygı duyulacak ve evliliğin sınırları çizilmiş olacaktır.

***

Günümüz evliliklerinden yola çıkacak olursak maaşların ayrımı ve kişisel bütçe konusu boşanma sebebi olarak görülebilir, geleneksel bağlama bakılarak yanlış gibi görülebilir fakat eşlerin birey olabilmeleri, evlilikte sınırların çizilmesi ve korunabilmesi, evliliğin sağlığı ve sebat etmesi için bu konuda anlattığım şekilde bir yaklaşım sergilemek gerekmektedir. Tabi fikrimi beyan ederken bencil yaklaşın, maaşınızdan hiç koklatmayın kesinlikle demiyorum. Demek istediğim ben bilincinde olmak ve biz bilinciyle hareket etmek. Benlerimizi, birey olmamızı sağlayan özelliklerimizi koruyarak biz olmak en sağlıklı olan yaklaşımdır. Paranızı eline aldığınızda benim param inancı ve hissiyatını yaşıyorsanız karşı taraf bunu derinden hissedecektir. Bu sevgisizlik veya eşe olan bir saygısızlık değildir.

***

Bir diğer konuyu ele almak gerekirse evlilikte denklik gerekli mi sorusuna cevabım evet gereklidir. Ortak payda da buluşabilmek adına denklik önemlidir fakat gel gelelim ki hayatta hep denklik olmuyor bazen dizilerde gördüğümüz fakir oğlan zengin kız durumları yaşanabiliyor. Her bağlamda neredeyse farklılıklar yaşanıyor bu evliliklerde ama peki bu evlilikler yürümez mi?  Aradaki bütün farklılıklardan sıyrılıp ruh ve kalbe bakıldığında  bir birine denklikleri olduğunu görüyoruz böyle durumlarda denildiği gibi zarfa değil mazrufa bakmak gerekir. Esasında zahiren bakılırsa bireyler denk değil gibi görülebilir fakat background kısmına bakıldığında bu bireyler denkler hatta ruh ikizidirler.

***

Söylediğim gibi zarfa değil mazrufa bakmak esastır. Mazruf derken kastettiğim bu zarfın içinde ne var, bu mektupta ne anlatılıyor? Günlük hayatta elbette ki denkliği hesaba katacağız dikkate alacağız ama esasen özde olana mektupta yazana bakarak yol alacağız. Her açıdan uyuyor olması, özlerin birbiriyle uyuşuyor, ruhların birbiriyle anlaşıyor olduğu anlamına gelmiyor. Başlayan her evliliğin devam etme şansı vardır. Ne kadar kötü başlamış olurlarsa olsun, eşlerin birbirinden ne kadar farklı olursa olsun, aralarında ne problem yaşanmış olursa olsun başlamış olan her evliliğin devam etme şansı vardır yeter ki doğru dokunuşlar yapılabilsin.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.