Nihal KARA
Köşe Yazarı
Nihal KARA
 

ELİMİZDEKİ BİR AVUÇ TOPRAĞI BARİ BIRAKIN

İnsanlar hayallerini gerçekleştirmek için çok büyük zorluklardan geçip, emek vererek bir avuç toprakla yerden kalkmak istiyorlar. Ama bazen öyle bir durum oluyor ki yaşamlarını sorgular halde buluyorlar kendilerini. Belki hatırlarsınız, kağıt toplayarak geçimini sağlayan bir kişi KPSS 25.si olmuştu. Günlerce hatta haftalarca bu durum konuşulmuş, birçok insana da umut olmuştu. Hakan Efe, maddi imkansızlıklardan dolayı Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bırakan ve aylarca iş bulamadığı için geçimini sokaklarda karton toplayarak sağlıyordu. Daha sonra KPSS’de Türkiye 25.’si olmuştu. Fakat… Bu ara sürekli bu tarzda haberleri yazıya döküyorum. Amacım unutturmamak. Bir gün hukuk yolu açıldığında, mediumda ki sayfamı direk vereyim bakılsın. Acınası durumdayız. Bu çocuk eğer bir yerlere üye olmuş olsaydı. Tabiri caizse tasma takılmasına izin verseydi, karton fabrikasının başına getirilirdi. Ya da fabrika açacak kadar zengin olabilirdi. Buna uygun aklıma gelen birkaç sözü yazmak istiyorum. Bir Ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden daha fazla ise, o Ülke batar. Montesquiev Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir. Konfütçüs Maalesef şu an emeklerin hiçe sayıldığı bir dönemdeyiz. Hayalindeki mesleğe sahip olan kişilerde yurt dışına göçüyor. Bu gibi durumlarda en çok üzüldüğüm şey, insanların umutlarını yitirmesinden ziyade, hakkımızı arayacağımız hiçbir muhatap bulamamamız. Kaç gencimiz atanamadığı için, intihar etti? Kaç doktorumuzu, avukatımızı, öğretmenimizi, mühendisimizi göç ettirdik? Kaç çocuğumuz sınav kaygısından dolayı, intihara teşebbüs etti? Sınavlar yaklaştığında ve sonuçlar açıklandığındaki intiharlara ve intihar teşebbüslerine bir bakar mısınız? Amacım Ülkemi kötülemek değil. Buraya ne kadar geliştiğimizi yazmak, dünya genelinde halkı mutlu olan ilk 5 Ülkeden birinde yaşamanın sevincini yazmak isterdim. Benim sorunum kişilerle değil, hataların sürekli tekrarlanmasında. Bu Ülkede yaşayan gençler bizim geleceğimiz. Orta yaş grubu ile daha ne kadar ne yapabilirsiniz? Benim çocuklarım ileride sadece; Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Peyami Safa, Elif Şafak, Doğan Cüceloğlu vs. gibi Türk ünlü yazarların kitaplarını mı okuyacak? Dünyaya adını duyurmuş yeni genç yazarlar çıkmayacak mı? Bakın; Prof.Dr. gazi Yaşargil. (Amerika da Nöroşirürji alanında ‘’Yüzyılın Adamı’’ seçildi) Prof.Dr. Hande Özdinler. (Ölü beyin hücrelerinin florasanla görülmesini sağlayarak, ALS ve diğer tüm sinir hücre hastalıkları için önemli buluşa imza atarak, Amerika Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından 2.5 milyon dolarlık rekor destekleme ödülü kazandı) Prof.Dr. Ömer Özkan( Kadavradan ilk rahim naklini gerçekleştirdi) Dr. Murat Digiçaylıoğlu ( Beyin kanaması geçiren kişilerin beyin hücrelerinin ölmesini engelleyen bir tedavi yöntemi buldu) Prof.Dr. Tayfun Aybek ( kalp krizini haber veren çip geliştirdi) Prof.Dr. Murat Günel( Yale ünivers’inde, Beyin Cerrahisi Damar Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı ve Beyin Genetiği Programı Direktörü, Türk Amerikan Tıp Birliği Başkanı dünyanın en saygın bilim dergilerinden kabul edilen Science tarafından 2010 yılının en büyük 10 buluşunu yapanla arasında gösterildi) Bu kadar bilim insanımız ve yazarlarımız, sadece geçmiş dönemin sakinliğinde başarılı olmuş insanlar olarak kalsınlar istemem. Bu dönemde teknoloji daha da gelişmişken, kendimizi geliştirebileceğimiz birçok alan varken, neden bu kadar göç verelim ya da neden geleceğimizi temsil eden gençlerimizin ümitlerini tüketelim? Bizim artık acilen kendimize dönüp bakmamız gerek. Çocuklar arasında sadece ailesinin maddi durumu iyi olanlara özel okullara giderek ,robotik kodlama ile bir şeyler yaratma imkanı sağlanmasın. Özel okul tercih olmalı. Mecburiyet değil. Mecburum çünkü; Devlet okullarının önünde sapıklar bekliyor. Devlet okullarında bu imkanlar sağlanmıyor. Devlet okullarında beden derslerini kantinde geçiriyorlar ya da resim dersinde boyanı unutsan sorumluluğunu hatırlatan kimse yok. Devlet okulunda veliler ile çok fazla tartışma oluyor vs vs. gibi durumlar olmamalı. Velhasıl, çocuklarımızın ve gençlerimizin bizim geleceğimiz, Ülkemizin geleceği olduğunu unutmadan bir sistem oturtturmakta fayda var. Maddiyatsa önemli olan, gençlere iyi bakın ki zengin bir Ülke olalım.( eşit zenginlikten bahsediyorum) Bunları dile getirmek istedim. Yazılacak şeyler o kadar çok fazla ki, bu yüzden konudan sapmış olabilirim. Gene de sonuna gelene kadar okuduysanız teşekkürler. Vesselam.
Ekleme Tarihi: 30 Mart 2023 - Perşembe
Nihal KARA

ELİMİZDEKİ BİR AVUÇ TOPRAĞI BARİ BIRAKIN

İnsanlar hayallerini gerçekleştirmek için çok büyük zorluklardan geçip, emek vererek bir avuç toprakla yerden kalkmak istiyorlar. Ama bazen öyle bir durum oluyor ki yaşamlarını sorgular halde buluyorlar kendilerini.

Belki hatırlarsınız, kağıt toplayarak geçimini sağlayan bir kişi KPSS 25.si olmuştu.

Günlerce hatta haftalarca bu durum konuşulmuş, birçok insana da umut olmuştu.

Hakan Efe, maddi imkansızlıklardan dolayı Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’ni bırakan ve aylarca iş bulamadığı için geçimini sokaklarda karton toplayarak sağlıyordu. Daha sonra KPSS’de Türkiye 25.’si olmuştu.

Fakat…

Bu ara sürekli bu tarzda haberleri yazıya döküyorum. Amacım unutturmamak.

Bir gün hukuk yolu açıldığında, mediumda ki sayfamı direk vereyim bakılsın.

Acınası durumdayız.

Bu çocuk eğer bir yerlere üye olmuş olsaydı. Tabiri caizse tasma takılmasına izin verseydi, karton fabrikasının başına getirilirdi. Ya da fabrika açacak kadar zengin olabilirdi.

Buna uygun aklıma gelen birkaç sözü yazmak istiyorum.

Bir Ülkede yalakalığın getirisi, dürüstlüğün getirisinden daha fazla ise, o Ülke batar. Montesquiev

Bir yerde küçük insanların büyük gölgeleri varsa, o yerde güneş batıyor demektir. Konfütçüs

Maalesef şu an emeklerin hiçe sayıldığı bir dönemdeyiz. Hayalindeki mesleğe sahip olan kişilerde yurt dışına göçüyor.

Bu gibi durumlarda en çok üzüldüğüm şey, insanların umutlarını yitirmesinden ziyade, hakkımızı arayacağımız hiçbir muhatap bulamamamız.

Kaç gencimiz atanamadığı için, intihar etti?

Kaç doktorumuzu, avukatımızı, öğretmenimizi, mühendisimizi göç ettirdik?

Kaç çocuğumuz sınav kaygısından dolayı, intihara teşebbüs etti?

Sınavlar yaklaştığında ve sonuçlar açıklandığındaki intiharlara ve intihar teşebbüslerine bir bakar mısınız?

Amacım Ülkemi kötülemek değil. Buraya ne kadar geliştiğimizi yazmak, dünya genelinde halkı mutlu olan ilk 5 Ülkeden birinde yaşamanın sevincini yazmak isterdim.

Benim sorunum kişilerle değil, hataların sürekli tekrarlanmasında.

Bu Ülkede yaşayan gençler bizim geleceğimiz. Orta yaş grubu ile daha ne kadar ne yapabilirsiniz?

Benim çocuklarım ileride sadece;

Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Peyami Safa, Elif Şafak, Doğan Cüceloğlu vs. gibi Türk ünlü yazarların kitaplarını mı okuyacak? Dünyaya adını duyurmuş yeni genç yazarlar çıkmayacak mı?

Bakın;

Prof.Dr. gazi Yaşargil. (Amerika da Nöroşirürji alanında ‘’Yüzyılın Adamı’’ seçildi)

Prof.Dr. Hande Özdinler. (Ölü beyin hücrelerinin florasanla görülmesini sağlayarak, ALS ve diğer tüm sinir hücre hastalıkları için önemli buluşa imza atarak, Amerika Ulusal Sağlık Enstitüsü tarafından 2.5 milyon dolarlık rekor destekleme ödülü kazandı)

Prof.Dr. Ömer Özkan( Kadavradan ilk rahim naklini gerçekleştirdi)

Dr. Murat Digiçaylıoğlu ( Beyin kanaması geçiren kişilerin beyin hücrelerinin ölmesini engelleyen bir tedavi yöntemi buldu)

Prof.Dr. Tayfun Aybek ( kalp krizini haber veren çip geliştirdi)

Prof.Dr. Murat Günel( Yale ünivers’inde, Beyin Cerrahisi Damar Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı ve Beyin Genetiği Programı Direktörü, Türk Amerikan Tıp Birliği Başkanı dünyanın en saygın bilim dergilerinden kabul edilen Science tarafından 2010 yılının en büyük 10 buluşunu yapanla arasında gösterildi)

Bu kadar bilim insanımız ve yazarlarımız, sadece geçmiş dönemin sakinliğinde başarılı olmuş insanlar olarak kalsınlar istemem.

Bu dönemde teknoloji daha da gelişmişken, kendimizi geliştirebileceğimiz birçok alan varken, neden bu kadar göç verelim ya da neden geleceğimizi temsil eden gençlerimizin ümitlerini tüketelim?

Bizim artık acilen kendimize dönüp bakmamız gerek. Çocuklar arasında sadece ailesinin maddi durumu iyi olanlara özel okullara giderek ,robotik kodlama ile bir şeyler yaratma imkanı sağlanmasın. Özel okul tercih olmalı. Mecburiyet değil.

Mecburum çünkü;

Devlet okullarının önünde sapıklar bekliyor.

Devlet okullarında bu imkanlar sağlanmıyor.

Devlet okullarında beden derslerini kantinde geçiriyorlar ya da resim dersinde boyanı unutsan sorumluluğunu hatırlatan kimse yok.

Devlet okulunda veliler ile çok fazla tartışma oluyor vs vs. gibi durumlar olmamalı.

Velhasıl, çocuklarımızın ve gençlerimizin bizim geleceğimiz, Ülkemizin geleceği olduğunu unutmadan bir sistem oturtturmakta fayda var.

Maddiyatsa önemli olan, gençlere iyi bakın ki zengin bir Ülke olalım.( eşit zenginlikten bahsediyorum)

Bunları dile getirmek istedim. Yazılacak şeyler o kadar çok fazla ki, bu yüzden konudan sapmış olabilirim. Gene de sonuna gelene kadar okuduysanız teşekkürler. Vesselam.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.